Baş rolünde Scarlett Johansson’nın olduğu 2017 yılında yayınlanmış 1990’daki Animenin günümüze uyarlanmış bilim kurgu, suç ve aksiyon tadındaki haline kısaca bakmaya çalışacağız.
Animeler 1990’larda popüler olmaya başlayınca Ghost in Shell, Akira’nın ardından gelen en önemli bilim kurgu-anime olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca 2004 yılında Ghost in the Shell 2: Innocence isimli devam filmi yapılmıştır. Bu film Cannes Film Festival’inde Altın Palmiye adayı olmuş ilk animedir. Ghost In The Shell animatör Mamoru Oshii’nin 1995 tarihli anime filmidir. Gösterime girdiğinde büyük gişe hasılatı elde edemese de zamanla onu kült statüsüne getirecek bir hayran kitlesi kazanmıştır.
Animesi kısaca “2029 yılındaki bir polisiye öyküsünü anlatmaktadır. İnsanların yarı makineleşmeye başladıkları bir dönemde, onların beynine girmek ve bilgi çalmak çok daha kolay hale gelmiştir. Kukla Ustası adı verilen bir hacker üst düzey gizli bilgilere ulaşınca, devlet onu bulması ve ortadan kaldırması için gizli bir örgütü görevlendirir. Aslında makineler ve canlılar arasındaki farkları inceleyen, gelişen teknoloji ile ruhlarını kaybetmeye başlayan, canlılıklarını sorgulayan karakterlerin hikâyesini anlatan bir filmdir.”
Yazımızda 2017’deki haliyle devam edeceğiz ve bulacağımız şeyleri hep birlikte bakacağız. Son zamanlarda (?) insan-makine, hafıza, şuur, idrak, yenilenebilir bedenler/üç boyutlu yazıcılar, geçmiş gelecek ve genel olarak zaman üzerine baya film çekilme başlandı. Bu gelişmeler altın çağ/yeni çağ enerjilerinin geneli ve dış halkaya yayılmış halinin bir sonucudur belkide. Genel olarak insanlık madde üzerinde derinliğini tatmin arayışını arttırdıkça bir o kadar da tatminsizliğe gidiyor ve ve arayışı yine maddede arıyor, çünkü beş duyu organı sana madde diye gerçeklik veriyor.
Film, eril bir bakış açısıyla Scarlett Ablamızın yeni bir kabuğa geçmesiyle birlikte gelişen kurgu için de var oluyor. Kabuk, yaratılmış beden anlamında filmde. Aslında beden kadim bilgilerde alma arzusunu, taşıdığımız isteği ve kabı temsil eder. Benzer bir ifadeyi burada da görüyoruz. Bir kab ve içinde kıvılcım. Kıvılcım başka bir şeyi ister kab başka bir şeyi. Filmde kab ve kıvılcım arasındaki uyumsuzluğu belli aralıklarla alınan haplarla çözmeye çalışmışmışlar. Fakat kıvılcımlar parladıkça, Scarlett ya da filmdeki adıyla Major, hayatın nedenselliğine doğru çekiliyor. Üst düzey beden tasarlayan ekiplerin öldürülmesiyle Major olayın arkasındaki Hacker’ı ararken kendisi gibi olan diğer karakterle karşılaşır ve kıvılcımlar artık kapta birikemez olur.
Olay çorap söküğü gibi gider, ailesinden alındığı yere gidip annesini ziyaret eder, arkadaşlarıyla sık sık gittikleri yere gider ve hackerda artık onunladır çünkü Major polis departmanı için oldukça etkili, gelişmiş bir silahtır. Hacker, bütün sistemin içine organik bedenleri de bağlamıştır ve amacı beden/kab olmadan da sistemin içerisinde serbestçe sadece şuur olarak dolaşabilmektir.
Konu, Hollywood vari bir hale gelse de, derinliği ve değer farkını korumuş. Altered Carbon gibi CyberPunk bir dünyada, cyborgleşmiş insanlarla devam eden bir senaryosu vardır. İzlenilmesi gerekenler arsasında da yeri vardır tabiki.
| tr.wikipedia.org | imdb.com | |