Ana Sayfaİnsan ve ToplumFelsefeFelsefe Taşı: Bilgelik arayışındaki içsel yolculuk

Felsefe Taşı: Bilgelik arayışındaki içsel yolculuk

-

Felsefe insan aklının sınırlarını sonuna kadar zorlayan cesur bir maceraperesttir. Bu yolculuk yorucudur, engebelidir ve zorlayıcıdır. Bu yüzden de yeterli sabrı ve çabayı gösterenleri bekleyen de büyük bir hazinedir. Bu hazineye siz ister felsefe taşı deyin, isterseniz de bilgelik…

Felsefe taşı aydınlanmanın, insanın içinde saklı olan akıl ve bilgeliğin sembolüdür. Simyacıların en büyük amacı da felsefe taşını (bilgelik taşını) bulmaktır.

Simyada “felsefe taşı”, dokunduğu her nesneyi altına dönüştüreceğine inanılan taştır. Bu taşı elde edebilmek için birçok formül ve deneme yapılmıştır. Simyacıların maddeyi altına çevirmek ve ölümsüzlüğü bulmak olan iki büyük hedefinin anahtarı olarak tasvir edilmiştir.  

Simya (alşimi), Prima Materia denen değersiz ilk hammaddeden, Nigredo, Albedo, Rubedo denen basamaklarla “Büyük İş”i elde etmeyi hedefler. Kimilerine göre büyük iş altın, kimilerine göre ise altını da elde etmeye yarayan “felsefe taşı”dır. Bu işlemler sırasında cıva doğrudan altın olmaz. Elementler sırasıyla kurşun, kalay, demir, bakır, cıva, gümüş, altın gelişimini izlerler. Bu sırada renkten renge dönüşürler. Macentadan (mor-kırmızı) violet-mora kadar farklı tayflarda renkler ortaya çıkar, hatta bu durum bir tavus kuşunun kuyruğu ile simgelenir. Bu işlemler de yedi basamakta tamamlanır. En sonunda ise “Rebis” de denilen nihai ürün ortaya çıkar, bu ürün Lapis (Taş) olarak bilinir.

Alşimistlere göre buradaki gizemli taş, doğanın gizemi ya da tözü ile özdeştir. Bu da simyada V.I.T.R.I.O.L. ile ifade edilmektedir. V.I.T.R.I.O.L., Latince olarak “Visita Interiore Terrae, Rectificando Invenies Occultum Lapidem” yani “Yerin içini ziyaret et, orada düzeltilecek (arındırılacak) olan gizemli taşı bulacaksın” deyişinin kısaltmasıdır.

V.I.T.R.I.O.L. söylencesinin temel felsefesine göre kişi ateşte arınmadan, yeraltına inmeden, gerçek acıyı tatmadan ve nihayetinde öze dönüşmeden aydınlanamaz.

Buna erişebilmek için yer kürenin içine inmek ve oradaki ateşe ulaşmak yani âdeta olanaksız gibi görülen çok zor bir işi başarabilmek gereklidir. Gerçeklere ulaşmak isteyen bir alşimist, kendini böyle zorlu deneyim ve girişimlere alıştırmalıdır.

Gerek simyada gerekse ezoterik sistemlerde felsefe taşı bir semboldür. Burada aranan taş, gerçek bir taş değildir. Ezoterizmde felsefe taşı insanın içinde saklı olan akıl ve bilgelik taşıdır. Felsefe taşına ulaşmanın yolu onu aramaktan geçmektedir. Arayış ve yol, taşın ya da hazinenin kendisinden çok daha önemlidir. Hedef yolda olmaktır.

Yolculuklar ve Yeraltına İniş

Şamanizm: Şaman geleneğinde Gök katlarını aşması gereken bir şamanın önce yeraltı denilen âleme inmesi gerekir. Çünkü kimse yeraltına inmeden göğe çıkamaz. Şamanist inisiyasyonlarında sırra erme denilen “inisiyatik ölüm” deneyimi, yeraltı denilen öte-âlemde veya spiritüel gök katlarında gerçekleştirilir. İnisiyasyonlardaki cehenneme iniş ya da ikinci doğuş denilen bu olgular Şamanizmde şaman adayının vücudunun sembolik olarak parçalanması suretiyle organlarına ayrılması ve sonra bu parçaların birleştirilmesi veya etlerinden sıyrılmış kemiklerinin etlenmesiyle vücuduna yeniden kavuşması olarak simgelenir (ki benzer bir mit Mısır’ın İsis-Osiris inancında da yer bulur).

Gılgamış Destanı: “Gılgamış” sırları bilen, gizli yerleri gören bilge kişi anlamına gelir. Ölümsüzlüğü arayan Gılgamış Destanı’nda Gılgamış, çıktığı yolculukların sonunda Utanipiştim’i bulur. Sümer tabletlerinde Utanipiştim “büyük bilge; insanlığın yıkımına, yeryüzünden silinişine tanık olmuş insan; ebedi ve ölümsüz yaşamın cisimleşmiş hali” olarak tasvir edilir (Utanipiştim büyük tufandan sağ kurtulan Nuh’tur). Utanipiştim, Gılgamış’ı ruhsal, yani pratik olgunluk için yeraltı ülkesine/ölüm ülkesine yolculuk yapmaya teşvik eder.

Odysseia: Odysseia, Homeros’un derlediği ünlü destanlarından biridir. Diğeri de İlyada’dır. Modern Batı kültürünü oluşturan temellerden biridir. Destan daha çok Yunan kahramanı Odysseus’u ve onun Truva’nın düşmesinden sonra evine yaptığı dönüş yolculuğunu konu edinmiştir. On sene süren Truva Savaşı’ndan sonra Odysseus’un evinin bulunduğu İthake’ye dönmesi bir on sene daha alır. Zorlu bir yolculuk süresince sayısız olayla mücadele eden Odysseus bu yolculuklarda yeraltı dünyasına yani Hades’in yanına da iner.

İlahi Komedya: İlahi Komedya’da Dante, ölüm sonrası sırasıyla Cehennem, Araf ve Cennet’te geçen seyahati, hikâyenin kahramanı da olan kendisinin ağzından anlatır. Dante de cennete kavuşabilmek için önce cehennemi ziyaret eder.

Birçok ezoterik öğretide, destanda veya mitte söz konusu olan bu yolculuklar sonucu kişinin ölümle yüzleşmesi sonrasında arınması ve aydınlanmaya kavuşması söz konusudur. Diğer bir deyişle aslında her biri içsel yolculuğu simgeler. Destanlarda veya mitlerde bu daha çok alegori şeklinde karşımıza çıkar. Ezoterik öğretilerde ise sembollerle veya simgesel uygulamalarla karşılaşırız. Kimisinde bu ateşle olan sınavdır, kimisinde ise ölümle özdeşleşen toprakla…

Felsefe ve Bilgelik

Tüm bu yolculuklardan sonra felsefeye baktığımızda bu yolculukların, sembollerin yerini sorgulama ve mantık yürütmenin aldığını görürüz. Doğa felsefesinden yola çıkan ilk çağ filozoflarından sonra insanı merkeze alan, ardından ahlak ve dinle örülen felsefe, Rönesans ile birlikte aklı merkeze alır hale gelmiştir. Fakat sanayi devriminin yüzünü göstermesiyle birlikte Pozitivizm, İdealizm gibi düşünce sistemleri akıl çağını överken, bir yandan da akıl çağına savaş açan Nihilizm veya Varoluşçuluk gibi karşıt taraflar da gelişmiştir.

Nihilizm denilince akla ilk gelen isimlerden biri kuşkusuz Nietzsche’dir ve Nietzsche çağdaşlarından pek haz etmeyen birisidir. O her fırsatta en iyi filozofların ilk çağ filozofları olduğunu söylemekten geri durmamış ve hatta felsefenin köklerinin Uzak Doğu’ya dayandığını ifade etmiştir. Döneminin felsefesini de filozoflarını da yozlaşmış olarak nitelenmiştir ki ona göre yozlaşma insanoğlunun aynı zamanda kaçınılmaz sonudur. Akla fazla inanan ve aklı öven çağdaşlarının tutumunu doğru bulmadığı gibi onları sıklıkla eleştirmiştir. Salt aklın hayatı anlamaya yetmeyeceğini ve bizim sınırlı algılarımızın var olan gerçekliği hiçbir zaman tam olarak kavrayamacağını, bu nedenle de var olanla yetinmenin en iyisi olacağını savunmuştur. Bunca sonsuzluğun içerisinde sınırsız bilinmezliğin kol gezdiği evrende insanın bir şeylere körü körüne inanmasının saçmalıktan ibaret olduğunu, sonuçta bu uğurdaki tüm çabaların da anlamsız olduğunu öne sürmüştür.

Albert Camus ise hayatın saçmalıklar silsilesi olduğu üzerine birçok düşünce ortaya koymuştur. Her şeyin gelip geçiciliğine ve insanın anlam arayışının boşluğuna işaret etmiştir. Bunun temelinde yatan ise ne olursa olsun insan aklının sınırları ve elbette insanın, duyularının yetisi kadar algılama kapasitesine sahip olmasındandır.

Bir yandan Descartes, Kant gibi aklın gücünü savunanlar, bir yandan da her şeyin anlamsız olduğunu savunanlar olduğunu gördüğümüz bu dönem gerek akımlara gerekse birçok sanat eserinin de doğmasına neden olmuştur. Bunun en güzel örneğini edebiyatta karşımıza koyan eserlerden biri de şüphesiz Robert Musil’in yazdığı Niteliksiz Adam’dır.

(Niteliksiz Adam kitabı ile ilgili daha önce kapsamlı olarak ele aldığım yazıya bu linkten ulaşılabilir.)

Benzer şekilde psikolojide çığır açan Freud da birçok insanı etkimiş ve hatta Sürrealizm gibi akımların doğmasına neden olmuştur. Döneminde olduğu gibi sonrasında da Nietzsche, Camus, Freud, Heidegger gibi düşünürleri şarlatanlıkla niteleyenlerin sayısı da elbette çoktur.

Örneğin; Orhan Hançerlioğlu’nun Düşünceler Tarihi isimi kitabını okuduğumuzda Nietszche, Camus, Heideger’den tutun Freud’a kadar birçok düşünür bu şarlatanlar arasında gelmektedir. Max ve Hegel ise doğru düşünme konusunda daha önemli bir yer teşkil etmektedir.

Elimize felsefe tarihi ile ilgili kapsamlı bir kitap alıp okumaya başladığımızda öncelikle Tales, Herakleitos, Pythagoras, Demokritos gibi filozofların düşünceleriyle doğa felsefesi ile tanışır, Sofistler, Sokrates, Kynikler, Platon, Aristoteles gibi insan felsefesini temel olan filozofları okur ve ilk çağ filozoflarının düşüncelerine hayran kalabiliriz. Önce Thales’e inanıp, ardından Pythagoras’ın düşüncelerini daha çok benimseyebiliriz. Fakat Sofistlerin şüpheciliği de bizi kendisine çeker, Sokrates’in bilgeliği, Platon’un ilginç yerlere dayanan savlarıyla birlikte Aristo’nun düşünceleri bizi biraz daha öteye taşıyabilir.

Ne var ki buraya kadar yeterince aklımız karışmamış gibi sonrasında Descartes, Hobbes, Spinoza, Leibniz ile düşünce tarihine nokta konulduğu yanılgısına varacağımız kadar etkileyici düşünürlerle tanışırız. Locke, Hume, Voltaire, Kant, Hegel, Schopenhauer, Nietzsche, Heidegerberg vb. ile de sonunda tüm okuduğumuz filozofların düşünce dünyasını keşfederken aynı zamanda felsefenin derin sorgulamaları arasında bir yolculuk yaptığımızı da fark edebiliriz.

Bilgelik içinse okumaktan, bilmekten, araştırmaktan, sorgulamaktan daha fazlasına ihtiyaç olduğu aşikardır. Çünkü Hermes öğretisinde bahsedilen yarı bilgeliğin aptallıkla eşdeğer olduğu bakış açısına benzer şekilde insanın kendisini tanımadan çıktığı her yolculuk sadece zaman kaybıdır.

Ne kadar bilgili veya akıllı olursak olalım ya da ne kadar çok okuyup çaba verirsek verelim, bilgelik insanın kendisini bilmekte saklıdır. İnsanın kendisini tanımasının zorluğu da evreni bilmek kadar sonsuz olmasından kaynaklanır.

Çünkü evren koca bir kaostur. Ve insanın kendisi de öyledir.

O yüzden de bilgelik dediğimiz şey sadece bir hedeftir. Önemli olan oraya varmak değil, o yolda yürüyebilme cesaretini gösterip emek harcayabilmektir.

Bilinmeyene ışık tutmak kaosu çözmez, karanlığı yok etmez ama en azından doğru yolda yürüdüğümüze emin olacağımız kadar yolumuzu aydınlatabilir. Üstelik bir maceraperest için bu yoldaki her keşif hazineye ulaşmaktan çok daha keyiflidir.

\n

Felsefe insan akl\u0131n\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 sonuna kadar zorlayan cesur bir maceraperesttir. Bu yolculuk yorucudur, engebelidir ve zorlay\u0131c\u0131d\u0131r. Bu y\u00fczden de yeterli sabr\u0131 ve \u00e7abay\u0131 g\u00f6sterenleri bekleyen de b\u00fcy\u00fck bir hazinedir. Bu hazineye siz ister felsefe ta\u015f\u0131 deyin, isterseniz de bilgelik\u2026<\/p>\n\n\n\n

Felsefe ta\u015f\u0131 ayd\u0131nlanman\u0131n, insan\u0131n i\u00e7inde sakl\u0131 olan ak\u0131l ve bilgeli\u011fin sembol\u00fcd\u00fcr. Simyac\u0131lar\u0131n en b\u00fcy\u00fck amac\u0131 da felsefe ta\u015f\u0131n\u0131 (bilgelik ta\u015f\u0131n\u0131) bulmakt\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Simyada \u201cfelsefe ta\u015f\u0131\u201d, dokundu\u011fu her nesneyi alt\u0131na d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcrece\u011fine inan\u0131lan ta\u015ft\u0131r. Bu ta\u015f\u0131 elde edebilmek i\u00e7in bir\u00e7ok form\u00fcl ve deneme yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Simyac\u0131lar\u0131n maddeyi alt\u0131na \u00e7evirmek ve \u00f6l\u00fcms\u00fczl\u00fc\u011f\u00fc bulmak olan iki b\u00fcy\u00fck hedefinin anahtar\u0131 olarak tasvir edilmi\u015ftir.  <\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Simya (al\u015fimi), Prima Materia denen de\u011fersiz ilk hammaddeden, Nigredo, Albedo, Rubedo denen basamaklarla \u201cB\u00fcy\u00fck \u0130\u015f\u201di elde etmeyi hedefler. Kimilerine g\u00f6re b\u00fcy\u00fck i\u015f alt\u0131n, kimilerine g\u00f6re ise alt\u0131n\u0131 da elde etmeye yarayan \u201cfelsefe ta\u015f\u0131\u201dd\u0131r. Bu i\u015flemler s\u0131ras\u0131nda c\u0131va do\u011frudan alt\u0131n olmaz. Elementler s\u0131ras\u0131yla kur\u015fun, kalay, demir, bak\u0131r, c\u0131va, g\u00fcm\u00fc\u015f, alt\u0131n geli\u015fimini izlerler. Bu s\u0131rada renkten renge d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcrler. Macentadan (mor-k\u0131rm\u0131z\u0131) violet-mora kadar farkl\u0131 tayflarda renkler ortaya \u00e7\u0131kar, hatta bu durum bir tavus ku\u015funun kuyru\u011fu ile simgelenir. Bu i\u015flemler de yedi basamakta tamamlan\u0131r. En sonunda ise \u201cRebis\u201d de denilen nihai \u00fcr\u00fcn ortaya \u00e7\u0131kar, bu \u00fcr\u00fcn Lapis (Ta\u015f) olarak bilinir.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>
\n

Al\u015fimistlere g\u00f6re buradaki gizemli ta\u015f, do\u011fan\u0131n gizemi ya da t\u00f6z\u00fc ile \u00f6zde\u015ftir. Bu da simyada V.I.T.R.I.O.L.<\/strong> ile ifade edilmektedir. V.I.T.R.I.O.L., Latince olarak \u201cVisita Interiore Terrae, Rectificando Invenies Occultum Lapidem\u201d yani \u201cYerin i\u00e7ini ziyaret et, orada d\u00fczeltilecek (ar\u0131nd\u0131r\u0131lacak) olan gizemli ta\u015f\u0131 bulacaks\u0131n\u201d <\/em>deyi\u015finin k\u0131saltmas\u0131d\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

V.I.T.R.I.O.L. s\u00f6ylencesinin temel felsefesine g\u00f6re ki\u015fi ate\u015fte ar\u0131nmadan, yeralt\u0131na inmeden, ger\u00e7ek ac\u0131y\u0131 tatmadan ve nihayetinde \u00f6ze d\u00f6n\u00fc\u015fmeden ayd\u0131nlanamaz.<\/p>\n<\/div><\/div>\n\n\n\n

Buna eri\u015febilmek i\u00e7in yer k\u00fcrenin i\u00e7ine inmek ve oradaki ate\u015fe ula\u015fmak yani \u00e2deta olanaks\u0131z gibi g\u00f6r\u00fclen \u00e7ok zor bir i\u015fi ba\u015farabilmek gereklidir. Ger\u00e7eklere ula\u015fmak isteyen bir al\u015fimist, kendini b\u00f6yle zorlu deneyim ve giri\u015fimlere al\u0131\u015ft\u0131rmal\u0131d\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Gerek simyada gerekse ezoterik sistemlerde felsefe ta\u015f\u0131 bir sembold\u00fcr. Burada aranan ta\u015f, ger\u00e7ek bir ta\u015f de\u011fildir. Ezoterizmde felsefe ta\u015f\u0131 insan\u0131n i\u00e7inde sakl\u0131 olan ak\u0131l ve bilgelik ta\u015f\u0131d\u0131r. Felsefe ta\u015f\u0131na ula\u015fman\u0131n yolu onu aramaktan ge\u00e7mektedir. Aray\u0131\u015f ve yol, ta\u015f\u0131n ya da hazinenin kendisinden \u00e7ok daha \u00f6nemlidir. Hedef yolda olmakt\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Yolculuklar ve Yeralt\u0131na \u0130ni\u015f<\/strong><\/h2>\n\n\n\n
\"\"<\/figure>
\n

\u015eamanizm:<\/strong> \u015eaman gelene\u011finde G\u00f6k katlar\u0131n\u0131 a\u015fmas\u0131 gereken bir \u015faman\u0131n \u00f6nce yeralt\u0131 denilen \u00e2leme inmesi gerekir. \u00c7\u00fcnk\u00fc kimse yeralt\u0131na inmeden g\u00f6\u011fe \u00e7\u0131kamaz. \u015eamanist inisiyasyonlar\u0131nda s\u0131rra erme denilen \u201cinisiyatik \u00f6l\u00fcm\u201d deneyimi, yeralt\u0131 denilen \u00f6te-\u00e2lemde veya spirit\u00fcel g\u00f6k katlar\u0131nda ger\u00e7ekle\u015ftirilir. \u0130nisiyasyonlardaki cehenneme ini\u015f ya da ikinci do\u011fu\u015f denilen bu olgular \u015eamanizmde \u015faman aday\u0131n\u0131n v\u00fccudunun sembolik olarak par\u00e7alanmas\u0131 suretiyle organlar\u0131na ayr\u0131lmas\u0131 ve sonra bu par\u00e7alar\u0131n birle\u015ftirilmesi veya etlerinden s\u0131yr\u0131lm\u0131\u015f kemiklerinin etlenmesiyle v\u00fccuduna yeniden kavu\u015fmas\u0131 olarak simgelenir (ki benzer bir mit M\u0131s\u0131r\u2019\u0131n \u0130sis-Osiris inanc\u0131nda da yer bulur).<\/p>\n<\/div><\/div>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>
\n

G\u0131lgam\u0131\u015f Destan\u0131:<\/strong> \u201cG\u0131lgam\u0131\u015f\u201d s\u0131rlar\u0131 bilen, gizli yerleri g\u00f6ren bilge ki\u015fi anlam\u0131na gelir. \u00d6l\u00fcms\u00fczl\u00fc\u011f\u00fc arayan G\u0131lgam\u0131\u015f Destan\u0131\u2019nda G\u0131lgam\u0131\u015f, \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 yolculuklar\u0131n sonunda Utanipi\u015ftim\u2019i bulur. S\u00fcmer tabletlerinde Utanipi\u015ftim \u201cb\u00fcy\u00fck bilge; insanl\u0131\u011f\u0131n y\u0131k\u0131m\u0131na, yery\u00fcz\u00fcnden silini\u015fine tan\u0131k olmu\u015f insan; ebedi ve \u00f6l\u00fcms\u00fcz ya\u015fam\u0131n cisimle\u015fmi\u015f hali\u201d olarak tasvir edilir (Utanipi\u015ftim b\u00fcy\u00fck tufandan sa\u011f kurtulan Nuh\u2019tur). Utanipi\u015ftim, G\u0131lgam\u0131\u015f\u2019\u0131 ruhsal, yani pratik olgunluk i\u00e7in yeralt\u0131 \u00fclkesine\/\u00f6l\u00fcm \u00fclkesine yolculuk yapmaya te\u015fvik eder.<\/p>\n<\/div><\/div>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>
\n

Odysseia:<\/strong> Odysseia, Homeros\u0027un derledi\u011fi \u00fcnl\u00fc destanlar\u0131ndan biridir. Di\u011feri de \u0130lyada\u0027d\u0131r. Modern Bat\u0131 k\u00fclt\u00fcr\u00fcn\u00fc olu\u015fturan temellerden biridir. Destan daha \u00e7ok Yunan kahraman\u0131 Odysseus\u0027u ve onun Truva\u0027n\u0131n d\u00fc\u015fmesinden sonra evine yapt\u0131\u011f\u0131 d\u00f6n\u00fc\u015f yolculu\u011funu konu edinmi\u015ftir. On sene s\u00fcren Truva Sava\u015f\u0131\u0027ndan sonra Odysseus\u2019un evinin bulundu\u011fu \u0130thake\u2019ye d\u00f6nmesi bir on sene daha al\u0131r. Zorlu bir yolculuk s\u00fcresince say\u0131s\u0131z olayla m\u00fccadele eden Odysseus bu yolculuklarda yeralt\u0131 d\u00fcnyas\u0131na yani Hades\u2019in yan\u0131na da iner.<\/p>\n<\/div><\/div>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>
\n

\u0130lahi Komedya:<\/strong> \u0130lahi Komedya\u0027da Dante, \u00f6l\u00fcm sonras\u0131 s\u0131ras\u0131yla Cehennem, Araf ve Cennet\u0027te ge\u00e7en seyahati, hik\u00e2yenin kahraman\u0131 da olan kendisinin a\u011fz\u0131ndan anlat\u0131r. Dante de cennete kavu\u015fabilmek i\u00e7in \u00f6nce cehennemi ziyaret eder.<\/p>\n<\/div><\/div>\n\n\n\n

