Ana SayfaGüncelSöyleşiJanset söyleşisi |Duyguları çok güçlü, çalışkan, pozitif bir kadının hikayesi

Janset söyleşisi |Duyguları çok güçlü, çalışkan, pozitif bir kadının hikayesi

-

90’lı yıllar kültür sanatın her dalı için çok özel yıllardı hiç şüphesiz. Edebiyat adına, müzik adına, tiyatro adına, sahne sanatları, güzel sanatlar, medya, televizyon, radyo… Çok geniş bir alanda, derinliği azımsanmayacak derecede kapsamlı işler yapıldı. 90’lı yıllar hakikaten güzeldi. Hatta 2000’li yılların ilk çeyreği de bu güzelliğe kendini dahil edebildi diyebiliriz.

Özellikle televizyon kanallarımızda çok iyi işlere imza atıldı. Televizyonun kitlelere hızlıca ulaşabilme özelliğini göz önünde bulundurursak o dönemlerde yapılan işlerin düzgünlüğünü, kalitesini; o dönemde televizyonda iyi işler yapıp, yetişip günümüze kadar gelen kişilerin emeğini es geçemeyiz. Haber programlarından tutun dizilere, yarışma programlarından tutun magazin programlarına, sitcomlardan tutun gece yarısı yayınlanan Talk Show’lara hatta reklamlara varana kadar televizyonun her kademesinde yapılan işler şahaneydi.

90’lı yıllarda televizyon dünyamızda en özel ve güzel işlerin kadrolarında bulunmuş, o işlerin altına en içten performansıyla harika imzalar atmış çok özel bir kadınla söyleşi yapabilmenin mutluluğunu yaşamaktayım. Benim için özellikle “Ayrılsak da Beraberiz” sitcomuyla çok özel bir yere sahip olan Janset ile uzun, kapsamlı ve çok güzel akan böylesine bir söyleşi yapmak hayalimin gerçekleşmesi anlamında unutmayacağım bir yerde duracak. Söyleşiyi kabul edip beni mutlu ettiğiniz için teşekkür ederim.

Başlayalım mı? Buyurun lütfen ☺

Aynur Kulak: Janset Hanım sohbetimizi bir yolculuk gibi düşündüğüm için en baştan başlamak istiyorum. Anneniz, babanız Almanya’ya çalışmak amacıyla gidiyor ve siz Münih’te dünyaya geliyorsunuz. Kaç yaşınıza kadar Münih’te kalıyorsunuz bilmiyorum fakat sonra Antalya’ya geliyorsunuz. Geliş o geliş galiba. Siz mi istediniz Antalya’ya gelmeyi yoksa aileniz mi sizin için daha iyi olacağını düşündü? Çünkü biyografinizi okuduğumda Antalya’ya gelişiniz önemli bir başlangıç aşaması.

Janset: Öncesinde Ankara var. 7 yaşımdayken dönüyoruz Almanya’dan Ankara’ya. İlkokul sonrası babam da dönüş yapıyor ve Antalya’ya yerleşiyoruz. Çocukluğunuzda ailenizin tercihleri hayatınızı belirliyor. Ortaokul ve liseyi de Antalya’da okudum. Çocukluğumdan beri kurduğum oyunculuk hayalimin profesyonel olarak ilk adımı Çizgi Tiyatrosu oldu. Fosforlu iplere blacklight ışığı altında hayat veriyorduk, biz görünmüyorduk ama sahne heyecanına alışmak adına çok güzel bir tecrübe idi benim için. Nusret Demir ve Banu Uzcan‘a buradan tekrar teşekkür ediyorum. O dönemden çok güzel dostlar kazandım, Hakan Yılmaz, Cem Dede araya yıllar girse de kaldığımız yerden aynı ve hatta daha da büyük sevgiyle devam ettiğimiz canlarım. Ne mutlu bana.

-Yukarıdaki soruyu biraz da şu yüzden sordum. Özellikle, siz mi istediniz yoksa ailenizin kararı mıydı Antalya’ya gelmeniz sorusu sizin çocukluğunuzda, ilk gençlik yıllarınızda hayallerinizin ne olduğunu merak etmeme sebebiyet verdi. Almanya’da kalabilir, orada da bir hayat kurabilirdiniz kendinize. Janset yolculuğuna neleri hayal ederek başladı?

Ben de ilk soruyu cevaplarken “ne kadar detaya girmeli” diye düşünürken bu soru isabet oldu. 18 yaşına kadar teknik olarak da bağlı olduğumuz için, ne yapmamız gerektiğini belirleyen anne babamız oluyor çünkü şartları sağlayan onlar.Dolayısıyla o dönemde benim bir tercih hakkım yoktu. Bir şeye karar vermek ya da bir değerlendirme yapmak için iki taraf hakkında da bilgi veya fikir sahibi olmak gerek. Ben de ikisi de yoktu. Ama bugünden o güne dönüp baktığımda, eğer 18 yaşımda oradan dönme kararı almış olsalardı döner miydim bilmiyorum. Oradaki eğitim ve yaşam hakkı standartları ve yapmak istediğim oyunculuğun imkanları çizgisinde orda çalışır burda da yaşardım sanki. Gitmeli, gelmeli yaşam tarzını seviyorum. Çocukluğumdan beri dans, müzik, spor, oyun vazgeçilmezlerim. Bunları içine koyabildiğim her şeyi yapmayı çok seviyorum. Oyunculuğun içinde hepsi var ve sahnede işimi yaparken çok ama çok mutluyum.

-1990 yılında henüz 19 yaşında animatörlük yapmaya başlıyorsunuz Antalya Çizgi Tiyatrosu’nda. Yolculuğunuz ilk olarak tiyatro ile şekillenmeye başlıyor aslında. Sonra mankenlik yapmaya başlıyorsunuz uluslararası ajanslarda. Yıllar sonra ilk başladığınız yere tiyatroya geri dönüyorsunuz fakat bir şeylerin olabilmesi için mankenlik yapmak durumunda mıydınız? Şartlar, hayat bunu mu gerektirdi yoksa tercihim bilinçliydi, yerinde bir tercihti mi dersiniz?

Hayallerine doğru yol alırken, o yolda rastladığın insanlar, olaylar, durumlar, imkanlar ve tüm bunlarla ilişkin, verdiğin tepki ve hissettiklerin seni şekillendiren. Farkına varırız ya da varmayız ama hedef değil serüvendir asıl bizi biz yapan. Ailemden para istemek o yaşlara gelince zor gelmeye başladı. Çalışmak istediğimde önce bir turizm şirketinde sekreterlik yapmaya başladım. O çok kısa sürdü çünkü abim aracılığı ile yolum Çizgi Tiyatrosu ile birleşti. Çok verimli ve güzel bir dönemdi. Sonra yollarımız ayrıldı. Mankenlik ajansında sekreter olarak çalışmaya başladım ama fiziğim manken ve modellik yapmaya da uygun olduğu için derslere de giriyordum, sonrasında da aynı zamanda defilelere de gitmeye başladım. O süreçte Antalya’da çekilen bir iki reklam filminde figüranlık da yaptım. O dönem henüz kumarhaneler kapanmamıştı ve krupiyerlikten güzel para kazanıldığını duydum. Marco Polo’ya eleman alırlarken ben de gittim. Eğitim sonrası masalara çıkmaya başladım. Önceleri sadece rulet masasında çip toplarken yavaş yavaş oyun oynatmaya da geçtim. Antalya’da olan tatil köylerindeki casinolara geçici olarak gelen bir ekipti bu ve sezon bitince İzmir’e döneceklerdi. İşimi çok severek yapıyordum, inanılmaz bir hesap kabiliyeti gelişmişti. Müdürüm de benden çok memnundu. Anne ve babama şirketin beni de İzmir’e götüreceğini söyleyerek, ailemin yanından ayrılmış oldum. Ta Ta Ta Taaaa. Ve kuş yuvadan uçar. Orada hem Efes Otel’de krupiyerlik hem de mankenlik yapıyordum. Gaye Sökmen’in İzmir’de yaptığı bir defilede tesadüfen bulunmam ve Sait Sökmen ile tanışmam da İstanbul’a gelmem için bir kapı oldu. Sait Sökmen “İstanbul’a gelmeyi düşünüyor musun?” diye sordu. O an aklımda yoktu ama “evet” çıktı ağzımdan. Geldiğimde aramamı söyledi. Casinoya istifamı verdim ve İstanbul’a gittim. 1994 yılında Gaye Sökmen Ajans ile anlaşma yaptım ve bu birliktelik 10 yıl devam etti. Şimdi, şöyle bakınca, hiçbirini ben hesaplamadım, önüme çıkan seçenekler arasından bu yolları seçip ilerlemişim. Tüm bu süreçler yaşanırken okullu olmak için sınavlara da girdim. Okul yolundan olmadı ama başka türlü yollarla hedefime ilerliyordum. O an, içinde yaşadığın hayatın koşulları, ruh halin, isteklerin, engellerin, heveslerin, aşkların, imkanların, yapabilme gücün, tutkun, şansın, kendine inancın, cesaretin ve en önemlisi ne kadar istediğin… Bunlar belirleyici oluyor.

  -1994 yılında İstanbul. Mankenlik vesilesiyle geliyorsunuz. Ve iki yıl kadar sonra televizyon programları dönemi başlıyor Janset için. Okan Bayülgen’in Televizyon Çocuğu programı bir tür sıçrama tahtası görevi görüyor hayatınızda. Sizce bunun nedeni neydi? Şöyle bir yorum var mesela Televizyon Çocuğu programı ile ilgili yorumlarda sizinle ilgili: “Programı açarken kamerayı öpen, pozitif enerjili güzel kız.” ☺

Evet. Sevgili hocam, üstat Sait Sökmen “gel” dedi. Geldim. Gaye ile geçirdiğimiz 10 yılda, artık vitesi 2’ye takmıştım. Bir hız almıştım ve yol almaya başladım. Kısacıktı saçlarım o zaman. O kadar kısa saçlı kadın model olmadığı için ve adımı da hemen öğrenmek kolay olmadığı için “kısa saçlı kız var ya, ha onu istiyoruz” diye çekimlere seçiliyordum. Çok güzel yıllardı. Bir taraftan hem dans edebildiğim, müzikle ve kıyafetle içiçe geçebildiğim manken ve modelliği yapıyordum, diğer tarafta da televizyon dünyası… Eğlence sektörünün tam anlamıyla içine girmiş oluyordum. Sait Sökmen, Bilge Tuğsuz, Uğurkan Erez gibi isimlerle çalışmak çok ama çok öğretici bir süreçti. O dönemdeki defilelerin koreografilerini öğrenebilmek için sadece güzel olmanız yetmiyordu. O koreografiyi bir günde öğrenecek ve ertesi gün kıyafetinle yapmayı becerecek kadar akıllı da olman gerekiyordu. Ve yarım dakikada tam bir kıyafeti giyecek kadar hızlı ve becerikli olman da. Televizyonda da bambaşka bir atmosfer ve disiplin var. Hayallere giderken karşına çıkan insanlar da çok önemli. Çünkü öyle yada böyle bir iz bırakacaklar. Televizyon çocuğu, üçüncü dönüm noktamdır Nusret Demir ve Sait Sökmen’den sonra. Okan Bayülgen ve Şafak Bakkalbaşıoğlu, döneminin önden giden kafalarıydı. Başka türlü bir düşünme şeklini sundular seyirciye. Bana sundukları alan, benden istedikleri ve beni sunumlarındaki ortak aklı ve radikalliği çok sevdim. Programın açılış sunumunu havuz kenarında çekmiştik mesela. Suya atlayıp suyun altından yapıyordum açılış sunumunu. Zorlanmadım uyum sağlamakta, enerjimi, farklı gelen hallerimi sevdiler. Seyirci de sevdi. Çok uyumlu bir ekip olduk ve uzun soluklu bir işe imza attık. Öğrenmeye bayılırım, akıllı insanlara hayranım, çabuk öğrenirim, soru sormaktan çekinmem, anlamazsam tekrar sorarım. Kocaman ekiplerle çıkarılan işlerin ortak sevgi ve saygısının gücüne inanırım. Ortaya çıkan enerjiyi ve emeği çok kıymetli buluyorum. o yüzden ben de elimden gelenin en iyisini yapmaya özen gösteririm.Seyircinin sevgisinin yan-ısıra, insanların seninle çalışmak istemesinde ekip ile ilişkin ve işine saygın da çok önemli. Hayatıma değen herkese teşekkür ediyorum.

