Ana SayfaYaşamKadınGeçmişten günümüze kadın figürleri: Farklı inanışlardaki “Dişil Canavarlar”

Geçmişten günümüze kadın figürleri: Farklı inanışlardaki “Dişil Canavarlar”

-

Bu yazıda, ataerkinin, günümüz kadınlarına ve kadınlık deneyimlerine yüklediği “sarışın fettan/baştan çıkaran/ayartan (femme fatale)” gibi anlamların, kadınlık deneyimlerinin bireyselliğinden ziyade kolektif oluşundan kaynaklanmış olabileceğinden ve kadın bedenine yapıştırılan bu imgelerin sebebinin, ataerkinin kadınları fallik bir norma hapsedemeyişindeki “korku” iddiasından bahsedilecektir. Diğer bir deyişle, modern toplumlarda kadını ikincil konuma iten, nesneleştiren ataerkinin, kadını metalaştırmasının sebebinin “modernliği” ya da “çağdaşlığından” ziyade tarihselliğinden söz edilerek bunu gerçekleştirmek için de psikanaliz zemininde mitolojik söylenceler ve anlatılarla dini inanışlardaki kimi kadın figürler incelenecek ve modern kadınlık deneyimlerine atfedilen eril söylemlerin Jungcu bir analizi yapılarak iddia edilen tez Freud, Lacan, Barbara Creed ve Kristeva gibi sosyal bilimlere önemli katkılar yapmış isimlerin teori ve kavramları tarafından desteklenecektir.

Bu çalışmanın zeminini oluşturacak kavramların açıklamasını yapmak ve söz konusu iddianın psikanalize çok yakın durmayanlar tarafından anlaşılabilirliğini kolaylaştırmak gerekebilir. 

Vagina Dentata (Dişli Vajina): Joseph Campbell’ın The Masks of God: Primitive Mythology adlı kitabında “…modern sürrealist resim ve nevrotik rüyada olduğu gibi, bazı ilkel mitolojilerde de halkbilimde hadım eden vajina (dişli vajina) olarak bilinen bir motif vardır…” (1960, 73) olarak ifade ettiği kavram. 

Oedipus Karmaşası: Freud’un, çocukların karşı cinsten olan ebeveynlerine karşı duydukları ilgiyi anlatmak için kullandığı kavram. Erkek çocuğun annesine karşı duyduğu ilgiden, annenin cinsel organının kendisininkinden farklı olduğunu anlaması sonucu deneyimlediği kompleks. Kadının (annenin), erkek (baba) tarafından iğdiş edildiğini düşünüp, annesine olan ilgisinden baba tarafından iğdiş edilme korkusuyla vazgeçmesi.

Dişil Canavar (Monstrous-Femimine): Barbara Creeed’in “Horror and the monstrous femimine: An imaginary abjection” adlı yazısında bahsettiği kavram. Creed’e göre erkekler Odipal karmaşadan değil kadın bedenine karşı duydukları korkudan dolayı kompleksi deneyimliyorlar. Kadın cinsel organı sembolik olarak erkek cinsel organını penetrasyon esnasında hadım ediyor, kadın cinsel organı “vagina dentata” olarak algılanıyor ve erkekler erkekliğini sembolize eden penislerini yitirmemek için kadın cinselliğine karşı korku duyuyorlar. Bunu da farklı boyutlarda ve bağlamlarda kadınları ötekileştirip ataerkinin koltuğunu sağlama almak için kadınları “canavarlaştırmak” için kullanıyorlar. 

Sembolik Alan: Bireyin öznelliğini kazanışını İmgesel, Simgesel ve Gerçek olarak 3 farklı boyutta inceleyen Lacan’a göre birey, dil edimiyle Babanın/Yasanın sözünün geçtiği döneme girer. Burada Yasa illa Baba olmak zorunda değildir, toplum da bir yasadır ve bu dönemi Simgesel (Sembolik) olarak adlandırır. 

“Freud’un kabaca erkekte ‘penisin kesilmesi tehdidi’, kadında ise ‘penis haseti’ başlıkları altında ele aldığı penise ‘sahip olmak’ ile ilgili imgesel sıkıntılara denk düşen karmaşa, Lacan’da daha da derinde dil ile devreye giren ‘simgesel’ bir ‘olmak’ sorunsalına bağlanır. Lacan’da kastrasyon sadece -imgesel- bir penisin kesilmesi tehdidi değildir; ‘fallus olmak’tan, yani her iki cins için de Öteki’nin arzusunun nesnesi olmaktan yoksun olmaktır.” (Çev. Saffet Murat Tura, Lacan, 1994: 16-17)

Kolektik Bilinçdışı: Jung’un terimi. “Birey tarafından bilinmeyen genel evrimsel deneyimlerini kapsar, kişiliğin temelini oluşturur.” (Ukray 2015, 14) “Kişisel Bilinçdışı’nın altında ise kolektif bilinçdışına ait içerik bulunur. Bu içerik şahsımıza özgü değildir. Atalarımızdan belki de canlıların ortak paylaştıkları bir geçmişten kaynaklanır.” (Ukray, 2015, 31) 

Abjection (İğrenme): Julia Kristeva’nın ortaya attığı kavram. 

“Demek ki iğrenç kılan, kirlilik ya da hastalık değil, bir kimliği, bir sistemi, bir düzeni rahatsız edendir. İğrenç, sınırlara, konumlara ve kurallara saygı göstermeyen bir şeydir. Arada, muğlak ve karışmış olandır.” (Çev. Nilgün Tutal, Kristeva, 1980, 16) 

Bütün toplumların kendilerine has “dişil canavar” anlayışı vardır. Bu anlayışta kadınlar şok edici, korkutucu ve iğrençtir. Kadınların farklı toplumlarda “canavar” olarak algılanmasını psikanaliz, kadın cinselliğine dair duyulan eril korku olarak yorumlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, kadınlara atfedilen bu “canavarlığın” sebebinin, ataerkinin kadınları fallik bir norma hapsedemeyişindeki korku olduğunu iddia etmek ve bu korkunun farklı inanışlardaki anlatılarına bakarak sosyal bilimler için önemli işler yapmış isimlerin teorileri zemininde feminist bir eleştiri yapmaktır.

Tarihsel bağlamda kadınlar gerek hayatı deneyimledikleri toplumlarda gerekse o toplumların tarihlerinde kendilerine yer bulamamış, erkek merkezli yazın türlerinde genelde marjin dışı bırakılmışlardır. Kadınlığı ve kadın cinselliğini bastırıp ataerkinin kökleşmiş mevcudiyetinin devamını sağlamak için de ataerki kadınları “canavarlaştırmış” ve “kadın algısını” kadınlar aleyhinde değiştirmiştir. 

Klasik mitoloji çoğunun kadın olduğu cinsiyetlendirilmiş canavarlara ev sahipliği yaparken, kadınların bu tür tasvirleri günümüze kadar ulaşmış olan pasif, sıkılgan, uysal, zayıf kadın imgesiyle örtüşmemektedir. Öte yandan modern toplumlarda resmedilen “sarışın fettan, baştan çıkaran kadın” figürleri ise klasik mitoloji ve farklı dinlerdeki kadın figürlerinin uzantısı olarak görülebilir. Ataerkinin ürünü olan bu temsillerin kökeni eski dönem masal ve mitlerine kadar gitmektedir. Klasik anlatılarda şeytani gözlü ve yılanlarla kaplı başa sahip bir kadın olarak resmedilen Medusa, kendisine bakan talihsiz erkekleri taşa çevirmesiyle bilinir. Joseph Camphell Primitive Mythology kitabında “dişil canavarı” “…modern sürrealist resim ve nevrotik rüyada olduğu gibi, bazı ilkel mitolojilerde de halkbilimde hadım eden vajina (dişli vajina) olarak bilinen bir motif vardır…” (1969, 73) olarak tanımlamaktadır. Camphell bu açıklamayı yapmadan önce psikanalizin temellerini atmış Sigmund Freud, Writings on Art and Literature kitabındaki “Medusa’nın Başı” bölümde Medusa’nın kadın cinsel organının korkutuculuğunun temsili olduğu öne sürmek için “başını kesmek, hadım etmek demektir. Medusa terörü, bir şeylerin görülebilmesi ile bağlantılı olan kastrasyon terörüdür” (1997, 264) ifadelerini kullanmıştır. 

Klasik anlatılarda “canavarlaştırılan” bir diğer kadın figür ise Pandora’dır. Ceyda Kılınç Mitoloji Sözlüğü derlemesinde Pandora’yı “Hephaistos’un, Zeus’un emriyle yaratıp tüm tanrıların değişik yeteneklerle donattığı ilk kadın. Aphrodite’den cazibesini, Athene’den becerikliğini, fakat Hermes’ten de yaltakçı doğasını ve sinsi art niyetliliğini alır.” (2012, 175)ifadeleriyle anlatmıştır. Bu betimleme, “Pandora’nın Zeus’un hediye ettiği küpü açarak “yıkıcı kötülükleri kaçırıverir. Acılar, yorgunluklar, ağrılı hastalıklar ölüm getirerek yer yüzüne yayılır.” (Laporte 2010, 130) ifadesiyle beraber okunduğunda Âdem ve Havva efsanesinin, insanlığın düşüşü mahiyetinde Yunan mitolojisindeki yansıması olarak görülebilir. Bu da kadının tarih boyunca farklı coğrafyalarda günah keçisi ilan edilişinin anlatılarından birini oluşturur. Eliade mitleri “…yalnızca Dünya’nın, hayvanların, bitkilerin ve insanın kökenini anlatmakla kalmaz, ama aynı zamanda insanın bugün içinde bulunduğu duruma gelmesine kadar olup biten bütün önemli olayları da anlatır…” (2014: 24) olarak tanımlamıştır. Bu da bize, ataerkinin belki de en güçlü dönemlerinden birisi sayılabilecek günümüz toplumlarında “kadının” ve “kadınlığın” nasıl algılandığının, farklı dinamiklerle nasıl şekillendirildiğinin ya da ataerki tarafından resmedilen “kadınlığın” toplumlara nasıl dayatıldığının eleştirisini yapmamızda yardımcı olabilir. 

Freud ve Campell’ın kavramsallaştırdığı, erkeği iğdiş eden anlamına gelen “vagina dentata” teriminin başka bir örneğine ise Kızılderili mitolojisinde rastlıyoruz. Alice Marriott ve Carol K. Rachlin’in ortaklaşa çalıştıkları Kızılderili Mitolojisi kitabında, Geyik Kadın Ponka hikayesini psikanaliz zemininde okuduğumuzda kadını iğdiş eden, “canavarlaştırılan” biri olarak görüyoruz. 

“…Öbür kabile bireyleri gibi birçok Ponka, Geyik Kadın’ın hâlâ var olduğuna ve onun fahişeler kuşağının başkanı olduğuna inanırlar…Geyik Kadın’ın yakalanıp yok edilmesine kadar, hiçbir Kızılderili kadının ailesinden uzakta gerçekten güven içinde olmayacağını söyler. Bu destanda, büyücülükteki eski bir inancın çağımızdaki kalıntısı ve şeytanın gücü örneklerini buluyoruz.” (Marriott ve Rachlin, Çev. Özünlü, 2003, 229-230) 

Bu anlatıyla da söz konusu karakterin “namuslu” diğer kadınları baştan çıkarabileceğini dolayısıyla da yok edilene kadar hiçbir kadının rahat içinde yaşayamayacağını söyleyebiliriz. Kızılderili kadınları baştan çıkaran, “doğru yoldan saptıran” bir kadın olarak betimlenen bu karakter, aynı zamanda erkekleri de güzelliğiyle baştan çıkararak onları öldürür.

“…Geyik Kadın delikanlıyı kara gözlerinde tutuklamış ve ay iyice alçalıp gece henüz zifiri karanlık olmadan, onu çalılıkların içinde kendisine doğru çekmiş. Delikanlıyı sabahleyin biri bulmuş. Çırılçıplak cesedi gün ışığında öylece, sırtüstü yatıyormuş. Gören herkes onun nasıl öldüğünü anlayabilirmiş, çünkü Geyik Kadın, delikanlıdan alacağını aldıktan sonra, onu dövüp genital organlarını bıçak sırtına benzer toynaklarıyla çiğniyormuş. Delikanlı ölmemiş olsa bile, artık asla bir erkek olmayacak durumdaymış.” (Marriott ve Rachlin, Çev. Özünlü, 2003, 231) 

Bu anlatısı ise, erkeğin kadın tarafından dişilleştirilmesini, erkeğin semboliğin dışına çıkarak Yasa rolünü yitirişini sembolize ettiği için “dişil canavar” kavramı için bir başka örnek mahiyetindedir. 

Slav mitolojisinde Vedma adıyla bilinen kadın cadıları, Gönül Uzelli Slav Mitolojisi: İnanışlar ve Söylenceler adlı kitabında şöyle anlatmıştır:

“Cadı anlamına gelen Vedma, Slav mitolojisine göre doğuştan ya da sonradan öğrenerek edindiği büyü güçleri olan kadın anlamına gelir…Kelime etimolojik olarak bilmek anlamındaki vedat-znat kelimesinden türemiştir. Rusya’da cadı olarak nitelendirilen kadın, genellikle büyü ve şeytanla ilgili işler yapan biri olarak tanımlanır. Cadılık güçleri doğuştan gelir ve çoğunlukla bu güçleri kişi annesinden alır…Cadılar genelde sıradan bir kadın kılığındadırlar. Ancak büyü ritüellerinde korkunç bir görünüm alarak kambur ve topal olurlar.” (2015, 185-186) 

Bu ifadeye bakarak kadınların Slav mitolojisinde de “dişil canavar” tasvirlere sahip olduklarını, bu canavarlıklarının da anneden geldiğini, kelimenin bilmek anlamındaki bir kelimeden türeyişinin de Havva’nın Bilgi Ağacı’yla etkileşimine gönderme olabileceğini söyleyebiliriz. Şeytanla ilgili işlerle uğraşmasını ve büyü ritüellerinde kambur ve topal görünümlü “korkunç” kadınlar oluşlarını ise yine Barbara Creed’in çağdaş sinemada korku filmlerindeki kadın figürleri için kullandığı “dişil canavar” terimiyle açıklamakta haklılık payımız olabilir. 

Freud, erkek çocukların annesine duyduğu Oedipal istekleri nedeniyle baba tarafından kastrasyona uğrayacaklarına dair korku duyduklarını dile getirmiş ve bunu da “Oedipus Kompleksi” olarak kavramsallaştırmıştır. Barbara Creed ise bu korkunun babadan yani “yasadan” kaynaklandığını değil aksine anneden, kadından kaynaklandığını ileri sürmektedir. Bu iddiasını ise “Horror and monstrous-feminine: An imaginary abjection” adlı çalışmasında şöyle dile getirmektedir: 

“Freud’un yorumunu kabul edersek, Perseus efsanesinin, ‘korkunçluğa/canavarlığa’ dayanan bir kadın cinselliği farklılığı tarafından dolayımlandığını görebiliriz ki bu da erkek izleyicide iğdiş edilme korkusunu uyandırır.” (s.67) 

Creed’in bu ifadesini dinsel bağlamda okuduğumuzda, farklı dinlerde ve inanış şekillerinde zina konusunun işlenişinin kadın üzerindeki ataerkil yaptırımlarıyla bağdaşlaştırıp erkeği zinaya itenin kadın olduğu ifadeleriyle açıklayabiliriz. Bu da yine erkeğin (İngilizcede bütün insanlığın temsili olarak kullanılarak “man” kelimesinin) düşüşünün sebebinin “dişil canavarlar” olarak yorumlanabilecek kadınlara atfedildiğinin bir örneği olarak yorumlanabilir.

İncil’de geçen birkaç hikâyede de kadının o dönemde nasıl ikincil konumda algılandığını, erkeğin dolayısıyla da insanlığın düşüşünde oynadığı acımasız ve cüretkâr rolünü görmek mümkündür. Bu hikâyelerden birisi Hâkimler Kitabı bölüm 16’da şöyle anlatılmaktadır:

“Tanrı tarafından çok güçlü kılınmış Samson, Filist beyleri ile düşmandır. Filist beyleri Samson’ı bir türlü yenememektedirler. Delilah adında bir fahişeye âşık olan Samson’ın gücünü öğrenmek için, Filist beyleri Delilah’tan zayıf Samson’ın zayıf noktasını öğrenmesini istemişlerdir. Her ne kadar birkaç sefer Delilah’a farklı yalanlar söyleyerek onu atlatsa da sonunda tüm kalbiyle Delilah’a açılarak gücünün sırrı olan hiç ustura değmemiş saçlarından bahsetti. Bunun üzerine Delilah’ın dizlerinde uykuya dalan Samson, uyandığında Tanrı’nın onu terk ettiğini ve gücünü yitirdiğini anladı. Filist beyleri Samson’ı yakaladılar ve gözlerini oyup Gazze’ye götürerek zincirlerle değirmen taşına koştular. Bu sırada saçları uzamaya başlayan Samson’ı Filist beyleri zaferlerini kutlarken onu eğlendirsinler diye yanına çağırttılar. İntikamını almak isteyen Samson, beni sütunların oraya götürün de onlara yaslanayım diye kendini sütunlara bağlattırdı. Tanrı’ya ona son kez güç vermesi için yakaran Samson, bir eliyle bir sütunu diğer eliyle diğer sütunu yıkarak hayatı boyunca öldürdüğü insandan çok fazla Filistli öldürürek tapınaktaki herkesle beraber kendisi de öldü.” 

Erkeğin düşmesinin faturası bu hikâyede de kadına kesilmiş ve dönemin toplumsal hafızasındaki kadın imgelerine “canavar kadın” imgesi de eklenmiştir. 

Tevrat’ta ise bu kavramsallaştırmanın temsilini Sidonia kralı Ethbaal’ın kızı ve İsrail kralı Ahab’ın karısı olan Jezebel karakteri ile işleyebiliriz. Anlatı Krallar 1 ve Krallar 2 bölümde aktarıldığı üzere şöyledir: 

“İsrail kraliçesi olan Jezebel bir putperestir ve Baal’ın da kuludur. İsrail halkını Baal’e inanmaları için ikna etmeye çalışır hatta zorlamaya ve işkence etmeye başlar. Başkentte kendisi için bir tapınak yaptırır fakat kocası İsrail kralı olmasına rağmen olanlara kayıtsız kalmakta ve hiç ilgilenmemektedir. Tanrı bu ikilinin birlikteliğini ve yaptıklarını lanetler ve bir savaşta düşman tarafından gelişigüzel atılan bir ok tarafından öldürülür. Gün batımına kadar kan kaybederek ölür ve kanını köpekler yalar. Jezebel ise yüksek katlardaki bir pencereden atılır ve cesedini atlar çiğner. Kafatası, elleri ve ayakları hariç vücudunun geri kalanı ise köpekler tarafından yenir.” 

Bu anlatıyı ise yine Âdem ve Havva’nın cennetten kovulması bağlamında düşünebilir; lanetlenmelerini ve ölümlerini yine kadın sebepli olduğu yorumunu yapabiliriz. 

Jicarilla Apaçi Kızılderileri tarafından anlatılan bir mite göre ise dünyada sadece dört kızının vajinaya sahip olan “Kicking Monster” adında cani bir canavar vardır. Kızları “vajina kızları” olarak bilinir. Vajinayla dolu bir evde yaşarlar. Kadın şeklinde oldukları söylenir ama gerçekte birer vajinadırlar. Diğer vajinalar evin duvarlarında falan asılıdırlar ama bu dört kız kolları bacakları olan birer insan gibidirler. Hayal edilebileceği gibi, bu dedikodular erkekleri bu evin etrafına çeker ama erkekler “Kicking Monster” tarafından karşılanır ve eve hapsedilerler, bir daha da geri dönemezler…” (Camphell, 1959: 74) Bu hikâyede de, kadınların erkeği iğdiş ettiğini, erkeklerin Sembolik alanda “itibarsızlaştığını” dolayısıyla da “dişilleştiklerini”, kadınların “canavarlaştırıldıklarının” başka bir anlatısını görebiliriz. 

Kadınların Ataerkide İğrenç Nesnesi Oluşu

Tarihsel bağlamda düşünüldüğünde köklerini bu denli güçlendirmiş ataerkinin, kadına duyduğu bu nefretin yansıması olarak kadınları nesneleştirmesi, ötekileştirmesi ve ikincil olarak algılamasının sebebinin kadınların fallik bir norma hapsedemeyişine dair duyduğu korku olabileceğini daha önce söylemiştik. Lacan’ın Simgesel alan olarak tasvir ettiği alana girmesi için dili edinmesi gereken birey, Yasa tarafından hep kontrol edilir. Tarihsel bağlamda dil ve akılla özdeşleştirilen “erkek”, semboliğe giren, öznelliğini kazanmış birey olan kadını kendine tehdit görmüş ve farklı dinamikler kullanarak kadını ikincilleştirmiştir. Kendi öznelliğini kurarken farklı kuramcılara göre farklı boyutlardan geçen birey, bu çalışmada hedeflenen iddia çerçevesinde Lacancı süreçle öznelliği kazanmıştır. Psikanalist bir eleştirisi yapılan ataerki tam da bu bağlamda, kadını ikincilleştirmek ve ötekileştirmek için kadınları “canavarlaştırmış” kendi benliklerine tehdit olarak gördükleri için onları abject nesnesi haline getirmişlerdir. Korkunun Güçleri: İğrençlik Üzerine Deneme adlı kitabında Kristeva iğrenci, 

“Demek ki iğrenç kılan, kirlilik ya da hastalık değil, bir kimliği, bir sistemi, bir düzeni rahatsız edendir. İğrenç, sınırlara, konumlara ve kurallara saygı göstermeyen bir şeydir. Arada, muğlak ve karışmış olandır.” (1980, 16) 

olarak tanımlamaktadır. Bu bağlamda okunduğunda iğrenç, ataerkinin kadınları sınırlarını ve kurallarını tehdit eden birer ab-ject nesneleri olarak algıladığını söylemekte haklılık payımız olabilir. 

Bütün bu sözünü ettiğimiz teorisyenler ve ortaya attıkları kavramlar düşünüldüğünde, günümüz kadınlığının ve kadınlık deneyimlerinin ataerki tarafından söylemsel olarak lekelenmesinin moderniteyle hortlamadığını, farklı coğrafyalarda ve farklı zamanlarda sergilenen kadınlıklara da eril zihniyetin hep bir kulp uydurduğunu, dolayısıyla kadınların erkekler için “tehdit oluşu” ve kadınların bu sebepten dolayı “canavarlaştırıldıklarını” Jung’un kolektif bilinçaltı kavramıyla açıklamak doğru olabilir.  Tevrat’taki 

“Erkek ya da kız çocuk doğuran kadının temiz sayılması için geçmesi gereken günler dolunca, yakmalık sunu olarak bir yaşında bir kuzu, günah sunusu olarak bir güvercin ya da bir kumru getirip Buluşma Çadırı’nın giriş bölümünde kâhine verecektir.” (Levililer: 12,6) 

ifadeleri gibi kadın doğurganlığının kirliliğine dair olan diğer birçok ifade de kadınların abject nesneleri olarak algılanışları ve ötekileştirilip, tarihsel bağlamda yoldan çıkaran, kirli, günahkâr olarak atfedilişlerinin kolektifliği iddiasında bulunulabilir. 

Sonuç

Sonuç olarak, ataerkinin varoluşundan bu yana kadını ötekileştirmesinin sebebinin kadına ve kadın cinselliğine dair duyduğu korku, kadınları sembolik olarak fallik bir norma sokamayışına yönelik duyduğu endişe ve bu korku ve endişenin tarihselliği ile bunların dışa vurumu olarak yorumlanabilecek abject hissi, farklı mitolojik anlatı ve söylencelerdeki kadın figürleriyle farklı inanışlardaki kadın figürlerinin “canavarlaştırılmasının” sebebini açıklar mahiyette okunabilir. Ataerkinin kadınları “canavarlaştırmasıyla” kadını ve kadınlığı ötekileştirmesinin dini inanış ve söylemlerdeki karşılıklarını psikanaliz zemininde feminist bir duruşla eleştirdiğimizde ise toplumların kontrol mekanizmaları olarak kodlanabilecek dinlerin ya da farklı inanış şekillerinin kolektif olarak geçmişten günümüze kadın üzerinde yaptığı olumsuz tesirin günümüz “modern” toplumlara nasıl yansıdığını anlamamızda yardımcı olabilir. 

KAYNAKÇA 

Campbell, Joseph. The Masks of God: Primitive Mythology.  Londan: Secker&Warburg: 1960 s. 73-74

Creed, Barbara. “Horror and the monstrous-femimine: An imaginary abjeciton.” s.67

Eliade, Mircea. Mitlerin Özellikleri. Çev. Sema Rifat. İstanbul. Alfa Yay. 2014 s.24

Estin Colette, Helene Laporte. Yunan ve Roma Mitolojisi. Çev. Musa Eran. Ankara. Tubitak Popüler

Bilim Kitapları. 2010. s. 130

Freud, Sigmund. Writings on Art and Literature. Edit. James Strachey. Standford  University Press. 1997.

 s. 264

Kılınç, Ceyda. Mitoloji Sözlüğü. Cilt 2. İlya. 2012. s. 175

Kristeva Julia. Korkunun Güçleri: İğrençlik Üzerine Bir Deneme. Çev. Nilgün Tutal.  İstanbul. Ayrıntı 

Yay. 1980 s. 16 

Lacan, Jacques. Fallusun Anlamı. Çev. Saffet Murat Tura. Afa Yayınları. 1994. s. 16- 17

Marriott, Alice, Carol K. Rachlin. Kızılderili Mitolojisi. Çev. Ünsal Özümlü. İmge. 1994 s. 229-231

Ukray, Murat. Jung Psikolojisi. Ankara. Yason yay. 2015 s. 14

Uzelli, Gönül. Slav Mitolojisi: İnanışlar ve Söylenceler. Yapı Kredi Yayınları. 2015. s. 185-186

*Aynı zamanda Tevrat ve İncil’in internet ortamı yayınlarından faydalanılmıştır. Ama basım yılları olmadığı için work cited edilememiştir. Söz konusu ayetler metnin içinde parantez içinde belirtilmiştir. 

\n

Bu yaz\u0131da, ataerkinin, g\u00fcn\u00fcm\u00fcz kad\u0131nlar\u0131na ve kad\u0131nl\u0131k deneyimlerine y\u00fckledi\u011fi \u201csar\u0131\u015f\u0131n fettan\/ba\u015ftan \u00e7\u0131karan\/ayartan (femme fatale<\/em>)\u201d gibi anlamlar\u0131n, kad\u0131nl\u0131k deneyimlerinin bireyselli\u011finden ziyade kolektif olu\u015fundan kaynaklanm\u0131\u015f olabilece\u011finden ve kad\u0131n bedenine yap\u0131\u015ft\u0131r\u0131lan bu imgelerin sebebinin, ataerkinin kad\u0131nlar\u0131 fallik bir norma hapsedemeyi\u015findeki \u201ckorku\u201d iddias\u0131ndan bahsedilecektir. Di\u011fer bir deyi\u015fle, modern toplumlarda kad\u0131n\u0131 ikincil konuma iten, nesnele\u015ftiren ataerkinin, kad\u0131n\u0131 metala\u015ft\u0131rmas\u0131n\u0131n sebebinin \u201cmodernli\u011fi\u201d ya da \u201c\u00e7a\u011fda\u015fl\u0131\u011f\u0131ndan\u201d ziyade tarihselli\u011finden s\u00f6z edilerek bunu ger\u00e7ekle\u015ftirmek i\u00e7in de psikanaliz zemininde mitolojik s\u00f6ylenceler ve anlat\u0131larla dini inan\u0131\u015flardaki kimi kad\u0131n fig\u00fcrler incelenecek ve modern kad\u0131nl\u0131k deneyimlerine atfedilen eril s\u00f6ylemlerin Jungcu bir analizi yap\u0131larak iddia edilen tez Freud, Lacan, Barbara Creed ve Kristeva gibi sosyal bilimlere \u00f6nemli katk\u0131lar yapm\u0131\u015f isimlerin teori ve kavramlar\u0131 taraf\u0131ndan desteklenecektir.<\/p>\n\n\n\n

