İnsan çok katmanlı bir varlıktır. Bu yazıda, insanın çok katmanlılığıyla ilgili ilk basamağı konuşacağız. Eterik Beden. Bu, gözümüze en yakın olan bedendir ve genel olarak aşağıdaki gibi gözükür:
Eterik beden, fiziksel bedeni sarar ve canlılığına göre bedenden etrafa yayılır. Yukarıdaki görsel Kirlian fotoğrafçılığına ait. Kirlian, nesnelerin etrafından yayılan ışınımları yakalar. Okült terminolojide buna eterik beden denilir. Hermes Yayınevinden çıkan “Eterik Beden – İnsanın Sağlık Aurası“ kitabındaki tanıtım yazısından ekliyorum.
“Okült öğretilere göre, fiziksel bedenlerimize bağlı olan daha hafif, daha az yoğun malzemeden oluşan bir enerji bedenimiz var. Onu görebilenler buna eterik aura derler ve bazen göründüğü şekilde bir kişinin sağlık durumunu söyleyebilirler. Enerjisini kullananlar gücüne prana, chi, yaşam gücü, orgon veya bir dizi başka isim verir. Bu enerjinin eterik bedende toplandığı yedi çakra veya enerji noktası vardır. Çakralarla ve bu ruhsal enerjilerle çalışmak, bu seviyelerde çalışacak kadar hassas olanların psişik gelişiminde ve aydınlanmasında büyük rol oynayabilir.
Teosofi yazarlarının ve H.P. Blavatsky, C.W. Leadbeater ve Annie Besant da dâhil olmak üzere tanınmış yazar ve durugörürlerinin eserlerinden A.E. Powell tarafından derlenen bu kitap, eterik auranın nasıl çalıştığını gösteriyor. Konular, her çakra merkeziyle ilgili bir bölümü içerir; ayrıca Prana veya Canlılık, Kuvvet Merkezleri, Kundalini, Şifa, Medyumluk, Doğum, Ölüm, Mesmerizm, Nesnelerin Manyetizasyonu, Ektoplazma ve daha fazlasını içerir.“
Görünenin dışındaki arayan, nedenselliği keşfetmeye çalışanlar “Kendini Bil” sözüne aşinadırlar. Kendini bil, aşağıdaki neyse yukarısı da odur şeklinde devam eder. Aşağıdakini bilmek için de ilk olarak fiziksel bedenimize bakarız. Bedenimizin, sadece fiziksel bir organizma olmadığını biliriz. Bedenin içindeki her bir sistemin, yukarıda bir sistemle entegre olması gerekir ki ahenkli çalışsın. Örneğin kan bedenin astral bedenimizle bağlı olması gibi. Burada neyi görüyorsak, onun bir de karşılığının olduğunu keşfediyoruz.
Bunu anlamak önemlidir. Neden bir şey daha yukarı, daha süptil sistemlerle bağlantılı olmak zorundadır? Materyalist eğitim sistemimiz her şeyi buradaki haliyle incelediği için, nedenselliğe dair güçlü bir fikir yürütemiyor, biz de böyle eğitilmiyoruz ve sadece sonuçlarla ilgili yorumlarda bulunuyoruz. Gördüğüme inanırım gibi bir söylem çıkıyor, Kabala da bunu söyler, gel ve gör Yaradan iyidir. Bir kabul üretmenizi ya da doğmatik yaklaşmayı kimse istemiyor, insan ünitesinin bir parçasısın doğmatik değil; gidip görmeli, tanımalı bilmeli, zorluklarını aşmalı ve kendini geliştirmelisin.
Buradaki en kritik şey “insanı” gözlemden ve denklemden çıkarmak ve sözde objektif gözlemler yoluyla değerlendirme yapmak ve bilimsel içerik üretmek. İnsanın gözlemden çıkarılması ne demektir? İnsanın her şeyin ortasında duran, üst üçlü ile alt üçlü arasındaki kritik önemde bir varlıktır. İnsan gibi, galaksiyle iletişime geçebilecek bir varlığı denklemden çıkarırsak ve dışsal gözlem araçları geliştirirsek uygarlığımız gelişir mi? İnsanın kendisini geliştiremiyoruz, dışsal araçlarla gelişiyoruz.
Aşağı ve yukarı bağlantısı kalmadığında insanın çok boyutlu bir varlık olduğunu unutmuş oluyoruz. Hastalandığımızda sadece sonuçlar üzerinden ilerleyen bir tedaviyle karşılaşıyoruz.
Eterik beden Hindu sistemlerinde “Linga-Sharira” olarak geçer. Şimdi Koshaları ekleyelim ve bedenin üzerinde kılıflara bakalım, yine çok katmanlılığın Hindu sistemindeki karşılığıdır.
Kendini bilmek, bedeni bilmek ve onun katmanlarını çalışmak insanın aşağısı ve yukarısı ile bağlantı kurmasına olanak verir. Bu köprünün adı Antahkarana’dır ve iletişim bilimidir.
Eterik beden insanın gerçek bedenidir ve içinde birçok gizem barındırır. Kendini bilme yolunda, ilerleyenlerin çalışması gereken kavramlardan biridir. Hermes’ten böyle bir yayının çıkması Türkiye’de yolu arayanlar için değerlendirilmesi gereken bir fırsattır.
Keyifli okumalar dilerim.