Günlük hayatın baskısı, şehirlerin insanı boğan kalabalıklığı ve yorucu temposu hepimizi doğal hayata özlem duyar hale getirdi. Köyden kaçıp şehre gelenlerin yerini artık şehirden kaçıp köye göçenler almaya başladı.
Yediğimiz gıdalardan soluduğumuz havaya kadar her şeyin yapay olduğu bir toplum düzeni kuruldu, sanki herkesin arzusu buymuş gibi. Oysa parlayan güneşi, dalından koparılmış bir meyveyi düşlüyoruz hepimiz; emeklilik hayallerimizi sakin bir sahil kasabasına yerleşmek süslüyor.
Emeklilik birçoğumuz için uzak veya geç bir hayal olabilir. Belki de bu kadar beklemeye gerek yoktur kendimizi doğanın kucağına atmak için…
Bugün size biraz Dadalı Köyü’nden bahsetmek istiyorum. Batı Karadeniz bölgesinde, Düzce iline bağlı Akçakoca ilçesinin bir köyü Dadalı.
İlçe merkezine iki kilometre uzaklıkta şirin bir köy. Bildiğiniz köylerden ise biraz daha farklı. Akıllı ve çalışkan kadınların çabaları ile oluşmuş bir fark bu.
Tam da düşlediğimiz gibi, bozulmamış doğası, yüksek organik tarım kapasitesi ile son yıllarda kırsal ve ekoköy turizmi alanlarında dikkat çeken bir köy. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan köy, Akçakoca Fındık ve Kestane Üreticileri Birliği tarafından hazırlanan “Dadalı Köyü’nün Turizmde Markalaşma ve Kalite Yönetimi” konulu projesi ile Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA)’dan destek alarak Türkiye çapında model bir köy olmuş.
Bu köyde, pozitif de olsa ayrımcılığı sevmememe rağmen söz etmeden geçemeyeceğim ki, ekoköyün öncüsü yine kadınlar olmuş. Hazırladıkları yöresel yemeklerin tamamı organik ve inanılmaz lezzetli. Tamamı köy bahçelerinde yetişen ürünlerden yapılan birbirinden lezzetli meyve reçelleri, özellikle kızılcıktan yapılan tarhana çorbası, kaldirek, kabçık fasülyesi, ısırgan otlu şibit ve mancarlı pide bunlardan bazıları… Akçakoca’ya özgü Melengücceği ile fındık mutlaka tadılması gerekenlerden.
Peki, “Nedir Ekoköy?” derseniz; kısa bir tanımla, kendi kendine yeten, tatmin edici bir yaşam tarzı sürdürmeyi isteyen, birbiriyle, tüm canlılarla ve yerküreyle uyum halinde yaşamaya çalışan, kentli veya kırsal toplum insanlarından oluşan bir köy modeli, derim. Ekoköyler, dayanışma prensibine dayalı sosyal çevre ile sade bir yaşam tarzını birleştirmeye çalışır. Bunu gerçekleştirmek için, ekolojik tasarım, permakültür, ekolojik mimari, yeşil üretim, alternatif enerji, toplum oluşturma uygulamaları ve benzeri birçok yöntemden yararlanılır.
Tipik bir ekoköyde üç boyutun çeşitlemeleri görülür:
• Sosyal/Toplumsal
• Ekolojik
• Kültürel/Ruhsal
Topluluk–Ekoköyün Sosyal Boyutu
Benim gözlemlediğim Dadalı Köyü’nde sayılan tüm faktörlerin gerçekleştiğidir. Bu köyde kadın dayanışması ile doğa uyum içinde çalışıyor. Burada konfor, sade, temiz ve doğal olarak sunuluyor üstelik bonusu olan güler yüzle birlikte. Böyle bir doğada da güler yüz olmaması mümkün değil elbette.
Günübirlik gidebileceğiniz gibi, arzu ederseniz konaklamanız da mümkün. Sabah sizi bekleyen tertemiz bir güne uyanmak isterseniz, köy halkı sizi memnuniyetle evlerinde konuk ediyor. Tertemiz sabun kokulu çarşaflarda yatıp, deliksiz bir uyku uyuduktan sonra, sabah mis gibi kokan ekmek, ev yapımı reçel ile kahvaltının tadına doyulmuyor.
Köye gelen misafirlere köy adabı ve kültürel değerleri çeşitli etkinliklerle tanıtılmaya çalışılıyor. Bunlardan kına gecesi, çeyiz serme ve orta oyunları dikkat çekenlerden. Ayrıca meyve ve çiçek toplama, doğa yürüyüşü, ATV safari, traktör kullanımı gibi etkinliklerde yaşadığınız köy atmosferine renk katabilir.
Dadalı Köyü genel olarak Manav Türkleri’nin yaşadığı bir köy, Akçakoca’nın en eski köylerinden biri. Tarihi dokusu oldukça korunmuş. Tamamen ahşap veya ahşap çatkılı, tuğla örgülü geleneksel mimari üslubuyla yapılmış evleri, alışılmışın dışında bugün bile hala ayakta. Köy girişinin sol tarafındaki tepe üzerinde bulunan Cumhuriyet döneminde inşa edilen 1924 yapımı taş örgü ilkokul binası tescil edilmiş ve gerçekten görülmeye değer.
Yakın çevremizde türüne az rastlanan bir proje bu ekoköy.
Kim bilir belki tamamen yerleşmek için değil ama en azından keyifli ve doğal bir hafta sonu geçirmek için Dadalı’ya gidebilirsiniz. Bu kadarını hak etmiş olduğunuzu düşünüyor ve hepinizi bu konforu yaşamaya davet ediyorum.
Fotoğraflar: Düzce Kültür Turizm