Bir\u00e7ok ezoterik \u00f6\u011fretide, destanda veya mitte s\u00f6z konusu olan bu yolculuklar sonucu ki\u015finin \u00f6l\u00fcmle y\u00fczle\u015fmesi sonras\u0131nda ar\u0131nmas\u0131 ve ayd\u0131nlanmaya kavu\u015fmas\u0131 s\u00f6z konusudur. Di\u011fer bir deyi\u015fle asl\u0131nda her biri i\u00e7sel yolculu\u011fu simgeler. Destanlarda veya mitlerde bu daha \u00e7ok alegori \u015feklinde kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kar. Ezoterik \u00f6\u011fretilerde ise sembollerle veya simgesel uygulamalarla kar\u015f\u0131la\u015f\u0131r\u0131z. Kimisinde bu ate\u015fle olan s\u0131navd\u0131r, kimisinde ise \u00f6l\u00fcmle \u00f6zde\u015fle\u015fen toprakla\u2026<\/p>\n\n\n\n

Felsefe ve Bilgelik<\/strong><\/h2>\n\n\n\n

T\u00fcm bu yolculuklardan sonra felsefeye bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda bu yolculuklar\u0131n, sembollerin yerini sorgulama ve mant\u0131k y\u00fcr\u00fctmenin ald\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. Do\u011fa felsefesinden yola \u00e7\u0131kan ilk \u00e7a\u011f filozoflar\u0131ndan sonra insan\u0131 merkeze alan, ard\u0131ndan ahlak ve dinle \u00f6r\u00fclen felsefe, R\u00f6nesans ile birlikte akl\u0131 merkeze al\u0131r hale gelmi\u015ftir. Fakat sanayi devriminin y\u00fcz\u00fcn\u00fc g\u00f6stermesiyle birlikte Pozitivizm, \u0130dealizm gibi d\u00fc\u015f\u00fcnce sistemleri ak\u0131l \u00e7a\u011f\u0131n\u0131 \u00f6verken, bir yandan da ak\u0131l \u00e7a\u011f\u0131na sava\u015f a\u00e7an Nihilizm veya Varolu\u015f\u00e7uluk gibi kar\u015f\u0131t taraflar da geli\u015fmi\u015ftir.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Nihilizm denilince akla ilk gelen isimlerden biri ku\u015fkusuz Nietzsche\u2019dir ve Nietzsche \u00e7a\u011fda\u015flar\u0131ndan pek haz etmeyen birisidir. O her f\u0131rsatta en iyi filozoflar\u0131n ilk \u00e7a\u011f filozoflar\u0131 oldu\u011funu s\u00f6ylemekten geri durmam\u0131\u015f ve hatta felsefenin k\u00f6klerinin Uzak Do\u011fu\u2019ya dayand\u0131\u011f\u0131n\u0131 ifade etmi\u015ftir. D\u00f6neminin felsefesini de filozoflar\u0131n\u0131 da yozla\u015fm\u0131\u015f olarak nitelenmi\u015ftir ki ona g\u00f6re yozla\u015fma insano\u011flunun ayn\u0131 zamanda ka\u00e7\u0131n\u0131lmaz sonudur. Akla fazla inanan ve akl\u0131 \u00f6ven \u00e7a\u011fda\u015flar\u0131n\u0131n tutumunu do\u011fru bulmad\u0131\u011f\u0131 gibi onlar\u0131 s\u0131kl\u0131kla ele\u015ftirmi\u015ftir. Salt akl\u0131n hayat\u0131 anlamaya yetmeyece\u011fini ve bizim s\u0131n\u0131rl\u0131 alg\u0131lar\u0131m\u0131z\u0131n var olan ger\u00e7ekli\u011fi hi\u00e7bir zaman tam olarak kavrayamaca\u011f\u0131n\u0131, bu nedenle de var olanla yetinmenin en iyisi olaca\u011f\u0131n\u0131 savunmu\u015ftur. Bunca sonsuzlu\u011fun i\u00e7erisinde s\u0131n\u0131rs\u0131z bilinmezli\u011fin kol gezdi\u011fi evrende insan\u0131n bir \u015feylere k\u00f6r\u00fc k\u00f6r\u00fcne inanmas\u0131n\u0131n sa\u00e7mal\u0131ktan ibaret oldu\u011funu, sonu\u00e7ta bu u\u011furdaki t\u00fcm \u00e7abalar\u0131n da anlams\u0131z oldu\u011funu \u00f6ne s\u00fcrm\u00fc\u015ft\u00fcr.<\/p>\n\n\n\n

Albert Camus ise hayat\u0131n sa\u00e7mal\u0131klar silsilesi oldu\u011fu \u00fczerine bir\u00e7ok d\u00fc\u015f\u00fcnce ortaya koymu\u015ftur. Her \u015feyin gelip ge\u00e7icili\u011fine ve insan\u0131n anlam aray\u0131\u015f\u0131n\u0131n bo\u015flu\u011funa i\u015faret etmi\u015ftir. Bunun temelinde yatan ise ne olursa olsun insan akl\u0131n\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131 ve elbette insan\u0131n, duyular\u0131n\u0131n yetisi kadar alg\u0131lama kapasitesine sahip olmas\u0131ndand\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Bir yandan Descartes, Kant gibi akl\u0131n g\u00fcc\u00fcn\u00fc savunanlar, bir yandan da her \u015feyin anlams\u0131z oldu\u011funu savunanlar oldu\u011funu g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcz bu d\u00f6nem gerek ak\u0131mlara gerekse bir\u00e7ok sanat eserinin de do\u011fmas\u0131na neden olmu\u015ftur. Bunun en g\u00fczel \u00f6rne\u011fini edebiyatta kar\u015f\u0131m\u0131za koyan eserlerden biri de \u015f\u00fcphesiz Robert Musil\u2019in yazd\u0131\u011f\u0131 Niteliksiz Adam\u2019d\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

(Niteliksiz Adam kitab\u0131 ile ilgili daha \u00f6nce kapsaml\u0131 olarak ele ald\u0131\u011f\u0131m yaz\u0131ya bu linkten ula\u015f\u0131labilir.)<\/a><\/p>\n\n\n\n

Benzer \u015fekilde psikolojide \u00e7\u0131\u011f\u0131r a\u00e7an Freud da bir\u00e7ok insan\u0131 etkimi\u015f ve hatta S\u00fcrrealizm gibi ak\u0131mlar\u0131n do\u011fmas\u0131na neden olmu\u015ftur. D\u00f6neminde oldu\u011fu gibi sonras\u0131nda da Nietzsche, Camus, Freud, Heidegger gibi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrleri \u015farlatanl\u0131kla niteleyenlerin say\u0131s\u0131 da elbette \u00e7oktur.<\/p>\n\n\n\n

\u00d6rne\u011fin; Orhan Han\u00e7erlio\u011flu\u2019nun D\u00fc\u015f\u00fcnceler Tarihi isimi kitab\u0131n\u0131 okudu\u011fumuzda Nietszche, Camus, Heideger\u2019den tutun Freud\u2019a kadar bir\u00e7ok d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr bu \u015farlatanlar aras\u0131nda gelmektedir. Max ve Hegel ise do\u011fru d\u00fc\u015f\u00fcnme konusunda daha \u00f6nemli bir yer te\u015fkil etmektedir.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Elimize felsefe tarihi ile ilgili kapsaml\u0131 bir kitap al\u0131p okumaya ba\u015flad\u0131\u011f\u0131m\u0131zda \u00f6ncelikle Tales, Herakleitos, Pythagoras, Demokritos gibi filozoflar\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcnceleriyle do\u011fa felsefesi ile tan\u0131\u015f\u0131r, Sofistler, Sokrates, Kynikler, Platon, Aristoteles gibi insan felsefesini temel olan filozoflar\u0131 okur ve ilk \u00e7a\u011f filozoflar\u0131n\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcncelerine hayran kalabiliriz. \u00d6nce Thales\u2019e inan\u0131p, ard\u0131ndan Pythagoras\u2019\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcncelerini daha \u00e7ok benimseyebiliriz. Fakat Sofistlerin \u015f\u00fcphecili\u011fi de bizi kendisine \u00e7eker, Sokrates\u2019in bilgeli\u011fi, Platon\u2019un ilgin\u00e7 yerlere dayanan savlar\u0131yla birlikte Aristo\u2019nun d\u00fc\u015f\u00fcnceleri bizi biraz daha \u00f6teye ta\u015f\u0131yabilir.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Ne var ki buraya kadar yeterince akl\u0131m\u0131z kar\u0131\u015fmam\u0131\u015f gibi sonras\u0131nda Descartes, Hobbes, Spinoza, Leibniz ile d\u00fc\u015f\u00fcnce tarihine nokta konuldu\u011fu yan\u0131lg\u0131s\u0131na varaca\u011f\u0131m\u0131z kadar etkileyici d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrlerle tan\u0131\u015f\u0131r\u0131z. Locke, Hume, Voltaire, Kant, Hegel, Schopenhauer, Nietzsche, Heidegerberg vb. ile de sonunda t\u00fcm okudu\u011fumuz filozoflar\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyas\u0131n\u0131 ke\u015ffederken ayn\u0131 zamanda felsefenin derin sorgulamalar\u0131 aras\u0131nda bir yolculuk yapt\u0131\u011f\u0131m\u0131z\u0131 da fark edebiliriz.<\/p>\n\n\n\n

Bilgelik i\u00e7inse okumaktan, bilmekten, ara\u015ft\u0131rmaktan, sorgulamaktan daha fazlas\u0131na ihtiya\u00e7 oldu\u011fu a\u015fikard\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc Hermes \u00f6\u011fretisinde bahsedilen yar\u0131 bilgeli\u011fin aptall\u0131kla e\u015fde\u011fer oldu\u011fu bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131na benzer \u015fekilde insan\u0131n kendisini tan\u0131madan \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 her yolculuk sadece zaman kayb\u0131d\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Ne kadar bilgili veya ak\u0131ll\u0131 olursak olal\u0131m ya da ne kadar \u00e7ok okuyup \u00e7aba verirsek verelim, bilgelik insan\u0131n kendisini bilmekte sakl\u0131d\u0131r. \u0130nsan\u0131n kendisini tan\u0131mas\u0131n\u0131n zorlu\u011fu da evreni bilmek kadar sonsuz olmas\u0131ndan kaynaklan\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

\u00c7\u00fcnk\u00fc evren koca bir kaostur. Ve insan\u0131n kendisi de \u00f6yledir.<\/p>\n\n\n\n

O y\u00fczden de bilgelik dedi\u011fimiz \u015fey sadece bir hedeftir. \u00d6nemli olan oraya varmak de\u011fil, o yolda y\u00fcr\u00fcyebilme cesaretini g\u00f6sterip emek harcayabilmektir.<\/p>\n\n\n\n

Bilinmeyene \u0131\u015f\u0131k tutmak kaosu \u00e7\u00f6zmez, karanl\u0131\u011f\u0131 yok etmez ama en az\u0131ndan do\u011fru yolda y\u00fcr\u00fcd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcze emin olaca\u011f\u0131m\u0131z kadar yolumuzu ayd\u0131nlatabilir. \u00dcstelik bir maceraperest i\u00e7in bu yoldaki her ke\u015fif hazineye ula\u015fmaktan \u00e7ok daha keyiflidir.<\/p>\n","post_title":"Felsefe Ta\u015f\u0131: Bilgelik aray\u0131\u015f\u0131ndaki i\u00e7sel yolculuk","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"felsefe-tasi-bilgelik-arayisindaki-icsel-yolculuk","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2023-11-08 15:28:40","post_modified_gmt":"2023-11-08 12:28:40","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=121157","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":121157}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "36"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "9"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Hiçliğe Övgü

Yanılgılarının kıyısındaki sonsuz evrende bilinmezliğe yelken açtın. Ne kovaladığın bir şey vardı ne de aradığın herhangi bir şey… Sislerin arasında yol alırken, güneşe kavuşacağını ummaktan...

Belirsizlik, Kaos ve Yazgı

Einstein’ın «Tesadüf, tanrının gizli kalma şeklidir.» diye çok sevdiğim bir lafı vardır. Fakat kuantum fiziğindeki belirsizlik ilkesi nedeniyle «Tanrı, evrenle zar atmaz.» diyen de yine...

İdea Kontrol = Kitle Kontrol

İdea kavramı birçok kavram gibi Platon'a dayanır. İdea bir hayvan, eşya gibi şeyler ve kavramlar için genel anlamında kullanılan bir terim. Buna göre bizler bir...

Hiçlik Duvarına Tuğla Taşıyanlar: Melankolikler

''Neden, ister felsefede ya da politikada ister şiir ya da sanatta olsun olağanüstü kişiliklerin hepsi melankoliktir?’’ Yönün ve zamanın olmadığı; varılacak bir noktanın da… Yönü, zamanı...

Derya Gül
Derya Gül
1 Mart 1980 doğumlu sanatçı, on sene boyunca «usta-çırak kültürü» içerisinde yetişti. Sanat ve atölye eğitimleri alırken bir yandan da resim çalışmalarına başladı. Sanatçı, ilk eserlerinde kolaj tekniğini kullandı. Ardından çalışmalarına, kendi oluşturduğu teknik ve üslupla devam ederek buna yönelik eserler üretti. Uzun bir süre sadece portre üzerine çalışan sanatçı, ilerleyen yıllarda soyut figüre yöneldi ve son iki yıldır ise tamamen soyut dışavurumcu resimler yapmaya başladı. Sanatçının ilk dönem eserlerinde «denge» arayışı göze çarparken, son döneme ait çalışmalarında «kontrollü otomatizm ve geometrik soyutlama» dikkat çekmektedir. Edebiyat, felsefe, mitoloji ve tarihle de yakından ilgilenen Derya Gül’ün “Ayadaki Göz” ve “Ah Şu Cahil Filozoflar” isimli iki kitabı bulunmaktadır.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol