Hepinizin bildiği gibi Noel baba, göz alıcı kırmızı renkli tulumuyla ve beyaz, uzun sakallarıyla pamuk dede kıvamında tonton mu tonton, çocukları çok seven ve onların minik yüzlerine gülücük eklemek adına sırtına aldığı bir çuval hediyeyle ren geyikleriyle bir oraya bir buraya seyahat eden, zat-ı muhteremdir.
Evet genel tasvir böyledir zannımca ancak biz gene de yazdığı bir şiirle Noel Baba’ya hayat öpücüğü veren şair Clement Clarke Moore bu karakteri nasıl çıkarmış karşımıza bir bakalım;
“Gözleri nasıl da parıldar
Gamzeleri nasıl da şen
Yanakları güle benzer, burnu ise kiraza
Geniş yüzüyle kahkaha attığında
Hop oynar yuvarlacık göbeği
Tombul ve tıknazdır
Yaşlı, neşeli bir cin gibi
Ve ben gördüğümde gülmekten alamam kendimi”
İşte Noel Baba şiir üzerinden böyle doğmuştur ancak bu şiiri tabiri yerindeyse ete kemiğe bürüyen ve ona canlılık veren Thomas Nast’tan başkası değildir. Okuduğu bu şiir ona ilham vermiş ve fırçasını kaptığı gibi dökülen bu dizelerden bir Noel Baba yaratmıştır.
3 Ocak 1863’te Harper’s Weekly dergisinin kapağında boy gösteren bu resimde Noel Baba, Amerika İç Savaşı’nın olduğu sıralarda askerleri eğlendirmek için cepheye silah yerine oyuncak taşıyarak resmedilmiştir.
Söz konusu olan bu resimde Noel Baba’nın varlığından ziyade göze çarpan küçük ama oldukça dikkat çekici bir detay daha vardır. Harper’s Weekly dergisinin orijinal bir baskını aldığında Sunay Akın’ın gözünden kaçmamış bu ayrıntı. Noel Baba’nın kuzeyli askerleri güldürmek amacıyla elinde tuttuğu kuklanın yüzü Jefferson Davis’in bizzat kendi yüzü imiş! Ayrıca Noel Baba’nın yüzü bizim şimdiki bildiğimiz peynir gibi bir beyazlığa sahip değil tam aksine Afrika kökenli siyahi bir yüz imiş!
Sunay Akın’ın da belirttiği gibi “Köleliğin kaldırılmasını isteyen kuzeylilere, köleliği savunan güneylilerin lideri Jefferson Davis’in kuklasını gösteren, onunla adeta dalga geçen Noel Baba aslında ilk çiziminde ‘zenci’ görünümündedir!”
Kaynak: AKIN Sunay, 2015 ARALIK, Kimliğimi yitirdim hükümsüzdür! İmza: Noel Baba, KAFA, 16, 32-33.