Bu \u00e7al\u0131\u015fman\u0131n zeminini olu\u015fturacak kavramlar\u0131n a\u00e7\u0131klamas\u0131n\u0131 yapmak ve s\u00f6z konusu iddian\u0131n psikanalize \u00e7ok yak\u0131n durmayanlar taraf\u0131ndan anla\u015f\u0131labilirli\u011fini kolayla\u015ft\u0131rmak gerekebilir. <\/p>\n\n\n\n

\tVagina Dentata (Di\u015fli Vajina)<\/strong>: Joseph Campbell\u2019\u0131n The Masks of God: Primitive Mythology<\/em> adl\u0131 kitab\u0131nda \u201c\u2026modern s\u00fcrrealist resim ve nevrotik r\u00fcyada oldu\u011fu gibi, baz\u0131 ilkel mitolojilerde de halkbilimde had\u0131m eden vajina (di\u015fli vajina) olarak bilinen bir motif vard\u0131r\u2026\u201d (1960, 73) olarak ifade etti\u011fi kavram. <\/p>\n\n\n\n

\tOedipus Karma\u015fas\u0131:<\/strong> Freud\u2019un, \u00e7ocuklar\u0131n kar\u015f\u0131 cinsten olan ebeveynlerine kar\u015f\u0131 duyduklar\u0131 ilgiyi anlatmak i\u00e7in kulland\u0131\u011f\u0131 kavram. Erkek \u00e7ocu\u011fun annesine kar\u015f\u0131 duydu\u011fu ilgiden, annenin cinsel organ\u0131n\u0131n kendisininkinden farkl\u0131 oldu\u011funu anlamas\u0131 sonucu deneyimledi\u011fi kompleks. Kad\u0131n\u0131n (annenin), erkek (baba) taraf\u0131ndan i\u011fdi\u015f edildi\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcp, annesine olan ilgisinden baba taraf\u0131ndan i\u011fdi\u015f edilme korkusuyla vazge\u00e7mesi.<\/p>\n\n\n\n

\tDi\u015fil Canavar (Monstrous-Femimine):<\/strong> Barbara Creeed\u2019in \u201cHorror and the monstrous femimine: An imaginary abjection\u201d adl\u0131 yaz\u0131s\u0131nda bahsetti\u011fi kavram. Creed\u2019e g\u00f6re erkekler Odipal karma\u015fadan de\u011fil kad\u0131n bedenine kar\u015f\u0131 duyduklar\u0131 korkudan dolay\u0131 kompleksi deneyimliyorlar. Kad\u0131n cinsel organ\u0131 sembolik olarak erkek cinsel organ\u0131n\u0131 penetrasyon esnas\u0131nda had\u0131m ediyor, kad\u0131n cinsel organ\u0131 \u201cvagina dentata\u201d olarak alg\u0131lan\u0131yor ve erkekler erkekli\u011fini sembolize eden penislerini yitirmemek i\u00e7in kad\u0131n cinselli\u011fine kar\u015f\u0131 korku duyuyorlar. Bunu da farkl\u0131 boyutlarda ve ba\u011flamlarda kad\u0131nlar\u0131 \u00f6tekile\u015ftirip ataerkinin koltu\u011funu sa\u011flama almak i\u00e7in kad\u0131nlar\u0131 \u201ccanavarla\u015ft\u0131rmak\u201d i\u00e7in kullan\u0131yorlar. <\/p>\n\n\n\n

\tSembolik Alan:<\/strong> Bireyin \u00f6znelli\u011fini kazan\u0131\u015f\u0131n\u0131 \u0130mgesel, Simgesel ve Ger\u00e7ek olarak 3 farkl\u0131 boyutta inceleyen Lacan\u2019a g\u00f6re birey, dil edimiyle Baban\u0131n\/Yasan\u0131n s\u00f6z\u00fcn\u00fcn ge\u00e7ti\u011fi d\u00f6neme girer. Burada Yasa illa Baba olmak zorunda de\u011fildir, toplum da bir yasad\u0131r ve bu d\u00f6nemi Simgesel (Sembolik) olarak adland\u0131r\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

\u201cFreud\u0027un kabaca erkekte \u2018penisin kesilmesi tehdidi\u2019, kad\u0131nda ise \u2018penis haseti\u2019 ba\u015fl\u0131klar\u0131 alt\u0131nda ele ald\u0131\u011f\u0131 penise \u2018sahip olmak\u2019 ile ilgili imgesel s\u0131k\u0131nt\u0131lara denk d\u00fc\u015fen karma\u015fa, Lacan\u0027da daha da derinde dil ile devreye giren \u2018simgesel\u2019 bir \u2018olmak\u2019 sorunsal\u0131na ba\u011flan\u0131r. Lacan\u0027da kastrasyon sadece -imgesel- bir penisin kesilmesi tehdidi de\u011fildir; \u2018fallus olmak\u2019tan, yani her iki cins i\u00e7in de \u00d6teki\u0027nin arzusunun nesnesi olmaktan yoksun olmakt\u0131r.\u201d (\u00c7ev. Saffet Murat Tura, Lacan, 1994: 16-17)<\/p>\n\n\n\n

\tKolektik Bilin\u00e7d\u0131\u015f\u0131:<\/strong> Jung\u2019un terimi. \u201cBirey taraf\u0131ndan bilinmeyen genel evrimsel deneyimlerini kapsar, ki\u015fili\u011fin temelini olu\u015fturur.\u201d (Ukray 2015, 14) \u201cKi\u015fisel Bilin\u00e7d\u0131\u015f\u0131\u2019n\u0131n alt\u0131nda ise kolektif bilin\u00e7d\u0131\u015f\u0131na ait i\u00e7erik bulunur. Bu i\u00e7erik \u015fahs\u0131m\u0131za \u00f6zg\u00fc de\u011fildir. Atalar\u0131m\u0131zdan belki de canl\u0131lar\u0131n ortak payla\u015ft\u0131klar\u0131 bir ge\u00e7mi\u015ften kaynaklan\u0131r.\u201d (Ukray, 2015, 31) <\/p>\n\n\n\n

\tAbjection (\u0130\u011frenme)<\/strong>: Julia Kristeva\u2019n\u0131n ortaya att\u0131\u011f\u0131 kavram. <\/p>\n\n\n\n

\u201cDemek ki i\u011fren\u00e7 k\u0131lan, kirlilik ya da hastal\u0131k de\u011fil, bir kimli\u011fi, bir sistemi, bir d\u00fczeni rahats\u0131z edendir. \u0130\u011fren\u00e7, s\u0131n\u0131rlara, konumlara ve kurallara sayg\u0131 g\u00f6stermeyen bir \u015feydir. Arada, mu\u011flak ve kar\u0131\u015fm\u0131\u015f oland\u0131r.\u201d (\u00c7ev. Nilg\u00fcn Tutal, Kristeva, 1980, 16) <\/p>\n\n\n\n

B\u00fct\u00fcn toplumlar\u0131n kendilerine has \u201cdi\u015fil canavar\u201d anlay\u0131\u015f\u0131 vard\u0131r. Bu anlay\u0131\u015fta kad\u0131nlar \u015fok edici, korkutucu ve i\u011fren\u00e7tir. Kad\u0131nlar\u0131n farkl\u0131 toplumlarda \u201ccanavar\u201d olarak alg\u0131lanmas\u0131n\u0131 psikanaliz, kad\u0131n cinselli\u011fine dair duyulan eril korku olarak yorumlamaktad\u0131r. Bu \u00e7al\u0131\u015fman\u0131n amac\u0131, kad\u0131nlara atfedilen bu \u201ccanavarl\u0131\u011f\u0131n\u201d sebebinin, ataerkinin kad\u0131nlar\u0131 fallik bir norma hapsedemeyi\u015findeki korku oldu\u011funu iddia etmek ve bu korkunun farkl\u0131 inan\u0131\u015flardaki anlat\u0131lar\u0131na bakarak sosyal bilimler i\u00e7in \u00f6nemli i\u015fler yapm\u0131\u015f isimlerin teorileri zemininde feminist bir ele\u015ftiri yapmakt\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

\tTarihsel ba\u011flamda kad\u0131nlar gerek hayat\u0131 deneyimledikleri toplumlarda gerekse o toplumlar\u0131n tarihlerinde kendilerine yer bulamam\u0131\u015f, erkek merkezli yaz\u0131n t\u00fcrlerinde genelde marjin d\u0131\u015f\u0131 b\u0131rak\u0131lm\u0131\u015flard\u0131r. Kad\u0131nl\u0131\u011f\u0131 ve kad\u0131n cinselli\u011fini bast\u0131r\u0131p ataerkinin k\u00f6kle\u015fmi\u015f mevcudiyetinin devam\u0131n\u0131 sa\u011flamak i\u00e7in de ataerki kad\u0131nlar\u0131 \u201ccanavarla\u015ft\u0131rm\u0131\u015f\u201d ve \u201ckad\u0131n alg\u0131s\u0131n\u0131\u201d kad\u0131nlar aleyhinde de\u011fi\u015ftirmi\u015ftir. <\/p>\n\n\n\n

\tKlasik mitoloji \u00e7o\u011funun kad\u0131n oldu\u011fu cinsiyetlendirilmi\u015f canavarlara ev sahipli\u011fi yaparken, kad\u0131nlar\u0131n bu t\u00fcr tasvirleri g\u00fcn\u00fcm\u00fcze kadar ula\u015fm\u0131\u015f olan pasif, s\u0131k\u0131lgan, uysal, zay\u0131f kad\u0131n imgesiyle \u00f6rt\u00fc\u015fmemektedir. \u00d6te yandan modern toplumlarda resmedilen \u201csar\u0131\u015f\u0131n fettan, ba\u015ftan \u00e7\u0131karan kad\u0131n\u201d fig\u00fcrleri ise klasik mitoloji ve farkl\u0131 dinlerdeki kad\u0131n fig\u00fcrlerinin uzant\u0131s\u0131 olarak g\u00f6r\u00fclebilir. Ataerkinin \u00fcr\u00fcn\u00fc olan bu temsillerin k\u00f6keni eski d\u00f6nem masal ve mitlerine kadar gitmektedir. Klasik anlat\u0131larda \u015feytani g\u00f6zl\u00fc ve y\u0131lanlarla kapl\u0131 ba\u015fa sahip bir kad\u0131n olarak resmedilen Medusa, kendisine bakan talihsiz erkekleri ta\u015fa \u00e7evirmesiyle bilinir. Joseph Camphell Primitive Mythology<\/em> kitab\u0131nda \u201cdi\u015fil canavar\u0131\u201d \u201c\u2026modern s\u00fcrrealist resim ve nevrotik r\u00fcyada oldu\u011fu gibi, baz\u0131 ilkel mitolojilerde de halkbilimde had\u0131m eden vajina (di\u015fli vajina) olarak bilinen bir motif vard\u0131r\u2026\u201d (1969, 73) olarak tan\u0131mlamaktad\u0131r. Camphell bu a\u00e7\u0131klamay\u0131 yapmadan \u00f6nce psikanalizin temellerini atm\u0131\u015f Sigmund Freud, Writings on Art and Literature <\/em>kitab\u0131ndaki \u201cMedusa\u2019n\u0131n Ba\u015f\u0131\u201d b\u00f6l\u00fcmde Medusa\u2019n\u0131n kad\u0131n cinsel organ\u0131n\u0131n korkutuculu\u011funun temsili oldu\u011fu \u00f6ne s\u00fcrmek i\u00e7in \u201cba\u015f\u0131n\u0131 kesmek, had\u0131m etmek demektir. Medusa ter\u00f6r\u00fc, bir \u015feylerin g\u00f6r\u00fclebilmesi ile ba\u011flant\u0131l\u0131 olan kastrasyon ter\u00f6r\u00fcd\u00fcr\u201d (1997, 264) ifadelerini kullanm\u0131\u015ft\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

\tKlasik anlat\u0131larda \u201ccanavarla\u015ft\u0131r\u0131lan\u201d bir di\u011fer kad\u0131n fig\u00fcr ise Pandora\u2019d\u0131r. Ceyda K\u0131l\u0131n\u00e7 Mitoloji S\u00f6zl\u00fc\u011f\u00fc<\/em> derlemesinde Pandora\u2019y\u0131 \u201cHephaistos\u2019un, Zeus\u2019un emriyle yarat\u0131p t\u00fcm tanr\u0131lar\u0131n de\u011fi\u015fik yeteneklerle donatt\u0131\u011f\u0131 ilk kad\u0131n. Aphrodite\u2019den cazibesini, Athene\u2019den becerikli\u011fini, fakat Hermes\u2019ten de yaltak\u00e7\u0131 do\u011fas\u0131n\u0131 ve sinsi art niyetlili\u011fini al\u0131r.\u201d (2012, 175)ifadeleriyle anlatm\u0131\u015ft\u0131r. Bu betimleme, <\/em>\u201cPandora\u2019n\u0131n Zeus\u2019un hediye etti\u011fi k\u00fcp\u00fc a\u00e7arak \u201cy\u0131k\u0131c\u0131 k\u00f6t\u00fcl\u00fckleri ka\u00e7\u0131r\u0131verir. Ac\u0131lar, yorgunluklar, a\u011fr\u0131l\u0131 hastal\u0131klar \u00f6l\u00fcm getirerek yer y\u00fcz\u00fcne yay\u0131l\u0131r.\u201d (Laporte 2010, 130) ifadesiyle beraber okundu\u011funda \u00c2dem ve Havva efsanesinin, insanl\u0131\u011f\u0131n d\u00fc\u015f\u00fc\u015f\u00fc mahiyetinde Yunan mitolojisindeki yans\u0131mas\u0131 olarak g\u00f6r\u00fclebilir. Bu da kad\u0131n\u0131n tarih boyunca farkl\u0131 co\u011frafyalarda g\u00fcnah ke\u00e7isi ilan edili\u015finin anlat\u0131lar\u0131ndan birini olu\u015fturur. Eliade mitleri \u201c\u2026yaln\u0131zca D\u00fcnya\u2019n\u0131n, hayvanlar\u0131n, bitkilerin ve insan\u0131n k\u00f6kenini anlatmakla kalmaz, ama ayn\u0131 zamanda insan\u0131n bug\u00fcn i\u00e7inde bulundu\u011fu duruma gelmesine kadar olup biten b\u00fct\u00fcn \u00f6nemli olaylar\u0131 da anlat\u0131r\u2026\u201d (2014: 24) olarak tan\u0131mlam\u0131\u015ft\u0131r. Bu da bize, ataerkinin belki de en g\u00fc\u00e7l\u00fc d\u00f6nemlerinden birisi say\u0131labilecek g\u00fcn\u00fcm\u00fcz toplumlar\u0131nda \u201ckad\u0131n\u0131n\u201d ve \u201ckad\u0131nl\u0131\u011f\u0131n\u201d nas\u0131l alg\u0131land\u0131\u011f\u0131n\u0131n, farkl\u0131 dinamiklerle nas\u0131l \u015fekillendirildi\u011finin ya da ataerki taraf\u0131ndan resmedilen \u201ckad\u0131nl\u0131\u011f\u0131n\u201d toplumlara nas\u0131l dayat\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131n ele\u015ftirisini yapmam\u0131zda yard\u0131mc\u0131 olabilir. <\/p>\n\n\n\n

\tFreud ve Campell\u2019\u0131n kavramsalla\u015ft\u0131rd\u0131\u011f\u0131, erke\u011fi i\u011fdi\u015f eden anlam\u0131na gelen \u201cvagina dentata\u201d teriminin ba\u015fka bir \u00f6rne\u011fine ise K\u0131z\u0131lderili mitolojisinde rastl\u0131yoruz. Alice Marriott ve Carol K. Rachlin\u2019in ortakla\u015fa \u00e7al\u0131\u015ft\u0131klar\u0131 K\u0131z\u0131lderili Mitolojisi <\/em>kitab\u0131nda, Geyik Kad\u0131n Ponka hikayesini psikanaliz zemininde okudu\u011fumuzda kad\u0131n\u0131 i\u011fdi\u015f eden, \u201ccanavarla\u015ft\u0131r\u0131lan\u201d biri olarak g\u00f6r\u00fcyoruz. <\/p>\n\n\n\n

\u201c\u2026\u00d6b\u00fcr kabile bireyleri gibi bir\u00e7ok Ponka, Geyik Kad\u0131n\u2019\u0131n h\u00e2l\u00e2 var oldu\u011funa ve onun fahi\u015feler ku\u015fa\u011f\u0131n\u0131n ba\u015fkan\u0131 oldu\u011funa inan\u0131rlar\u2026Geyik Kad\u0131n\u2019\u0131n yakalan\u0131p yok edilmesine kadar, hi\u00e7bir K\u0131z\u0131lderili kad\u0131n\u0131n ailesinden uzakta ger\u00e7ekten g\u00fcven i\u00e7inde olmayaca\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yler. Bu destanda, b\u00fcy\u00fcc\u00fcl\u00fckteki eski bir inanc\u0131n \u00e7a\u011f\u0131m\u0131zdaki kal\u0131nt\u0131s\u0131 ve \u015feytan\u0131n g\u00fcc\u00fc \u00f6rneklerini buluyoruz.\u201d (Marriott ve Rachlin, \u00c7ev. \u00d6z\u00fcnl\u00fc, 2003, 229-230) <\/p>\n\n\n\n

Bu anlat\u0131yla da s\u00f6z konusu karakterin \u201cnamuslu\u201d di\u011fer kad\u0131nlar\u0131 ba\u015ftan \u00e7\u0131karabilece\u011fini dolay\u0131s\u0131yla da yok edilene kadar hi\u00e7bir kad\u0131n\u0131n rahat i\u00e7inde ya\u015fayamayaca\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yleyebiliriz. K\u0131z\u0131lderili kad\u0131nlar\u0131 ba\u015ftan \u00e7\u0131karan, \u201cdo\u011fru yoldan sapt\u0131ran\u201d bir kad\u0131n olarak betimlenen bu karakter, ayn\u0131 zamanda erkekleri de g\u00fczelli\u011fiyle ba\u015ftan \u00e7\u0131kararak onlar\u0131 \u00f6ld\u00fcr\u00fcr.<\/p>\n\n\n\n

\u201c\u2026Geyik Kad\u0131n delikanl\u0131y\u0131 kara g\u00f6zlerinde tutuklam\u0131\u015f ve ay iyice al\u00e7al\u0131p gece hen\u00fcz zifiri karanl\u0131k olmadan, onu \u00e7al\u0131l\u0131klar\u0131n i\u00e7inde kendisine do\u011fru \u00e7ekmi\u015f. Delikanl\u0131y\u0131 sabahleyin biri bulmu\u015f. \u00c7\u0131r\u0131l\u00e7\u0131plak cesedi g\u00fcn \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131nda \u00f6ylece, s\u0131rt\u00fcst\u00fc yat\u0131yormu\u015f. G\u00f6ren herkes onun nas\u0131l \u00f6ld\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc anlayabilirmi\u015f, \u00e7\u00fcnk\u00fc Geyik Kad\u0131n, delikanl\u0131dan alaca\u011f\u0131n\u0131 ald\u0131ktan sonra, onu d\u00f6v\u00fcp genital organlar\u0131n\u0131 b\u0131\u00e7ak s\u0131rt\u0131na benzer toynaklar\u0131yla \u00e7i\u011fniyormu\u015f. Delikanl\u0131 \u00f6lmemi\u015f olsa bile, art\u0131k asla bir erkek olmayacak durumdaym\u0131\u015f.\u201d (Marriott ve Rachlin, \u00c7ev. \u00d6z\u00fcnl\u00fc, 2003, 231) <\/p>\n\n\n\n

Bu anlat\u0131s\u0131 ise, erke\u011fin kad\u0131n taraf\u0131ndan di\u015fille\u015ftirilmesini, erke\u011fin semboli\u011fin d\u0131\u015f\u0131na \u00e7\u0131karak Yasa rol\u00fcn\u00fc yitiri\u015fini sembolize etti\u011fi i\u00e7in \u201cdi\u015fil canavar\u201d kavram\u0131 i\u00e7in bir ba\u015fka \u00f6rnek mahiyetindedir. <\/p>\n\n\n\n

\tSlav mitolojisinde Vedma ad\u0131yla bilinen kad\u0131n cad\u0131lar\u0131, G\u00f6n\u00fcl Uzelli Slav Mitolojisi: \u0130nan\u0131\u015flar ve S\u00f6ylenceler <\/em>adl\u0131 kitab\u0131nda \u015f\u00f6yle anlatm\u0131\u015ft\u0131r:<\/p>\n\n\n\n

\u201cCad\u0131 anlam\u0131na gelen Vedma, Slav mitolojisine g\u00f6re do\u011fu\u015ftan ya da sonradan \u00f6\u011frenerek edindi\u011fi b\u00fcy\u00fc g\u00fc\u00e7leri olan kad\u0131n anlam\u0131na gelir\u2026Kelime etimolojik olarak bilmek anlam\u0131ndaki vedat-znat kelimesinden t\u00fcremi\u015ftir. Rusya\u2019da cad\u0131 olarak nitelendirilen kad\u0131n, genellikle b\u00fcy\u00fc ve \u015feytanla ilgili i\u015fler yapan biri olarak tan\u0131mlan\u0131r. Cad\u0131l\u0131k g\u00fc\u00e7leri do\u011fu\u015ftan gelir ve \u00e7o\u011funlukla bu g\u00fc\u00e7leri ki\u015fi annesinden al\u0131r\u2026Cad\u0131lar genelde s\u0131radan bir kad\u0131n k\u0131l\u0131\u011f\u0131ndad\u0131rlar. Ancak b\u00fcy\u00fc rit\u00fcellerinde korkun\u00e7 bir g\u00f6r\u00fcn\u00fcm alarak kambur ve topal olurlar.\u201d (2015, 185-186) <\/p>\n\n\n\n

Bu ifadeye bakarak kad\u0131nlar\u0131n Slav mitolojisinde de \u201cdi\u015fil canavar\u201d tasvirlere sahip olduklar\u0131n\u0131, bu canavarl\u0131klar\u0131n\u0131n da anneden geldi\u011fini, kelimenin bilmek anlam\u0131ndaki bir kelimeden t\u00fcreyi\u015finin de Havva\u2019n\u0131n Bilgi A\u011fac\u0131\u2019yla etkile\u015fimine g\u00f6nderme olabilece\u011fini s\u00f6yleyebiliriz. \u015eeytanla ilgili i\u015flerle u\u011fra\u015fmas\u0131n\u0131 ve b\u00fcy\u00fc rit\u00fcellerinde kambur ve topal g\u00f6r\u00fcn\u00fcml\u00fc \u201ckorkun\u00e7\u201d kad\u0131nlar olu\u015flar\u0131n\u0131 ise yine Barbara Creed\u2019in \u00e7a\u011fda\u015f sinemada korku filmlerindeki kad\u0131n fig\u00fcrleri i\u00e7in kulland\u0131\u011f\u0131 \u201cdi\u015fil canavar\u201d terimiyle a\u00e7\u0131klamakta hakl\u0131l\u0131k pay\u0131m\u0131z olabilir. <\/p>\n\n\n\n

\tFreud, erkek \u00e7ocuklar\u0131n annesine duydu\u011fu Oedipal istekleri nedeniyle baba taraf\u0131ndan kastrasyona u\u011frayacaklar\u0131na dair korku duyduklar\u0131n\u0131 dile getirmi\u015f ve bunu da \u201cOedipus Kompleksi\u201d olarak kavramsalla\u015ft\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. Barbara Creed ise bu korkunun babadan yani \u201cyasadan\u201d kaynakland\u0131\u011f\u0131n\u0131 de\u011fil aksine anneden, kad\u0131ndan kaynakland\u0131\u011f\u0131n\u0131 ileri s\u00fcrmektedir. Bu iddias\u0131n\u0131 ise \u201cHorror and monstrous-feminine: An imaginary abjection\u201d adl\u0131 \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131nda \u015f\u00f6yle dile getirmektedir: <\/p>\n\n\n\n

\u201cFreud\u2019un yorumunu kabul edersek, Perseus efsanesinin, \u2018korkun\u00e7lu\u011fa\/canavarl\u0131\u011fa\u2019 dayanan bir kad\u0131n cinselli\u011fi farkl\u0131l\u0131\u011f\u0131 taraf\u0131ndan dolay\u0131mland\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6rebiliriz ki bu da erkek izleyicide i\u011fdi\u015f edilme korkusunu uyand\u0131r\u0131r.\u201d (s.67) <\/p>\n\n\n\n

Creed\u2019in bu ifadesini dinsel ba\u011flamda okudu\u011fumuzda, farkl\u0131 dinlerde ve inan\u0131\u015f \u015fekillerinde zina konusunun i\u015fleni\u015finin kad\u0131n \u00fczerindeki ataerkil yapt\u0131r\u0131mlar\u0131yla ba\u011fda\u015fla\u015ft\u0131r\u0131p erke\u011fi zinaya itenin kad\u0131n oldu\u011fu ifadeleriyle a\u00e7\u0131klayabiliriz. Bu da yine erke\u011fin (\u0130ngilizcede b\u00fct\u00fcn insanl\u0131\u011f\u0131n temsili olarak kullan\u0131larak \u201cman\u201d kelimesinin) d\u00fc\u015f\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcn sebebinin \u201cdi\u015fil canavarlar\u201d olarak yorumlanabilecek kad\u0131nlara atfedildi\u011finin bir \u00f6rne\u011fi olarak yorumlanabilir.<\/p>\n\n\n\n

\t\u0130ncil\u2019de ge\u00e7en birka\u00e7 hik\u00e2yede de kad\u0131n\u0131n o d\u00f6nemde nas\u0131l ikincil konumda alg\u0131land\u0131\u011f\u0131n\u0131, erke\u011fin dolay\u0131s\u0131yla da insanl\u0131\u011f\u0131n d\u00fc\u015f\u00fc\u015f\u00fcnde oynad\u0131\u011f\u0131 ac\u0131mas\u0131z ve c\u00fcretk\u00e2r rol\u00fcn\u00fc g\u00f6rmek m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. Bu hik\u00e2yelerden birisi H\u00e2kimler Kitab\u0131 b\u00f6l\u00fcm 16\u2019da \u015f\u00f6yle anlat\u0131lmaktad\u0131r:<\/p>\n\n\n\n

\u201cTanr\u0131 taraf\u0131ndan \u00e7ok g\u00fc\u00e7l\u00fc k\u0131l\u0131nm\u0131\u015f Samson, Filist beyleri ile d\u00fc\u015fmand\u0131r. Filist beyleri Samson\u2019\u0131 bir t\u00fcrl\u00fc yenememektedirler. Delilah ad\u0131nda bir fahi\u015feye \u00e2\u015f\u0131k olan Samson\u2019\u0131n g\u00fcc\u00fcn\u00fc \u00f6\u011frenmek i\u00e7in, Filist beyleri Delilah\u2019tan zay\u0131f Samson\u2019\u0131n zay\u0131f noktas\u0131n\u0131 \u00f6\u011frenmesini istemi\u015flerdir. Her ne kadar birka\u00e7 sefer Delilah\u2019a farkl\u0131 yalanlar s\u00f6yleyerek onu atlatsa da sonunda t\u00fcm kalbiyle Delilah\u2019a a\u00e7\u0131larak g\u00fcc\u00fcn\u00fcn s\u0131rr\u0131 olan hi\u00e7 ustura de\u011fmemi\u015f sa\u00e7lar\u0131ndan bahsetti. Bunun \u00fczerine Delilah\u2019\u0131n dizlerinde uykuya dalan Samson, uyand\u0131\u011f\u0131nda Tanr\u0131\u2019n\u0131n onu terk etti\u011fini ve g\u00fcc\u00fcn\u00fc yitirdi\u011fini anlad\u0131. Filist beyleri Samson\u2019\u0131 yakalad\u0131lar ve g\u00f6zlerini oyup Gazze\u2019ye g\u00f6t\u00fcrerek zincirlerle de\u011firmen ta\u015f\u0131na ko\u015ftular. Bu s\u0131rada sa\u00e7lar\u0131 uzamaya ba\u015flayan Samson\u2019\u0131 Filist beyleri zaferlerini kutlarken onu e\u011flendirsinler diye yan\u0131na \u00e7a\u011f\u0131rtt\u0131lar. \u0130ntikam\u0131n\u0131 almak isteyen Samson, beni s\u00fctunlar\u0131n oraya g\u00f6t\u00fcr\u00fcn de onlara yaslanay\u0131m diye kendini s\u00fctunlara ba\u011flatt\u0131rd\u0131. Tanr\u0131\u2019ya ona son kez g\u00fc\u00e7 vermesi i\u00e7in yakaran Samson, bir eliyle bir s\u00fctunu di\u011fer eliyle di\u011fer s\u00fctunu y\u0131karak hayat\u0131 boyunca \u00f6ld\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fc insandan \u00e7ok fazla Filistli \u00f6ld\u00fcr\u00fcrek tap\u0131naktaki herkesle beraber kendisi de \u00f6ld\u00fc.\u201d <\/p>\n\n\n\n

Erke\u011fin d\u00fc\u015fmesinin faturas\u0131 bu hik\u00e2yede de kad\u0131na kesilmi\u015f ve d\u00f6nemin toplumsal haf\u0131zas\u0131ndaki kad\u0131n imgelerine \u201ccanavar kad\u0131n\u201d imgesi de eklenmi\u015ftir. <\/p>\n\n\n\n

\tTevrat\u2019ta ise bu kavramsalla\u015ft\u0131rman\u0131n temsilini Sidonia kral\u0131 Ethbaal\u2019\u0131n k\u0131z\u0131 ve \u0130srail kral\u0131 Ahab\u2019\u0131n kar\u0131s\u0131 olan Jezebel karakteri ile i\u015fleyebiliriz. Anlat\u0131 Krallar 1 ve Krallar 2 b\u00f6l\u00fcmde aktar\u0131ld\u0131\u011f\u0131 \u00fczere \u015f\u00f6yledir: <\/p>\n\n\n\n

\u201c\u0130srail krali\u00e7esi olan Jezebel bir putperestir ve Baal\u2019\u0131n da kuludur. \u0130srail halk\u0131n\u0131 Baal\u2019e inanmalar\u0131 i\u00e7in ikna etmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131r hatta zorlamaya ve i\u015fkence etmeye ba\u015flar. Ba\u015fkentte kendisi i\u00e7in bir tap\u0131nak yapt\u0131r\u0131r fakat kocas\u0131 \u0130srail kral\u0131 olmas\u0131na ra\u011fmen olanlara kay\u0131ts\u0131z kalmakta ve hi\u00e7 ilgilenmemektedir. Tanr\u0131 bu ikilinin birlikteli\u011fini ve yapt\u0131klar\u0131n\u0131 lanetler ve bir sava\u015fta d\u00fc\u015fman taraf\u0131ndan geli\u015fig\u00fczel at\u0131lan bir ok taraf\u0131ndan \u00f6ld\u00fcr\u00fcl\u00fcr. G\u00fcn bat\u0131m\u0131na kadar kan kaybederek \u00f6l\u00fcr ve kan\u0131n\u0131 k\u00f6pekler yalar. Jezebel ise y\u00fcksek katlardaki bir pencereden at\u0131l\u0131r ve cesedini atlar \u00e7i\u011fner. Kafatas\u0131, elleri ve ayaklar\u0131 hari\u00e7 v\u00fccudunun geri kalan\u0131 ise k\u00f6pekler taraf\u0131ndan yenir.\u201d <\/p>\n\n\n\n

Bu anlat\u0131y\u0131 ise yine \u00c2dem ve Havva\u2019n\u0131n cennetten kovulmas\u0131 ba\u011flam\u0131nda d\u00fc\u015f\u00fcnebilir; lanetlenmelerini ve \u00f6l\u00fcmlerini yine kad\u0131n sebepli oldu\u011fu yorumunu yapabiliriz. <\/p>\n\n\n\n

\t Jicarilla Apa\u00e7i K\u0131z\u0131lderileri taraf\u0131ndan anlat\u0131lan bir mite g\u00f6re ise d\u00fcnyada sadece d\u00f6rt k\u0131z\u0131n\u0131n vajinaya sahip olan \u201cKicking Monster\u201d ad\u0131nda cani bir canavar vard\u0131r. K\u0131zlar\u0131 \u201cvajina k\u0131zlar\u0131\u201d olarak bilinir. Vajinayla dolu bir evde ya\u015farlar. Kad\u0131n \u015feklinde olduklar\u0131 s\u00f6ylenir ama ger\u00e7ekte birer vajinad\u0131rlar. Di\u011fer vajinalar evin duvarlar\u0131nda falan as\u0131l\u0131d\u0131rlar ama bu d\u00f6rt k\u0131z kollar\u0131 bacaklar\u0131 olan birer insan gibidirler. Hayal edilebilece\u011fi gibi, bu dedikodular erkekleri bu evin etraf\u0131na \u00e7eker ama erkekler \u201cKicking Monster\u201d taraf\u0131ndan kar\u015f\u0131lan\u0131r ve eve hapsedilerler, bir daha da geri d\u00f6nemezler\u2026\u201d (Camphell, 1959: 74) Bu hik\u00e2yede de, kad\u0131nlar\u0131n erke\u011fi i\u011fdi\u015f etti\u011fini, erkeklerin Sembolik alanda \u201citibars\u0131zla\u015ft\u0131\u011f\u0131n\u0131\u201d dolay\u0131s\u0131yla da \u201cdi\u015fille\u015ftiklerini\u201d, kad\u0131nlar\u0131n \u201ccanavarla\u015ft\u0131r\u0131ld\u0131klar\u0131n\u0131n\u201d ba\u015fka bir anlat\u0131s\u0131n\u0131 g\u00f6rebiliriz. <\/p>\n\n\n\n

Kad\u0131nlar\u0131n Ataerkide \u0130\u011fren\u00e7<\/em> Nesnesi Olu\u015fu<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Tarihsel ba\u011flamda d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcld\u00fc\u011f\u00fcnde k\u00f6klerini bu denli g\u00fc\u00e7lendirmi\u015f ataerkinin, kad\u0131na duydu\u011fu bu nefretin yans\u0131mas\u0131 olarak kad\u0131nlar\u0131 nesnele\u015ftirmesi, \u00f6tekile\u015ftirmesi ve ikincil olarak alg\u0131lamas\u0131n\u0131n sebebinin kad\u0131nlar\u0131n fallik bir norma hapsedemeyi\u015fine dair duydu\u011fu korku olabilece\u011fini daha \u00f6nce s\u00f6ylemi\u015ftik. Lacan\u2019\u0131n Simgesel alan olarak tasvir etti\u011fi alana girmesi i\u00e7in dili edinmesi gereken birey, Yasa taraf\u0131ndan hep kontrol edilir. Tarihsel ba\u011flamda dil ve ak\u0131lla \u00f6zde\u015fle\u015ftirilen \u201cerkek\u201d, semboli\u011fe giren, \u00f6znelli\u011fini kazanm\u0131\u015f birey olan kad\u0131n\u0131 kendine tehdit g\u00f6rm\u00fc\u015f ve farkl\u0131 dinamikler kullanarak kad\u0131n\u0131 ikincille\u015ftirmi\u015ftir. Kendi \u00f6znelli\u011fini kurarken farkl\u0131 kuramc\u0131lara g\u00f6re farkl\u0131 boyutlardan ge\u00e7en birey, bu \u00e7al\u0131\u015fmada hedeflenen iddia \u00e7er\u00e7evesinde Lacanc\u0131 s\u00fcre\u00e7le \u00f6znelli\u011fi kazanm\u0131\u015ft\u0131r. Psikanalist bir ele\u015ftirisi yap\u0131lan ataerki tam da bu ba\u011flamda, kad\u0131n\u0131 ikincille\u015ftirmek ve \u00f6tekile\u015ftirmek i\u00e7in kad\u0131nlar\u0131 \u201ccanavarla\u015ft\u0131rm\u0131\u015f\u201d kendi benliklerine tehdit olarak g\u00f6rd\u00fckleri i\u00e7in onlar\u0131 abject nesnesi<\/em> haline getirmi\u015flerdir. Korkunun G\u00fc\u00e7leri: \u0130\u011fren\u00e7lik \u00dczerine Deneme <\/em>adl\u0131 kitab\u0131nda Kristeva i\u011frenci, <\/p>\n\n\n\n

\u201cDemek ki i\u011fren\u00e7 k\u0131lan, kirlilik ya da hastal\u0131k de\u011fil, bir kimli\u011fi, bir sistemi, bir d\u00fczeni rahats\u0131z edendir. \u0130\u011fren\u00e7, s\u0131n\u0131rlara, konumlara ve kurallara sayg\u0131 g\u00f6stermeyen bir \u015feydir. Arada, mu\u011flak ve kar\u0131\u015fm\u0131\u015f oland\u0131r.\u201d (1980, 16) <\/p>\n\n\n\n

olarak tan\u0131mlamaktad\u0131r. Bu ba\u011flamda okundu\u011funda i\u011fren\u00e7, ataerkinin kad\u0131nlar\u0131 s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 ve kurallar\u0131n\u0131 tehdit eden birer ab-ject nesneleri olarak alg\u0131lad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylemekte hakl\u0131l\u0131k pay\u0131m\u0131z olabilir. <\/p>\n\n\n\n

B\u00fct\u00fcn bu s\u00f6z\u00fcn\u00fc etti\u011fimiz teorisyenler ve ortaya att\u0131klar\u0131 kavramlar d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcld\u00fc\u011f\u00fcnde, g\u00fcn\u00fcm\u00fcz kad\u0131nl\u0131\u011f\u0131n\u0131n ve kad\u0131nl\u0131k deneyimlerinin ataerki taraf\u0131ndan s\u00f6ylemsel olarak lekelenmesinin moderniteyle hortlamad\u0131\u011f\u0131n\u0131, farkl\u0131 co\u011frafyalarda ve farkl\u0131 zamanlarda sergilenen kad\u0131nl\u0131klara da eril zihniyetin hep bir kulp uydurdu\u011funu, dolay\u0131s\u0131yla kad\u0131nlar\u0131n erkekler i\u00e7in \u201ctehdit olu\u015fu\u201d ve kad\u0131nlar\u0131n bu sebepten dolay\u0131 \u201ccanavarla\u015ft\u0131r\u0131ld\u0131klar\u0131n\u0131\u201d Jung\u2019un kolektif bilin\u00e7alt\u0131 kavram\u0131yla a\u00e7\u0131klamak do\u011fru olabilir.  Tevrat\u2019taki <\/p>\n\n\n\n

\u201cErkek ya da k\u0131z \u00e7ocuk do\u011furan kad\u0131n\u0131n temiz say\u0131lmas\u0131 i\u00e7in ge\u00e7mesi gereken g\u00fcnler dolunca, yakmal\u0131k sunu olarak bir ya\u015f\u0131nda bir kuzu, g\u00fcnah sunusu olarak bir g\u00fcvercin ya da bir kumru getirip Bulu\u015fma \u00c7ad\u0131r\u0131\u0027n\u0131n giri\u015f b\u00f6l\u00fcm\u00fcnde k\u00e2hine verecektir.\u201d (Levililer: 12,6) <\/p>\n\n\n\n

ifadeleri gibi kad\u0131n do\u011furganl\u0131\u011f\u0131n\u0131n kirlili\u011fine dair olan di\u011fer bir\u00e7ok ifade de kad\u0131nlar\u0131n abject nesneleri olarak alg\u0131lan\u0131\u015flar\u0131 ve \u00f6tekile\u015ftirilip, tarihsel ba\u011flamda yoldan \u00e7\u0131karan, kirli, g\u00fcnahk\u00e2r olarak atfedili\u015flerinin kolektifli\u011fi iddias\u0131nda bulunulabilir. <\/p>\n\n\n\n

Sonu\u00e7<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Sonu\u00e7 olarak, ataerkinin varolu\u015fundan bu yana kad\u0131n\u0131 \u00f6tekile\u015ftirmesinin sebebinin kad\u0131na ve kad\u0131n cinselli\u011fine dair duydu\u011fu korku, kad\u0131nlar\u0131 sembolik olarak fallik bir norma sokamay\u0131\u015f\u0131na y\u00f6nelik duydu\u011fu endi\u015fe ve bu korku ve endi\u015fenin tarihselli\u011fi ile bunlar\u0131n d\u0131\u015fa vurumu olarak yorumlanabilecek abject <\/em>hissi, farkl\u0131 mitolojik anlat\u0131 ve s\u00f6ylencelerdeki kad\u0131n fig\u00fcrleriyle farkl\u0131 inan\u0131\u015flardaki kad\u0131n fig\u00fcrlerinin \u201ccanavarla\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131n\u0131n\u201d sebebini a\u00e7\u0131klar mahiyette okunabilir. Ataerkinin kad\u0131nlar\u0131 \u201ccanavarla\u015ft\u0131rmas\u0131yla\u201d kad\u0131n\u0131 ve kad\u0131nl\u0131\u011f\u0131 \u00f6tekile\u015ftirmesinin dini inan\u0131\u015f ve s\u00f6ylemlerdeki kar\u015f\u0131l\u0131klar\u0131n\u0131 psikanaliz zemininde feminist bir duru\u015fla ele\u015ftirdi\u011fimizde ise toplumlar\u0131n kontrol mekanizmalar\u0131 olarak kodlanabilecek dinlerin ya da farkl\u0131 inan\u0131\u015f \u015fekillerinin kolektif olarak ge\u00e7mi\u015ften g\u00fcn\u00fcm\u00fcze kad\u0131n \u00fczerinde yapt\u0131\u011f\u0131 olumsuz tesirin g\u00fcn\u00fcm\u00fcz \u201cmodern\u201d toplumlara nas\u0131l yans\u0131d\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlamam\u0131zda yard\u0131mc\u0131 olabilir. <\/p>\n\n\n\n

KAYNAK\u00c7A <\/p>\n\n\n\n

Campbell, Joseph. The Masks of God: Primitive Mythology<\/em>.  Londan: Secker&Warburg: 1960 s. 73-74<\/p>\n\n\n\n

Creed, Barbara. \u201cHorror and the monstrous-femimine: An imaginary abjeciton.\u201d s.67<\/p>\n\n\n\n

Eliade, Mircea. Mitlerin \u00d6zellikleri.<\/em> \u00c7ev. Sema Rifat. \u0130stanbul. Alfa Yay. 2014 s.24<\/p>\n\n\n\n

Estin Colette, Helene Laporte. Yunan ve Roma Mitolojisi<\/em>. \u00c7ev. Musa Eran. Ankara. Tubitak Pop\u00fcler<\/p>\n\n\n\n

Bilim Kitaplar\u0131. 2010. s. 130<\/p>\n\n\n\n

\tFreud, Sigmund. Writings on Art and Literature. Edit. James Strachey. Standford  University Press. 1997.<\/p>\n\n\n\n

 s. 264<\/p>\n\n\n\n

K\u0131l\u0131n\u00e7, Ceyda. Mitoloji S\u00f6zl\u00fc\u011f\u00fc. Cilt 2. \u0130lya. 2012. s. 175<\/p>\n\n\n\n

Kristeva Julia. Korkunun G\u00fc\u00e7leri: \u0130\u011fren\u00e7lik \u00dczerine Bir Deneme<\/em>. \u00c7ev. Nilg\u00fcn Tutal.  \u0130stanbul. Ayr\u0131nt\u0131 <\/p>\n\n\n\n

Yay. 1980 s. 16 <\/p>\n\n\n\n

Lacan, Jacques. Fallusun Anlam\u0131. \u00c7ev. Saffet Murat Tura. Afa Yay\u0131nlar\u0131. 1994. s. 16- 17<\/p>\n\n\n\n

Marriott, Alice, Carol K. Rachlin. K\u0131z\u0131lderili Mitolojisi<\/em>. \u00c7ev. \u00dcnsal \u00d6z\u00fcml\u00fc. \u0130mge. 1994 s. 229-231<\/p>\n\n\n\n

Ukray, Murat. Jung Psikolojisi<\/em>. Ankara. Yason yay. 2015 s. 14<\/p>\n\n\n\n

Uzelli, G\u00f6n\u00fcl. Slav Mitolojisi: \u0130nan\u0131\u015flar ve S\u00f6ylenceler<\/em>. Yap\u0131 Kredi Yay\u0131nlar\u0131. 2015. s. 185-186<\/p>\n\n\n\n

*Ayn\u0131 zamanda Tevrat ve \u0130ncil\u2019in internet ortam\u0131 yay\u0131nlar\u0131ndan faydalan\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Ama bas\u0131m y\u0131llar\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in work cited edilememi\u015ftir. S\u00f6z konusu ayetler metnin i\u00e7inde parantez i\u00e7inde belirtilmi\u015ftir. <\/p>\n","post_title":"Ge\u00e7mi\u015ften g\u00fcn\u00fcm\u00fcze kad\u0131n fig\u00fcrleri: Farkl\u0131 inan\u0131\u015flardaki \u201cDi\u015fil Canavarlar\u201d","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"gecmisten-gunumuze-kadin-figurleri-farkli-inanislardaki-disil-canavarlar","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2019-02-27 14:58:23","post_modified_gmt":"2019-02-27 11:58:23","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=107648","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":107648}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "540"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "135"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

EŞİK: Kadın ve kız çocuklarını hayattan koparamayacaksınız, ev köleleriniz yapamayacaksınız

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) kız çocuklarının okullaşmasını teşvik adı altında, kız okullarının açılması yani karma eğitimin baltalanması hakkında açıklama yayımladı. Karma eğitime son vermenin...

Sus(ma)mak! İnan(ma)mak!

Gündem şu an bu iki kavramdan çok da bağımsız bir noktada değil. Size şimdi ufak bir düşünce egzersizi yaptırmak istiyorum. Bana katılabilirsiniz veya eleştirmek istediğiniz...

Kadın, doğa ve kesişen tahakküm: Av ihalelerinden İstanbul Sözleşmesi’ne, Kuzey Ormanları’ndan 6284’e

Hem ekofeminizm hem vegan feminizm kadınların, doğanın ve hayvanların üzerindeki ataerkil kapitalist baskının nasıl ortak sömürü hikayeleri ortaya çıkardığını yıllardır tartışıyor. Üstelik bunu, sadece bu...
Kasım Keskin
Kasım Keskin
"Ölümle başkalaşmayı" dört gözle bekleyen

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol