Yine bir öldürülen kadın haberi. Kadın bu kez savaşın kurbanı. Savaş kadın bedenine, kimliğine en çıplak hâliyle yöneliyor bugünlerde. Kadının katili ise yine erk(ek). Alıştırılmaya ve meşrulaştırılmaya çalışılan kadın cinayetlerinin bahaneleri tahrik, kıskançlık ve benzeri iken bizden alınan, katledilen son kadın Ekin Van terörist olduğu gerekçesiyle öldürüldü. Ama yetmedi. Ekin Van devletin kolluk kuvvetlerinden “özel harekat” timlerinin öfkesini öldürülerek bile soğutamadı. İşkence gördü, çırılçıplak soyuldu, yerlerde sürüklendi ve fotoğrafları çekildi.
Ortada bir kadın bedeni var. Öldürülmüş, çırılçıplak soyulmuş. Onuruyla oynanmış, fotoğrafları çekilmiş. Aralarında ne yazık ki hemcinslerinin de bulunduğu bu kadının ölü bedeni sosyal medyayı ve genelinde de hayatı ikiye böldü.
İlk bölüm yaşamı savunanlar, kadın bedeni ve özgürlüğünü hiç durmadan bağıranlar, ikincisi ise savaş çığırtkanları ile kadın düşmanı erk(ek)ler. Burada erk veya erkek olmak sadece hormonların yönlendirdiği cinsiyeti belirtmiyor. Bu erklik aynı zamanda erkeğin baskı, zulüm ve tecavüzünü kabullenmiş, bağımsızlıktan bihaber kadınları da ifade ediyor.
Ortada bir kadın cesedi var. Yerlerde sürüklenmiş ve çıplak. Bu noktada kadının kimliğinin, adının, tercihlerinin ve siyasetinin ne önemi var? Eğer bir savaşta isek bunu bilmemiz gerekiyor. Eğer bu savaş iktidarın erkeklerinin kadınlara açtığı bir savaş ise bunu bize söylemeleri gerekiyor. Eğer sürekli bağırılan, uğruna milyon dolarlar ile yüz binlerce canın heba edildiği vatanın bütünlüğünü içeren sınırlardaki halklara karşı açılmış bir savaş var ise ne duruyoruz? Türkiye Cumhuriyeti devletini var eden halklar öldürülüyorsa neyleyim vatanın bütünlüğünü, içinde salınıp gezen yurttaşlar olmayınca…
Ankara Kadın Platformu‘ndan kadınlar bu onursuz davranışa karşı bugün Ankara Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Heykeli’nin önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Katılım yüksek olduğu açıklamada kadınlar çığlıklarla, alkışlarla ses çıkardılar. Savaş istemediklerini, Ekin Van’a barış sözü verdiklerini dile getirdiler.
“Kadınlar direnişi kuşandı”
“Biz kadınlar, Ekin Van’ın neden çırılçıplak edildiğini çok iyi biliyoruz; bu savaş halklara olduğu kadar, topluma ve kadınlara açılmış bir savaştır. Ekin Van’a yapılan saldırı itirazın hiçbir türlüsüne tahammül edemeyenlerin kadın bedeninin çıplaklığı üzerinden toplumu ve kadınları aşağılama, korkutma, sindirme çabasıdır. Devlet Ekin’i soyarken, kendi tecavüzcü erkek egemenliğinin üzerindeki örtüyü yeniden kaldırmış, kadın düşmanlığını, hiçbir değere saygısı olmadığını, savaş suçlusu olduğunu gözler önüne sermiştir” denilen açıklamada, umulan sonucun gerçekleşmediği ve bu saldırının bütün kadınlara yapıldığı bilinci ile kadınların direnişi kuşandığı belirtildi.
Ankaralı kadınlar yaptıkları açıklamada direnişi büyüteceklerini de söylediler. Çünkü bugün Ekin Van’a gösterilen bu onursuz ve şeref yoksunu, aciz muamelenin yarın bir diğerimize yapılacağını çok iyi biliyorlar. İktidarın savaş istediği kadar kadınların barış, eşitlik ve özgürlük istediğinin vurgulandığı açıklama şu ifadeler ile devam etti:
“İktidar bütün olanaklarıyla, yasaklarıyla her türlü sesi bastırmaya çalışarak savaş naraları atsa da bizler, toplumun her kesiminden kadınlar, insanın “çocuklarımızı feda etmeyeceğiz”, “ölümlerin sorumlususunuz”, “hep yoksulların çocukları ölüyor, savaş istemiyoruz” çığlıklarının yükseldiğini duyuyoruz. Bu çığlık kimi zaman bir asker cenazesinde, kimi zaman bir taziye ziyaretinde açığa çıkıyor. Savaşın, şiddetin karanlığı karşısında kadınların barışa olan özlemi, direnişi büyüyor. Birbirimizden güç alıyoruz. Bizler, barışın toplumsallaşmasının öznesi kadınlar, bu coğrafyanın her yanına barışın sesini taşımaya devam edeceğiz. Bizleri sokaklardan çekmeye, susturmaya çalışanlara daha da güçlenerek, çoğalarak karşı duracağız. Barış için mücadelemizi büyüteceğiz.”
Fotoğraflar: Gamzegül Kızılcık