-1997 yılında 66 bölüm süren Tatlı Kaçıklar. 1998 yılında 75 bölümlük Klass Magazin. 1999-2002 yılları arasında 412 bölüm süren Ayrılsak Da Beraberiz. Ki bu Sit-Com’un yerli üretim (Bir Kadın Bir Erkek Sit-Com dizisini düşünürsek; o bir uyarlamaydı mesela) olduğunu düşünürsek televizyon tarihimizin fenomenidir. 2000 yılında senaryosunu Atilla İlhan’ın yazdığı 13 bölümlük tv dizisi Baykuşlar Saltanatı . 2000 yılında 90 bölümlük Banvit Lezzet Show. 2002-2004 yılları arasında Yarım Elma dizisi. 2003 Patron Kim? mini dizisi. Her proje uzun soluklu ve televizyon tarihimiz adına çok iyi işler. Tesadüf denemeyecek kadar düzgün işler. Sizin bu projelerde yer almanız da tesadüf değil bence. Niye tercih edildiniz ve tüm bu işlerin sizde bıraktığı duygular ne oldu?

Öncelikle saydığınız tüm projeler adına teşekkür ediyorum güzel yorumunuz için. “Kariyerini seçtiğin değil reddettiğin işler de belirler.”. “Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz.” İlk sözü kimin söylediğini bilmiyorum ama duyduğumda çok hoşuma gitmişti. Çünkü gelen tekliflerin arasından hangisini yapmam gerektiğine karar vermek önemliydi. Şanslıydım. Hep bir proje biterken diğeri, alternatifleriyle geldi. Sunulan şartlar, işin şekli, parası, benim o dönemki kariyer planlamam, hangisini seçeceğimi belirliyordu. Ama bütün bunların yanında iç sesi. O ses var ya, o söylüyor ve o belirleyici oluyor, en azından bende. Eğlence sektöründe, isim ne kadar hafif ise de işin içerisi hayli ağır. Eğlendirmek de diğer her iş kadar zor. Riskleri, tehlikeleri, şartları… Büyük paraların olduğu, bir anda çok fazla alana sesini duyurabilen, şekillendirebilen, etkileyen… hem maddi hem manevi fedakarlıklarının, risklerinin olduğu bir sektör. Dolayısıyla işin tekniği değil seyri eğlence. Yaptığım işlerdeki performansın beğenilmesi, para kazandırıyor olmam, seyircinin sevmiş olması ve seyredilirlik oranı da diğer işlerin gelmesinin önünü açıyor oldu. İşin yapım tarafında olanlar, bu konuda hassastır. Para kazandıran kişiyi hemen görürler. Ve karar aşamasında ekip ile uyumu ve işbirliği ve çalışma kolaylığı da etkili oluyordur mutlaka. Yaptığım her iş, çalıştığım her insan olumlu yada olumsuz bir şeyler kattı hayatıma. Severek yapacağım işleri seçtim, yaparken de çok sevdim.

-Yukarıda sıraladığım işlere baktığımızda Türk televizyonlarının ulusal kanallarında çok güzel, kaliteli, nitelikli işlerinin yapıldığı (90’lı yıllara tekabül eden) bir dönem var. Ve bu dönemde yapılan projelerde siz varsınız. Bunlar sit-com, TV Show, dizi, yarışma programları, magazin… Bir daha böyle bir dönem yaşanmadı televizyonlarımızda. Bunu normal mi karşılamamız gerekiyor? Bir dönemdi olması gerektiği gibi oldu geçti bitti mi yoksa bizler çok çabuk kirleten, bozan, kötü tüketiciler miyiz? Geliştirerek ve üstüne artı değerler koyarak ilerlemiyoruz sanki. Katılır mısınız buna?

Her şey değişken . TV de öyle elbette. Ne tarafa doğru değişeceği, gelişeceği ise o sihirli kutunun başında elinde değneği ile bekleyen “güç”e bağlıdır. Bizden 100 yıl önce bu işin matematiğini çözmüş, tekniğini geliştirmiş, örnek olarak duran ülkeler var. Ne şekilde nasıl yatırım yapılacağı, bir projenin başarılı olması için gerekli asgari şartların ne olduğu, sendikalar ve meslek birliklerinin nasıl işlediği ve işbirliği yaptığı, senaristin, yönetmenin, müzisyenin, oyuncunun, yapımcının katkı ve haklarının sözleşmelerde nasıl yer aldığı ve korunduğu, yayınlayacak olanların ve o yayına reklam verecek olanların etkisi, durduğu ve hatta durması gereken yer , kamera arkasının emek haklarının nasıl korunduğu, stüdyolardaki teknik donanımın nasıl olması gerektiği gibi en temel soruların hepsi cevaplanmış. Bütün bunların olması ve oturması için de çok fazla badire atlatılmış. 100 yıl geride olmanın avantajı, bu badireleri atlatmış örneklerinden ders alıp yolunu kısaltabilecek olmak. Başlangıçta örneklerine bakarak ilerlenmiş. Biz o döneme denk gelmiş şanslı insanlarız. Sonrasında ne olduysa, ekonomik krizlerle beraber, yapımcı,yayıncı ve reklam verenler kaliteyi ikinci plana atarak, projenin bütçesini kısmak ve alınan reklama göre diziyi uzatmak gibi bir “dahiyane” fikirle, çöküşü başlatmış oldular. Binlerce insanın çalıştığı kocaman bir sektör bu. Bir anda batıp bir anda kocaman kazanabileceğin bir sektör. Riskleri kadar kazançları da değişken. Tüm çalışanlarının hakkını verdiğinde, çalışma şartlarını olması gereken standarta çektiğinde 10 liraya yapılacak işi 1 liraya yapmaya çalışarak dünya çapında işler beklemek ne kadar gerçekçi ve sektöre yarar bir tavırdır bilemem. Ben bir faydasını görmediğim gibi sektör şu an bu yanlışın cezasını her gün milyonlarca dolar kaybederek ödüyor. Dilerim bir an önce ilgili sendika ve meslek birlikleri ile olması gereken teknik ortaklığı kurarlar da sektör daha fazla zarar etmekten kurtulur. Çalışanından ve üreteninden keserek ve onları mağdur ederek sadece kendi cebine girecek bin liraların hesabını yaparak sektörü genişletemez, cebine gireni büyütemezsin. Herkesin hakkını verip, çalışma alanını olması gerektiği gibi yapıp, kaliteyi yükselterek, proje çeşitliliğini çoğaltarak milyonların akmasını sağlayabilirsin. Herkesin kendi kanalını açabildiği şu günlerde, tv dünyasının bir an önce işbirliği yapması lazım. Ya da benim hiç bilmediğim bir hesap var ve ben görmüyorum. Ama son 10 yılda gördüğüm kadarıyla şartlar daha ağır. Birilerinin hatayı kabul edip işbirliği çağrısı yapması lazım. Arabulucular ve hukukçular bu yüzden var.

-Netflix çıktı biliyorsunuz. Sinema sektörü ve dizi sektörü bu tür platformlar üzerinden ivme kazanmaya başladı. Avrupa ve Amerika’da çok iyi 20 dakikalık dram veya sit-com diziler var. İngiltere’de Phoebe Waller Bridge 33 yaşında Fleabeg gibi bir dizi yaptı ve dünyaca ünlü fenomen oldu. Biz de ise televizyon hep “Aptal Kutusu” denilerek küçümsendi. Yine geç kaldığımız, ‘iyi yapılan işler anlamında’ olanı da geliştiremediğimiz yerli manzaraya şöyle bir baktığınızda yine de iyi işler yapmaya tekrar başlayabiliriz diyebilir misiniz? Televizyonculukta dünyayı yakalayabilme şansımız ne?

Televizyon bir kutudur. Onun içine koyduğun şey ise koyanın zeka, akıl ve aptallığını gösterir. Seyirciyi, önüne sunulan aptallıklardan birini seçiyor diye günah keçisi yapamazsın.Yaptığın her aptallığı bir seyreden var diye de kendini akıllı sayamazsın. Seyirciye ve dolayısıyla kendine saygı gösteren yapımlar ve yapımcılar her zaman olacak ve tv olmasa da başka mecralar bulacak. Eğlence sektörü, insanlara hoş vakit geçirtmek için var. Kimse seyrederken profesör olmayı beklemiyor zaten. Hayatın her alanından bir parça yansıma sunmak. Ordan gördüğün de sen oluyorsun. Bugün, büyük bir seyirci kitlesini kaybetti tv. Gerek teknolojik yeniliklerden dolayı, gerek yayın kalite ve politikasındaki özensizlik sebebiyle.Ya dönüşecekler ya da bitecekler. Şu an yayın programı, içerik ve şartlara bakılırsa hepsinin zararda olmaktan başka bir durumu yok. 2 ile 1’i toplayıp 5 yapamazsınız. Olumsuz anlaşılabilir söylediğim ama değil. Şu anki durumun tablosudur bu. Tablo olumsuz. Ama toparlayabileceğimize dair elbette her zaman umudum var. Çünkü çok güzel hikayeler, yetenekler ve güzellikler var. Çok çok daha iyisini yapabilecek akıl, zeka, yetenek ve güce sahibiz. Özür dilemeyi öğrenmemiz lazım. Hem de en kısa sürede.

-Televizyon ile ilgili önümüzdeki yeni dönemde yeni projeler var mı? Tekrar televizyonda görebilecek miyiz sizi? Şöyle de sormak isterim bu soruyu: İyi işler, sağlam senaryolar gelirse tabii neden olmasın der misiniz? Yoksa sandığımız gibi sadece iyi işler ve sağlam senaryolar artık yeterli değil mi?

Proje hep var. Projenin ne zaman, nereye, nasıl olacağını ise o günkü şartlar ve gelişmeler belirliyor artık. Haftalık 2 saatlik hiçbir projenin iyi bir iş olacağını sanmıyorum. Tüm çalışanlarının hiç uyumadan, o haftaki bölümü yetiştirmek için sefil olmasını istemem. Önden hazırlığını yapabileceğim, en az 3 bölümü yedekte tutacağımız, günde 10-12 saat çalışacağım, haftada en az 2 gün dinleneceğim, senaryosunu mümkünse çekime girmeden 3 gün önce alacağım, zaten olması gerekenlerin lütuf olarak sunulmayacağı, bir karavana 10 kişi tıkıştırılmayacağım, beklediğim süreçte sakince oturup dinlenebileceğim, kışın ısınacağım, yazın serinleyeceğim, tuvaletin temiz olduğu, yemeğin lezzetli olduğu, herkesin ödemesini gecikmeden aldığı, tüm ekibe saygılı ve korumayı bilen bir yapımcı, güzel bir proje sunarsa elbette çalışırım. Gördüğünüz gibi isteklerim gayet haklı ve çok insani. Ama cümleleri uzun olduğu için, genelde hak isteyen gürültü yapıyormuş gibi geliyor. Ne garip di mi?

-Sosyal medyayı da anlamadan, dinlemeden çok hızlı kullanarak, çabucak kirlettik. Fakat siz çok iyi ve pozitif bir şekilde kullanıyorsunuz ve buradan pek çok kişiye ulaşıyorsunuz. Sosyal ağlardaki iletişim ile ilgili düşünceleriniz neler? Kollektif bilinci ne derece oluşturabildik bu ağlarda?

Ben de bozarak öğrendim. Öğrenmiş de değilim gerçi anlamaya çalışıyorum diyelim. Elinde telefonla yaşayan insanları görünce, hiç bilmediğimi bile düşünüyorum. Facebook’u ilk, oyun oynamak için açtım. Hiç bulaşma niyetim yoktu o yüzden takma isimle açtım. Sadece oyun oynuyordum. Dizi işlerine ara vermeye karar verdiğim süreçti. Sendika işleri arasında ordan oraya koştururken en büyük eğlencem olmuştu sanal çiftlik ekip biçmek. Superonline ilk çıktığı zaman bir site yapmıştım. Hatta dergi de çıkarıyordum Neysen O diye. Melike Birgölge o zaman röportaj yapan isimlerdendi mesela. Eğlenceli idi. Sonra tekrar bulaşmak istemedim ama oyun kısmını görünce atladım elbette. Twitter çıktığında coştum. Oraya görüşünü yazmanın marifet olduğu gazına ben de gelmiştim. Ama hiçbir zaman herhangi bir isme hakaret etmedim. Eğer bir eleştirim varsa duruma dairdi tepkim, makama idi eleştirim. Yine o gazla iyi niyetli olduğunu düşündüğüm her çağrıya destek oldum, ben de yazdım iki kelam… Gezi Parkı sürecinde çok başka bir yeri oldu twitlerin. Bambaşka. Sonra birden, herkesin istediğine istediği gibi salladığı, her düşüncenin saygısızca hakaretle yargılandığı bir şekle dönüştü. Sayfam hacklendi, telefonum paylaşıldı. Zor bir süreçti. Mağdurun zalime, suçlunun güçlüye dönüştüğünü gördüm. İyi niyetle yazdığınız bir yazının nasıl aleyhinize ve kötüye dönüştürüldüğünü gördüm. “Ne demek barış?” diye saldırıldığını gördüm. Değer verdiğim bir görüşün, şuursuz ve önyargılarla nasıl cahilce bambaşka yerlere çekildiğini gördüm. Bu linçten tuhaf bir keyif yaşandığını hissettim, rahatsız oldum. Bazı şeyleri tartışmanın, değerinden götürdüğünü hissettim ve gerek de olmadığını anladım. Başkasının değersiz bulması, sizin verdiğiniz değeri eksiltmiyor. Çok fazla kullanmıyorum artık. Hiçbir yere varmayacağına inandığım tartışmalara girmemeyi tercih ediyorum. Sevdiğim şeyleri, önem verdiğim konu başlıklarını veya takip edilmesini istediğim tavsiyelerimi paylaşıyorum. Yeni bir sayfa açtım ama bir şeyleri duyurmak yada paylaşmazsam çatlayacağım şeyleri yazıyorum. Büyümesini istediğim enerjileri paylaşıyorum. Instagram keyifli. O daha yumuşak bir ortam. Bu mecra da çok değişken. Uyandığımız andan uyuyana kadar selfilerle yaşadığımız dönemi de atlatacağımıza inanıyorum. Kendini paylaşmanın farklı bir yoluydu, herkes kendine göre bir hevesle yaşıyor. Bakalım nereye evrilecek.

—2018 yılında tiyatroya döndünüz. Romantizma oyunu ile. Tiyatroya 1990 yılında animatörlükle merhaba diyorsunuz sonrasında hayat başka yönlere yönlendiriyor konuştuğumuz gibi. Tiyatro teklifi gelince ne hissettiniz? Onca gidilen yoldan sonra tekrar tiyatro ile buluşmak sosyal hesaplarınızdaki paylaşımlarınıza baktığımızda da size çok iyi gelmiş gibi gözüküyor.

2015 yılında İstanbul Jest Tiyatrosu ile oynadığım Aşk Terapisi uzun aradan sonra oynadığım ilk tiyatro oyunu. Teklif geldiğinde çok mutlu oldum çünkü artık sendika ve meslek birliği işlerini hafifletmiştim, tekrar çalışmaya başlamaya hazırdım ve işimi çooooook özlemiştim. Televizyona henüz bir şey yapma isteğim olmadığı için de tiyatro çok iyi geldi. Çok da güzel turneler yaptık. İkinci senesinde, diğer oyuncuların dizi ve sinema projeleri nedeni ile devam edemedik. Ama ben başlamış oldum tekrar. Romantizma, sevgili Murat Dişli’nin teklifi. Oyunu sevince Gergedan Yapım Cengiz Şahin ile anlaştık. Oktay Şenol ile güzel bir çalışma yürüttük. Gökçe Özyol ile yeni tanışıyor olmamıza rağmen olağanüstü bir uyum yakaladık. Birlikte oynaması çok keyifli bir oyuncu. Gerçekten dolu dolu bir sezon geçirdik. Hem Gergedan ekibine hem gelen tüm seyircilere çok teşekkür ediyorum. Hasret gidermek iyi geldi. Cengiz bir gün oyundan sonra “senin sahneden inmemen lazım” dedi. İnşallah. O kadar seviyorum ki oynamayı. İnsanları eğlendirmek, benimle oldukları o 2 saatte başka bir alemde yaşatmak hoşuma gidiyor. Oyun sonrası gözleri gülerek gelip sarılıyorlar ya… Nasıl özel ve güzel. Çok özlemişim. Hep güzel projelerle sahnede olayım inşallah.

-Oyuncu Telif Birliği Denetleme Kurulu Başkanı’sınız. Faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Gündeminizde neler var ve bundan sonraki süreçlerde neler yapacaksınız? Ülkemizde telif konusu hala büyük bir yara. Emeğin maddi karşılığı olmaz diyenler var ama emeğin karşılığı tam tersi ilk önce maddi olmalı öyle değil mi bir değerinin olması için?

“Emeğin maddi karşılığı olmaz” diyen, emekçinin hakkını gasp ediyor demektir. Düşünülmeden kurulmuş bir cümle ve hiçbir şeye hizmet etmiyor. Yediğiniz ekmekten, gece üstünüze örttüğünüz yorgana kadar her şeyde emek var ve her emeğin bir karşılığı vardır ve olmalıdır da. Her mesleğin kendine has özellikleri var. Bu özellikler de çalışma şartlarını belirler. Oyuncular da müzisyenler gibi icracı sanatçılardır ve telif hakları var. Bugün müzik dünyası telif alırken televizyon dünyasının neden bundan mahrum edildiğini ve göz göre göre teliflerinin neden ödenmediğini anlamak mümkün değil. Telif ödenmiyor, emek karşılığı ödenmiyor. Üreticinin mağdur olduğu bu sektörde, sadece başrol, yatırımcı , kanal ve yapımcı bazlı düşünmek sektörün en büyük hatasıdır. Sadece işverenin kazandığı ve de bundan kazançlı çıktığı bir iş örneği yoktur. Eğlence sektöründe paradan kısamayacağın zorunlu harcamaların var. Bunlar olmadan sağlayacağın başarı kısa vadeli ve çökmeye mahkum. Telif hakkımızın diğer ülkelerde var sayılıp ödenmesi, kendi ülkemizde ise verilmemesi için sürekli oyunbazlık edilmesi çok acıklı. Çünkü bu kısa günün karı kimseyi kurtarmamakta.Telif Birliklerine verilmesi gereken bütçe verilmediği gibi, bunun yerine yıllık ödenen gider masrafları “gereksiz” bulunduğu için kesildi. Telif toplayamayan telif birlikleri, ellerinden paraları da alınarak kendi haline bırakılmış durumda. Çok acil olarak bütün ilgili birimlerin arabulucu ve hukukçularla teknik ortak paydada işbirliği yapması gerekiyor.

-Son zamanlarda neler yapıyorsunuz?

Çiçeği burnunda yeni mezun yönetmen olmasına rağmen, çok güzel kısa filmlere imza atan sevgili Hatice Aşkın’ın “App” isimli kısa filminde oynadım. Senaryosu ile dünya prömiyerini Bosna Hersek’te Sarajevo Film Festival’de yapmaya hak kazanmıştı. Ağustosta gösterime girecek. Heyecanlıyız.Dilerim istenileni vermişimdir.Çok güzel bir ekip vardı. Herkesin emeğine sağlık. Onun yanısıra Change.org’ta bir kampanya başlattım “Çocuk istismarına son” başlıklı. 1 milyon imza toplandığında, gönüllü avukatlarla meclise götüreceğiz ve konunun takipçisi olacağız. Çok hassas bir konu ve bu konuda öne sürülen hiçbir mazeret çocuklarımızdan daha kıymetli olamaz. Bu konuda sevgili öğretmenimiz Saadet Özkan Efe ile de bağlantıya geçtim. Onların yürüttüğü sivil toplum örgütü UCİM ile de bu süreçte dirsek temaslı ilerleyeceğiz. Bunların yanısıra 2014’ten beri devam Otizm gönüllüsü çalışmam, İstanbul Otizm Gönüllüleri Derneği destekçisi olarak devam ediyor.

İmza kampanyası için tıklayın.
www.ucim.org.tr
Instagram: /ucimorgtr

\n

90\u2019l\u0131 y\u0131llar k\u00fclt\u00fcr sanat\u0131n her dal\u0131 i\u00e7in \u00e7ok \u00f6zel y\u0131llard\u0131 hi\u00e7 \u015f\u00fcphesiz. Edebiyat ad\u0131na, m\u00fczik ad\u0131na, tiyatro ad\u0131na, sahne sanatlar\u0131, g\u00fczel sanatlar, medya, televizyon, radyo\u2026 \u00c7ok geni\u015f bir alanda, derinli\u011fi az\u0131msanmayacak derecede kapsaml\u0131 i\u015fler yap\u0131ld\u0131. 90\u2019l\u0131 y\u0131llar hakikaten g\u00fczeldi. Hatta 2000\u2019li y\u0131llar\u0131n ilk \u00e7eyre\u011fi de bu g\u00fczelli\u011fe kendini dahil edebildi diyebiliriz. <\/p>\n\n\n\n

\u00d6zellikle televizyon kanallar\u0131m\u0131zda \u00e7ok iyi i\u015flere imza at\u0131ld\u0131. Televizyonun kitlelere h\u0131zl\u0131ca ula\u015fabilme \u00f6zelli\u011fini g\u00f6z \u00f6n\u00fcnde bulundurursak o d\u00f6nemlerde yap\u0131lan i\u015flerin d\u00fczg\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc, kalitesini; o d\u00f6nemde televizyonda iyi i\u015fler yap\u0131p, yeti\u015fip g\u00fcn\u00fcm\u00fcze kadar gelen ki\u015filerin eme\u011fini es ge\u00e7emeyiz. Haber programlar\u0131ndan tutun dizilere, yar\u0131\u015fma programlar\u0131ndan tutun magazin programlar\u0131na, sitcomlardan tutun gece yar\u0131s\u0131 yay\u0131nlanan Talk Show\u2019lara hatta reklamlara varana kadar televizyonun her kademesinde yap\u0131lan i\u015fler \u015fahaneydi. <\/p>\n\n\n\n

90\u2019l\u0131 y\u0131llarda televizyon d\u00fcnyam\u0131zda en \u00f6zel ve g\u00fczel i\u015flerin kadrolar\u0131nda bulunmu\u015f, o i\u015flerin alt\u0131na en i\u00e7ten performans\u0131yla harika imzalar atm\u0131\u015f \u00e7ok \u00f6zel bir kad\u0131nla s\u00f6yle\u015fi yapabilmenin mutlulu\u011funu ya\u015famaktay\u0131m. Benim i\u00e7in \u00f6zellikle \"Ayr\u0131lsak da Beraberiz\" sitcomuyla \u00e7ok \u00f6zel bir yere sahip olan Janset ile uzun, kapsaml\u0131 ve \u00e7ok g\u00fczel akan b\u00f6ylesine bir s\u00f6yle\u015fi yapmak hayalimin ger\u00e7ekle\u015fmesi anlam\u0131nda unutmayaca\u011f\u0131m bir yerde duracak. S\u00f6yle\u015fiyi kabul edip beni mutlu etti\u011finiz i\u00e7in te\u015fekk\u00fcr ederim. <\/p>\n\n\n\n

Ba\u015flayal\u0131m m\u0131? Buyurun l\u00fctfen \u263a <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Janset Han\u0131m sohbetimizi bir yolculuk gibi d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm i\u00e7in en ba\u015ftan ba\u015flamak istiyorum. Anneniz, baban\u0131z Almanya\u2019ya \u00e7al\u0131\u015fmak amac\u0131yla gidiyor ve siz M\u00fcnih\u2019te d\u00fcnyaya geliyorsunuz. Ka\u00e7 ya\u015f\u0131n\u0131za kadar M\u00fcnih\u2019te kal\u0131yorsunuz bilmiyorum fakat sonra Antalya\u2019ya geliyorsunuz. Geli\u015f o geli\u015f galiba. Siz mi istediniz Antalya\u2019ya gelmeyi yoksa aileniz mi sizin i\u00e7in daha iyi olaca\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc? \u00c7\u00fcnk\u00fc biyografinizi okudu\u011fumda Antalya\u2019ya geli\u015finiz \u00f6nemli bir ba\u015flang\u0131\u00e7 a\u015famas\u0131. <\/h4>\n\n\n\n

Janset: \u00d6ncesinde Ankara var. 7 ya\u015f\u0131mdayken d\u00f6n\u00fcyoruz Almanya\u2019dan Ankara\u2019ya. \u0130lkokul sonras\u0131 babam da d\u00f6n\u00fc\u015f yap\u0131yor ve Antalya\u2019ya yerle\u015fiyoruz. \u00c7ocuklu\u011funuzda ailenizin tercihleri hayat\u0131n\u0131z\u0131 belirliyor. Ortaokul ve liseyi de Antalya\u2019da okudum. \u00c7ocuklu\u011fumdan beri kurdu\u011fum oyunculuk hayalimin profesyonel olarak ilk ad\u0131m\u0131 \u00c7izgi Tiyatrosu oldu. Fosforlu iplere blacklight \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131 alt\u0131nda hayat veriyorduk, biz g\u00f6r\u00fcnm\u00fcyorduk ama sahne heyecan\u0131na al\u0131\u015fmak ad\u0131na \u00e7ok g\u00fczel bir tecr\u00fcbe idi benim i\u00e7in. Nusret Demir ve Banu Uzcan\u2018a buradan tekrar te\u015fekk\u00fcr ediyorum. O d\u00f6nemden \u00e7ok g\u00fczel dostlar kazand\u0131m, Hakan Y\u0131lmaz, Cem Dede araya y\u0131llar girse de kald\u0131\u011f\u0131m\u0131z yerden ayn\u0131 ve hatta daha da b\u00fcy\u00fck sevgiyle devam etti\u011fimiz canlar\u0131m. Ne mutlu bana.<\/p>\n\n\n\n

-Yukar\u0131daki soruyu biraz da \u015fu y\u00fczden sordum. \u00d6zellikle, siz mi istediniz yoksa ailenizin karar\u0131 m\u0131yd\u0131 Antalya\u2019ya gelmeniz sorusu sizin \u00e7ocuklu\u011funuzda, ilk gen\u00e7lik y\u0131llar\u0131n\u0131zda hayallerinizin ne oldu\u011funu merak etmeme sebebiyet verdi. Almanya\u2019da kalabilir, orada da bir hayat kurabilirdiniz kendinize. Janset yolculu\u011funa neleri hayal ederek ba\u015flad\u0131?<\/h4>\n\n\n\n

Ben de ilk soruyu cevaplarken \u201cne kadar detaya girmeli\u201d diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrken bu soru isabet oldu. 18 ya\u015f\u0131na kadar teknik olarak da ba\u011fl\u0131 oldu\u011fumuz i\u00e7in, ne yapmam\u0131z gerekti\u011fini belirleyen anne babam\u0131z oluyor \u00e7\u00fcnk\u00fc \u015fartlar\u0131 sa\u011flayan onlar.Dolay\u0131s\u0131yla o d\u00f6nemde benim bir tercih hakk\u0131m yoktu. Bir \u015feye karar vermek ya da bir de\u011ferlendirme yapmak i\u00e7in iki taraf hakk\u0131nda da bilgi veya fikir sahibi olmak gerek. Ben de ikisi de yoktu. Ama bug\u00fcnden o g\u00fcne d\u00f6n\u00fcp bakt\u0131\u011f\u0131mda, e\u011fer 18 ya\u015f\u0131mda oradan d\u00f6nme karar\u0131 alm\u0131\u015f olsalard\u0131 d\u00f6ner miydim bilmiyorum. Oradaki e\u011fitim ve ya\u015fam hakk\u0131 standartlar\u0131 ve yapmak istedi\u011fim oyunculu\u011fun imkanlar\u0131 \u00e7izgisinde orda \u00e7al\u0131\u015f\u0131r burda da ya\u015fard\u0131m sanki. Gitmeli, gelmeli ya\u015fam tarz\u0131n\u0131 seviyorum. \u00c7ocuklu\u011fumdan beri dans, m\u00fczik, spor, oyun vazge\u00e7ilmezlerim. Bunlar\u0131 i\u00e7ine koyabildi\u011fim her \u015feyi yapmay\u0131 \u00e7ok seviyorum. Oyunculu\u011fun i\u00e7inde hepsi var ve sahnede i\u015fimi yaparken \u00e7ok ama \u00e7ok mutluyum. <\/p>\n\n\n\n

-1990 y\u0131l\u0131nda hen\u00fcz 19 ya\u015f\u0131nda animat\u00f6rl\u00fck yapmaya ba\u015fl\u0131yorsunuz Antalya \u00c7izgi Tiyatrosu\u2019nda. Yolculu\u011funuz ilk olarak tiyatro ile \u015fekillenmeye ba\u015fl\u0131yor asl\u0131nda. Sonra mankenlik yapmaya ba\u015fl\u0131yorsunuz uluslararas\u0131 ajanslarda. Y\u0131llar sonra ilk ba\u015flad\u0131\u011f\u0131n\u0131z yere tiyatroya geri d\u00f6n\u00fcyorsunuz fakat bir \u015feylerin olabilmesi i\u00e7in mankenlik yapmak durumunda m\u0131yd\u0131n\u0131z? \u015eartlar, hayat bunu mu gerektirdi yoksa tercihim bilin\u00e7liydi, yerinde bir tercihti mi dersiniz? <\/h4>\n\n\n\n

Hayallerine do\u011fru yol al\u0131rken, o yolda rastlad\u0131\u011f\u0131n insanlar, olaylar, durumlar, imkanlar ve t\u00fcm bunlarla ili\u015fkin, verdi\u011fin tepki ve hissettiklerin seni \u015fekillendiren. Fark\u0131na var\u0131r\u0131z ya da varmay\u0131z ama hedef de\u011fil ser\u00fcvendir as\u0131l bizi biz yapan. Ailemden para istemek o ya\u015flara gelince zor gelmeye ba\u015flad\u0131. \u00c7al\u0131\u015fmak istedi\u011fimde \u00f6nce bir turizm \u015firketinde sekreterlik yapmaya ba\u015flad\u0131m. O \u00e7ok k\u0131sa s\u00fcrd\u00fc \u00e7\u00fcnk\u00fc abim arac\u0131l\u0131\u011f\u0131 ile yolum \u00c7izgi Tiyatrosu ile birle\u015fti. \u00c7ok verimli ve g\u00fczel bir d\u00f6nemdi. Sonra yollar\u0131m\u0131z ayr\u0131ld\u0131. Mankenlik ajans\u0131nda sekreter olarak \u00e7al\u0131\u015fmaya ba\u015flad\u0131m ama fizi\u011fim manken ve modellik yapmaya da uygun oldu\u011fu i\u00e7in derslere de giriyordum, sonras\u0131nda da ayn\u0131 zamanda defilelere de gitmeye ba\u015flad\u0131m. O s\u00fcre\u00e7te Antalya\u2019da \u00e7ekilen bir iki reklam filminde fig\u00fcranl\u0131k da yapt\u0131m. O d\u00f6nem hen\u00fcz kumarhaneler kapanmam\u0131\u015ft\u0131 ve krupiyerlikten g\u00fczel para kazan\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 duydum. Marco Polo\u0027ya eleman al\u0131rlarken ben de gittim. E\u011fitim sonras\u0131 masalara \u00e7\u0131kmaya ba\u015flad\u0131m. \u00d6nceleri sadece rulet masas\u0131nda \u00e7ip toplarken yava\u015f yava\u015f oyun oynatmaya da ge\u00e7tim. Antalya\u2019da olan tatil k\u00f6ylerindeki casinolara ge\u00e7ici olarak gelen bir ekipti bu ve sezon bitince \u0130zmir\u2019e d\u00f6neceklerdi. \u0130\u015fimi \u00e7ok severek yap\u0131yordum, inan\u0131lmaz bir hesap kabiliyeti geli\u015fmi\u015fti. M\u00fcd\u00fcr\u00fcm de benden \u00e7ok memnundu. Anne ve babama \u015firketin beni de \u0130zmir\u2019e g\u00f6t\u00fcrece\u011fini s\u00f6yleyerek, ailemin yan\u0131ndan ayr\u0131lm\u0131\u015f oldum. Ta Ta Ta Taaaa. Ve ku\u015f yuvadan u\u00e7ar. Orada hem Efes Otel\u2019de krupiyerlik hem de mankenlik yap\u0131yordum. Gaye S\u00f6kmen\u2019in \u0130zmir\u2019de yapt\u0131\u011f\u0131 bir defilede tesad\u00fcfen bulunmam ve Sait S\u00f6kmen ile tan\u0131\u015fmam da \u0130stanbul\u2019a gelmem i\u00e7in bir kap\u0131 oldu. Sait S\u00f6kmen \u201c\u0130stanbul\u2019a gelmeyi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyor musun?\u201d diye sordu. O an akl\u0131mda yoktu ama \u201cevet\u201d \u00e7\u0131kt\u0131 a\u011fz\u0131mdan. Geldi\u011fimde aramam\u0131 s\u00f6yledi. Casinoya istifam\u0131 verdim ve \u0130stanbul\u2019a gittim. 1994 y\u0131l\u0131nda Gaye S\u00f6kmen Ajans ile anla\u015fma yapt\u0131m ve bu birliktelik 10 y\u0131l devam etti. \u015eimdi, \u015f\u00f6yle bak\u0131nca, hi\u00e7birini ben hesaplamad\u0131m, \u00f6n\u00fcme \u00e7\u0131kan se\u00e7enekler aras\u0131ndan bu yollar\u0131 se\u00e7ip ilerlemi\u015fim. T\u00fcm bu s\u00fcre\u00e7ler ya\u015fan\u0131rken okullu olmak i\u00e7in s\u0131navlara da girdim. Okul yolundan olmad\u0131 ama ba\u015fka t\u00fcrl\u00fc yollarla hedefime ilerliyordum. O an, i\u00e7inde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131n hayat\u0131n ko\u015fullar\u0131, ruh halin, isteklerin, engellerin, heveslerin, a\u015fklar\u0131n, imkanlar\u0131n, yapabilme g\u00fcc\u00fcn, tutkun, \u015fans\u0131n, kendine inanc\u0131n, cesaretin ve en \u00f6nemlisi ne kadar istedi\u011fin\u2026 Bunlar belirleyici oluyor.<\/p>\n\n\n\n

  -1994 y\u0131l\u0131nda \u0130stanbul. Mankenlik vesilesiyle geliyorsunuz. Ve iki y\u0131l kadar sonra televizyon programlar\u0131 d\u00f6nemi ba\u015fl\u0131yor Janset i\u00e7in. Okan Bay\u00fclgen\u2019in Televizyon \u00c7ocu\u011fu program\u0131 bir t\u00fcr s\u0131\u00e7rama tahtas\u0131 g\u00f6revi g\u00f6r\u00fcyor hayat\u0131n\u0131zda. Sizce bunun nedeni neydi? \u015e\u00f6yle bir yorum var mesela Televizyon \u00c7ocu\u011fu program\u0131 ile ilgili yorumlarda sizinle ilgili: \u201cProgram\u0131 a\u00e7arken kameray\u0131 \u00f6pen, pozitif enerjili g\u00fczel k\u0131z.\u201d \u263a <\/h4>\n\n\n\n

Evet. Sevgili hocam, \u00fcstat Sait S\u00f6kmen \u201cgel\u201d dedi. Geldim. Gaye ile ge\u00e7irdi\u011fimiz 10 y\u0131lda, art\u0131k vitesi 2\u2019ye takm\u0131\u015ft\u0131m. Bir h\u0131z alm\u0131\u015ft\u0131m ve yol almaya ba\u015flad\u0131m. K\u0131sac\u0131kt\u0131 sa\u00e7lar\u0131m o zaman. O kadar k\u0131sa sa\u00e7l\u0131 kad\u0131n model olmad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in ve ad\u0131m\u0131 da hemen \u00f6\u011frenmek kolay olmad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in \u201ck\u0131sa sa\u00e7l\u0131 k\u0131z var ya, ha onu istiyoruz\u201d diye \u00e7ekimlere se\u00e7iliyordum. \u00c7ok g\u00fczel y\u0131llard\u0131. Bir taraftan hem dans edebildi\u011fim, m\u00fczikle ve k\u0131yafetle i\u00e7i\u00e7e ge\u00e7ebildi\u011fim manken ve modelli\u011fi yap\u0131yordum, di\u011fer tarafta da televizyon d\u00fcnyas\u0131\u2026 E\u011flence sekt\u00f6r\u00fcn\u00fcn tam anlam\u0131yla i\u00e7ine girmi\u015f oluyordum. Sait S\u00f6kmen, Bilge Tu\u011fsuz, U\u011furkan Erez gibi isimlerle \u00e7al\u0131\u015fmak \u00e7ok ama \u00e7ok \u00f6\u011fretici bir s\u00fcre\u00e7ti. O d\u00f6nemdeki defilelerin koreografilerini \u00f6\u011frenebilmek i\u00e7in sadece g\u00fczel olman\u0131z yetmiyordu. O koreografiyi bir g\u00fcnde \u00f6\u011frenecek ve ertesi g\u00fcn k\u0131yafetinle yapmay\u0131 becerecek kadar ak\u0131ll\u0131 da olman gerekiyordu. Ve yar\u0131m dakikada tam bir k\u0131yafeti giyecek kadar h\u0131zl\u0131 ve becerikli olman da. Televizyonda da bamba\u015fka bir atmosfer ve disiplin var. Hayallere giderken kar\u015f\u0131na \u00e7\u0131kan insanlar da \u00e7ok \u00f6nemli. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u00f6yle yada b\u00f6yle bir iz b\u0131rakacaklar. Televizyon \u00e7ocu\u011fu, \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc d\u00f6n\u00fcm noktamd\u0131r Nusret Demir ve Sait S\u00f6kmen\u2019den sonra. Okan Bay\u00fclgen ve \u015eafak Bakkalba\u015f\u0131o\u011flu, d\u00f6neminin \u00f6nden giden kafalar\u0131yd\u0131. Ba\u015fka t\u00fcrl\u00fc bir d\u00fc\u015f\u00fcnme \u015feklini sundular seyirciye. Bana sunduklar\u0131 alan, benden istedikleri ve beni sunumlar\u0131ndaki ortak akl\u0131 ve radikalli\u011fi \u00e7ok sevdim. Program\u0131n a\u00e7\u0131l\u0131\u015f sunumunu havuz kenar\u0131nda \u00e7ekmi\u015ftik mesela. Suya atlay\u0131p suyun alt\u0131ndan yap\u0131yordum a\u00e7\u0131l\u0131\u015f sunumunu. Zorlanmad\u0131m uyum sa\u011flamakta, enerjimi, farkl\u0131 gelen hallerimi sevdiler. Seyirci de sevdi. \u00c7ok uyumlu bir ekip olduk ve uzun soluklu bir i\u015fe imza att\u0131k. \u00d6\u011frenmeye bay\u0131l\u0131r\u0131m, ak\u0131ll\u0131 insanlara hayran\u0131m, \u00e7abuk \u00f6\u011frenirim, soru sormaktan \u00e7ekinmem, anlamazsam tekrar sorar\u0131m. Kocaman ekiplerle \u00e7\u0131kar\u0131lan i\u015flerin ortak sevgi ve sayg\u0131s\u0131n\u0131n g\u00fcc\u00fcne inan\u0131r\u0131m. Ortaya \u00e7\u0131kan enerjiyi ve eme\u011fi \u00e7ok k\u0131ymetli buluyorum. o y\u00fczden ben de elimden gelenin en iyisini yapmaya \u00f6zen g\u00f6steririm.Seyircinin sevgisinin yan-\u0131s\u0131ra, insanlar\u0131n seninle \u00e7al\u0131\u015fmak istemesinde ekip ile ili\u015fkin ve i\u015fine sayg\u0131n da \u00e7ok \u00f6nemli. Hayat\u0131ma de\u011fen herkese te\u015fekk\u00fcr ediyorum.<\/p>\n\n\n\n

-1997 y\u0131l\u0131nda 66 b\u00f6l\u00fcm s\u00fcren Tatl\u0131 Ka\u00e7\u0131klar. 1998 y\u0131l\u0131nda 75 b\u00f6l\u00fcml\u00fck Klass Magazin. 1999-2002 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda 412 b\u00f6l\u00fcm s\u00fcren Ayr\u0131lsak Da Beraberiz. Ki bu Sit-Com\u2019un yerli \u00fcretim (Bir Kad\u0131n Bir Erkek Sit-Com dizisini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrsek; o bir uyarlamayd\u0131 mesela) oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrsek televizyon tarihimizin fenomenidir. 2000 y\u0131l\u0131nda senaryosunu Atilla \u0130lhan\u2019\u0131n yazd\u0131\u011f\u0131 13 b\u00f6l\u00fcml\u00fck tv dizisi Bayku\u015flar Saltanat\u0131 . 2000 y\u0131l\u0131nda 90 b\u00f6l\u00fcml\u00fck Banvit Lezzet Show. 2002-2004 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda Yar\u0131m Elma dizisi. 2003 Patron Kim? mini dizisi. Her proje uzun soluklu ve televizyon tarihimiz ad\u0131na \u00e7ok iyi i\u015fler. Tesad\u00fcf denemeyecek kadar d\u00fczg\u00fcn i\u015fler. Sizin bu projelerde yer alman\u0131z da tesad\u00fcf de\u011fil bence. Niye tercih edildiniz ve t\u00fcm bu i\u015flerin sizde b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131 duygular ne oldu? <\/h4>\n\n\n\n

\u00d6ncelikle sayd\u0131\u011f\u0131n\u0131z t\u00fcm projeler ad\u0131na te\u015fekk\u00fcr ediyorum g\u00fczel yorumunuz i\u00e7in. \u201cKariyerini se\u00e7ti\u011fin de\u011fil reddetti\u011fin i\u015fler de belirler.\u201d. \u201cAynas\u0131 i\u015ftir ki\u015finin lafa bak\u0131lmaz.\u201d \u0130lk s\u00f6z\u00fc kimin s\u00f6yledi\u011fini bilmiyorum ama duydu\u011fumda \u00e7ok ho\u015fuma gitmi\u015fti. \u00c7\u00fcnk\u00fc gelen tekliflerin aras\u0131ndan hangisini yapmam gerekti\u011fine karar vermek \u00f6nemliydi. \u015eansl\u0131yd\u0131m. Hep bir proje biterken di\u011feri, alternatifleriyle geldi. Sunulan \u015fartlar, i\u015fin \u015fekli, paras\u0131, benim o d\u00f6nemki kariyer planlamam, hangisini se\u00e7ece\u011fimi belirliyordu. Ama b\u00fct\u00fcn bunlar\u0131n yan\u0131nda i\u00e7 sesi. O ses var ya, o s\u00f6yl\u00fcyor ve o belirleyici oluyor, en az\u0131ndan bende. E\u011flence sekt\u00f6r\u00fcnde, isim ne kadar hafif ise de i\u015fin i\u00e7erisi hayli a\u011f\u0131r. E\u011flendirmek de di\u011fer her i\u015f kadar zor. Riskleri, tehlikeleri, \u015fartlar\u0131\u2026 B\u00fcy\u00fck paralar\u0131n oldu\u011fu, bir anda \u00e7ok fazla alana sesini duyurabilen, \u015fekillendirebilen, etkileyen\u2026 hem maddi hem manevi fedakarl\u0131klar\u0131n\u0131n, risklerinin oldu\u011fu bir sekt\u00f6r. Dolay\u0131s\u0131yla i\u015fin tekni\u011fi de\u011fil seyri e\u011flence. Yapt\u0131\u011f\u0131m i\u015flerdeki performans\u0131n be\u011fenilmesi, para kazand\u0131r\u0131yor olmam, seyircinin sevmi\u015f olmas\u0131 ve seyredilirlik oran\u0131 da di\u011fer i\u015flerin gelmesinin \u00f6n\u00fcn\u00fc a\u00e7\u0131yor oldu. \u0130\u015fin yap\u0131m taraf\u0131nda olanlar, bu konuda hassast\u0131r. Para kazand\u0131ran ki\u015fiyi hemen g\u00f6r\u00fcrler. Ve karar a\u015famas\u0131nda ekip ile uyumu ve i\u015fbirli\u011fi ve \u00e7al\u0131\u015fma kolayl\u0131\u011f\u0131 da etkili oluyordur mutlaka. Yapt\u0131\u011f\u0131m her i\u015f, \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m her insan olumlu yada olumsuz bir \u015feyler katt\u0131 hayat\u0131ma. Severek yapaca\u011f\u0131m i\u015fleri se\u00e7tim, yaparken de \u00e7ok sevdim. <\/p>\n\n\n\n

-Yukar\u0131da s\u0131ralad\u0131\u011f\u0131m i\u015flere bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda T\u00fcrk televizyonlar\u0131n\u0131n ulusal kanallar\u0131nda \u00e7ok g\u00fczel, kaliteli, nitelikli i\u015flerinin yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131 (90\u2019l\u0131 y\u0131llara tekab\u00fcl eden) bir d\u00f6nem var. Ve bu d\u00f6nemde yap\u0131lan projelerde siz vars\u0131n\u0131z. Bunlar sit-com, TV Show, dizi, yar\u0131\u015fma programlar\u0131, magazin\u2026 Bir daha b\u00f6yle bir d\u00f6nem ya\u015fanmad\u0131 televizyonlar\u0131m\u0131zda. Bunu normal mi kar\u015f\u0131lamam\u0131z gerekiyor? Bir d\u00f6nemdi olmas\u0131 gerekti\u011fi gibi oldu ge\u00e7ti bitti mi yoksa bizler \u00e7ok \u00e7abuk kirleten, bozan, k\u00f6t\u00fc t\u00fcketiciler miyiz? Geli\u015ftirerek ve \u00fcst\u00fcne art\u0131 de\u011ferler koyarak ilerlemiyoruz sanki. Kat\u0131l\u0131r m\u0131s\u0131n\u0131z buna? <\/h4>\n\n\n\n

Her \u015fey de\u011fi\u015fken . TV de \u00f6yle elbette. Ne tarafa do\u011fru de\u011fi\u015fece\u011fi, geli\u015fece\u011fi ise o sihirli kutunun ba\u015f\u0131nda elinde de\u011fne\u011fi ile bekleyen \u201cg\u00fc\u00e7\u201de ba\u011fl\u0131d\u0131r. Bizden 100 y\u0131l \u00f6nce bu i\u015fin matemati\u011fini \u00e7\u00f6zm\u00fc\u015f, tekni\u011fini geli\u015ftirmi\u015f, \u00f6rnek olarak duran \u00fclkeler var. Ne \u015fekilde nas\u0131l yat\u0131r\u0131m yap\u0131laca\u011f\u0131, bir projenin ba\u015far\u0131l\u0131 olmas\u0131 i\u00e7in gerekli asgari \u015fartlar\u0131n ne oldu\u011fu, sendikalar ve meslek birliklerinin nas\u0131l i\u015fledi\u011fi ve i\u015fbirli\u011fi yapt\u0131\u011f\u0131, senaristin, y\u00f6netmenin, m\u00fczisyenin, oyuncunun, yap\u0131mc\u0131n\u0131n katk\u0131 ve haklar\u0131n\u0131n s\u00f6zle\u015fmelerde nas\u0131l yer ald\u0131\u011f\u0131 ve korundu\u011fu, yay\u0131nlayacak olanlar\u0131n ve o yay\u0131na reklam verecek olanlar\u0131n etkisi, durdu\u011fu ve hatta durmas\u0131 gereken yer , kamera arkas\u0131n\u0131n emek haklar\u0131n\u0131n nas\u0131l korundu\u011fu, st\u00fcdyolardaki teknik donan\u0131m\u0131n nas\u0131l olmas\u0131 gerekti\u011fi gibi en temel sorular\u0131n hepsi cevaplanm\u0131\u015f. B\u00fct\u00fcn bunlar\u0131n olmas\u0131 ve oturmas\u0131 i\u00e7in de \u00e7ok fazla badire atlat\u0131lm\u0131\u015f. 100 y\u0131l geride olman\u0131n avantaj\u0131, bu badireleri atlatm\u0131\u015f \u00f6rneklerinden ders al\u0131p yolunu k\u0131saltabilecek olmak. Ba\u015flang\u0131\u00e7ta \u00f6rneklerine bakarak ilerlenmi\u015f. Biz o d\u00f6neme denk gelmi\u015f \u015fansl\u0131 insanlar\u0131z. Sonras\u0131nda ne olduysa, ekonomik krizlerle beraber, yap\u0131mc\u0131,yay\u0131nc\u0131 ve reklam verenler kaliteyi ikinci plana atarak, projenin b\u00fct\u00e7esini k\u0131smak ve al\u0131nan reklama g\u00f6re diziyi uzatmak gibi bir \"dahiyane\" fikirle, \u00e7\u00f6k\u00fc\u015f\u00fc ba\u015flatm\u0131\u015f oldular. Binlerce insan\u0131n \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 kocaman bir sekt\u00f6r bu. Bir anda bat\u0131p bir anda kocaman kazanabilece\u011fin bir sekt\u00f6r. Riskleri kadar kazan\u00e7lar\u0131 da de\u011fi\u015fken. T\u00fcm \u00e7al\u0131\u015fanlar\u0131n\u0131n hakk\u0131n\u0131 verdi\u011finde, \u00e7al\u0131\u015fma \u015fartlar\u0131n\u0131 olmas\u0131 gereken standarta \u00e7ekti\u011finde 10 liraya yap\u0131lacak i\u015fi 1 liraya yapmaya \u00e7al\u0131\u015farak d\u00fcnya \u00e7ap\u0131nda i\u015fler beklemek ne kadar ger\u00e7ek\u00e7i ve sekt\u00f6re yarar bir tav\u0131rd\u0131r bilemem. Ben bir faydas\u0131n\u0131 g\u00f6rmedi\u011fim gibi sekt\u00f6r \u015fu an bu yanl\u0131\u015f\u0131n cezas\u0131n\u0131 her g\u00fcn milyonlarca dolar kaybederek \u00f6d\u00fcyor. Dilerim bir an \u00f6nce ilgili sendika ve meslek birlikleri ile olmas\u0131 gereken teknik ortakl\u0131\u011f\u0131 kurarlar da sekt\u00f6r daha fazla zarar etmekten kurtulur. \u00c7al\u0131\u015fan\u0131ndan ve \u00fcreteninden keserek ve onlar\u0131 ma\u011fdur ederek sadece kendi cebine girecek bin liralar\u0131n hesab\u0131n\u0131 yaparak sekt\u00f6r\u00fc geni\u015fletemez, cebine gireni b\u00fcy\u00fctemezsin. Herkesin hakk\u0131n\u0131 verip, \u00e7al\u0131\u015fma alan\u0131n\u0131 olmas\u0131 gerekti\u011fi gibi yap\u0131p, kaliteyi y\u00fckselterek, proje \u00e7e\u015fitlili\u011fini \u00e7o\u011faltarak milyonlar\u0131n akmas\u0131n\u0131 sa\u011flayabilirsin. Herkesin kendi kanal\u0131n\u0131 a\u00e7abildi\u011fi \u015fu g\u00fcnlerde, tv d\u00fcnyas\u0131n\u0131n bir an \u00f6nce i\u015fbirli\u011fi yapmas\u0131 laz\u0131m. Ya da benim hi\u00e7 bilmedi\u011fim bir hesap var ve ben g\u00f6rm\u00fcyorum. Ama son 10 y\u0131lda g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm kadar\u0131yla \u015fartlar daha a\u011f\u0131r. Birilerinin hatay\u0131 kabul edip i\u015fbirli\u011fi \u00e7a\u011fr\u0131s\u0131 yapmas\u0131 laz\u0131m. Arabulucular ve hukuk\u00e7ular bu y\u00fczden var. <\/p>\n\n\n\n

-Netflix \u00e7\u0131kt\u0131 biliyorsunuz. Sinema sekt\u00f6r\u00fc ve dizi sekt\u00f6r\u00fc bu t\u00fcr platformlar \u00fczerinden ivme kazanmaya ba\u015flad\u0131. Avrupa ve Amerika\u2019da \u00e7ok iyi 20 dakikal\u0131k dram veya sit-com diziler var. \u0130ngiltere\u2019de Phoebe Waller Bridge 33 ya\u015f\u0131nda Fleabeg gibi bir dizi yapt\u0131 ve d\u00fcnyaca \u00fcnl\u00fc fenomen oldu. Biz de ise televizyon hep \u201cAptal Kutusu\u201d denilerek k\u00fc\u00e7\u00fcmsendi. Yine ge\u00e7 kald\u0131\u011f\u0131m\u0131z, \u2018iyi yap\u0131lan i\u015fler anlam\u0131nda\u2019 olan\u0131 da geli\u015ftiremedi\u011fimiz yerli manzaraya \u015f\u00f6yle bir bakt\u0131\u011f\u0131n\u0131zda yine de iyi i\u015fler yapmaya tekrar ba\u015flayabiliriz diyebilir misiniz? Televizyonculukta d\u00fcnyay\u0131 yakalayabilme \u015fans\u0131m\u0131z ne?<\/h4>\n\n\n\n

Televizyon bir kutudur. Onun i\u00e7ine koydu\u011fun \u015fey ise koyan\u0131n zeka, ak\u0131l ve aptall\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6sterir. Seyirciyi, \u00f6n\u00fcne sunulan aptall\u0131klardan birini se\u00e7iyor diye g\u00fcnah ke\u00e7isi yapamazs\u0131n.Yapt\u0131\u011f\u0131n her aptall\u0131\u011f\u0131 bir seyreden var diye de kendini ak\u0131ll\u0131 sayamazs\u0131n. Seyirciye ve dolay\u0131s\u0131yla kendine sayg\u0131 g\u00f6steren yap\u0131mlar ve yap\u0131mc\u0131lar her zaman olacak ve tv olmasa da ba\u015fka mecralar bulacak. E\u011flence sekt\u00f6r\u00fc, insanlara ho\u015f vakit ge\u00e7irtmek i\u00e7in var. Kimse seyrederken profes\u00f6r olmay\u0131 beklemiyor zaten. Hayat\u0131n her alan\u0131ndan bir par\u00e7a yans\u0131ma sunmak. Ordan g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn de sen oluyorsun. Bug\u00fcn, b\u00fcy\u00fck bir seyirci kitlesini kaybetti tv. Gerek teknolojik yeniliklerden dolay\u0131, gerek yay\u0131n kalite ve politikas\u0131ndaki \u00f6zensizlik sebebiyle.Ya d\u00f6n\u00fc\u015fecekler ya da bitecekler. \u015eu an yay\u0131n program\u0131, i\u00e7erik ve \u015fartlara bak\u0131l\u0131rsa hepsinin zararda olmaktan ba\u015fka bir durumu yok. 2 ile 1\u2019i toplay\u0131p 5 yapamazs\u0131n\u0131z. Olumsuz anla\u015f\u0131labilir s\u00f6yledi\u011fim ama de\u011fil. \u015eu anki durumun tablosudur bu. Tablo olumsuz. Ama toparlayabilece\u011fimize dair elbette her zaman umudum var. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u00e7ok g\u00fczel hikayeler, yetenekler ve g\u00fczellikler var. \u00c7ok \u00e7ok daha iyisini yapabilecek ak\u0131l, zeka, yetenek ve g\u00fcce sahibiz. \u00d6z\u00fcr dilemeyi \u00f6\u011frenmemiz laz\u0131m. Hem de en k\u0131sa s\u00fcrede.<\/p>\n\n\n\n

-Televizyon ile ilgili \u00f6n\u00fcm\u00fczdeki yeni d\u00f6nemde yeni projeler var m\u0131? Tekrar televizyonda g\u00f6rebilecek miyiz sizi? \u015e\u00f6yle de sormak isterim bu soruyu: \u0130yi i\u015fler, sa\u011flam senaryolar gelirse tabii neden olmas\u0131n der misiniz? Yoksa sand\u0131\u011f\u0131m\u0131z gibi sadece iyi i\u015fler ve sa\u011flam senaryolar art\u0131k yeterli de\u011fil mi?<\/h4>\n\n\n\n

Proje hep var. Projenin ne zaman, nereye, nas\u0131l olaca\u011f\u0131n\u0131 ise o g\u00fcnk\u00fc \u015fartlar ve geli\u015fmeler belirliyor art\u0131k. Haftal\u0131k 2 saatlik hi\u00e7bir projenin iyi bir i\u015f olaca\u011f\u0131n\u0131 sanm\u0131yorum. T\u00fcm \u00e7al\u0131\u015fanlar\u0131n\u0131n hi\u00e7 uyumadan, o haftaki b\u00f6l\u00fcm\u00fc yeti\u015ftirmek i\u00e7in sefil olmas\u0131n\u0131 istemem. \u00d6nden haz\u0131rl\u0131\u011f\u0131n\u0131 yapabilece\u011fim, en az 3 b\u00f6l\u00fcm\u00fc yedekte tutaca\u011f\u0131m\u0131z, g\u00fcnde 10-12 saat \u00e7al\u0131\u015faca\u011f\u0131m, haftada en az 2 g\u00fcn dinlenece\u011fim, senaryosunu m\u00fcmk\u00fcnse \u00e7ekime girmeden 3 g\u00fcn \u00f6nce alaca\u011f\u0131m, zaten olmas\u0131 gerekenlerin l\u00fctuf olarak sunulmayaca\u011f\u0131, bir karavana 10 ki\u015fi t\u0131k\u0131\u015ft\u0131r\u0131lmayaca\u011f\u0131m, bekledi\u011fim s\u00fcre\u00e7te sakince oturup dinlenebilece\u011fim, k\u0131\u015f\u0131n \u0131s\u0131naca\u011f\u0131m, yaz\u0131n serinleyece\u011fim, tuvaletin temiz oldu\u011fu, yeme\u011fin lezzetli oldu\u011fu, herkesin \u00f6demesini gecikmeden ald\u0131\u011f\u0131, t\u00fcm ekibe sayg\u0131l\u0131 ve korumay\u0131 bilen bir yap\u0131mc\u0131, g\u00fczel bir proje sunarsa elbette \u00e7al\u0131\u015f\u0131r\u0131m. G\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fcz gibi isteklerim gayet hakl\u0131 ve \u00e7ok insani. Ama c\u00fcmleleri uzun oldu\u011fu i\u00e7in, genelde hak isteyen g\u00fcr\u00fclt\u00fc yap\u0131yormu\u015f gibi geliyor. Ne garip di mi?<\/p>\n\n\n\n

-Sosyal medyay\u0131 da anlamadan, dinlemeden \u00e7ok h\u0131zl\u0131 kullanarak, \u00e7abucak kirlettik. Fakat siz \u00e7ok iyi ve pozitif bir \u015fekilde kullan\u0131yorsunuz ve buradan pek \u00e7ok ki\u015fiye ula\u015f\u0131yorsunuz. Sosyal a\u011flardaki ileti\u015fim ile ilgili d\u00fc\u015f\u00fcnceleriniz neler? Kollektif bilinci ne derece olu\u015fturabildik bu a\u011flarda? <\/h4>\n\n\n\n

Ben de bozarak \u00f6\u011frendim. \u00d6\u011frenmi\u015f de de\u011filim ger\u00e7i anlamaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yorum diyelim. Elinde telefonla ya\u015fayan insanlar\u0131 g\u00f6r\u00fcnce, hi\u00e7 bilmedi\u011fimi bile d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. Facebook\u2019u ilk, oyun oynamak i\u00e7in a\u00e7t\u0131m. Hi\u00e7 bula\u015fma niyetim yoktu o y\u00fczden takma isimle a\u00e7t\u0131m. Sadece oyun oynuyordum. Dizi i\u015flerine ara vermeye karar verdi\u011fim s\u00fcre\u00e7ti. Sendika i\u015fleri aras\u0131nda ordan oraya ko\u015ftururken en b\u00fcy\u00fck e\u011flencem olmu\u015ftu sanal \u00e7iftlik ekip bi\u00e7mek. Superonline ilk \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 zaman bir site yapm\u0131\u015ft\u0131m. Hatta dergi de \u00e7\u0131kar\u0131yordum Neysen O diye. Melike Birg\u00f6lge o zaman r\u00f6portaj yapan isimlerdendi mesela. E\u011flenceli idi. Sonra tekrar bula\u015fmak istemedim ama oyun k\u0131sm\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcnce atlad\u0131m elbette. Twitter \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131nda co\u015ftum. Oraya g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc yazman\u0131n marifet oldu\u011fu gaz\u0131na ben de gelmi\u015ftim. Ama hi\u00e7bir zaman herhangi bir isme hakaret etmedim. E\u011fer bir ele\u015ftirim varsa duruma dairdi tepkim, makama idi ele\u015ftirim. Yine o gazla iyi niyetli oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm her \u00e7a\u011fr\u0131ya destek oldum, ben de yazd\u0131m iki kelam\u2026 Gezi Park\u0131 s\u00fcrecinde \u00e7ok ba\u015fka bir yeri oldu twitlerin. Bamba\u015fka. Sonra birden, herkesin istedi\u011fine istedi\u011fi gibi sallad\u0131\u011f\u0131, her d\u00fc\u015f\u00fcncenin sayg\u0131s\u0131zca hakaretle yarg\u0131land\u0131\u011f\u0131 bir \u015fekle d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc. Sayfam hacklendi, telefonum payla\u015f\u0131ld\u0131. Zor bir s\u00fcre\u00e7ti. Ma\u011fdurun zalime, su\u00e7lunun g\u00fc\u00e7l\u00fcye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc g\u00f6rd\u00fcm. \u0130yi niyetle yazd\u0131\u011f\u0131n\u0131z bir yaz\u0131n\u0131n nas\u0131l aleyhinize ve k\u00f6t\u00fcye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcr\u00fcld\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc g\u00f6rd\u00fcm. \"Ne demek bar\u0131\u015f?\" diye sald\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6rd\u00fcm. De\u011fer verdi\u011fim bir g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn, \u015fuursuz ve \u00f6nyarg\u0131larla nas\u0131l cahilce bamba\u015fka yerlere \u00e7ekildi\u011fini g\u00f6rd\u00fcm. Bu lin\u00e7ten tuhaf bir keyif ya\u015fand\u0131\u011f\u0131n\u0131 hissettim, rahats\u0131z oldum. Baz\u0131 \u015feyleri tart\u0131\u015fman\u0131n, de\u011ferinden g\u00f6t\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc hissettim ve gerek de olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlad\u0131m. Ba\u015fkas\u0131n\u0131n de\u011fersiz bulmas\u0131, sizin verdi\u011finiz de\u011feri eksiltmiyor. \u00c7ok fazla kullanm\u0131yorum art\u0131k. Hi\u00e7bir yere varmayaca\u011f\u0131na inand\u0131\u011f\u0131m tart\u0131\u015fmalara girmemeyi tercih ediyorum. Sevdi\u011fim \u015feyleri, \u00f6nem verdi\u011fim konu ba\u015fl\u0131klar\u0131n\u0131 veya takip edilmesini istedi\u011fim tavsiyelerimi payla\u015f\u0131yorum. Yeni bir sayfa a\u00e7t\u0131m ama bir \u015feyleri duyurmak yada payla\u015fmazsam \u00e7atlayaca\u011f\u0131m \u015feyleri yaz\u0131yorum. B\u00fcy\u00fcmesini istedi\u011fim enerjileri payla\u015f\u0131yorum. Instagram keyifli. O daha yumu\u015fak bir ortam. Bu mecra da \u00e7ok de\u011fi\u015fken. Uyand\u0131\u011f\u0131m\u0131z andan uyuyana kadar selfilerle ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z d\u00f6nemi de atlataca\u011f\u0131m\u0131za inan\u0131yorum. Kendini payla\u015fman\u0131n farkl\u0131 bir yoluydu, herkes kendine g\u00f6re bir hevesle ya\u015f\u0131yor. Bakal\u0131m nereye evrilecek.<\/p>\n\n\n\n

\u20142018 y\u0131l\u0131nda tiyatroya d\u00f6nd\u00fcn\u00fcz. Romantizma oyunu ile. Tiyatroya 1990 y\u0131l\u0131nda animat\u00f6rl\u00fckle merhaba diyorsunuz sonras\u0131nda hayat ba\u015fka y\u00f6nlere y\u00f6nlendiriyor konu\u015ftu\u011fumuz gibi. Tiyatro teklifi gelince ne hissettiniz? Onca gidilen yoldan sonra tekrar tiyatro ile bulu\u015fmak sosyal hesaplar\u0131n\u0131zdaki payla\u015f\u0131mlar\u0131n\u0131za bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda da size \u00e7ok iyi gelmi\u015f gibi g\u00f6z\u00fck\u00fcyor. <\/h4>\n\n\n\n

2015 y\u0131l\u0131nda \u0130stanbul Jest Tiyatrosu ile oynad\u0131\u011f\u0131m A\u015fk Terapisi uzun aradan sonra oynad\u0131\u011f\u0131m ilk tiyatro oyunu. Teklif geldi\u011finde \u00e7ok mutlu oldum \u00e7\u00fcnk\u00fc art\u0131k sendika ve meslek birli\u011fi i\u015flerini hafifletmi\u015ftim, tekrar \u00e7al\u0131\u015fmaya ba\u015flamaya haz\u0131rd\u0131m ve i\u015fimi \u00e7ooooook \u00f6zlemi\u015ftim. Televizyona hen\u00fcz bir \u015fey yapma iste\u011fim olmad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in de tiyatro \u00e7ok iyi geldi. \u00c7ok da g\u00fczel turneler yapt\u0131k. \u0130kinci senesinde, di\u011fer oyuncular\u0131n dizi ve sinema projeleri nedeni ile devam edemedik. Ama ben ba\u015flam\u0131\u015f oldum tekrar. Romantizma, sevgili Murat Di\u015fli\u2019nin teklifi. Oyunu sevince Gergedan Yap\u0131m Cengiz \u015eahin ile anla\u015ft\u0131k. Oktay \u015eenol ile g\u00fczel bir \u00e7al\u0131\u015fma y\u00fcr\u00fctt\u00fck. G\u00f6k\u00e7e \u00d6zyol ile yeni tan\u0131\u015f\u0131yor olmam\u0131za ra\u011fmen ola\u011fan\u00fcst\u00fc bir uyum yakalad\u0131k. Birlikte oynamas\u0131 \u00e7ok keyifli bir oyuncu. Ger\u00e7ekten dolu dolu bir sezon ge\u00e7irdik. Hem Gergedan ekibine hem gelen t\u00fcm seyircilere \u00e7ok te\u015fekk\u00fcr ediyorum. Hasret gidermek iyi geldi. Cengiz bir g\u00fcn oyundan sonra \u201csenin sahneden inmemen laz\u0131m\u201d dedi. \u0130n\u015fallah. O kadar seviyorum ki oynamay\u0131. \u0130nsanlar\u0131 e\u011flendirmek, benimle olduklar\u0131 o 2 saatte ba\u015fka bir alemde ya\u015fatmak ho\u015fuma gidiyor. Oyun sonras\u0131 g\u00f6zleri g\u00fclerek gelip sar\u0131l\u0131yorlar ya\u2026 Nas\u0131l \u00f6zel ve g\u00fczel. \u00c7ok \u00f6zlemi\u015fim. Hep g\u00fczel projelerle sahnede olay\u0131m in\u015fallah.<\/p>\n\n\n\n

-Oyuncu Telif Birli\u011fi Denetleme Kurulu Ba\u015fkan\u0131\u2019s\u0131n\u0131z. Faaliyetlerinizden bahseder misiniz? G\u00fcndeminizde neler var ve bundan sonraki s\u00fcre\u00e7lerde neler yapacaks\u0131n\u0131z? \u00dclkemizde telif konusu hala b\u00fcy\u00fck bir yara. Eme\u011fin maddi kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 olmaz diyenler var ama eme\u011fin kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 tam tersi ilk \u00f6nce maddi olmal\u0131 \u00f6yle de\u011fil mi bir de\u011ferinin olmas\u0131 i\u00e7in? <\/h4>\n\n\n\n

\u201cEme\u011fin maddi kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 olmaz\u201d diyen, emek\u00e7inin hakk\u0131n\u0131 gasp ediyor demektir. D\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclmeden kurulmu\u015f bir c\u00fcmle ve hi\u00e7bir \u015feye hizmet etmiyor. Yedi\u011finiz ekmekten, gece \u00fcst\u00fcn\u00fcze \u00f6rtt\u00fc\u011f\u00fcn\u00fcz yorgana kadar her \u015feyde emek var ve her eme\u011fin bir kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 vard\u0131r ve olmal\u0131d\u0131r da. Her mesle\u011fin kendine has \u00f6zellikleri var. Bu \u00f6zellikler de \u00e7al\u0131\u015fma \u015fartlar\u0131n\u0131 belirler. Oyuncular da m\u00fczisyenler gibi icrac\u0131 sanat\u00e7\u0131lard\u0131r ve telif haklar\u0131 var. Bug\u00fcn m\u00fczik d\u00fcnyas\u0131 telif al\u0131rken televizyon d\u00fcnyas\u0131n\u0131n neden bundan mahrum edildi\u011fini ve g\u00f6z g\u00f6re g\u00f6re teliflerinin neden \u00f6denmedi\u011fini anlamak m\u00fcmk\u00fcn de\u011fil. Telif \u00f6denmiyor, emek kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 \u00f6denmiyor. \u00dcreticinin ma\u011fdur oldu\u011fu bu sekt\u00f6rde, sadece ba\u015frol, yat\u0131r\u0131mc\u0131 , kanal ve yap\u0131mc\u0131 bazl\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmek sekt\u00f6r\u00fcn en b\u00fcy\u00fck hatas\u0131d\u0131r. Sadece i\u015fverenin kazand\u0131\u011f\u0131 ve de bundan kazan\u00e7l\u0131 \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 bir i\u015f \u00f6rne\u011fi yoktur. E\u011flence sekt\u00f6r\u00fcnde paradan k\u0131samayaca\u011f\u0131n zorunlu harcamalar\u0131n var. Bunlar olmadan sa\u011flayaca\u011f\u0131n ba\u015far\u0131 k\u0131sa vadeli ve \u00e7\u00f6kmeye mahkum. Telif hakk\u0131m\u0131z\u0131n di\u011fer \u00fclkelerde var say\u0131l\u0131p \u00f6denmesi, kendi \u00fclkemizde ise verilmemesi i\u00e7in s\u00fcrekli oyunbazl\u0131k edilmesi \u00e7ok ac\u0131kl\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc bu k\u0131sa g\u00fcn\u00fcn kar\u0131 kimseyi kurtarmamakta.Telif Birliklerine verilmesi gereken b\u00fct\u00e7e verilmedi\u011fi gibi, bunun yerine y\u0131ll\u0131k \u00f6denen gider masraflar\u0131 \u201cgereksiz\u201d bulundu\u011fu i\u00e7in kesildi. Telif toplayamayan telif birlikleri, ellerinden paralar\u0131 da al\u0131narak kendi haline b\u0131rak\u0131lm\u0131\u015f durumda. \u00c7ok acil olarak b\u00fct\u00fcn ilgili birimlerin arabulucu ve hukuk\u00e7ularla teknik ortak paydada i\u015fbirli\u011fi yapmas\u0131 gerekiyor. <\/p>\n\n\n\n

-Son zamanlarda neler yap\u0131yorsunuz?<\/h4>\n\n\n\n

\u00c7i\u00e7e\u011fi burnunda yeni mezun y\u00f6netmen olmas\u0131na ra\u011fmen, \u00e7ok g\u00fczel k\u0131sa filmlere imza atan sevgili Hatice A\u015fk\u0131n\u2019\u0131n \u201cApp\u201d isimli k\u0131sa filminde oynad\u0131m. Senaryosu ile d\u00fcnya pr\u00f6miyerini Bosna Hersek\u2019te Sarajevo Film Festival\u2019de yapmaya hak kazanm\u0131\u015ft\u0131. A\u011fustosta g\u00f6sterime girecek. Heyecanl\u0131y\u0131z.Dilerim istenileni vermi\u015fimdir.\u00c7ok g\u00fczel bir ekip vard\u0131. Herkesin eme\u011fine sa\u011fl\u0131k. Onun yan\u0131s\u0131ra Change.org\u0027ta bir kampanya ba\u015flatt\u0131m \"\u00c7ocuk istismar\u0131na son<\/a>\" ba\u015fl\u0131kl\u0131. 1 milyon imza topland\u0131\u011f\u0131nda, g\u00f6n\u00fcll\u00fc avukatlarla meclise g\u00f6t\u00fcrece\u011fiz ve konunun takip\u00e7isi olaca\u011f\u0131z. \u00c7ok hassas bir konu ve bu konuda \u00f6ne s\u00fcr\u00fclen hi\u00e7bir mazeret \u00e7ocuklar\u0131m\u0131zdan daha k\u0131ymetli olamaz. Bu konuda sevgili \u00f6\u011fretmenimiz Saadet \u00d6zkan Efe ile de ba\u011flant\u0131ya ge\u00e7tim. Onlar\u0131n y\u00fcr\u00fctt\u00fc\u011f\u00fc sivil toplum \u00f6rg\u00fct\u00fc UC\u0130M ile de bu s\u00fcre\u00e7te dirsek temasl\u0131 ilerleyece\u011fiz. Bunlar\u0131n yan\u0131s\u0131ra 2014\u0027ten beri devam Otizm g\u00f6n\u00fcll\u00fcs\u00fc \u00e7al\u0131\u015fmam, \u0130stanbul Otizm G\u00f6n\u00fcll\u00fcleri Derne\u011fi destek\u00e7isi olarak devam ediyor.<\/p>\n\n\n\n

\u0130mza kampanyas\u0131 i\u00e7in t\u0131klay\u0131n<\/a>.
www.ucim.org.tr
Instagram: \/ucimorgtr<\/p>\n","post_title":"Janset s\u00f6yle\u015fisi |Duygular\u0131 \u00e7ok g\u00fc\u00e7l\u00fc, \u00e7al\u0131\u015fkan, pozitif bir kad\u0131n\u0131n hikayesi","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"janset-soylesisi-duygulari-cok-guclu-caliskan-pozitif-bir-kadinin-hikayesi","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2019-07-23 13:49:25","post_modified_gmt":"2019-07-23 10:49:25","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=109720","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":109720}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "233"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "59"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Belgeselci Ben Fogle ile vahşi yaşam ve belgesel serisi üzerine söyleşi

Adını ilk kez Castaway isimli televizyon programında duyuran ve şu anda Vahşi Yaşama Dönüş (Return to the Wild) adlı programı sunan Ben Fogle, dünyanın dört...

Depremzedeler Ankara’ya göçüyor ama barınamıyor

Depremden etkilenen 11 ilin halkı Türkiye’nin çeşitli kentlerine göç etmeye başladı. Depremzedelerin yoğun olarak geldikleri kentlerden biri olan Ankara’da başlarını sokacak bir ev bulmaları oldukça...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol