İnsanlık, teknolojik ve bilimsel anlamda özellikle son yüz yılda çok ilerledi. Fakat bu sürecin sonucunda özümüzden ne kadar uzaklaştık ve kendimize ne kadar samimiyiz sizce?
Kurulu düzenin sorunsuz işlemesi için bu soruları kendimize sormamamız gerekir. Günümüzde bizi bu sorulardan alıkoyan ne kadar fazla öğeye maruz kaldığımızın eminim ki sizler de farkındasınızdır. Bu söylediklerimden teknoloji ve bilime düşman olduğum anlaşılmasın. İnsanlık elbette teknolojik ve bilimsel anlamda gelişmeli fakat bu esnada özümüzden uzaklaşıp duygularımızdan arınmış birer android olmak ne kadar doğru? İnsan olarak kendimize ve fıtratımıza ne kadar yakın olursak, düzenin sömürüsünün de o kadar farkında olur ve bu düzenin o kadar dışında kalırız.
Yaşadığımız toplumsal düzenin hümanist bir zemine oturtulmadığı aşikâr. Gelişen, değişen teknolojik ve bilimsel dinamikler sayesinde farkındalığı artan insanlığa uyum sağlamak için kendini yenilemeye çalışan fakat bu yenilemeyi temelin üzerinden yapamayan düzenin temel taşlarına bir gün mutlaka hümanizmin yerleşeceğini düşünüyorum. “İnsanın yaşadığı bir düzenin temellerinde insanın olması” gibi basit bir mottoya dayanıyor böyle düşünmemin sebebi. Bunun dışında bir düşünceye sahip olmayı da bencillik ve cehaletten beslenen egolarımızın bir yansıması olarak görüyorum.
İzleyen insanlara bir farkındalık katmak ve kolektif bilince bir katkıda bulunmak için farklı deneysel kısa filmler çektik.
22. Altın Koza Film Festivali’nde kendi kategorisinde en iyi deneysel kısa film ödülü alan “Renklerin Düşüşü” ile birlikte yeni deneysel kısa filmimiz “7. gün” bu minvalde ürettiğimiz iki deneysel kısa film. Ulusal anlamda belli bir kitleye ulaşan filmleri uluslararası platformda sergileyerek kolektif bilince daha fazla katkıda bulunmak istiyoruz. Bunun için filmlerimizi uluslararası festivallere göndermek istiyoruz ve göndereceğimiz her festivalin bir gönderim masrafı olduğu için bu noktada sizlerin desteğine ihtiyacımız var.
Fongogo sayfamıza girerek size sunduğumuz hediyelerden dilediğinizi seçerek ve fongogo projemizi daha fazla insana duyurmak için sosyal mecralarda paylaşarak bize destek verebilirsiniz.
Filmlerin kısaca konusu ve kavramsal tanımları şu şekilde;
7. Gün, insanoğlunun gelişiminde önemli bir safhaya sahip olan teknolojinin insanları samimiyetsizleştirip özünden uzaklaştırmasına değiniyor. İletişim çağında yaşadığımız iletişimsizliği vurgulamak adına sessizliği kullanan “7. Gün” imgesel bir dil ve çeşitli alegorilerle insanlığa özünü hatırlatma ve bunun üzerine düşüncelere sevk etme amacındadır.
Renklerin Düşüşü, sanatın hayatımıza olan katkısını siyah beyaz ve renkli bir video disipliniyle deneysel açıdan sunuyor. Dış dünyayı algılamaktaki en önemli organımız olan göz ile algılarımızı kendi gerçekliğimizin soyut perspektifinden geçirdikten sonra birtakım seslere dönüştürdüğümüz ve tepkilerimizin birincil merkezi olan ağıza sanatsal anlamda ilkel bir noktadan bakarak başlayan film sonrasında dünyayı paylaştığımız diğer canlılara ve onları anlama çabamıza değiniyor. Yaşadığımız çağda ilişkileri neredeyse kopma noktasına gelen doğa ve insanın mental ve spiritüel açıdan yaratılan bütün sanat eserleri ile birleştirilme çabasına değiniyor. Modernleştikçe özünden uzaklaşan bizler için en doğru çıkış noktasının sanat vasıtası ile doğayı anlamak olduğunu vurguluyor.
Hazırlayan: Karis Deniz Kara