Papua Yeni Gine’deki Kombai Kabilesi‘nin tarihi; efsaneler, rivayetler ve varsayımlarla çarpıtılmış durumda. Avcı-toplayıcı bir hayat süren bu kabilenin kuralları, ritüelleri ve ahlak sistemi nesiller boyu değişime uğramamış. Brooklynli fotoğrafçı Frédéric Lagrange, kabilenin günlük yaşantısını belgelemek için ormanın derinliklerine dalıyor.
Lagrange, kabileyle anlaşmak için iki ayrı çevirmene ihtiyaç duymuş; insanların kameraya olan yabancılığı da çekimler sırasında karşılaştığı zorluklardan biri.
Kabileyle birkaç ay geçiren gezgin Oliver Steeds ise Kombai kültürünün Batılılar için gizem dolu olduğunu söylüyor. Orada hayat, iyi ve kötü ruhlara olan inançlarla şekilleniyor. Bazı ruhların ise ormanda yaşadığına inanılıyor. Tarih boyunca, katiller ve sözde büyücüler kurban edilmiş; günümüzdeki Kombai insanlarının ceza yöntemi yamyamlığı sürdürüp sürdürmediği ise bilinmiyor.
Steeds, kabilenin özgün bir mizah anlayışına sahip olduğunu ve yabancılar tarafından kolayca yanlış anlaşılabileceklerini de düşünüyor. Şakalar ve batıl inançlar bir yana bırakıldığında, Steeds ve Lagrange, Kombai insanlarının dirençli ve çalışkan bir toplum olduğu konusunda hemfikir. Ormandaki koşullar nem ve sıcaklık nedeniyle oldukça zorlu. Erkekler günlerini avlanarak ve palmiyeleri budayarak geçirirken, kadınlar beslenme düzenlerinin temeli olan ağaç posalarını çıkarıyor.
Karşılıklı hoşgörü ve yardımlaşma Kombai değerlerinin temeli. Ev sahibi klanın çevredekileri davet ettiği bir ritüel de var: Ziyafet olarak nitelendirilen adaçayı kökünü kendilerinden önce misafirleriyle paylaşıyor ve hasatı kutluyorlar.
Ne yazık ki Kombai gelenekleri, 1963 yılındaki Endonezya işgalinden beri tehdit altında. Son elli yılda 100 binden fazla yerlinin Endonezyalı askerler tarafından katledildiği biliniyor. Büyük akaryakıt ve maden şirketlerinin baskılarıyla ormanları yok ediliyor ve her geçen gün evlerinden uzaklaştırılma ihtimalleri artıyor.
Kaynak: Feature Shoot