Vietnam Savaşı esnasında Amerikan Ordusu, Agent Orange‘ı* gerillaların pusuya yatmalarını ve operasyon yapmalarını engellemek amacıyla Vietnam’ın balta girmeyen ormanlarındaki bitkilerin kökünü kurutması için kullanmıştı. Ne yazık ki bunun sonuçları Vietnam’ı çok ciddi biçimde etkiledi. Yaklaşık 4,8 milyon kişi kullanılan kimyasal ilaçtan etkilendi, yüz binlerce kişi ve bu kişilerin soyundan gelenler kimyasal zehirlenme soncu hayatını kaybetti.
Nguyen Vu Phoc’a göre, çektiği fotoğraflar bu durumun herkese iletilmesinde en iyi mesaj ve onun günlüğü gibi. Birçok yer gezip etrafındaki insanların günlük yaşamından kesitler alan Phoc, fotoğrafını çektiği Vietnamlı insanların içinde, en fazla bu enerji dolu kızın hayatından etkilenmiş ve onun engelli bedeniyle yaşadığı hikâyeyi paylaşmak istemiş.
Günlük aktiviteleri ayakları ile yapıyor
Vietnam’ın kuzeyindeki fakir bir köyün küçük bir evinde yaşayan bu genç kızın adı Nguyet. O, savaş sonrası etkilerini yaşayan birçok insandan sadece biri. Kolları olmadan doğmuş. Bu sebeple günlük aktivitelerini hep ayakları ile yapmaya alışmış. Hayali ise köyde kendine ait bağımsız, huzurlu bir hayat sürdürebileceği küçük bir evinin olması.
Nguyet ailesi ile birlikte başkent Ha Noi’nin Vinh Phuc ilinde yaşıyor. Ev işleri yapıyor, aynı zamanda ailesine yardımcı olabilmek adına yeğenlerine bakıyor. Boş zamanlarında ise kitap okuyarak ve internete girerek bilgi dağarcığını geliştiriyor.
Bu güne kadar bu yazıya benzer yüzlerce örnek yazılmış, okunmuş hatta yorumlanmıştır. Aylan ve Sena bebek, hikâyesini okuduğunuz Nguyet adlı genç kız, dünyanın dört bir yanında savaş yüzünden yarım kalan daha nice hayatlar… Masum insanlar, çarkın dönmesi ve bazı insanların ceplerinin dolması için her gün katlediliyorlar.
Doğayı yok ediyor ve durmadan tüketiyoruz
İnsanların ise fark edemedikleri tek şey sistemsel oyunlara sürekli kurban gitmeleri. Bilinçli toplum olmamamız için sürekli uyuşturuluyor, gözlerimize at gözlüğü takılıyor ve cahilliğe sürükleniyoruz. Hiç düşünmeden bizlere dayatılan fikirlerin peşinde sürükleniyoruz. Bu fikirler için insan öldürüyor, doğayı yok ediyor ve durmadan tüketiyoruz. Ne için? Hiç bu soruyu kendinize sordunuz mu? İnsanlar ne için vatanım dediği toprağı, sevdiklerini, hayatlarını bir bota binerek, denizler aşarak, çocuklarının ölümünü izleyerek terk etmek zorunda? Ne için ölüyor bu insanlar?
Nguyet’in isteği ne kadar saf ve masum; küçük köyünde huzurlu bir yaşam. O, bu yaşamı hak etmedi de bizler mi hak ediyoruz? İçinizdeki bencillikten kurtulmak için kendinize bu basit soruyu sormanız yeterli olacaktır. Bu düşünceleri ütopik olarak gören insanlar da mutlaka olacaktır. Hayalperestlikle suçlayanlar da… Bu dünyanın doğal yasalarına karşı gelenler koca bir okyanus içinde bir damla olarak kalacak diyenler de. Ama hiç farkında olmadıkları şey okyanus dediğimiz şey zaten bir çok damlanın bir araya gelmesinden ibaret değil midir?
*Agent Orange, ABD ordusu tarafından özellikle Vietnam Savaşı’nda kullanılmış bir herbisit ve yaprak dökücüdür. Kimyasal adı 2,4,5-trikloro fenoksi asetik asittir. Amerikan Ordusu tarafından Vietnam Savaşı’nda ilk 7 Şubat 1967 gününde kullanıldı ve savaş dönemi boyunca 20 milyon galona yakın sprey edilmiştir. Madde ardında dioxin maddesini bırakmaktadır. Vietnam’da hâlâ insanlar üzerindeki kas ve kemik bozuklukları, doğumsal anomaliler gibi etkilerini göstermektedir. Bu gazın rengi sarı ya da turuncu değildir, Vietnam Savaşı sırasında gazların saklandıkları tankların üzeri turuncu çizgiyle işaretlendiği için agent orange ismini almıştır.
Kaynak: Bored Panda