Yazıldığı günden bugüne kadar edebiyatın devleri arasında yerini alan İlahi Komedya, adına tezat oluşturacak biçimde komedya değildir. Dönemin büyük eserleri Latince yazılır ve bundan dolayı sadece bu dili okuyabilen seçkin bir azınlığa hitap eder. Oysa Dante, eseriyle herkesi aydınlatmak istemektedir. Bu nedenle bu eseri İtalyanca yazmayı tercih eder. Sonuç; tam bir komedyadır. Çünkü o çağda ancak ‘sonu iyi biten’ eserlere komedya denir. Dante’nin aydınlanmacı bir bakışı olarak okunabilecek bu tutumu, Rönesans’ın ayak sesleri olarak da duyulabilir. Eser, harflerin dışında bir başka dil olarak da düşünülebilecek çizgi diline taşınarak manga uyarlamasıyla da okura sunulmuştur. Lirik anlatımın zengin değerlerinden olan İlahi Komedya, bir başka türle buluşup manga olarak karşımıza çıktığında farklı bir hayal gücünün canlandırmasıyla, görsel bir şölenin kapılarını açmaktadır. Bu uyarlamaya geçmeden önce ozanın hayatından, ilahi komedyadan ve bir tür olarak mangadan bahsedilecektir.
Dante Alighieri
Günümüzden yedi yüz elli iki yıl önce doğmuş olan Dante, dönemin siyasi kişiliklerinden biridir. Yaşadığı dönemin politik olayları onu sürgünde geçecek bir hayata mahkûm eder. Hayatı boyunca pek çok eser yazar. Bu eserleri Latince ve İtalyanca olarak kaleme alır. Siyasi yönelimleri çerçevesinde ilerleyen hayatından ayrılmaz bir boyut da çocukluk aşkı olan Beatrice’in, erken ölümüyle vuslatına ermemiş aşkının trajedisidir. Dante, çağının politik olaylarından etkilenen inançlı bir aydındır. Kaybettiği aşkını ona cennetten yol gösteren bir ruh olarak kahramanlaştırarak İtalyanca yazdığı eser, şimdi İtalya’nın hemen her yerine heykellerinin dikilmesine ve adının büyük bir saygıyla anılmasına yol açan eseri İlahi Komedya’dır.
İlahi Komedya
İlahi Komedya, İtalyan edebiyatının en ünlü epik şiiridir. İlk olarak 1320 yılında altı yüz adet basılmıştır. Matbaanın olmadığı günlerde yapılan bu el yazımı basımlardan günümüze dek üç yüzden fazla çevirisi yapılmıştır. Eserde Dante, Beatrice’nin ölümüyle, ışığını yitirmenin acısını çekerken bir gece ormanda uyanır. Şair, gördüğü yıldızı Beatrice diye düşleyerek ona doğru yürümeye başlar. Fakat karşısına çıkan vahşi hayvanlar yolunu keser. Bu hayvanların her biri insanın ruhunu kemiren ve tüm insanlığa da musallat olmuş zaafların birer simgesi olarak da okunabilir. Dehşet içinde ne yapacağını bilemeyen şairin imdadına yine bir şair, Vergilius yetişir. Roma’nın en büyük şairinin bu dünyada işi nedir?
Dante’nin rehberi olarak eserde yerini alan Vergilius, Beatrice’in ricası ve tanrısal onayla, cehennem ve arafta ona yol göstermek için gelmiştir. Dante savruluşunu görüp, onu kurtarmak için ölümden sonraya bu ziyareti ayarlayan Beatrice’yle cennette buluşur. Cenneti ve ilahi ışığı gören Dante, tüm öte dünyayı, karanlığa doğru çekilen fanileri aydınlatması için anlatma fikriyle dolar.
Cehennem tasvirlerinde intihar eden ruhlar, ağaçlara ve ormana dönüşmüş olarak, sonsuz acılar içinde sergilenir. Dante’nin eserinde bir gece ormanda uyanması da eseri yazmadan önce hayatının bir döneminde kapıldığı hezeyana gönderme olabilir. Belki de o, Beatrice’in ölümüyle yaşamına anlam verememiş ve onu sonlandırmayı düşünmüştür ve o çileli kuyudan şiire olan derin bağıyla çıkmıştır. Bu varsayımı bir kenara bıraksak bile kendisine cehennem ve araf yolunda Vergilius’u rehber yapması ve dünyanın en uzun şiirlerinden sayılan bu eseri yaratması onun bu derin bağını gösterebilir.
Son olarak, eser yazıldığında “Komedya” olan adı, kırk yıl sonra belki de kilisenin eseri kutsamasının sonucu olarak Giovanni Baccacio tarafından başına ilahi sözcüğü eklenerek, günümüzde bilindiği adı almıştır.
Manga
Manga, Japon çizgi romanlara verilen genel addır. Manga sözcüğü köken itibariyle 18. yüzyıla kadar gider. 19. Yüzyıl boyunca, “üzerinde karikatürler bulunan ağaç bloklarını, özellikle de Hokusai Katsushika’nın 1819’da yayınlanmış olan ve öğrencilerinin kullanması için çizdiği taslak, çizim ve karikatürlerini adlandırmak için kullanmıştır. Hokusai Katsushika çizdiği taslakları iki Çince karakterin ‘man’ (kayıtsız – ilgisiz) ve ‘ga’ (resim) birleşiminden oluşan ‘’Manga’’ kelimesi ile tanımlamıştır.”* Mangalar genelde siyah beyaz olup, kendi içinde türlere ayrılır. Günümüzde dünya çapında tanınan bir tür olan bu eserlerin çizerlerine Mangaka denir. Mangakalar, manga sanatçısıdır. Hem yetenek hem de eğitim isteyen, çok çalışma gerektiren, zevkli ve zorlu bir iş yaparak çizgi dünyada eşsiz kapılar açarlar.
İlahi Komedya Manga**
Büyük eserlerin mangalarının yapılmaya başlamasıyla, okurlar için yeni bir deneyim de müjdelenmiş oldu. Daha öncede defalarca görsel dünyayla buluşan İlahi Komedya, –ki bunlardan biri Salvador Dali’nin çizimleridir- için manga dünyasıyla birleşmesi bir yenilik olarak ilgi uyandırıcıdır. Dil ustalığında bir şölen sunan eserin acaba çizgi roman dünyasındaki uyarlaması nasıldır? Bu sorunun cevabı için dilimize de kazandırılmış olan İlahi Komedya Manga incelenebilir.
İlahi Komedya
İlahi Komedya Manga’ da yüz doksan iki sayfada yer alan yedi yüz seksen altı siyah beyaz karede anlatılmıştır. İlk üç karesinde, Dante, Beatrice ve Vergilius’la başkarakterleri tanıtır. Dante, Beatrice’ye karşılıksız bir aşk besleyen ve onun ölümüyle ışığını yitirmiş genç, Beatrice, genç yaşında hayata veda eden, narin ruhlu bir kadın, Vergilius, Romalı büyük şair ve Beatrice’in isteğiyle Dante’yi ölümden sonraya götüren rehberidir.
Burada tam da, mangalardaki karakterler genellikle büyük gözlü olur. Hatta bu Japonların, büyük göze olan özleminin yansımasıdır diye bilenen yanlış yargıya değinmekte fayda var. Aslında olan tam olarak şudur; çizgi dünyanın anlatım olanaklarını en etkili biçimde kullanmak. Gözlerin insanların duygularını yansıtan aynalar olduğunu düşündüğümüzde büyük gözler, anlatım olanaklarını artırmakla birlikte, masumiyeti de karakterlere yükler. İlahi Komedya Manga’nın kahramanlarını tanıttığı ilk üç kareye bakıldığında; Dante’nin gözlerinden, yaşadığı şaşkınlık, korku ve acıyı, Beatrice’den masumiyeti ve Vergilius’tan da güç, ciddiyet ve kendinden eminliği, rahatlıkla okunur.
“Şimdi seni ölümden sonraki dünyaya götüreceğim.” diyen ikinci sayfadaki tek çizimle eser sunulur. Sonraki on dört kare, Dante’nin Beatrice’yi, 1274 yılı Floransa’sında çocukken görüp, aşık olmasıyla başlar. Beatrice’in erken ölümü ve Dante’nin yolunu yitirdiği acı dolu anları göstererek devam eder. Böylece gerçek dünyadan daha farklı ve fantastik bir evrene geçmeden önceki olaylar özetlenir.
Dante’nin bir gece karanlık bir ormanda uyanmasıyla gerçeklik evreninden çıkılır. Dante’nin oraya nereden ve nasıl geldiği, neden orada olduğu belli değildir. Parlak bir yıldıza yönelerek ormandan çıkmak ister fakat yolu vahşi hayvanlar tarafından kesilir. Vergilius, anlatıma tam da burada girerek, Dante’yi çıkması gereken öte dünya yolculuğundan bahseder. Orada olmasını Beatrice istemiştir. Dante’nin kabul ettiği bu yolculukla ormanda uyanmasından cehennem kapısına kadar gelmesi yetmiş iki kareyle verilir.
Cehennem
Kapısında, “Bu kapıdan girenler, bütün umutlarını bıraksınlar,” yazan cehenneme Vergilius’un rehberliğinde katılan Dante’nin gördükleri, manganın en kapsamlı bölümüdür. Dört yüz kırk dört karede, cehennemlik ruhların nasıl cezalandırdığı kapsamlı olarak gösterilir. Yunan Mitolojisi’nde yer alan, Kharon, Kerberos, Harpia gibi yaratıkları cehennemde görevleri başında, cehennemlik ruhları cezalandırırken, şairin Antik Yunan mitolojisini, Hristiyanlıkla buluşturması sergilerken, çizimler, onların cehennemde nasıl görüneceğinin iyi birer yansımasıdır.
Cehennem gibi korkunç bir ortamda bile mangalardaki mizah unsurunu bulmak mümkündür. Ruhların acı çektiği dramatik sahnelere katılan ses efektleriyle kendini belli eden mizah, sıcak bir günde karşılaşılan serinlik hissi gibi keyifli bir tat bırakır.
Araf, yüz yetmiş üç karede çizilmiştir. Burada cehennemdeki gibi eserin neredeyse birebir takibi yoktur. Daha da kısaltılmış anlatılan yetmiş dokuz karelik cennet ise, ilahi birliği temsil eden, ışığı ve sevgiyi ön plana çıkaran bir anlatımdır. Vergilius’un görevi de cennette sona erer. Beatrice’le buluşan Dante, her şeyin birbirine bağlı olduğu arafta yaptığı keşfi cennetle taçlandırır. İlahi birliğin daha naif hatta romantik çizgilerle anlatılması seçilmiştir.
Dante’nin manga uyarlaması
“Sabahın başladığı saatlerdi,
güneş, Tanrı’nın sevgisi bu güzel nesneleri
ilk kez kıpırdattığından beri
birlikte olduğu yıldızlarla yükselmekteydi;
öyle ki, güzel mevsim ve günün bu saati,
beni iyi şeyler beklemeye yöneltti”***
dizelerini okumanın zevkini sunmasa da esere aşinalık kazandıracağı aşikardır. Kim bilir belki de, eseri okumayanlarda, mangasından sonra eseri okuma isteği uyanabilir. Böyle olmasa da İlahi Komedya Manga’nın bu büyük eseri başka bir dilde, çizgilerin dilinde yaşatarak, bir başka hayal gücünün eşliğinde seyir zevki sunarak taçlandırdığı kesindir.
* http://www.medyakulubu.com/2017/07/07/anime-ve-manga-nedir/
** Buradaki değerlendirme Variety Art Works – East Press, İlahi Komedya Manga. Çeviren: İnan Öner. Yordam Yayınları, Birinci Basım, İstanbul, Haziran, 2014’te göre yapılmıştır.
*** Antoloji.com’dan alındı.