Ana SayfaYaşamKadın"Suskunluğumuz kadınlığımızdandır"

“Suskunluğumuz kadınlığımızdandır”

-

Her an dövülen, küfredilen yetmediğinde tereddütsüz katledilen nihayetinde haykırışıyla karanlığa gömülen her bir insanın suskunluğu, kadınlığındandır.

Adını sistem içinde görünür kılmak çırpınışını sergilerken, diğer yandan her şeyin değersizleştikçe kadınlaştırıldığı dünyanın varlığını reddeden, erkek hegemonyasına karşı daima dik duran ve her birinin içine de bir tutam hayatta kalma mücadelesini serpiştiren insanların suskunluğu, kadınlığındandır.

Kadın eril aklın duvarlarla örüldüğü küçük dünyaya suskunlukla hapsedilmiştir. Dokuz yaşında kadın, on yaşında “gelin” ve anne olmakla üstüne örülen duvarlar, taciz ve tecavüzle “taçlanır” da namus kisvesi ile kadının üzerine yıkılır daima. Duvarların ardında kalan insanın suskunluğu, çaresizlikten değil de kadınlığındandır.

Yetmediğinde, yeryüzündeki acıların en büyüklerinin kaftanı kadınlar için biçilmiştir. Cumartesi Anneleri mesela ya da defnedemediği çocuğunun bedenine sarılıp uyumak zorunda bırakılmak gibi. Üstelik bu kaftan erkeklerin ilmek ilmek dokuduğu bir yüktür kadının sırtında. Acıların yükünün altında ezilen insanın suskunluğu da kadınlığındandır.

Suskunluğumuz kadınlığımızdandır 4

Siyaset sahnesinde kadın varlığını göstermek bir yana dursun parlamentoda hemcinsince kadınlığından utanması uyarısına maruz kalan, fallusmerkezci* bir algıyla erkeklik organının yüceltilmesine karşılık kadınlık organının ağza alınmasından utanç duyulmasını haykıran ve ne yapsa kurtulamadığı cinsellik objesi atfından dolayı fikirlerinin değil iç çamaşırının siyaset sahnesine yerleşmesinden usanan insanın suskunluğu, kadınlığındandır.

Dik durmak mümkün bedeli ise daima ağırdır. Candan değerli hiçbir şeyin olmadığı dünyada, kadınların canı katillerin keyfiyetine bırakılmıştır. “Öldürecek misin?” diye soramaz kadın. Bilir ki öldürülür. Ölüme karşı suskunluk düşmüştür kadının payına. Ölümün ötesi var mı? Elbette. Katillerin ne akla ne hukuka ne de insanlığa sığmayacak sebeplerle aldığı ceza indirimleri, tahrik sebepleri hatta iyi halleri var. İnsanlığın, hukukun ve adaletin öldüğü yerde insanın suskunluğu, kadınlığındandır.

"Berfo Ana" olarak aklımıza kazınan Berfo Kırbayır, 33 yıl boyunca gözaltında kaybedilen oğlunu aradı. 106 yaşında oğlundan bihaber hayata gözlerini yumdu. Tek isteği, oğlunun bir mezar taşı olmasıydı ancak bu Berfo Ana'ya çok görüldü. Yıllardır süren mücadelesi ile Cumartesi Anneleri'nin simgesi oldu.
“Berfo Ana” olarak aklımıza kazınan Berfo Kırbayır, 33 yıl boyunca gözaltında kaybedilen oğlunu aradı. 106 yaşında oğlundan bihaber hayata gözlerini yumdu. Tek isteği, oğlunun bir mezar taşı olmasıydı ancak bu Berfo Ana’ya çok görüldü. Yıllardır süren mücadelesi ile Cumartesi Anneleri’nin simgesi oldu.

Canı istediğinde tecavüz eden, taciz eden, döven, aşağılayan, hor gören ya da öldüren erkektir de bedeli ödeyen her zaman kadındır. Bu, eril dünyanın değişmeyen yasasıdır. Eril dünyada yaşayan insanın suskunluğu, kadınlığındandır.

Kadın çiçektir, narindir, şefkat timsalidir, anadır, şeytandır, cadıdır, dişidir, metadır, süstür, mahremdir, namustur, acizdir ve bayandır… Neliğinin başkalarınca binlerce kalıba sokulduğu yerde insanın suskunluğu, kadınlığındandır.

Suskunluğumuz kadınlığımızdandır 3

Kadın, tarihin eksik ya da çarpık yanıdır. Kadın hikâyelerinin dahi erkeklerce anlatıldığı, birincil ağza sözün düşmediği, bir babanın kızı veya bir erkeğin karısı olmakla daima bir erkeğin ardına yerleştirilen ve erkeğin varlığıyla varlığı anlamlanan her insanın suskunluğu, kadınlığındandır.

Ve suskunluğun kadınlaştığı yerde, erkek egemenliğine karşı sen ve ben eşitiz diyen kadınlar, insandır.

Suskunluğumuz kadınlığımızdandır 1

*Fallusmerkezci anlayış erkek cinsel organına sahip olmanın üstünlük olduğu varsayımına dayanarak, fallusa (erkek cinsel organı) sahip olmayanların ikinci plana itilmesidir. Bu anlayışa göre, kadınların toplumda geri plana itilmesinin, zapturapt altına alınmasının, dezavantajlı konuma itilmesinin ve aşağılanmasının sebebi fallusa sahip olamamasından kaynaklanmaktadır. 

SON YAZILAR

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

EŞİK: Kadın ve kız çocuklarını hayattan koparamayacaksınız, ev köleleriniz yapamayacaksınız

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) kız çocuklarının okullaşmasını teşvik adı altında, kız okullarının açılması yani karma eğitimin baltalanması hakkında açıklama yayımladı. Karma eğitime son vermenin...

Sus(ma)mak! İnan(ma)mak!

Gündem şu an bu iki kavramdan çok da bağımsız bir noktada değil. Size şimdi ufak bir düşünce egzersizi yaptırmak istiyorum. Bana katılabilirsiniz veya eleştirmek istediğiniz...

Kadın, doğa ve kesişen tahakküm: Av ihalelerinden İstanbul Sözleşmesi’ne, Kuzey Ormanları’ndan 6284’e

Hem ekofeminizm hem vegan feminizm kadınların, doğanın ve hayvanların üzerindeki ataerkil kapitalist baskının nasıl ortak sömürü hikayeleri ortaya çıkardığını yıllardır tartışıyor. Üstelik bunu, sadece bu...
Saliha Kılıç
Saliha Kılıç
1991 Giresun doğumlu. Toprağa, ağaçlara, canlara, canlılara aşık. Dağlara tırmanmayı, ormanlarda yürümeyi ve yağmuru seviyor. Bir çiftlikte yaşıyor ve çalışıyor. Sömürüsüz bir yaşamı tercih ediyor ve bir vegan. Ekolojik tarım, hayvan hakları ve kadın araştırmaları gibi konular temel ilgi alanları. Ekofeminizme inanıyor ve Hintli bir ekofeminist aktivist olan Vandana Shiva üzerine yüksek lisans tezi yazıyor.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol