Ana SayfaKültür & SanatÖyküKurnaz kuruntu | Öykü

Kurnaz kuruntu | Öykü

-

“Soğuk, sessiz odanın kulaklarımda yarattığı çınlamayı sadece ben mi duyabiliyorum. Manasız bir gürültü kirliliği gibi nereden geldiği, hangi duvar köşesine çarpıp hangi kişinin üstlenmesi gerektiği belli değil gibi. Bu yalnızca benim yaşadığım bir şey mi Bay E.”  

Bay E “Bunu tabii ki yalnızca siz yaşamıyorsunuz Bay Gela. Hepimiz binlerce probleme sahibiz. Bazen kafatasımızı çatlatacak kadar sancı veren düşünceler hepimizin beynine sokulur. Bunu atlatması kimi zaman zor kimi zamansa biz farkında bile olmadan zihnimizden uzaklaşır. Ama burada merak ettiğim bir husus söz konusu. Siz ne hakkında düşünüyorsunuz?” diyerek titrek kaşlarını bana yöneltti. 

Bu soruya karşılık vermek istemediğim için, terliklerimin önce ayak tabanıma çarparak sonra her adımımda gıcırdayarak ses çıkaran parkenin üzerinde bir sağa bir sola adım atmaya başladım. Sanki saati merak etmem gerekiyormuşçasına kafamı hızlıca saate doğru kaldırdım. Gözüm önce saatin kaç olduğunu görmek yerine altında sallanan zincire takıldı. Sağ, sol, sağ, sol, sağ…

Gözümü sakince açmış olmama rağmen kafamda canlanan rüyam bir anda yataktan doğrulmama sebep oldu. Etrafta koşturan atları hatırlıyordum. Koskocaman bir ahır, her taraf alevler içerisinde. Büyük bir saman yığını normalde küçük bir alev almasıyla bile devasa bir yangın meydana getirebilecek bir şey lakin gördüğüm yangın sanki bütün yanıcı maddeleri üzerine döktükten sonra bir kibrit parçasıyla aleve verilmiş gibi acımazca yükseliyordu. İşe yararmış gibi tek yaptığım gözlerimi ateşe tutup sönmesini dilemekti. Ve işe yarayan hiçbir şey yok. Atlar birbirlerinin farkında değilmişçesine fütursuzca etrafta koşturuyordu. Beni farkeden bir tanesi ağlamaklı ve yardıma muhtaç gözleriyle süzdü ve üzerime doğru son sürat koşmaya başladı. Üstüme zıpladı ve gerçeklik. Alnımdan süzülen terlerin soğukluğu beni ferahlatıyordu. Bu durumdan keyif almam bir an canımı sıktı ve kolumla alnımı sildim. Babamdan bana kalan son şey olan guguklu saatim tam 9’u gösteriyordu. Kadife perdenin kırmızılığına çarpan güneş ışığının odaya kattığı rengi farkettim. Bunu seneler önce bilinçli olarak yapmıştım. Kırmızı rengin hayalgücüme olan katkısına inandığım fantezik dünyam. 

Günaydın Bay Gela.” Bu sesi işittiğimde kafamı kapıya çevirdim. Karşımda Bay E duruyordu. Orta boylarda, hafif balık etli, gözleri her zamanki gibi ardına kadar açık, sakallar sinekkaydı kesilmiş, yaşı ellilere dayanmış ve ne kadar kurnaz ve güvenilmez biri gibi gözükse de gözlerindeki samimi itaatkar parlayış. “Günaydın Bay E.” diyerek cevapladım. Elinde tuttuğu bir bardak suyu sanki aklımı okumuş gibi bana uzattı ve gülümsedi. Bardağa uzanırken “Teşekkür ederim.” dedim ve bardağı aldım. İçmeden önce ona güvenmeli miyim diye içimden bir düşünce geçirdim ama boğazımın kuruluğu bu düşünceye fazla tahammül gösteremeden suyu hızlıca içmemi sağladı. Dün ne olmuştu? En son Bay E ile ayaküstü konuşuyorduk ve bu bizim ilk sohbetlerimizden biriydi. Normalde onu gördüğüm tek yer evin ortak kullanım alanı olan mutfaktı. Her sabah uyanıp mutfağa adımımı attığımda kullandığı tabakları yıkıyor olur ve bana “Günaydın Bay Gela. Bugün güzel bir gün gibi. Size de biraz kahve ayırdım. İçmek isterseniz lütfen çekinmeyin, eğer istemezseniz bırakın daha sonra ben içerim.” der ve gülümseyerek odasına çekilirdi. Dünün belirsizliğine daha fazla katlanamayıp “Kusura bakmayın Bay E. Kafamda düne dair pek az anı var. Eğer siz ne olduğunu hatırlıyorsanız beni aydınlatır mısınız.” dedim. “Tabii ki Bay Gela. Ama öncelikle lütfen sandalyenize oturmama müsaade edin. Zira bugünlerde bacaklarımdan epey bir ağrı çekiyorum.” diyerek cevapladı. “Müsaade sizin Bay E.” dedim ve kısa bacaklarını bahane eden ama yavaşlıktan haz alan birinin atabileceği adımları atarak çalışma masama yönelip, önündeki sandalyeyi yatağıma doğru çevirerek oturdu. Bu durumdayken yatağımda uzanıyormuşçasına durmamın bir saygısızlık olacağını düşündüm ve bacaklarımı aşağıya sarkıtıp oturur pozisyona geçtim. Üstümde geceliklerim vardı ve Bay E her zamanki gibi takım elbisesini üstüne giymişti. Bunu onu her gördüğümde sormayı aklımdan geçirsemde haddime olmadığını düşünüp sormuyordum. Çünkü Bay E ile pek bir mesafeli ilişkimiz vardı. “Bu arada karşınızda geceliklerimle oturmamın lütfen kusuruna bakmayın Bay E.” diyerek nezaketimi belirttim. Bay E dostane bir gülümseme takındı ve “Mühim değil Bay Gela. Aksine beni odanızda misafir ettiğiniz için teşekkür ederim. Gelelim dün konusuna. Eve geldiğinizde mutfakta yediğim akşam yemeğinin tabaklarını yıkıyordum. Yanılmıyorsam saat 9 civarlarındaydı. Eve girdikten sonra gür ama aynı zamanda eğlencelide bir sesle ‘İyi akşamlar Bay E. Bugün güzel bir gündü. Şimdi odama geçip uzun zamandır yapmadığım bir şey yapacağım. Biraz müzik dinlemememin bir mahsuru olur mu acaba.’ dediniz. Biraz alkol kokuyordunuz sanırsam bir iki kadeh kadar içmiş olmalıydınız. Bende keyfinizi bozmak istemedim ve sorun olmayacağını belirttim. Sizin odanıza geçmenizin ardından bende kahvemi alıp odama geçtim ve yarım kalan kitabımı okumaya koyuldum. Önceleri biraz daha hareketli müzik sesleri geliyordu. Şanslısınız ki kitap okurken arkada çalan müziğin ritmi beni hiçbir zaman rahatsız etmemiştir. Yaklaşık bir saat bu şekilde kitabımı okumaya devam ettim. Sonra bir anda hareketten fazlasıyla sıkılmışçasına yavaş ritimlerde bi müzik çalmaya başladı. Dediğim gibi kitap okurken arkadan çalan müziğin ritmi beni hiçbir zaman rahatsız etmez. Bu yüzden pek aldırış etmeden okumama devam ettim. Bir süre sonrasında konuştuğunuzu işittim. Müzik sesi rahatsız etmese de konuşma sesine hiçbir zaman aldırış etmeden duramam ve dikkatim dağıldı. Önce biriyle konuşuyorsunuz zannettim. Lakin sonra bunun böyle olmadığını anladım.” dedi. Ne konuştuğumu fazlasıyla merak etmiştim. Fırsatını yakalamışken hemen araya girdim “Ne konuştuğumu hatırlıyor musunuz Bay E. Bu benim için gerçekten çok mühim.” dedim. Bunun üzerine Bay E daha önce onda şahit olmadığım bir şekilde kaşlarını yukarıya doğru kaldırdı ve beni fazla dikkatli olmayan bir şekilde süzdü. Bu durum normalde beni rahatsız etmeliydi, zira kaşını kaldırarak birine onay vermeye çalışan veya merağını beyan eden kişileri hep kibirli bulmuşumdur. Ancak muhtaç durumda olmamdan sebep olsa gerek pek aldırış etmedim. “Düşünmeme müsaade edin Bay Gela.” diyerek çeyrek dakika kadar odanın sadece pencerenin macununda bir şeyler varmış gibi sürekli kafasını çarpan ve bundan kendine bir ders veya bir yiyecek bulmadan vazgeçmeyecek, nefret edilesi bir karasinek sesiyle dolmasına müsaade ettik. “Sanırım şöyle şeylerdi Bay Gela.” diyerek konuşmasına kaldığı yerden devam etti. “Neden, neden, neden? Veya bir neden olmak zorunda mı? Hayır. Ama bunun bu konuyla hiç ilgisi yok. Burada sonuçlar var. Bazı şeylerin gerçekleştirilmemesi gerekiyor. Gerçekleşiyorsa bunun sonuçları olmak zorunda. Belki de gerçekleşmesi gerekiyordu. Böylesi daha iyi olamaz mı? Ama hayır, bu kötü bir durum. Ya kötü durumlar iyi durumlara sebebiyet oluyorsa. Olabilir mi dersin? İyi, kötü var diye oluyor. Bununla mı alakalı yoksa. Hayır hayır, olmaz temize çıkaramam onu.” Bu tarzda bir kendinizle konuşma içerisindeydiniz. Eksiğim veya yanıldığım bir yer varsa şimdiden affola Bay Gela.” diyerek bakışlarını pencerenin kenarında hâlâ akıllanmamış olan sineğe yöneltti. “Gerçekten çok aptal yaratıklar.” diyerek derin bir nefes çekti ve ayağa kalkıp pencerenin camını yukarı kaldırdı. Nazik bir hareketle elini sineğin odaya dalmayıp açık cama doğru yol almasını sağlayacak şekilde yanına koydu. Biraz uğraşı ve sonunda sinek bu saçma bunalımdan özgürlüğüne doğru yola koyuldu. Bay E iyi bir insandı anladığım kadarıyla. Bittabi rol yapıyorda olabilirdi. Ama çoğu insan bu durumda sanki çok faydası varmış gibi türlü küfürler yağdırırdı. Ama o tüm kibarlığını seçici olarak değil, bütün canlılara karşı harcıyordu. Peki ben? Bir sineğin acı çekmesine müsaade edecek kadar aciz bir yaratık mıyım. Acaba bende gerçekten herkes gibi kötü bir insan mıyım. Hayır, hayır bunları tekrar düşünmeyeceğim. Pekala bende aynı hareketi yapabilirdim. Ama yapmadım. Lanet olsun. Neden, neden? 

Bir anda iki parmağın birbirine şıklatılması dikkatimi dağıttı. Bay E’nin tuhaf bakışları tekrar üstümdeydi. “İyi misiniz Bay Gela?” diye sordu. “Kusura bakmayın Bay E. Bir anlığına düşüncelerime dalmışım. Peki daha sonra neler yaşandı. Benim odamda olduğunuzu hatırlar gibiyim.” diyerek onu köşeye sıkıştırmaya çalışıyormuşçasına bir tavır takındım. Ancak bunu neden yaptığıma anlam veremedim.

Bu tavrıma pek aldırış etmemiş bir halde sırtı ağrıyormuşçasına gerildi ve tekrardan ahşap sandalyedeki yerini aldı. “Kitaba karşı dikkatim dağıldıktan sonra kendime içecek bir şeyler almak adına odamdan dışarı çıkıp mutfağa geçtim. Kapınızın açık olduğunu farkettim lakin gözucuyla dahi içeri bakmadım. Buzdolabından kendime bir adet bira çıkardım. Tam dolabın kapağını kapatıyordum ki sizi kapınızın eşiğinde gördüm. Bir birada sizin için çıkarmamı rica ettiniz. Size biranızı uzattıktan sonra odama geçiyordum fakat istemsizce gözyaşlarınızı farkettim. İyi olup olmadığınızı sordum. Sizde bana kafanızı dağıtmaya ihtiyacınız olduğunu, biraz sohbet edip edemeyeceğimizi sordunuz. Durumu hoş karşılayıp davetinizi kabul ettim ve odanıza geldim. Birkaç dakikalık ayaküstü sohbetimizden sonra bir anda yere yığıldınız. Nefes alıp almadığınızı kontrol ettim ve yorgunluktan bayılmış olduğunuza kanaat getirdim. Bu durum beni her halükarda tedirgin etsede sabahı beklemeyi tercih ettim ve sizi yatağınıza kaldırdım. Bu arada sormayı es geçtiğimi farkettim. Benim kabalığım kusura bakmayın. Bir şeyiniz yok ya?

Bay E’nin dün geceki yaptığı incelik beni gerçekten sevindirmişti. “Asıl siz kusura bakmayın Bay E sizi bu kadar zahmete sürükledim. Bunun için ne kadar teşekkür etsem az.” dedim. Kalkıp ne kadar elini sıkmak istesemde içimden bir ses yapmamamın daha doğru olduğuna kanaat getirdi. 

Öyleyse müsaadenizi istemeliyim Bay Gela. Yapmam gereken bazı işlerim var.” dedi ve ayağa kalktı. Kapıya doğru yürümeye koyulduğu sırada öne atıldım. “Bay E dünki zahmetinizden sonra size kendimi daha açık bir şekilde ifade etmek istiyorum doğrusu. Eğer sizin içinde bir mahsuru yoksa bu akşam tekrardan sizi odamda misafir etmek isterim. Alkoller de benim ikramım olsun.” dedim ve yüzümü alabileceği en itaatkar şekle soktum. Bunu onu etkilemek ve istediğimi elde etmek için yaptığıma emindim ancak asla böyle bir düşünceye kapılmamıştım. Bir sürelik sessizliğin sonunda Bay E: “Çok memnun olurum.” dedi. “Alkolünüzü ne tercih edersiniz. Viski, şarap?” diyerek içimden viskiyi seçmesi için dualar savurmaya başladım. Keza gerçekten viskinin tadını özlediğimi farketmiştim. “Viski tercihimdir Bay Gela.” dedi ve gülümseyerek odasına çekildi. Odada tek başıma kalmıştım. Daha öncesinde odamı hiç sakin kafayla izlemediğimi farkettim. Ya bir şeyler yazıyordum ya aklıma gelen bir figürü defterime çiziyordum ya da çalışma masamın başında pencereden dışarıyı izliyordum. Etrafıma bir göz gezdirme zahmetinde bulundum. Kapıdan girildiğinde tam karşıda uzun, çift kişilik ferforje başlıklı ve lüks görünümlü yatağım duruyordu. Onun pahalı görüntüsünü bozmamak adına sürekli toplamaya özen gösteriyordum. Yatağın hemen yanında vişne çürüğünü andıran ama eskiliğinden sebep neredeyse kahverengiye dönmüş, yerden birer metre yüksekliğe sahip üç bacağı olan iki çekmeceli komodin duruyordu. Neden bilmiyorum ama içinde yalnızca gözlüğümü tutar başka bir şey koymayı akıl etmezdim. Üstünde yeşil kadife başlıklı abajurum vardı. Tavandaki lamba gözlerimi ağrıttığından dolayı odamı bununla ve odanın tam çapraz köşesinde bulunan altın sarısı işlemeli boruya sahip, yaklaşık iki metre uzunluğunda, bordo başlıklı, uçlarında siyah püskülleri olan abajurum aydınlatırdı. Yatağımın çaprazında ahşaptan yapılma cilalı dolabım vardı. Kırışıklığa sebep olduğundan kıyafetlerimi katlamayı tercih etmezdim. Dolabımın sol tarafında gömleklerim hemen yanında ceketlerim durur onları da peşi sıra pantolonlarım ve geceliklerim takip ederdi. Odayı tam ortadan ikiye bölecek yükseklikte ve odanın tam orta hizasında sürgülü, ahşap iskeletli pencere vardı. Yanında sağlamlığından pek emin olmadığım için üstünde ikiden fazla kitabımı tutmadığım çalışma masam duruyordu. Çalışma masamın üstü genel olarak hep dağınık haldeydi. Akşamları üstündeki lambayı açar, önümdeki eşyaları arkaya itekleyerek tüm işlerimi kendime açtığım küçük alanda hallederdim. Kitaplarımın geri kalan kısmı çalışma masasının yanında yukarı doğru yükselir haldeydi. Bunu farkettiğim sırada aklımdan kendime bir kitaplık alma ihtiyacımı tekrardan hatırlatmak zorunda kaldım. Bittabi bununla uğraşmayacağımı düşünüp üstünde pek fazla durmayarak devam ettim. Yatağımın tam karşı duvarında haki yeşili sert kumaşla kaplanmış, üstünde krem rengi minderlerin durduğu ikili berjer takımım ve aralarında en son kapağını ne zaman açtığımı dahi hatırlamadığım kitabımın üstünde olduğu basit görünümlü fiskos sehpam yer alıyordu. Pencerenin tam karşısında yer alan odamın son aksesuarı ise bir eskici dükkanında bulduğum alabilmek için tam üç gün uğraştığım pikabım vardı. Öyle ki dükkanın sahibi olan buda kılıklı, kısa boylu kel adam o kadar inatçıydı ki pazarlığa hiç mi hiç yanaşmıyordu. Cebimdeki son para olduğuna ısrar etmeme rağmen istersem daha fazlasını bulabileceğimi, kılık kıyafetimi gösterip böyle giyinen birinin para bulamayacağının imkansız olduğunu dile getirip her seferinde beni kapı dışarı ederdi. Birkaç gün süren bu asla başaramadığım pazarlığın sonucunu bir zamanlar çarşıda kurulan eskici pazarında ilgim olmamasına rağmen belki günün birinde havasını atarım düşüncesiyle aldığım eski bir hançer getirdi. Buda kılıklı adama götürüp gösterdiğimde gözleri fal taşı gibi açılmış bir şekilde ve sesini yükselterek hançeri nereden bulduğumu sordu. Bana çektirdiği üç günlük ızdırap karşısında ona doğruları söylememeyi tercih ettim. Babamın İkinci Dünya Savaşı sırasında komutanlık yaptığını, ondan bana miras kaldığını dile getirdim. Benim için değerini anlaması adına bir kaç süslü cümle daha söyledim ve pikabın karşılığında hançeri gönül rahatlığıyla kendisine vereceğimi söyledim. Adam teklifimi hiç düşünmeden kabul etti ve üstüne “Sen çok terbiyesiz bir adamsın. Nasıl bir insan ailesinden kalan böylesine yüce bir mirası kendi zevkleri uğruna feda eder anlamıyorum.” dedi ve acıyan gözlerle bana baktı. Ne kadar içimden bu hançeri kabul ederek kendisininde belli bir açıdan terbiyesiz durumuna düştüğünü söylemek istesemde, yanlış bir şey söyleyerek elimdeki fırsatı kaybetmemek adına kafamı eğdim. Paketleme işleminin bitmesini bekledikten sonra pikabımı alarak içimden attığım keyifli kahkahalarla evin yolunu tuttum.

Odalarımız Bay E ile yan yana olduğundan dolayı eve arkadaşlarımı getirmeyi pek tercih etmiyordum. Ev odalardan çıkıldığında karşınıza mutfak çıkacak şekilde tasarlanmıştı. Mutfağın hemen ortasında altı kişinin rahatlıkla oturup yemek yiyebileceği büyüklükte meşeden yapılmış bir masa ancak yalnızca iki sandalye vardı. Mutfağı kristallerle dolu bir avize aydınlatıyordu. Avizeye baktığımda fazla tozlu olduğunu farkettim. Bu durum annemi aklıma getirdi. Ben küçükken annem kendi evimizdeki avizelerin cam kristallerini hiç aksatmadan iki günde bir silerdi. Bir gün meraklanıp ona neden bu kadar temizlik yaptığını sormuştum. Bu kristallerin kötü enerjiyi çektiğini, onları bunlardan arındırmak için temizlediğini söylemişti. Bende ona kötü enerjinin ne olduğunu sorduğumda bana “Şöyle ki Gela, etrafımızda her zaman bizim göremediğimiz bir takım enerjiler barınır. Bunların bazıları kötü bazıları iyidir. Kötü olanlar başımıza dert olacak şeylerin meydana gelmesini sağlar. İyi olanlarsa bizim iyiliğimizi isterler.” demişti. O zamanlar bu durum beni ürküttüğü için fazla derinine inmek istememiştim ve cevabından tatmin olmuş gibi davranmıştım. Karnım acıktığı için evde daha fazla vakit geçirmek istemedim ve ceketimi alıp evden çıktım. Hava güneşli olmasına rağmen etrafı yakıcı bir soğuk kolaçan ediyordu. Bu durumu bir fırsata çevirmek isteyerek sigara yaktım ve beton binaların arasından yürüyerek çarşıya ulaştım. Bir anda karşıma arkadaşım Tali çıktı. “Hey dostum nasılsın? Dün verdiğimi beğendin mi? Biraz daha ister misin?” diye hızlıcana bir sorguya çekti. Tali uzun boylarda, keçi sakallı ve oldukça sıska biriydi. Bunun kullandığı uyuşturuculardan sebep olduğunu söylememe rağmen asla kabullenmezdi. Dün eve gitmeden önce şu anki gibi yolda karşılaşmıştık. Birkaç dakika ayaküstü sohbetimizden sonra kendimi onunla barda bulmuştum. Nasıl başarabiliyor bilmem ama ikna kabiliyeti çok yüksekti. Barda karşılıklı ikişer duble viski içtikten sonra bana doğru eğilip cebinden bir paket çıkardı. “Bak dostum elimde harika bir mal var. Sen de denemek ister misin?” dedi. Tali uzun süredir arkadaşımdı ve ona seneler öncesinde bu tarz şeyleri bıraktığımı, bana bu konuda hiçbir şekilde tavsiyede bulunmamasını tembihlemiştim. Kendini tutamayıp “Ne saçmalıyorsun Tali, seninle bir anlaşma yapmıştım. Şimdi çıkmış karşımda “denemek ister misin?” diyorsun. Bu ne küstahlık anlamadım.” diyerek sesimi yükselttim. Ona karşı çıkışıma alınmışçasına hal ve hareketlere bürünsede “Dostum, seni severim biliyorsun. Bir daha bu bataklığa düşmeni asla istemem. Gerçekten şu zamana kadar kullandığım en başarılı maddelerden biri, bu yüzden heyecanına kapılıp sanada önerdim. Kusura bakma. Ama bir kereden kimseye bir şey olmayacağını da söylemek isterim.” dedi. Bu durumu reddetmiş olmama rağmen ilerleyen saatlerde nasıl olduğunu tam kestiremediğim bir şekilde eve Tali’nin verdiği küçük paketle gidiyordum. Hala anlamadığım bir ikna kabiliyetine sahip olması sinirimi bozmuyor değildi. Ama onun yüzüne dün gece bayılmıştım. “Tali ne saçmalıyorsun sen. Bu aptal şey yüzüne dün kendimden geçip bayıldım. Neler yaşadığımı hatırlamaz haldeydim. Şimdi tekrar karşıma çıkmış ister misin diyorsun.” dedim. Tali şaşırmışa benziyordu; “Dostum böyle bir şey olması imkansız. Bunu altı kişi daha denedi ve herkes çok memnun kaldı. Muhtemelen sen biraz yorgundun o yüzdendir.” dedi. Gerçekten de olabilirdi. Kafamı çok fazla doldurmuştum ve dün dışında neredeyse iki aydır kimseyle konuşmuyordum. Sadece kendi kafamın esiriydim. Ben bir karar alıyordum, kafam ise bana her şeyin ne kadar manasız olduğunu kendi diliyle anlatıyordu. Taliyle sohbetimin sonunda yemek yemek için bir makarnacıya uğradım. Garsondan sade makarna istediğimde aykırı bakışlarla karşılaştım ancak buna fazla takılmadım. Benim için artık gayet sıradan bir rutin haline gelmişti. Herkes sade makarna yiyen insanları garipser. O kadar seçeneğin arasından en basit olanı seçmek herkesin yapacağı bir davranış değildir. Makarnamı yiyip hesabı ödedikten sonra eve dönme kararı aldım. Önce kasaba uğrayıp viskinin yanında yemek için kırmızı et aldım. Uzun süredir et yemiyor olduğumdan dolayı hayaliyle bile ağzım sulanmıştı. El yapımı viskiyi de aldıktan sonra eve gittim. 

Eve girdiğimde Bay E’nin kapısı kapalı duruyordu. Acaba hala evde miydi merak ettim. Asla böyle bir davranışta bulunulmamasını bilmeme rağmen kapısının anahtar deliğinden içeriye bakmayı düşündüm. Alışverişten aldığım malzemeleri buzdolabının hemen yanındaki mermer tezgahın üzerine bıraktığım sırada Bay E’nin kapısı açıldı. Az kalsın düşmemem gereken bir duruma düşebilirdim. Ya ben tam küçük delikten Bay E’yi kontrol ederken kapıyı açsaydı. Bu durumu nasıl açıklayacağımı tahmin bile edemiyordum. Ne diyecektim. “Kusura bakmayın Bay E, aynı kapılata sahibiz lakin anahtar deliklerimizin aynı olup olmadığını merak ettim. Gerçekten öylesine bir merak işte.” Sonra konuyu değiştirmek için hemen “Gününüz nasıl geçti. Bugün harika bir hava vardı dışarıda. Bu arada seveceğinizi düşündüğüm için el yapımı İrlanda viskisi aldım. Çikolatayla birlikte gerçekten iyi gidiyor. Özellikle hem midemizi bastırsın hem de viskiden keyif alalım diye kırmızı et almayı da ihmal etmedim.” Eminim ki fazla yersiz olurdu. Hem Bay E’nin böyle bir yalana inanacağını da düşünmüyordum. En iyi ihtimalle bana şüpheci gözlerle bakarak bu durumun ne kadar terbiyesizce olduğundan bahseder, ben de suçu üstlenmemek adına karşı saldırıya geçer geceyi berbat bir hale getirirdim. İşin aslında gerçekten onu misafir etmek istemekle hata mı etmiştim. Ne konuşacaktım onunla. Hem ben insanlarla uzun saatler sohbet etmeyi hiç sevmeyen biriydim. “Hoş geldiniz Bay Gela.” diyerek tezgaha bıraktığım poşetlere baktı. “Bu kadar alışveriş yapacağınızı bilmiyordum.”

Uzun zamandır keyifle yemek hazırlamadığımı fark ettim Bay E. Bu yüzden güzel bir gece geçirmek için kırmızı et ve biraz meze aldım. Viski olarakta el yapımı İrlanda viskisi aldım. Umarım beğenirsiniz.” dedim. 

İyi yapmışsınız Bay Gela. İrlanda viskisine de bayılırım ayrıca. Biliyor musunuz babam gençliğinde İrlanda’da bir damıtımevinde çalışıyormuş. İngiltere’ye geri geldiğinde kendisiyle birlikte o kadar viski getirmiş ki, ben gençlik çağlarıma geldiğimde bile evde hala yirmi şaşal İrlanda viskisi vardı. O yüzden ne kadar sevindiğimi inanın anlatamam. Ama teşekkürler zahmetiniz için.” dedi. Karşılıklı gülümseyişlerimizden sonra Bay E kendisine bir bardak su aldı ve odasına çekildi. Ben de akşam için yemek hazırlamaya koyuldum. Yemek yapmayı özlemiştim. Öyle ki en özlediğim özelliği de zamanın içinde kaybolup, beynin süzgecindeki tüm fikirler birer birer ortaya dökülerek çözüme ulaşıyordu. Kendi kendime başlattığım sohbetimin sonu geldiğinde yemek hazırdı. Masayı tüm titizliğimle hazırladıktan sonra Bay E’yi masaya davet etmek için kapısının önüne geldim. Kapıyı vurmadan önce biraz durakladım ve yavaşça eğilerek anahtar deliğinden içeri göz attım. Kendimi tutmam gerektiğinin tabii ki farkındaydım. Ama kusura bakmayın elimde değildi. Merak ettiğim şeyleri öğrenemeyince bunu kendime dert edinir, paronayaklaşırdım. Zaten mühim şeylerde gördüğüm söylenemezdi. Bay E odasındaki oturabileceği tek koltuğunda oturarak, odanın penceresini karşısına almış, elindeki kitabı okuyordu. Lakin tek bir şey dikkatimi çekmişti. Okuduğu sayfayı bazen kapatıp önceki sayfalara dönüyor sonra kafasını sallayarak kapattığı sayfaya geri dönüyordu. Farklı bir insan olduğunu düşünmeme yetecek kadar gözlemcilik yaptıktan sonra doğrulup kapısını çaldım. “Bay E yemek hazır. Lütfen buyurun.” diyerek seslendim. “Hemen geliyorum Bay Gela.” diye karşılık verdi. İkimizde yemek masasına oturduk. “Elinize sağlık Bay Gela. Enfes gözüküyor doğrusu.” dedi. “Tadı karşısında neler diyeceğinizi daha çok merak ediyorum Bay E.” dedim ve yemek yemeye başlamasını izledim. Ağzına attığı ilk lokmayı yanlış saymadıysam tam yirmi iki defa çiğneyip yuttu ve yorum bekleyen gözlerime bakarak “Son zamanlarda yediğim en iyi lokma bu olabilir Bay Gela. Gerçekten harika.” dedi ve yemeğine devam etti. Tatmin edici yorumumu aldıktan sonra bende yemeğime başladım. “Söyler misiniz Bay E, şu an kaç yaşındasınız?” Uzun süren sessizliği bu soruyla dağıttığımda içimde rahatlama hissettim. “Elli altı yaşındayım Bay Gela. Ya siz?” dedi. “Ben otuz dört yaşındayım. Bu kadar senede eminim ki çok fazla güzel olay yaşamışssınızdır. Gençliğinizde ne işle meşguldünüz.” dedim. “Epey fazla güzellik Bay Gela. Ama hayatın nasıl olduğunu bilirsiniz. İnsanın başına güzelliklerin yanında acı verici tozlarda serpiştirmezse içi rahat etmez. Lakin tüm acılara rağmen hayatımın en güzel yanı speleolog olmamdı sanırım.” dedi. Bu durum yüzümün gülmesine yol açtı. Keza yeraltı her zaman ilgimi çekmiştir ve neler olduğunu hep merak etmişimdir. “Gerçekten mi? Beni şaşırtıyorsunuz Bay E.” bunları söylerken çocuksu bir tavıra büründüğümü biliyordum ama elimde değildi. “Evet Bay Gela. Hayatımın yaklaşık on beş yılını bu büyülü yerleri araştırmakla geçirdim. Hatta bir keresinde İtalya’daki Scarasson mağarasında, bir yeraltı buzulunun üstünde tam yüz kırk günlük bir kamp deneyimim bile olmuştu. Oradan çıktığımda güneşin ne olduğunu dahi unutmak üzereydim. Ancak 34 saat uyanıklılık ve 14 saat uykuyla geçirdiğim 48 saatlik günlerim, uykunun ritmi ile ilgili yapılan araştırmalara büyük katkıda bulunmuştur. Nice insan bu tarz kampları bir hiç uğruna yapmıştır. Hele Yugoslav denilen adamı asla unutamıyorum. Bir buçuk yıl kadar süren bir yeraltı kampı gerçekleştirdi. Lakin dışarı çıktığında elindeki tek övgü yeraltında en uzun süre vakit geçirmesiydi.” dedi ve kahkaha attı. Ben de nezaketen yüzüme hafif bir gülümseme takındım. “Peki siz ne işle meşgulsünüz Bay Gela.” dedi.

Kendisini yüceltmesinin ardından bana attığı üstten bakış gözümden kaçmadı. “Psikoloğum ben Bay E. Lakin şu an bir kuruma bağlı çalışmıyorum. Önceki iş yerimde bazı uyuşmazlıklarımız oldu. Tabii bakıldığı zaman pek haksız sayılmazlar.” dedim ve tabağımdaki son lokmayı ağzıma attım. “Ne gibi bir uyuşmazlığınız oldu Bay Gela? Merak ettim doğrusu.” dedi. Açıklamamı yaptıktan sonra alacağı yüz ifadesinin sinirimi bozacağını düşündüğüm için biten tabağımı alarak mutfak lavabosuna doğru gittim. “Birkaç hastama herhangi bir psikoloğa ihtiyaçları olmadığını insanın problemlerini kendilerinden başka kimsenim bilip çözemeyeceğini söyledim. Hastalar bunun saçmalık olduğunu düşünmüş olmalılar ki kurum yetkililerine benim hakkımda şikayetlerde bulunmuşlar. Ne kadar sinirlensem de bir sağlık kurumuna aykırı davrandığımı inkar edemeyeceğim.” diyerek sorusuna karşılık verdim. Masayı toparlamak için döndüğümde tepkisini görmek istemediğimden Bay E’nin yüzüne dahi bakmadan masayı toparlamaya başladım. “Yaptığınız hareket gerçekten takdir edilesi Bay Gela. Ben de bunun savunucularından biriyim. Lakin gelin görün ki insanlar aciz yaratıklar. Kaçırdığınız nokta sanırım bu olmuş.” dedi ve kendi tabağını alarak lavaboya yanıma geldi. “Yardım etmemi ister misiniz Bay Gela.” Cevabıyla beni ne kadar rahatlatmış olsa da yanımda durması rahatsızlık vermişti. “Zahmet etmeyin Bay E. Bir şey kalmadı zaten. İsterseniz siz viskiyle bardaklarımızı alıp odama geçin bende hemen geleceğim. Sohbetimize oradan devam edelim.” dedim ve masayı toparlamaya devam ettim. Bay E ile yaklaşık olarak üç aydır birlikte yaşıyorduk. İşten çıkarıldığım zaman ne yapacağımı bilmez bir şekilde bara içmeye gitmiştim. Artık bir gelir kaynağım yoktu. Nasıl yapacağımı tam kestiremiyordum. Aklıma evimdeki boş odayı kiralama fikri geldi. Barmen sevdiğim biriydi. Pek sohbetimiz olmasa da her geldiğimde birbirimize hal hatır sormayı eksik etmezdik. Bu konuda yardımı dokunur düşüncesiyle durumumu onunla paylaştım. Bir süre sonra yanıma bir adam yanaştı ve kulak misafiri olduğunu, eğer kabul edersem odayı kiralamak istediğini söyledi. Evet bu kişi Bay E’ydi. O akşam onu odayı görmesi için eve götürdüm. Odayı çok beğendiğini, şu anda bir hostel odasında kaldığını ve en kısa sürede taşınmanın onu çok memnun edeceğini dile getirdi. Ev şartlarını konuştuğumuz sırada ona kafamı dinlemek istediğimi ve sohbet etmemizin mümkün olamayacağını söyledim. Bu durumu gayet hoş karşıladı. Ancak şu an anlıyorum ki Bay E sohbet etmeyi çok seven bir insandı. Onunla daha önceden tanışabilecekken benim sayemde sürekli bir erteleme döngüsüne girmiştik. Yine de pek bir ziyanını göremedim. “İyi misiniz Bay Gela.” diye odadan seslendi. “Hemen geliyorum Bay E.” diye karşılık verdikten sonra tuvalete girdim. Eni yalnızca iki insanın yan yana durabileceği ölçüde, uzunluğuda ancak iki metre olan, her tarafı mavi renkte fayanslarla kaplı, içinde klozet, ayna ve önündeki üstü boş etajer dışında hiçbir şey barındırmayan bir yerdi burası. Uzun süre durmayı zorlaştıracak loş kırmızı bir ışıkla aydınlanıyordu. Cebimden Tali’den aldığım paketi çıkardım. Evet, bu adamın ikna kabiliyeti hala sinirlerimi bozuyor ama bir şekilde beni kabullendirmişti. Fakat bu sefer gerçekten son olacaktı. Bir daha asla kullanmayacaktım. Ama neden? İnsan keyif aldığı şeyleri neden bırakmak zorunda? En son neden bırakma kararı almıştım hatırlamıyordum. Algımı mı bozuyordu, yapmayacağım davranışlarda mı bulunuyordum. Hayır aksine gerçekleri görmeme yardımcı oluyordu. Daha iyi düşünebiliyordum. Olsun yine de bu son olacaktı. Cam etajerin üzerine pakettekileri boşaltıp tek seferde kullandım. Odaya geri döndüğümde Bay E sağdaki koltukta oturuyordu. Sehpanın üzerindeki bardaklardan anlaşıldığı üzere Bay E içmeye bensiz devam etmişti. Bozuntuya vermeden pikaba dinginleştirici ritimlere sahip bir şarkı koydum ve ben de koltuktaki yerimi aldım. Bay E kafasını yere doğru eğmiş, düşüncelere dalmışa benziyordu. “Ne düşünüyorsunuz böyle Bay E.” diyerek dürtme görevini üstlendim. Kafasını yavaşça kaldırdı ve bana baktı. “İnsanlar Bay Gela, insanları düşünüyorum.” dedi. “Peki insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz Bay E” diye karşılık verdim. “Birçok şey Bay Gela. İnsanlar öyle açgözlü yaratıklar ki.. Biliyor musunuz Malezya, Borneo ve dönencel Asya’nın diğer bölgelerinde bolca bulunan Salangan adında mağaracıl bir hayvan türü vardır. Yuvasını, sindirdikten sonra tekrar ağzından çıkardığı deniz yosunlarıyla yapar. Bu yuvalar Çin mutfağı meraklılarınca epey beğenilir. Bu insanlar ki asla bir yuvayı yok ettiklerini umursamazlar. Kendilerinden başka hiçbir şey onları ilgilendirmez. Tek canlı kendileriymiş gibi tüm Dünya’ya yayılıp bütün her şeyi kendilerine hak görürler. Etraflarında açlıktan ölen insanlar bile olsa kendi mideleri o kadar önemlidir ki, tıka basa dolmuş midelerini, kendilerini kuş tüyüyle kusturarak tekrar tekrar doldururlar.” diye sanki benden başka insanlarında duymasını istercesine yüksek sesle söylendi.

-Peki siz Bay E. Siz hiç açgözlülük yapmaz mısınız. Önünüze ekmek koyulduğunda benim çorbam nerede demez misiniz?

-Herkes kadar bende karnımı doyurmak isterim Bay Gela. Ancak fazlasında hiçbir zaman gözüm olmaz. Umarım ki bundan sonra da Tanrı bana böyle bir şey yaşatmaz.

-Tanrı bu tarz insanları da yaşatıyor ama. Dünya’nın sahteliğini inanın ne kadar sorgulasam az. Ama sizin başlattığınız gibi devam edelim sohbetimize. Konumuzdan sapmayalım. Zaten istemesek de bunlara da değinecek gibiyiz. 

-Tabii ki Bay Gela. Dediğiniz gibi yapalım. İnsanın kibrinden bahsetmeye ne dersiniz?

-Çok yerinde olur Bay E. Doğrusunu söylemek gerekirse kibirden hiç haz etmem. İnsanın en acınası özelliklerinden biri gibidir. Şunu söylemeliyim ki Dünya’nın daha iyi bir yer olmasını canı gönülden isteyen biriyimdir. Ancak kibirli insanların varlığı durumu olduğundan daha beter bir hale getiriyor. İnsanlar birbirine güven dahi besleyemez halde, çünkü karşılarındakileri güvenlerini verebilecekleri düzeyde görmüyorlar. Hatta bazılarının gözünü öylesine kör ediyor ki bu düşünceler onları doğuran annelerine bile saygı beslemez oluyorlar. 

-Ben pek sizin gibi düşünmüyorum ne yazık ki. Kibir insanı insan yapan özelliklerden biri gibidir. İnsan kendisine güven duymalı ki bir şeyler başarabilsin. Zaten yersiz olduğu durumlarda insan eninde sonunda anlayacaktır ve elbet o konularda kibrinden vazgeçmek zorunda kalacaktır. Ama üstün olduğu özelliklerini de göğüs gererek meydana dökmesi gerekir. 

-Görüyorum ki kendinizle çelişiyorsunuz. Az önce insanların açgözlülüğünden yalnızca kendilerini düşünmesinden bahseden siz şimdi de kalkmış bana kibrin insanın temel özelliklerinden olduğunu savunuyorsunuz. 

-Beni yanlış anladınız sanırım Bay Gela. Benim kast ettiğim bencilliklerinden dolayı başka kimseyi umursamayan insanlardı. Bilhassa burada kibirden konuşuyoruz. Elbetteki insan bir takım özellikleri diğerlerinden bağımsız olarak barındırabilir. Siz de öyle düşünmüyor musunuz?

-Bilmukabele son dediğinizi onaylayabilirim ancak kendilerini diğer insanlardan üstün gören kişiler, paylarına düşen yemeklerin her zaman daha fazlasını kendilerine hak görürler. Bana kalırsa bu iki bela getiren davranış birbirlerinden ayrılmayı akıl dahi edemezler.

-Pekala öyle olsun. Bu konuda size karşı diretmeyi tercih etmiyorum. Varsın olsun, ikisi birbirlerinden ayrılmaz sıkı bir dost gibi hayatlarına devam etsinler. Ama dediklerime dikkatinizi vermenizi isterim. Her şeyden öte insanın bilinçli olması gerekiyor. İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliğinin bu olduğunun farkındayım ancak gelin görün ki sizin hastalarınız gibi çoğu kişi kendi bilinçlerinden yoksundur.

-Kendi bilinçleri derken neyi kasttettiniz Bay E. Lütfen aydınlatın beni.

-Kişisel benlik bilinci Bay Gela. Yani dediğim şudur ki, birçok insan neyi neden yaptığından bile bihaber. Kendilerini meydana getiren hücrelere inanınki hiç saygı duymuyorlar.

-Saygı demişken Bay E. Sizce saygı küçüklerin büyüklere beslediği minnet midir yalnızca.

-Katiyen böyle bir şey mümkün değil.

-Peki saygının her zaman muktedir olması ne mümkün. Veya saygı her zaman belirtilmesi mümkün bir şey midir? Düşünelim ki insan saygının yalnızca içten gelebileceğini düşünsün. Karşısındaki kişiye bunu dille ifade edebilecek her türlü kelimenin kendisine ve karşısındakine yalan söylemek bilsin. Saygı ne ifade edilebilirki Bay E. Tanışmayı mı? Bir arabulucuk görevi mi besler saygı. Varsın olsun insanlar kendi bilinçlerini tanımamayı saygı bellesinler. Bu onların saygı duymadığı anlamına mı gelir?

Etrafın renkleri çok hoşuma gidiyordu. Dört duvarın her biri farklı renklere boyanmıştı. Kiremit kırmızısı, çam yeşili, parlament mavisi ve kuru kahverengi. Mavinin üstüne beşer santim aralarla yatay beyaz çizgiler çizilmiş. Adeta gökyüzünü andıracak kadar güzel bir hologram. Kırmızının üzerine beyazla seyreltilmiş mor renkle rastgele fırça darbeleri vurulmuş. Güzelleştirme gayesi güdülmemiş olsa da güzel olmaya mecbur düşmüş. Yeşille kahverengi birbirine karıştırılmak istenmiş, yeşile kahverengi, kahverengiye yeşil noktalar koyulmuş. Bunların arasında bir ormanda olmam gerekiyormuş.

-Belki de saygı bir arada yaşamın formülüdür Bay Gela.

-Bilim insanı gibi konuştunuz Bay E. dedim ve ekledim. Sanıyorum ki zaten öylesiniz.

-Umarım mesleğime saygısızlık etmediniz Bay Gela. Bunu hiç hoş karşılamam.

-Asla Bay E. Aksine mesleğinize gerçekten saygım büyüktür. Sanırım saygı hoş karşılamaktır Bay E. Sonucunda insanların birbirlerini hoş karşılamaması saygısızlığa yol açar.

-Haklı gözüküyorsunuz.

-Bir şeyler yazar mısınız Bay E.

-Tahmin yeteneğinize hayran kaldım. Bu sıralar bir tez peşindeyim. Fazlasıyla kitap araştırmam oluyor.

Öylesine sorduğum bir soru karşılığında aldığım övgü beni sevindirdi.

-Pek güzel.

-Güzel olan nedir Bay Gela.

-Tembel olmamanız Bay E. Tembelliğin güzel bir alışkanlık olduğunu düşünmem.

-Tembel kişiler dans etmenin ruhu iyileştirmesinden bile yoksunlardır Bay Gela.

Bunu demesi üzerine pikaptaki plağı değiştirmek için yerimden kalktım. Biraz daha ritimli bir şarkı taktıktan sonra yerime yöneldim.

-Çalgı çalabiliyor musunuz?

-Mızıka çalmasını bilirim Bay Gela.

Bu Bay E’nin içindeki renkli parçanın bir eseri olmalıydı.

-Çok severim Bay E.

-Bir gün size gösterebilirim.

-Bu beni gerçekten mutlu eder. Kendinizi kanıtlamanızı isterim.

-Sizi en çok ne öfkelendirir Bay Gela.

-Yalan Bay E. Bir de yalandan doğan yalnızlık.

-Ne demek istiyorsunuz Bay Gela. Yalandan doğan yalnızlıkta nedir? 

-İnsanlar pek çok şeyi affedebilir Bay E. Kendisine söylenilen küçük yalanları da. Ancak kişi kendisini kandırılmış hissettirecek yalanları affedemez. Bu durumda onları yalanların yola getirdiği yalnızlık karşılar. En sinir bozucu olanı da budur. Bir arada yaşamak isteyen insanlar birbirlerine yalan söylememeli.

-Ama elbet her insan yalan söylemek durumunda bulunmaz mı Bay Gela.

-Bittabi kalır, fakat insan bilinçlidir Bay E. İsterse yalan söylememeyi becerir. Herkesin yalan söylememesi gerektiğini söylemiyorum tabii ki. İstemesek de(!) yalan söyleriz.

Bay E hızlı bir kalkış yaparak odasına doğru yürüdü. İçeri girdi ve bir dakika kadar çıkmadı.

Geri geldiğinde elinde mızıkası vardı. Sorma zahmetinde bile bulunmadan pikabın iğnesini yukarı kaldırdı. “Hazır mısınız Bay Gela.” dedi ve mızıkasını çalma pozisyonuna getirdi. “Sahne sizindir Bay E.” dedim. Gerçekten de Bay E’den beklemediğim bir performans işitiyordum. Daha önce birçok arkadaşımın mızıka çalışına şahit olmuştum fakat Bay E işinin ehli gibiydi. Notalar arası geçişini öylesine güzel yapıyordu ki izlerken mest olmamak elde değildi. Küçük esler eşliğinde parçasını çalmayı bitirdi ve yerine oturdu. İki üç alkış hamlesinden sonra “Oldukça yetenekliymişsiniz Bay E. Tebrik ederim.” dedim.

“Teşekkür ederim Bay Gela. Gençliğimden beri tek yakın arkadaşım desem yalan sayılmaz.” dedi.

“Harikülade.” dedim ve boşalan bardaklarımıza tekrardan viski doldurmak için yeltendim.

-Müsaade ederseniz sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum Bay Gela.

-Tabii ki. Müsaade sizindir Bay E.

-Ben üç kardeşin en küçüğü olarak hayata geldim Bay Gela. Bir abim ve bir ablam vardı. Abim otizm bozukluğuna sahip olduğundan ev için pek yararı dokunmuyordu. Bunun için bittabi kendisini suçlayamam ancak evdeki çoğu yük bu yüzden ablamın üstüne biniyordu. Bu durumdan yakınması ve abimle pek alaylı bir iletişime sahip olması beni her zaman yaralamıştır. Ama ne yaptıysam onu bu davranışlarından da alıkoyamadım. Evdeki anlaşmazlık ve kasvete dayanamadığım için gençlik çağıma geldiğim gibi evden ilk ayrılan ben oldum. Gözüm her ne kadar arkada kalıyor olsa da artık kendi yararıma işler yapabiliyordum. Küçüklüğümden beri bir çalgı çalmak istiyordum. O zamanlar bir barda çalışıyordum. Kazandığım ilk parayla kendime mızıka aldım ve yalnız kaldığım her an içimdeki hüznü söndürmek adına elimde mızıkamı buluyordum. Ailemi düşünmek bile çoğu zaman moralimi bozduğundan dolayı onlarla pek iletişime geçmek istemiyordum. Fakat bir gün annemden gelen özlem ve yardım isteği içerikli mektup onları ziyaret etmem gerekliliğini doğurdu. Babam keyfinin bozulmasından nefret eden ve tüm gün boyunca oturduğu yerde alkolünü içip yemeğini ayağına bekleyen biriydi. En sonunda da koltukta sızar, çoğu zaman annemle aynı yatağı bile paylaşmazdı. Annemde bunlardan müzdarip ve ablamla olan anlaşmazlığını dile getiren bir mektupla beni çağırmıştı. Kendimi bu bunalımın içine hiç mi hiç sokmak istemiyordum. Evdeyken asla rahat edemiyordum. Oysa bir kaç senedir benim için her şey yolundaydı. Yine de bencilce davranmak istemeyerek patronumdan birkaç günlüğüne izin alarak evin yolunu tuttum.

Eve gittiğimde annem, ablam hatta inanır mısınız babam bile beni sevinçle karşıladı. Görünürde hiçbir problem yok gibiydi. Eşyalarımı odaya bırakıp duş almak için izin istedim. Duştayken kafamda büyüttüğüm kadar fazla bir problem olmadığını düşündüm. Duştan çıktığımda etrafta kimse gözükmüyordu. Az önce karşılaştığım neşeden zerre parça kalmamıştı. Babam koltuğuna oturmuş viskisini yudumluyor, ablam odasına geçmiş resim yapıyor, annemde evin önündeki çardakta örgü örüyordu. Abimse her zamanki halinde odasının penceresinden usul usul dışarıyı izliyordu. Yanına gidip yanağından öptüm ve sarıldım. Pek tepki vermesede az da olsa bu davranışımla onu rahatlattığımı biliyordum. Daha sonra ablamın yanına gittim. Ona nasıl olduğunu sordum. Bana “Bıktım artık bu evden, şu odamın haline bak. İstediğim hiçbir şeyi yapamıyorum. Annem olacak kadın sürekli bana karışıyor. Evde kaldığımı, kimsenin beni almak istemeyeceğini söyleyip duruyor. Sanki ben bunu istiyormuşum gibi. Biliyor musun geçen gün bana sorma zahmetinde bile bulunmadan resimlerimi yakacak diye kullanmış. Düşüncesiz kadın! Keşke ölse de kurtulsam.” dedi. Gördüğünüz üzere ablamın çektiği çile de azımsanacak şeyler değil. Onun suyuna gitmek istediğim için isterse daha güzel şeyler çizebileceğini, hayalindeki gibi harika bir ressam olabileceğini dillendirdim. Yatıştırma sorumluluğumu yerine getirdikten sonra babama yerinde olacak şekilde “Afiyet olsun.” dedim ve annemle konuşmak için çardağa geçtim. Kafasını önüne eğmiş örgüsünü örerken beni beklediği her halinden belliydi. Konuşmaya başlamadan önce gözlerini yaşla dolduracağını daha yanına gitmeden anlamıştım. Yanına yaklaşıp yanağını öpmemle birlikte hemen gözlerini parlatarak söze girdi. “Oğlum artık gücüm kalmadı. Her günüm ablanla kavga ederek geçiyor. Sen de gittin yanımdan. Bu dünyada bana huzur yok mu.” dedi. Annemle konuşmalarımda her soruma “Bilmiyorum oğlum. Evet haklısın. Ben kendimi tanıyamıyorum.” gibi cevaplar alırdım. Sürekli çalkantılı bir ruh hali olurdu. Gerçekten de çoğu zaman neyi neden yaptığını bilmezdi. Belki de bilir, söylese foyasının meydana çıkacağını düşünür bilmemezlikten gelirdi. Bunu biliyorum çünkü anneme benzerliğimden dolayı bunları bende yaşardım. Ama bu sorunumu üstüne giderek yenmiştim. Bu yüzden onu gayet iyi anlayabiliyordum. Ona bu sorunu yenmesi için ne kadar tavsiye verdiysem de bana hak verdikten sonra tekrarlamaya devam ettiği için dediklerime uymayı içten içe reddettiğini anladım.

“Ablamın üstüne gitme bu kadar. Hem odasının hali ne öyle. Neden halamlarınkiyle aynı mobilyaların arasına sıkıştırdın onu.” diyerek bir nevi hesap sordum. İlk başta yine her zamanki gibi çekimser cevaplarla karşılık versede sonunda evin kendisine ait olduğunu ve kendi istediği gibi şekillendirmek istediğini söyledi. Bu sayede evin patronunun kim olduğunu ablama gösterecekti. Ve her nedense annem halamı sürekli kıskanırdı. Ancak unuttuğu şey ise ablamın karakteriydi. Ablam kendisini özel hisseden ve diğer insanlardan farklı olmaya çalışan biriydi. Ama annem yaptığı davranışlarla onu bir kalıba sokmaya kararlıydı. Anneme, ablamı tanıması gerektiğini ve hayatına karışmazsa daha huzurlu bir ev ortamına erişebileceğini söyledim. Söylediklerime hak verdi ve bundan sonra kendisini ve ablamı daha iyi anlamaya çalışacağını söyledi. İki günlük ziyaretimden sonra tekrar evden ayrıldım.

Lakin annem her ne kadar söylediklerimi kale aldığını belirttiyse de bir sene sonra bana gelen mektupla annemin inadını ve başka insanları kıskanmayı sürdürdüğünü anlamış oldum.

Sonunda evdeki bütün huzur ortadan kaybolup kasvete bulanmıştı. Ablam geçirdiği sinir krizine yenik düşmüş, babamın altıpatlar tabancasıyla önce annemi sonra babamı ve abimi vurmuş, bana yollanması üzere yazdığı mektubun mührünü bastıktan sonra tetiği kendi kafasına çekmişti. İşte görüyorsunuz Bay Gela. İnsanım düştüğü kıskançlık, inat, öfke gibi duygular neler yaşatıyor. Bunlarla başa çıkamazsak ardında kimsenin istemeyeceği, düşüncesinin bile yürek burktuğu şeyler bırakıyor. 

Tüm bu olanları olanca ruhsuzluğuyla dile getirmesi beni etkilemişti. 

Mektupta ne yazıyordu Bay E.

Orası benimle kalsın lütfen. Zira tadacağım duygu karmaşasına inanın ki şu anda hazır değilim.

Peki. Siz nasıl isterseniz öyle olsun Bay E.

Ortamın sunduğu sessizliği bozmak istediğim için pikaba tekrardan bir şarkı takmak için yerimden kalktığımda Bay E “Bu şekilde kalsa olur mu Bay Gela. Sessizliğin sesi içimi rahatlattı.” dedi.

Pekala öyle olsun.” dedim ve tekrardan koltuktaki yerimi aldım. 

Ortam tekrardan toprağın altı kadar sessizleşti. Hatta belki de daha fazla. Ölülerin konuşamayacağını kim çıkardıki zaten. Vücutları hareketsiz diye dile gelmez mi acıları? Veya onlarda birbirlerine trajikomik hayatlarını anlatarak kahkahalara boğulamaz mı? Belki de biz sağırızdır. Yaşamın bitebildiğini kim dile getirdi. Yaşayanlar mı? Safsatadan başka bir şey değil. Gerçektende ağzı olan konuşmaktan başka çare bulamamış.

Biliyor musunuz Bay E sanırım söylediklerinize az da olsa kendimce manalar yükleyebiliyorum.

Nasıl yani Bay Gela.

-Şöyleki yirmili yaşlarımda üç kişiden oluşan arkadaş grubumla aynı evde yaşıyordum. Üçümüzde erkektik. Bu eve bizim dışımızda rahatlıkla girip çıkabilen yalnızca iki kişi vardı. Bir erkek bir kadın. Kori ve Sara. Bir gün Sara ile ben arkadaşlarımızdan ayrı olarak evin yolunu tuttuk. Yanımızda yalnızca ikimize yetecek kadar uyuşturucu madde vardı. Evet, gençliğimizin ateşiyle bizde kullanıyorduk. Etraftan uzaklaşıp kafamızı rahatlatmanın tek yolu bu gibiydi. Evin yolunda elimizdekileri paylaştık. Eve girdiğimizde kafamız güzeldi. Lakin kimsenin farketmemesi için epey bir uğraştık. Farketmediler de. Gecenin sonuna doğru Kori’yle dışarı çıkıp biraz dolaşma kararı aldık ve diğerlerini de davet ettik. Sara dışında kabul eden olmadı. Üçümüz dışarı çıktık. İlgimizi çeken her yerde durup birkaç dakika ortamı içselleştiriyorduk. Eve dönüş yolunda Kori ve Sara bir yere bakakaldılar. O sırada anlattığım şeyi asla dinlemediler. Bilmelisiniz ki Bay E, anlattığım şeyin kale alınmaması kadar pek az sinirimi bozan unsur vardır.  Sesimi biraz yükseltmek zorunda kaldım. Bu da ister istemez ortamın gerilmesine sebebiyet verdi. Fakat yetişkinmiş gibi onlara kendimi açıklamayı başardım. Birkaç dakikalık eleştirel sohbetimizden sonra durumu tatlıya bağladık. Yani o sırada ben öyle sanmışım. Ertesi gün halletmem gereken bir iş olduğu için il dışına gittim. İki gün sonra geri döndüğümde ev arkadaşlarımdan Tihi arkamdan konuşulduğunu söyledi. Konuyu merak edip sorduğumda geçen gün farklı davrandığımı, acaba Sara’dan hoşlanıyorda göğüs mü gösteriyor imasıyla konuştuğunu öğrendim. Sara’yı severdim ve gayet iyi anlaşırdık. Bu yüzden ona karşı samimiyet göstergesi olarak fiziksel temasta da bulunurdum. Ancak biz sadece arkadaştık. Eğer bu durumu öğrendikten sonra Kori’yle bir daha konuşup ağzının payını vermeseydim ekibin dışlanan kişisi ben olacaktım. Çünkü herkes söylenene inanır Bay E. Arkadaşlarını kaybetmekte çoğu zaman fazla yıkıcı olur. 

Haklısınız Bay Gela. Size bir soru sormak istiyorum. 

Tabii ki Bay E.

Sizce insanı bu dünyada var eden unsur nedir?

Kalıcılığı keşfetmesidir Bay E.

Bunu nasıl keşfedebilir?

Kendisini tanıyarak. Psikolojisinin neleri doğurduğu, neyi neden ve nasıl yaptığını bilerek. O zaman her halükarda kalıcı olacaktır. 

Siz kalıcı insanlardan mısınız Bay Gela?

Ben de muğlak bir halde bunu düşünüyordum Bay E.

Yoksa dün bahsettiğiniz şey bununla mı ilgiliydi?

Evet Bay E.

Anlatmak isterseniz durmayın lütfen.

Unutmayın ki Bay E yaşadığımız her şeyi biz meydana getiririz. Bunu etkileyen dış unsurlar bittabi vardır fakat kontrol her zaman bizdedir.

Beni etkileyen unsur ise ben daha çocukken anne ile babamın vefat etmesiydi. Vefatlarından sonra kimsesiz çocukların yetiştirildiği bir yurda yerleştirildim. Pek ses çıkaran bir çocuk değildim. İçimde kendi sohbetimi yaratmak bana daha samimi ve korunaklı gelirdi. Fakat bir gün yurda yeni bir çocuk katıldı. Onu ilk gördüğüm anda içimde daha önce tanışmış olduğumuza dair bir his uyandı. Önce bunun hayal gücümün yanıltıcılığı olduğunu düşünsemde bir dürtü beni ona çekiyordu. Bizi aynı sınıfa yerleştirmişlerdi. Bende sınıf listesinden adını öğrendim ve birkaç hafta boyunca nereden tanışıyor olduğumuzu düşleyip durdum. Bir zaman sonra dayanamayıp yanına gittim. İsmini söyleyip o olup olmadığını sordum. Onayladıktan sonra yalnızca buna ihtiyacım varmış ve ihtiyacımı karşılamış gibi yerime geçtim. Bu anormal tanışmanın üstüne ilerleyen zamanlarda arkadaşlığımız iyiden iyiye pekişti. Artık oynadığımız oyunları birlikte oynuyor, aklımıza gelen hınzırca planları hep birlikte gerçekleştiriyorduk. Onu o kadar benimsemiştim ki öğrendiğim her şeyi ona anlatmak için can atıyordum. Yaptığım her resmi koşa koşa yanına gidip ona gösteriyordum. Üzgün olduğumda, mutluluktan havalara uçtuğumda hep yanımda oluyordu. Fakat sonra durum benim için karmaşık bir hale almaya başladı. Ona karşı gereğinden fazla saygı besliyordum. Başka arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde konuşmayıp onun konuşmasına müsaade ediyordum. Söylediği her şey benim için doğru niteliği taşıyordu. Pekala böyle bir durumla insan hayatına devam edebilir ancak benim sorunum onu bir nevi baba figürü olarak görmemdi. Yalancı Baba Sendromu. Lise çağımızın sonuna kadar arkadaşlığımız devam etti ve belki de sonsuza kadar sürebilirdi. Ancak bilinçaltım her şeyi berbat etti. Onu herkesten kıskanmaya başlamıştım. Özellikle karşı cinslerimizden. Bir gün yurdun bahçesinde bana kızın birini gösterdi ve ondan çok hoşlandığını belirtti. Buna katlanabilirdim belki ama onu öylesine düşlüyordu ki bilinçaltımı tetikleyen bu oldu. Oedipus’a yakalanmıştım. Eğer o kızla birlikte olsaydı kıza karşı nefretim büyüyecek ve kötü şeyler yapacaktım. 

Bir gün yalnız başıma bahçeye indim. O kızda oradaydı. Göz temasından ne kadar kaçınmaya çalışsamda bana bakıyordu. Bir süre sonra yanıma geldi ve tanıştık. Tanışmakla kalmayıp sohbete tutulduk. Kız benimde hoşuma gitmişti ve yalancı babamı ondan korumanın bir yolunu bulmuştum. Kızla sevgili oldum. Fakat işler sandığım gibi gitmedi. Kızla birlikte olduğumuzu öğrendikten sonra arkadaşlığımızı sona erdirdi. İşte Bay E. Ben buyum. Hayatım boyunca da o zaman hissettiğim tüm duyguları yaşamaya devam edeceğim. Bozuk bir beyin.

Bunları dedikten sonra Bay E yerinden kalktı ve yanıma yaklaşarak elimi tuttu. Ne olduğuna anlam veremiyordum. Birkaç saniye gözlerime baktıktan sonra teselli mahiyetinde bir şeyler söyleyeceğini düşündüm fakat bir anda beni dudağımdan öptü. Onu ileri ittim ve sesim odayı yankılatacak şekilde “Hayır, bunu yapamazsınız. Size böyle bir şey ima etmedim. Hayır!” diye bağırdım.

Gözlerimi açtığımda tavandaki lamba kendi evimde olmadığımı fark etmemi sağladı. Sağ tarafımda elinde deri kaplo dosyasıyla ve yeşil önlüğüyle birlikte doktor olduğunu düşündüğüm bir kadın vardı. Gözündeki gözlüğü burnunun ucuna getirip kafasını eğerek bana baktı. “Demek uyandınız Bay Gela.” dedi. “Burası da neresi, ne işim var burada?” dedim. Koluma takılı bir serum olması beni geriyordu. “Bugün sabaha karşı bizi aradınız. Evinizde olmayan birini gördüğünüzü eğer inkar ederseniz size inanmamız gerektiğini söylediniz. Yetkili arkadaşlarımızı kontrol amaçlı sizin eve yönlendirdik. Evinize vardıklarında kapınız açık ve odanız darmadağın bir şekilde yerde yatıyormuşsunuz.” dedi.

Söyledikleri kulaklarımda yankılandıktan sonra bana verdikleri ilaç sayesinde tekrar gözlerim kapandı. Rüyamda gözün alabileceği kadar uzanan yemyeşil bir arazi uzanıyordu. Birkaç metre kadar önümde suyunun yansımasından gözümü alan fıskiye vardı. Etrafında atlar huzur içinde birbirlerine kur yapıyordu. Önceki rüyamda üzerime korkak gözlerle bakan at bu sefer daha uysaldı. Yavaş adımlarla yanıma yaklaştı ve kafasını önüne eğdi. Kafasını okşamamla birlikte uyandım. İçim anlam veremediğim bir huzurla kaplıydı. Yatağımdan doğrulup ayağa kalktım. Yürürken belime saplanan acı bir süre beni rahatsız etti. Odadan çıktım. Sağ tarafıma doğru bir koridor uzanıyordu. Koridorun sonuna geldiğimde karşımda üst kısmı camlı çift taraflı kapı vardı. İçeride baştan aşağıya beyaz giyinmiş yirmiyi aşkın insan kalabalığı vardı. Kimisi elini havaya kaldırmış bir şey yakalamaya çalışıyormuş gibi zıplıyor, kimisi durmadan kafasına vuruyor ve buna benzer absürtlükte harekeler sergiliyorlardı. Kapıdan içeri adım attım. Önceden gördüğüm doktor kadın kollarını birbirine bağlamış içerisini kontrol ediyordu. Etraftaki tüm insanlardan ayrı olarak yalnızca biri dikkatimi çekti. Toplanma alanının köşesinde pencereden dışarı doğru bakakalmış ve sağ elinde tuttuğu gümüş kolyeyi sol eliyle okşuyordu. Doktor beni farketti ve “Demek uyandınız Bay Gela.” dedi. Pencere kenarındaki adamı izlediğimi fark ederek lafına devam etti. “Buranın en eski hastalarından biridir kendisi. Başına çok kötü şeyler gelmiş.” dedi. Lafına devam etmesi için sessizliğimi korudum. “Eskiden gemide çalışırmış. Bir eş ve bir çocuğa sahipmiş. Emekliye ayrılmasına 1 gün kala eşinin evine biri dadanmış. Eşine taciz edip onu oracıkta öldürmüşler. Çocuğu her şeye şahit olmuş ancak dolaba saklandığı için ona bir şey yapamamış. Adamcağız eve döndükten sonra bütün suçu kendi üstüne yüklenmiş. Bir sene kadar bu üzüntüye dayanmaya çalışmış ama nafile. Her gün pencereden dışarı bakarak karısının kolyesini sevmeye başlamış. Çocuğuyla ilgilenmez olmuş. Hatta bir süre sonrasında çocuğu olduğunu dahi unutmuş. Yalnızca karısının ismini sayıklamaya başlamış. Komşuları çocuğuyla konuştuktan sonra akıl hastanesini aramışlar ve onu buraya kapatmışlar. Ne acı..” dedi ve benimle birlikte adama bakmaya başladı. Söylediklerini dinledikten sonra adamın yanına doğru gittim. Beni dinlemeyeceğinin, dinlese bile anlam vermeyeceğinin farkındaydım. Yine de konuşmaya başladım. “Dertlerin en büyüğü her zaman içe konuşanlardır. Asla ama asla kimse fark edemez onları. Özel olmaları da bundandır. Biriyle paylaşılamaz. Paylaşırsan sana ah eder her seferinde. Neden beni küçümsedin diye. Baş ederiz ama bir şekilde bunlarla. Öldürmez. Zaten ölüm kadar da basit bir şey yok aslında. Güldürmez. Gülmek kadar samimiyeti eksik bir şeyi inanki bilmem. Ama olsun. Farkında olmak bile güzel. Ve merak etme, çok değil bir iki ay sonra çıkacağım buradan. Bay E’nin mezarının sulanması gerekir. Ne de olsa o da yaşadı bu evrende. Gönlün rahat olsun bundan sonra öcünü almış bulundum. Seni seviyorum sevgili babam…”

\n

\u201cSo\u011fuk, sessiz odan\u0131n kulaklar\u0131mda yaratt\u0131\u011f\u0131 \u00e7\u0131nlamay\u0131 sadece ben mi duyabiliyorum. Manas\u0131z bir g\u00fcr\u00fclt\u00fc kirlili\u011fi gibi nereden geldi\u011fi, hangi duvar k\u00f6\u015fesine \u00e7arp\u0131p hangi ki\u015finin \u00fcstlenmesi gerekti\u011fi belli de\u011fil gibi. Bu yaln\u0131zca benim ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m bir \u015fey mi Bay E.\u201d  <\/em><\/strong><\/p>\n\n\n\n

Bay E \u201cBunu tabii ki yaln\u0131zca siz ya\u015fam\u0131yorsunuz Bay Gela. Hepimiz binlerce probleme sahibiz. Bazen kafatas\u0131m\u0131z\u0131 \u00e7atlatacak kadar sanc\u0131 veren d\u00fc\u015f\u00fcnceler hepimizin beynine sokulur. Bunu atlatmas\u0131 kimi zaman zor kimi zamansa biz fark\u0131nda bile olmadan zihnimizden uzakla\u015f\u0131r. Ama burada merak etti\u011fim bir husus s\u00f6z konusu. Siz ne hakk\u0131nda d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorsunuz?\u201d <\/em>diyerek titrek ka\u015flar\u0131n\u0131 bana y\u00f6neltti. <\/p>\n\n\n\n

Bu soruya kar\u015f\u0131l\u0131k vermek istemedi\u011fim i\u00e7in, terliklerimin \u00f6nce ayak taban\u0131ma \u00e7arparak sonra her ad\u0131m\u0131mda g\u0131c\u0131rdayarak ses \u00e7\u0131karan parkenin \u00fczerinde bir sa\u011fa bir sola ad\u0131m atmaya ba\u015flad\u0131m. Sanki saati merak etmem gerekiyormu\u015f\u00e7as\u0131na kafam\u0131 h\u0131zl\u0131ca saate do\u011fru kald\u0131rd\u0131m. G\u00f6z\u00fcm \u00f6nce saatin ka\u00e7 oldu\u011funu g\u00f6rmek yerine alt\u0131nda sallanan zincire tak\u0131ld\u0131. Sa\u011f, sol, sa\u011f, sol, sa\u011f...<\/p>\n\n\n\n

G\u00f6z\u00fcm\u00fc sakince a\u00e7m\u0131\u015f olmama ra\u011fmen kafamda canlanan r\u00fcyam bir anda yataktan do\u011frulmama sebep oldu. Etrafta ko\u015fturan atlar\u0131 hat\u0131rl\u0131yordum. Koskocaman bir ah\u0131r, her taraf alevler i\u00e7erisinde. B\u00fcy\u00fck bir saman y\u0131\u011f\u0131n\u0131 normalde k\u00fc\u00e7\u00fck bir alev almas\u0131yla bile devasa bir yang\u0131n meydana getirebilecek bir \u015fey lakin g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm yang\u0131n sanki b\u00fct\u00fcn yan\u0131c\u0131 maddeleri \u00fczerine d\u00f6kt\u00fckten sonra bir kibrit par\u00e7as\u0131yla aleve verilmi\u015f gibi ac\u0131mazca y\u00fckseliyordu. \u0130\u015fe yararm\u0131\u015f gibi tek yapt\u0131\u011f\u0131m g\u00f6zlerimi ate\u015fe tutup s\u00f6nmesini dilemekti. Ve i\u015fe yarayan hi\u00e7bir \u015fey yok. Atlar birbirlerinin fark\u0131nda de\u011filmi\u015f\u00e7esine f\u00fctursuzca etrafta ko\u015fturuyordu. Beni farkeden bir tanesi a\u011flamakl\u0131 ve yard\u0131ma muhta\u00e7 g\u00f6zleriyle s\u00fczd\u00fc ve \u00fczerime do\u011fru son s\u00fcrat ko\u015fmaya ba\u015flad\u0131. \u00dcst\u00fcme z\u0131plad\u0131 ve ger\u00e7eklik. Aln\u0131mdan s\u00fcz\u00fclen terlerin so\u011fuklu\u011fu beni ferahlat\u0131yordu. Bu durumdan keyif almam bir an can\u0131m\u0131 s\u0131kt\u0131 ve kolumla aln\u0131m\u0131 sildim. Babamdan bana kalan son \u015fey olan guguklu saatim tam 9\u2019u g\u00f6steriyordu. Kadife perdenin k\u0131rm\u0131z\u0131l\u0131\u011f\u0131na \u00e7arpan g\u00fcne\u015f \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131n\u0131n odaya katt\u0131\u011f\u0131 rengi farkettim. Bunu seneler \u00f6nce bilin\u00e7li olarak yapm\u0131\u015ft\u0131m. K\u0131rm\u0131z\u0131 rengin hayalg\u00fcc\u00fcme olan katk\u0131s\u0131na inand\u0131\u011f\u0131m fantezik d\u00fcnyam. <\/p>\n\n\n\n

\u201cG\u00fcnayd\u0131n Bay Gela<\/em>.\u201d Bu sesi i\u015fitti\u011fimde kafam\u0131 kap\u0131ya \u00e7evirdim. Kar\u015f\u0131mda Bay E duruyordu. Orta boylarda, hafif bal\u0131k etli, g\u00f6zleri her zamanki gibi ard\u0131na kadar a\u00e7\u0131k, sakallar sinekkayd\u0131 kesilmi\u015f, ya\u015f\u0131 ellilere dayanm\u0131\u015f ve ne kadar kurnaz ve g\u00fcvenilmez biri gibi g\u00f6z\u00fckse de g\u00f6zlerindeki samimi itaatkar parlay\u0131\u015f. \u201cG\u00fcnayd\u0131n Bay E<\/em>.\u201d diyerek cevaplad\u0131m. Elinde tuttu\u011fu bir bardak suyu sanki akl\u0131m\u0131 okumu\u015f gibi bana uzatt\u0131 ve g\u00fcl\u00fcmsedi. Barda\u011fa uzan\u0131rken \u201cTe\u015fekk\u00fcr ederim<\/em>.\u201d dedim ve barda\u011f\u0131 ald\u0131m. \u0130\u00e7meden \u00f6nce ona g\u00fcvenmeli miyim diye i\u00e7imden bir d\u00fc\u015f\u00fcnce ge\u00e7irdim ama bo\u011faz\u0131m\u0131n kurulu\u011fu bu d\u00fc\u015f\u00fcnceye fazla tahamm\u00fcl g\u00f6steremeden suyu h\u0131zl\u0131ca i\u00e7memi sa\u011flad\u0131. D\u00fcn ne olmu\u015ftu? En son Bay E ile ayak\u00fcst\u00fc konu\u015fuyorduk ve bu bizim ilk sohbetlerimizden biriydi. Normalde onu g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm tek yer evin ortak kullan\u0131m alan\u0131 olan mutfakt\u0131. Her sabah uyan\u0131p mutfa\u011fa ad\u0131m\u0131m\u0131 att\u0131\u011f\u0131mda kulland\u0131\u011f\u0131 tabaklar\u0131 y\u0131k\u0131yor olur ve bana \u201cG\u00fcnayd\u0131n Bay Gela. Bug\u00fcn g\u00fczel bir g\u00fcn gibi. Size de biraz kahve ay\u0131rd\u0131m. \u0130\u00e7mek isterseniz l\u00fctfen \u00e7ekinmeyin, e\u011fer istemezseniz b\u0131rak\u0131n daha sonra ben i\u00e7erim<\/em>.\u201d der ve g\u00fcl\u00fcmseyerek odas\u0131na \u00e7ekilirdi. D\u00fcn\u00fcn belirsizli\u011fine daha fazla katlanamay\u0131p \u201cKusura bakmay\u0131n Bay E. Kafamda d\u00fcne dair pek az an\u0131 var. E\u011fer siz ne oldu\u011funu hat\u0131rl\u0131yorsan\u0131z beni ayd\u0131nlat\u0131r m\u0131s\u0131n\u0131z<\/em>.\u201d dedim. \u201cTabii ki Bay Gela. Ama \u00f6ncelikle l\u00fctfen sandalyenize oturmama m\u00fcsaade edin. Zira bug\u00fcnlerde bacaklar\u0131mdan epey bir a\u011fr\u0131 \u00e7ekiyorum.<\/em>\u201d diyerek cevaplad\u0131. \u201cM\u00fcsaade sizin Bay E.<\/em>\u201d dedim ve k\u0131sa bacaklar\u0131n\u0131 bahane eden ama yava\u015fl\u0131ktan haz alan birinin atabilece\u011fi ad\u0131mlar\u0131 atarak \u00e7al\u0131\u015fma masama y\u00f6nelip, \u00f6n\u00fcndeki sandalyeyi yata\u011f\u0131ma do\u011fru \u00e7evirerek oturdu. Bu durumdayken yata\u011f\u0131mda uzan\u0131yormu\u015f\u00e7as\u0131na durmam\u0131n bir sayg\u0131s\u0131zl\u0131k olaca\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcm ve bacaklar\u0131m\u0131 a\u015fa\u011f\u0131ya sark\u0131t\u0131p oturur pozisyona ge\u00e7tim. \u00dcst\u00fcmde geceliklerim vard\u0131 ve Bay E her zamanki gibi tak\u0131m elbisesini \u00fcst\u00fcne giymi\u015fti. Bunu onu her g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcmde sormay\u0131 akl\u0131mdan ge\u00e7irsemde haddime olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcp sormuyordum. \u00c7\u00fcnk\u00fc Bay E ile pek bir mesafeli ili\u015fkimiz vard\u0131. \u201cBu arada kar\u015f\u0131n\u0131zda geceliklerimle oturmam\u0131n l\u00fctfen kusuruna bakmay\u0131n Bay E.<\/em>\u201d diyerek nezaketimi belirttim. Bay E dostane bir g\u00fcl\u00fcmseme tak\u0131nd\u0131 ve \u201cM\u00fchim de\u011fil Bay Gela. Aksine beni odan\u0131zda misafir etti\u011finiz i\u00e7in te\u015fekk\u00fcr ederim. Gelelim d\u00fcn konusuna. Eve geldi\u011finizde mutfakta yedi\u011fim ak\u015fam yeme\u011finin tabaklar\u0131n\u0131 y\u0131k\u0131yordum. Yan\u0131lm\u0131yorsam saat 9 civarlar\u0131ndayd\u0131. Eve girdikten sonra g\u00fcr ama ayn\u0131 zamanda e\u011flencelide bir sesle<\/em> \u0027\u0130yi ak\u015famlar Bay E. Bug\u00fcn g\u00fczel bir g\u00fcnd\u00fc. \u015eimdi odama ge\u00e7ip uzun zamand\u0131r yapmad\u0131\u011f\u0131m bir \u015fey yapaca\u011f\u0131m. Biraz m\u00fczik dinlemememin bir mahsuru olur mu acaba.\u0027 dediniz. Biraz alkol kokuyordunuz san\u0131rsam bir iki kadeh kadar i\u00e7mi\u015f olmal\u0131yd\u0131n\u0131z. Bende keyfinizi bozmak istemedim ve sorun olmayaca\u011f\u0131n\u0131 belirttim. Sizin odan\u0131za ge\u00e7menizin ard\u0131ndan bende kahvemi al\u0131p odama ge\u00e7tim ve yar\u0131m kalan kitab\u0131m\u0131 okumaya koyuldum. \u00d6nceleri biraz daha hareketli m\u00fczik sesleri geliyordu. \u015eansl\u0131s\u0131n\u0131z ki kitap okurken arkada \u00e7alan m\u00fczi\u011fin ritmi beni hi\u00e7bir zaman rahats\u0131z etmemi\u015ftir. Yakla\u015f\u0131k bir saat bu \u015fekilde kitab\u0131m\u0131 okumaya devam ettim. Sonra bir anda hareketten fazlas\u0131yla s\u0131k\u0131lm\u0131\u015f\u00e7as\u0131na yava\u015f ritimlerde bi m\u00fczik \u00e7almaya ba\u015flad\u0131. Dedi\u011fim gibi kitap okurken arkadan \u00e7alan m\u00fczi\u011fin ritmi beni hi\u00e7bir zaman rahats\u0131z etmez. Bu y\u00fczden pek ald\u0131r\u0131\u015f etmeden okumama devam ettim. Bir s\u00fcre sonras\u0131nda konu\u015ftu\u011funuzu i\u015fittim. M\u00fczik sesi rahats\u0131z etmese de konu\u015fma sesine hi\u00e7bir zaman ald\u0131r\u0131\u015f etmeden duramam ve dikkatim da\u011f\u0131ld\u0131. \u00d6nce biriyle konu\u015fuyorsunuz zannettim. Lakin sonra bunun b\u00f6yle olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlad\u0131m<\/em>.\u201d dedi. Ne konu\u015ftu\u011fumu fazlas\u0131yla merak etmi\u015ftim. F\u0131rsat\u0131n\u0131 yakalam\u0131\u015fken hemen araya girdim \u201cNe konu\u015ftu\u011fumu hat\u0131rl\u0131yor musunuz Bay E. Bu benim i\u00e7in ger\u00e7ekten \u00e7ok m\u00fchim.<\/em>\u201d dedim. Bunun \u00fczerine Bay E daha \u00f6nce onda \u015fahit olmad\u0131\u011f\u0131m bir \u015fekilde ka\u015flar\u0131n\u0131 yukar\u0131ya do\u011fru kald\u0131rd\u0131 ve beni fazla dikkatli olmayan bir \u015fekilde s\u00fczd\u00fc. Bu durum normalde beni rahats\u0131z etmeliydi, zira ka\u015f\u0131n\u0131 kald\u0131rarak birine onay vermeye \u00e7al\u0131\u015fan veya mera\u011f\u0131n\u0131 beyan eden ki\u015fileri hep kibirli bulmu\u015fumdur. Ancak muhta\u00e7 durumda olmamdan sebep olsa gerek pek ald\u0131r\u0131\u015f etmedim. \u201cD\u00fc\u015f\u00fcnmeme m\u00fcsaade edin Bay Gela.<\/em>\u201d diyerek \u00e7eyrek dakika kadar odan\u0131n sadece pencerenin macununda bir \u015feyler varm\u0131\u015f gibi s\u00fcrekli kafas\u0131n\u0131 \u00e7arpan ve bundan kendine bir ders veya bir yiyecek bulmadan vazge\u00e7meyecek, nefret edilesi bir karasinek sesiyle dolmas\u0131na m\u00fcsaade ettik. \u201cSan\u0131r\u0131m \u015f\u00f6yle \u015feylerdi Bay Gela<\/em>.\u201d diyerek konu\u015fmas\u0131na kald\u0131\u011f\u0131 yerden devam etti. \u201cNeden, neden, neden? Veya bir neden olmak zorunda m\u0131? Hay\u0131r. Ama bunun bu konuyla hi\u00e7 ilgisi yok. Burada sonu\u00e7lar var. Baz\u0131 \u015feylerin ger\u00e7ekle\u015ftirilmemesi gerekiyor. Ger\u00e7ekle\u015fiyorsa bunun sonu\u00e7lar\u0131 olmak zorunda. Belki de ger\u00e7ekle\u015fmesi gerekiyordu. B\u00f6ylesi daha iyi olamaz m\u0131? Ama hay\u0131r, bu k\u00f6t\u00fc bir durum. Ya k\u00f6t\u00fc durumlar iyi durumlara sebebiyet oluyorsa. Olabilir mi dersin? \u0130yi, k\u00f6t\u00fc var diye oluyor. Bununla m\u0131 alakal\u0131 yoksa. Hay\u0131r hay\u0131r, olmaz temize \u00e7\u0131karamam onu.<\/em>\u201d Bu tarzda bir kendinizle konu\u015fma i\u00e7erisindeydiniz. Eksi\u011fim veya yan\u0131ld\u0131\u011f\u0131m bir yer varsa \u015fimdiden affola Bay Gela.\u201d diyerek bak\u0131\u015flar\u0131n\u0131 pencerenin kenar\u0131nda h\u00e2l\u00e2 ak\u0131llanmam\u0131\u015f olan sine\u011fe y\u00f6neltti. \u201cGer\u00e7ekten \u00e7ok aptal yarat\u0131klar.\u201d<\/em> diyerek derin bir nefes \u00e7ekti ve aya\u011fa kalk\u0131p pencerenin cam\u0131n\u0131 yukar\u0131 kald\u0131rd\u0131. Nazik bir hareketle elini sine\u011fin odaya dalmay\u0131p a\u00e7\u0131k cama do\u011fru yol almas\u0131n\u0131 sa\u011flayacak \u015fekilde yan\u0131na koydu. Biraz u\u011fra\u015f\u0131 ve sonunda sinek bu sa\u00e7ma bunal\u0131mdan \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcne do\u011fru yola koyuldu. Bay E iyi bir insand\u0131 anlad\u0131\u011f\u0131m kadar\u0131yla. Bittabi rol yap\u0131yorda olabilirdi. Ama \u00e7o\u011fu insan bu durumda sanki \u00e7ok faydas\u0131 varm\u0131\u015f gibi t\u00fcrl\u00fc k\u00fcf\u00fcrler ya\u011fd\u0131r\u0131rd\u0131. Ama o t\u00fcm kibarl\u0131\u011f\u0131n\u0131 se\u00e7ici olarak de\u011fil, b\u00fct\u00fcn canl\u0131lara kar\u015f\u0131 harc\u0131yordu. Peki ben? Bir sine\u011fin ac\u0131 \u00e7ekmesine m\u00fcsaade edecek kadar aciz bir yarat\u0131k m\u0131y\u0131m. Acaba bende ger\u00e7ekten herkes gibi k\u00f6t\u00fc bir insan m\u0131y\u0131m. Hay\u0131r, hay\u0131r bunlar\u0131 tekrar d\u00fc\u015f\u00fcnmeyece\u011fim. Pekala bende ayn\u0131 hareketi yapabilirdim. Ama yapmad\u0131m. Lanet olsun. Neden, neden? <\/p>\n\n\n\n

Bir anda iki parma\u011f\u0131n birbirine \u015f\u0131klat\u0131lmas\u0131 dikkatimi da\u011f\u0131tt\u0131. Bay E\u2019nin tuhaf bak\u0131\u015flar\u0131 tekrar \u00fcst\u00fcmdeydi. \u201c\u0130yi misiniz Bay Gela?<\/em>\u201d diye sordu. \u201cKusura bakmay\u0131n Bay E. Bir anl\u0131\u011f\u0131na d\u00fc\u015f\u00fcncelerime dalm\u0131\u015f\u0131m. Peki daha sonra neler ya\u015fand\u0131. Benim odamda oldu\u011funuzu hat\u0131rlar gibiyim.<\/em>\u201d diyerek onu k\u00f6\u015feye s\u0131k\u0131\u015ft\u0131rmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yormu\u015f\u00e7as\u0131na bir tav\u0131r tak\u0131nd\u0131m. Ancak bunu neden yapt\u0131\u011f\u0131ma anlam veremedim.<\/p>\n\n\n\n

Bu tavr\u0131ma pek ald\u0131r\u0131\u015f etmemi\u015f bir halde s\u0131rt\u0131 a\u011fr\u0131yormu\u015f\u00e7as\u0131na gerildi ve tekrardan ah\u015fap sandalyedeki yerini ald\u0131. \u201cKitaba kar\u015f\u0131 dikkatim da\u011f\u0131ld\u0131ktan sonra kendime i\u00e7ecek bir \u015feyler almak ad\u0131na odamdan d\u0131\u015far\u0131 \u00e7\u0131k\u0131p mutfa\u011fa ge\u00e7tim. Kap\u0131n\u0131z\u0131n a\u00e7\u0131k oldu\u011funu farkettim lakin g\u00f6zucuyla dahi i\u00e7eri bakmad\u0131m. Buzdolab\u0131ndan kendime bir adet bira \u00e7\u0131kard\u0131m. Tam dolab\u0131n kapa\u011f\u0131n\u0131 kapat\u0131yordum ki sizi kap\u0131n\u0131z\u0131n e\u015fi\u011finde g\u00f6rd\u00fcm. Bir birada sizin i\u00e7in \u00e7\u0131karmam\u0131 rica ettiniz. Size biran\u0131z\u0131 uzatt\u0131ktan sonra odama ge\u00e7iyordum fakat istemsizce g\u00f6zya\u015flar\u0131n\u0131z\u0131 farkettim. \u0130yi olup olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131z\u0131 sordum. Sizde bana kafan\u0131z\u0131 da\u011f\u0131tmaya ihtiyac\u0131n\u0131z oldu\u011funu, biraz sohbet edip edemeyece\u011fimizi sordunuz. Durumu ho\u015f kar\u015f\u0131lay\u0131p davetinizi kabul ettim ve odan\u0131za geldim. Birka\u00e7 dakikal\u0131k ayak\u00fcst\u00fc sohbetimizden sonra bir anda yere y\u0131\u011f\u0131ld\u0131n\u0131z. Nefes al\u0131p almad\u0131\u011f\u0131n\u0131z\u0131 kontrol ettim ve yorgunluktan bay\u0131lm\u0131\u015f oldu\u011funuza kanaat getirdim. Bu durum beni her hal\u00fckarda tedirgin etsede sabah\u0131 beklemeyi tercih ettim ve sizi yata\u011f\u0131n\u0131za kald\u0131rd\u0131m. Bu arada sormay\u0131 es ge\u00e7ti\u011fimi farkettim. Benim kabal\u0131\u011f\u0131m kusura bakmay\u0131n. Bir \u015feyiniz yok ya?<\/em>\u201d<\/p>\n\n\n\n

Bay E\u2019nin d\u00fcn geceki yapt\u0131\u011f\u0131 incelik beni ger\u00e7ekten sevindirmi\u015fti. \u201cAs\u0131l siz kusura bakmay\u0131n Bay E sizi bu kadar zahmete s\u00fcr\u00fckledim. Bunun i\u00e7in ne kadar te\u015fekk\u00fcr etsem az.<\/em>\u201d dedim. Kalk\u0131p ne kadar elini s\u0131kmak istesemde i\u00e7imden bir ses yapmamam\u0131n daha do\u011fru oldu\u011funa kanaat getirdi. <\/p>\n\n\n\n

\u201c\u00d6yleyse m\u00fcsaadenizi istemeliyim Bay Gela. Yapmam gereken baz\u0131 i\u015flerim var.<\/em>\u201d dedi ve aya\u011fa kalkt\u0131. Kap\u0131ya do\u011fru y\u00fcr\u00fcmeye koyuldu\u011fu s\u0131rada \u00f6ne at\u0131ld\u0131m. \u201cBay E d\u00fcnki zahmetinizden sonra size kendimi daha a\u00e7\u0131k bir \u015fekilde ifade etmek istiyorum do\u011frusu. E\u011fer sizin i\u00e7inde bir mahsuru yoksa bu ak\u015fam tekrardan sizi odamda misafir etmek isterim. Alkoller de benim ikram\u0131m olsun.<\/em>\u201d dedim ve y\u00fcz\u00fcm\u00fc alabilece\u011fi en itaatkar \u015fekle soktum. Bunu onu etkilemek ve istedi\u011fimi elde etmek i\u00e7in yapt\u0131\u011f\u0131ma emindim ancak asla b\u00f6yle bir d\u00fc\u015f\u00fcnceye kap\u0131lmam\u0131\u015ft\u0131m. Bir s\u00fcrelik sessizli\u011fin sonunda Bay E: \u201c\u00c7ok memnun olurum.<\/em>\u201d dedi. \u201cAlkol\u00fcn\u00fcz\u00fc ne tercih edersiniz. Viski, \u015farap?<\/em>\u201d diyerek i\u00e7imden viskiyi se\u00e7mesi i\u00e7in dualar savurmaya ba\u015flad\u0131m. Keza ger\u00e7ekten viskinin tad\u0131n\u0131 \u00f6zledi\u011fimi farketmi\u015ftim. \u201cViski tercihimdir Bay Gela<\/em>.\u201d dedi ve g\u00fcl\u00fcmseyerek odas\u0131na \u00e7ekildi. Odada tek ba\u015f\u0131ma kalm\u0131\u015ft\u0131m. Daha \u00f6ncesinde odam\u0131 hi\u00e7 sakin kafayla izlemedi\u011fimi farkettim. Ya bir \u015feyler yaz\u0131yordum ya akl\u0131ma gelen bir fig\u00fcr\u00fc defterime \u00e7iziyordum ya da \u00e7al\u0131\u015fma masam\u0131n ba\u015f\u0131nda pencereden d\u0131\u015far\u0131y\u0131 izliyordum. Etraf\u0131ma bir g\u00f6z gezdirme zahmetinde bulundum. Kap\u0131dan girildi\u011finde tam kar\u015f\u0131da uzun, \u00e7ift ki\u015filik ferforje ba\u015fl\u0131kl\u0131 ve l\u00fcks g\u00f6r\u00fcn\u00fcml\u00fc yata\u011f\u0131m duruyordu. Onun pahal\u0131 g\u00f6r\u00fcnt\u00fcs\u00fcn\u00fc bozmamak ad\u0131na s\u00fcrekli toplamaya \u00f6zen g\u00f6steriyordum. Yata\u011f\u0131n hemen yan\u0131nda vi\u015fne \u00e7\u00fcr\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc and\u0131ran ama eskili\u011finden sebep neredeyse kahverengiye d\u00f6nm\u00fc\u015f, yerden birer metre y\u00fcksekli\u011fe sahip \u00fc\u00e7 baca\u011f\u0131 olan iki \u00e7ekmeceli komodin duruyordu. Neden bilmiyorum ama i\u00e7inde yaln\u0131zca g\u00f6zl\u00fc\u011f\u00fcm\u00fc tutar ba\u015fka bir \u015fey koymay\u0131 ak\u0131l etmezdim. \u00dcst\u00fcnde ye\u015fil kadife ba\u015fl\u0131kl\u0131 abajurum vard\u0131. Tavandaki lamba g\u00f6zlerimi a\u011fr\u0131tt\u0131\u011f\u0131ndan dolay\u0131 odam\u0131 bununla ve odan\u0131n tam \u00e7apraz k\u00f6\u015fesinde bulunan alt\u0131n sar\u0131s\u0131 i\u015flemeli boruya sahip, yakla\u015f\u0131k iki metre uzunlu\u011funda, bordo ba\u015fl\u0131kl\u0131, u\u00e7lar\u0131nda siyah p\u00fcsk\u00fclleri olan abajurum ayd\u0131nlat\u0131rd\u0131. Yata\u011f\u0131m\u0131n \u00e7apraz\u0131nda ah\u015faptan yap\u0131lma cilal\u0131 dolab\u0131m vard\u0131. K\u0131r\u0131\u015f\u0131kl\u0131\u011fa sebep oldu\u011fundan k\u0131yafetlerimi katlamay\u0131 tercih etmezdim. Dolab\u0131m\u0131n sol taraf\u0131nda g\u00f6mleklerim hemen yan\u0131nda ceketlerim durur onlar\u0131 da pe\u015fi s\u0131ra pantolonlar\u0131m ve geceliklerim takip ederdi. Oday\u0131 tam ortadan ikiye b\u00f6lecek y\u00fckseklikte ve odan\u0131n tam orta hizas\u0131nda s\u00fcrg\u00fcl\u00fc, ah\u015fap iskeletli pencere vard\u0131. Yan\u0131nda sa\u011flaml\u0131\u011f\u0131ndan pek emin olmad\u0131\u011f\u0131m i\u00e7in \u00fcst\u00fcnde ikiden fazla kitab\u0131m\u0131 tutmad\u0131\u011f\u0131m \u00e7al\u0131\u015fma masam duruyordu. \u00c7al\u0131\u015fma masam\u0131n \u00fcst\u00fc genel olarak hep da\u011f\u0131n\u0131k haldeydi. Ak\u015famlar\u0131 \u00fcst\u00fcndeki lambay\u0131 a\u00e7ar, \u00f6n\u00fcmdeki e\u015fyalar\u0131 arkaya itekleyerek t\u00fcm i\u015flerimi kendime a\u00e7t\u0131\u011f\u0131m k\u00fc\u00e7\u00fck alanda hallederdim. Kitaplar\u0131m\u0131n geri kalan k\u0131sm\u0131 \u00e7al\u0131\u015fma masas\u0131n\u0131n yan\u0131nda yukar\u0131 do\u011fru y\u00fckselir haldeydi. Bunu farketti\u011fim s\u0131rada akl\u0131mdan kendime bir kitapl\u0131k alma ihtiyac\u0131m\u0131 tekrardan hat\u0131rlatmak zorunda kald\u0131m. Bittabi bununla u\u011fra\u015fmayaca\u011f\u0131m\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcp \u00fcst\u00fcnde pek fazla durmayarak devam ettim. Yata\u011f\u0131m\u0131n tam kar\u015f\u0131 duvar\u0131nda haki ye\u015fili sert kuma\u015fla kaplanm\u0131\u015f, \u00fcst\u00fcnde krem rengi minderlerin durdu\u011fu ikili berjer tak\u0131m\u0131m ve aralar\u0131nda en son kapa\u011f\u0131n\u0131 ne zaman a\u00e7t\u0131\u011f\u0131m\u0131 dahi hat\u0131rlamad\u0131\u011f\u0131m kitab\u0131m\u0131n \u00fcst\u00fcnde oldu\u011fu basit g\u00f6r\u00fcn\u00fcml\u00fc fiskos sehpam yer al\u0131yordu. Pencerenin tam kar\u015f\u0131s\u0131nda yer alan odam\u0131n son aksesuar\u0131 ise bir eskici d\u00fckkan\u0131nda buldu\u011fum alabilmek i\u00e7in tam \u00fc\u00e7 g\u00fcn u\u011fra\u015ft\u0131\u011f\u0131m pikab\u0131m vard\u0131. \u00d6yle ki d\u00fckkan\u0131n sahibi olan buda k\u0131l\u0131kl\u0131, k\u0131sa boylu kel adam o kadar inat\u00e7\u0131yd\u0131 ki pazarl\u0131\u011fa hi\u00e7 mi hi\u00e7 yana\u015fm\u0131yordu. Cebimdeki son para oldu\u011funa \u0131srar etmeme ra\u011fmen istersem daha fazlas\u0131n\u0131 bulabilece\u011fimi, k\u0131l\u0131k k\u0131yafetimi g\u00f6sterip b\u00f6yle giyinen birinin para bulamayaca\u011f\u0131n\u0131n imkans\u0131z oldu\u011funu dile getirip her seferinde beni kap\u0131 d\u0131\u015far\u0131 ederdi. Birka\u00e7 g\u00fcn s\u00fcren bu asla ba\u015faramad\u0131\u011f\u0131m pazarl\u0131\u011f\u0131n sonucunu bir zamanlar \u00e7ar\u015f\u0131da kurulan eskici pazar\u0131nda ilgim olmamas\u0131na ra\u011fmen belki g\u00fcn\u00fcn birinde havas\u0131n\u0131 atar\u0131m d\u00fc\u015f\u00fcncesiyle ald\u0131\u011f\u0131m eski bir han\u00e7er getirdi. Buda k\u0131l\u0131kl\u0131 adama g\u00f6t\u00fcr\u00fcp g\u00f6sterdi\u011fimde g\u00f6zleri fal ta\u015f\u0131 gibi a\u00e7\u0131lm\u0131\u015f bir \u015fekilde ve sesini y\u00fckselterek han\u00e7eri nereden buldu\u011fumu sordu. Bana \u00e7ektirdi\u011fi \u00fc\u00e7 g\u00fcnl\u00fck \u0131zd\u0131rap kar\u015f\u0131s\u0131nda ona do\u011frular\u0131 s\u00f6ylememeyi tercih ettim. Babam\u0131n \u0130kinci D\u00fcnya Sava\u015f\u0131 s\u0131ras\u0131nda komutanl\u0131k yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131, ondan bana miras kald\u0131\u011f\u0131n\u0131 dile getirdim. Benim i\u00e7in de\u011ferini anlamas\u0131 ad\u0131na bir ka\u00e7 s\u00fcsl\u00fc c\u00fcmle daha s\u00f6yledim ve pikab\u0131n kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda han\u00e7eri g\u00f6n\u00fcl rahatl\u0131\u011f\u0131yla kendisine verece\u011fimi s\u00f6yledim. Adam teklifimi hi\u00e7 d\u00fc\u015f\u00fcnmeden kabul etti ve \u00fcst\u00fcne \u201cSen \u00e7ok terbiyesiz bir adams\u0131n. Nas\u0131l bir insan ailesinden kalan b\u00f6ylesine y\u00fcce bir miras\u0131 kendi zevkleri u\u011fruna feda eder anlam\u0131yorum.\u201d<\/em> dedi ve ac\u0131yan g\u00f6zlerle bana bakt\u0131. Ne kadar i\u00e7imden bu han\u00e7eri kabul ederek kendisininde belli bir a\u00e7\u0131dan terbiyesiz durumuna d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc s\u00f6ylemek istesemde, yanl\u0131\u015f bir \u015fey s\u00f6yleyerek elimdeki f\u0131rsat\u0131 kaybetmemek ad\u0131na kafam\u0131 e\u011fdim. Paketleme i\u015fleminin bitmesini bekledikten sonra pikab\u0131m\u0131 alarak i\u00e7imden att\u0131\u011f\u0131m keyifli kahkahalarla evin yolunu tuttum.<\/p>\n\n\n\n

Odalar\u0131m\u0131z Bay E ile yan yana oldu\u011fundan dolay\u0131 eve arkada\u015flar\u0131m\u0131 getirmeyi pek tercih etmiyordum. Ev odalardan \u00e7\u0131k\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda kar\u015f\u0131n\u0131za mutfak \u00e7\u0131kacak \u015fekilde tasarlanm\u0131\u015ft\u0131. Mutfa\u011f\u0131n hemen ortas\u0131nda alt\u0131 ki\u015finin rahatl\u0131kla oturup yemek yiyebilece\u011fi b\u00fcy\u00fckl\u00fckte me\u015feden yap\u0131lm\u0131\u015f bir masa ancak yaln\u0131zca iki sandalye vard\u0131. Mutfa\u011f\u0131 kristallerle dolu bir avize ayd\u0131nlat\u0131yordu. Avizeye bakt\u0131\u011f\u0131mda fazla tozlu oldu\u011funu farkettim. Bu durum annemi akl\u0131ma getirdi. Ben k\u00fc\u00e7\u00fckken annem kendi evimizdeki avizelerin cam kristallerini hi\u00e7 aksatmadan iki g\u00fcnde bir silerdi. Bir g\u00fcn meraklan\u0131p ona neden bu kadar temizlik yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 sormu\u015ftum. Bu kristallerin k\u00f6t\u00fc enerjiyi \u00e7ekti\u011fini, onlar\u0131 bunlardan ar\u0131nd\u0131rmak i\u00e7in temizledi\u011fini s\u00f6ylemi\u015fti. Bende ona k\u00f6t\u00fc enerjinin ne oldu\u011funu sordu\u011fumda bana \u201c\u015e\u00f6yle ki Gela, etraf\u0131m\u0131zda her zaman bizim g\u00f6remedi\u011fimiz bir tak\u0131m enerjiler bar\u0131n\u0131r. Bunlar\u0131n baz\u0131lar\u0131 k\u00f6t\u00fc baz\u0131lar\u0131 iyidir. K\u00f6t\u00fc olanlar ba\u015f\u0131m\u0131za dert olacak \u015feylerin meydana gelmesini sa\u011flar. \u0130yi olanlarsa bizim iyili\u011fimizi isterler<\/em>.\u201d demi\u015fti. O zamanlar bu durum beni \u00fcrk\u00fctt\u00fc\u011f\u00fc i\u00e7in fazla derinine inmek istememi\u015ftim ve cevab\u0131ndan tatmin olmu\u015f gibi davranm\u0131\u015ft\u0131m. Karn\u0131m ac\u0131kt\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in evde daha fazla vakit ge\u00e7irmek istemedim ve ceketimi al\u0131p evden \u00e7\u0131kt\u0131m. Hava g\u00fcne\u015fli olmas\u0131na ra\u011fmen etraf\u0131 yak\u0131c\u0131 bir so\u011fuk kola\u00e7an ediyordu. Bu durumu bir f\u0131rsata \u00e7evirmek isteyerek sigara yakt\u0131m ve beton binalar\u0131n aras\u0131ndan y\u00fcr\u00fcyerek \u00e7ar\u015f\u0131ya ula\u015ft\u0131m. Bir anda kar\u015f\u0131ma arkada\u015f\u0131m Tali \u00e7\u0131kt\u0131. \u201cHey dostum nas\u0131ls\u0131n? D\u00fcn verdi\u011fimi be\u011fendin mi? Biraz daha ister misin?<\/em>\u201d diye h\u0131zl\u0131cana bir sorguya \u00e7ekti. Tali uzun boylarda, ke\u00e7i sakall\u0131 ve olduk\u00e7a s\u0131ska biriydi. Bunun kulland\u0131\u011f\u0131 uyu\u015fturuculardan sebep oldu\u011funu s\u00f6ylememe ra\u011fmen asla kabullenmezdi. D\u00fcn eve gitmeden \u00f6nce \u015fu anki gibi yolda kar\u015f\u0131la\u015fm\u0131\u015ft\u0131k. Birka\u00e7 dakika ayak\u00fcst\u00fc sohbetimizden sonra kendimi onunla barda bulmu\u015ftum. Nas\u0131l ba\u015farabiliyor bilmem ama ikna kabiliyeti \u00e7ok y\u00fcksekti. Barda kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 iki\u015fer duble viski i\u00e7tikten sonra bana do\u011fru e\u011filip cebinden bir paket \u00e7\u0131kard\u0131. \u201cBak dostum elimde harika bir mal var. Sen de denemek ister misin?\u201d<\/em> dedi. Tali uzun s\u00fcredir arkada\u015f\u0131md\u0131 ve ona seneler \u00f6ncesinde bu tarz \u015feyleri b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131m\u0131, bana bu konuda hi\u00e7bir \u015fekilde tavsiyede bulunmamas\u0131n\u0131 tembihlemi\u015ftim. Kendini tutamay\u0131p \u201cNe sa\u00e7mal\u0131yorsun Tali, seninle bir anla\u015fma yapm\u0131\u015ft\u0131m. \u015eimdi \u00e7\u0131km\u0131\u015f kar\u015f\u0131mda \u201cdenemek ister misin?\u201d diyorsun. Bu ne k\u00fcstahl\u0131k anlamad\u0131m.<\/em>\u201d diyerek sesimi y\u00fckselttim. Ona kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131k\u0131\u015f\u0131ma al\u0131nm\u0131\u015f\u00e7as\u0131na hal ve hareketlere b\u00fcr\u00fcnsede \u201cDostum, seni severim biliyorsun. Bir daha bu batakl\u0131\u011fa d\u00fc\u015fmeni asla istemem. Ger\u00e7ekten \u015fu zamana kadar kulland\u0131\u011f\u0131m en ba\u015far\u0131l\u0131 maddelerden biri, bu y\u00fczden heyecan\u0131na kap\u0131l\u0131p sanada \u00f6nerdim. Kusura bakma. Ama bir kereden kimseye bir \u015fey olmayaca\u011f\u0131n\u0131 da s\u00f6ylemek isterim<\/em>.\u201d dedi. Bu durumu reddetmi\u015f olmama ra\u011fmen ilerleyen saatlerde nas\u0131l oldu\u011funu tam kestiremedi\u011fim bir \u015fekilde eve Tali\u2019nin verdi\u011fi k\u00fc\u00e7\u00fck paketle gidiyordum. Hala anlamad\u0131\u011f\u0131m bir ikna kabiliyetine sahip olmas\u0131 sinirimi bozmuyor de\u011fildi. Ama onun y\u00fcz\u00fcne d\u00fcn gece bay\u0131lm\u0131\u015ft\u0131m. \u201cTali ne sa\u00e7mal\u0131yorsun sen. Bu aptal \u015fey y\u00fcz\u00fcne d\u00fcn kendimden ge\u00e7ip bay\u0131ld\u0131m. Neler ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131 hat\u0131rlamaz haldeydim. \u015eimdi tekrar kar\u015f\u0131ma \u00e7\u0131km\u0131\u015f ister misin diyorsun.<\/em>\u201d dedim. Tali \u015fa\u015f\u0131rm\u0131\u015fa benziyordu; \u201cDostum b\u00f6yle bir \u015fey olmas\u0131 imkans\u0131z. Bunu alt\u0131 ki\u015fi daha denedi ve herkes \u00e7ok memnun kald\u0131. Muhtemelen sen biraz yorgundun o y\u00fczdendir<\/em>.\u201d dedi. Ger\u00e7ekten de olabilirdi. Kafam\u0131 \u00e7ok fazla doldurmu\u015ftum ve d\u00fcn d\u0131\u015f\u0131nda neredeyse iki ayd\u0131r kimseyle konu\u015fmuyordum. Sadece kendi kafam\u0131n esiriydim. Ben bir karar al\u0131yordum, kafam ise bana her \u015feyin ne kadar manas\u0131z oldu\u011funu kendi diliyle anlat\u0131yordu. Taliyle sohbetimin sonunda yemek yemek i\u00e7in bir makarnac\u0131ya u\u011frad\u0131m. Garsondan sade makarna istedi\u011fimde ayk\u0131r\u0131 bak\u0131\u015flarla kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131m ancak buna fazla tak\u0131lmad\u0131m. Benim i\u00e7in art\u0131k gayet s\u0131radan bir rutin haline gelmi\u015fti. Herkes sade makarna yiyen insanlar\u0131 garipser. O kadar se\u00e7ene\u011fin aras\u0131ndan en basit olan\u0131 se\u00e7mek herkesin yapaca\u011f\u0131 bir davran\u0131\u015f de\u011fildir. Makarnam\u0131 yiyip hesab\u0131 \u00f6dedikten sonra eve d\u00f6nme karar\u0131 ald\u0131m. \u00d6nce kasaba u\u011fray\u0131p viskinin yan\u0131nda yemek i\u00e7in k\u0131rm\u0131z\u0131 et ald\u0131m. Uzun s\u00fcredir et yemiyor oldu\u011fumdan dolay\u0131 hayaliyle bile a\u011fz\u0131m sulanm\u0131\u015ft\u0131. El yap\u0131m\u0131 viskiyi de ald\u0131ktan sonra eve gittim. <\/p>\n\n\n\n

Eve girdi\u011fimde Bay E\u2019nin kap\u0131s\u0131 kapal\u0131 duruyordu. Acaba hala evde miydi merak ettim. Asla b\u00f6yle bir davran\u0131\u015fta bulunulmamas\u0131n\u0131 bilmeme ra\u011fmen kap\u0131s\u0131n\u0131n anahtar deli\u011finden i\u00e7eriye bakmay\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcm. Al\u0131\u015fveri\u015ften ald\u0131\u011f\u0131m malzemeleri buzdolab\u0131n\u0131n hemen yan\u0131ndaki mermer tezgah\u0131n \u00fczerine b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131m s\u0131rada Bay E\u2019nin kap\u0131s\u0131 a\u00e7\u0131ld\u0131. Az kals\u0131n d\u00fc\u015fmemem gereken bir duruma d\u00fc\u015febilirdim. Ya ben tam k\u00fc\u00e7\u00fck delikten Bay E\u2019yi kontrol ederken kap\u0131y\u0131 a\u00e7sayd\u0131. Bu durumu nas\u0131l a\u00e7\u0131klayaca\u011f\u0131m\u0131 tahmin bile edemiyordum. Ne diyecektim. \u201cKusura bakmay\u0131n Bay E, ayn\u0131 kap\u0131lata sahibiz lakin anahtar deliklerimizin ayn\u0131 olup olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 merak ettim. Ger\u00e7ekten \u00f6ylesine bir merak i\u015fte.\u201d<\/em> Sonra konuyu de\u011fi\u015ftirmek i\u00e7in hemen \u201cG\u00fcn\u00fcn\u00fcz nas\u0131l ge\u00e7ti. Bug\u00fcn harika bir hava vard\u0131 d\u0131\u015far\u0131da. Bu arada sevece\u011finizi d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm i\u00e7in el yap\u0131m\u0131 \u0130rlanda viskisi ald\u0131m. \u00c7ikolatayla birlikte ger\u00e7ekten iyi gidiyor. \u00d6zellikle hem midemizi bast\u0131rs\u0131n hem de viskiden keyif alal\u0131m diye k\u0131rm\u0131z\u0131 et almay\u0131 da ihmal etmedim<\/em>.\u201d Eminim ki fazla yersiz olurdu. Hem Bay E\u2019nin b\u00f6yle bir yalana inanaca\u011f\u0131n\u0131 da d\u00fc\u015f\u00fcnm\u00fcyordum. En iyi ihtimalle bana \u015f\u00fcpheci g\u00f6zlerle bakarak bu durumun ne kadar terbiyesizce oldu\u011fundan bahseder, ben de su\u00e7u \u00fcstlenmemek ad\u0131na kar\u015f\u0131 sald\u0131r\u0131ya ge\u00e7er geceyi berbat bir hale getirirdim. \u0130\u015fin asl\u0131nda ger\u00e7ekten onu misafir etmek istemekle hata m\u0131 etmi\u015ftim. Ne konu\u015facakt\u0131m onunla. Hem ben insanlarla uzun saatler sohbet etmeyi hi\u00e7 sevmeyen biriydim. \u201cHo\u015f geldiniz Bay Gela<\/em>.\u201d diyerek tezgaha b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131m po\u015fetlere bakt\u0131. \u201cBu kadar al\u0131\u015fveri\u015f yapaca\u011f\u0131n\u0131z\u0131 bilmiyordum<\/em>.\u201d<\/p>\n\n\n\n

\u201cUzun zamand\u0131r keyifle yemek haz\u0131rlamad\u0131\u011f\u0131m\u0131 fark ettim Bay E. Bu y\u00fczden g\u00fczel bir gece ge\u00e7irmek i\u00e7in k\u0131rm\u0131z\u0131 et ve biraz meze ald\u0131m. Viski olarakta el yap\u0131m\u0131 \u0130rlanda viskisi ald\u0131m. Umar\u0131m be\u011fenirsiniz.<\/em>\u201d dedim. <\/p>\n\n\n\n

\u201c\u0130yi yapm\u0131\u015fs\u0131n\u0131z Bay Gela. \u0130rlanda viskisine de bay\u0131l\u0131r\u0131m ayr\u0131ca. Biliyor musunuz babam gen\u00e7li\u011finde \u0130rlanda\u2019da bir dam\u0131t\u0131mevinde \u00e7al\u0131\u015f\u0131yormu\u015f. \u0130ngiltere\u2019ye geri geldi\u011finde kendisiyle birlikte o kadar viski getirmi\u015f ki, ben gen\u00e7lik \u00e7a\u011flar\u0131ma geldi\u011fimde bile evde hala yirmi \u015fa\u015fal \u0130rlanda viskisi vard\u0131. O y\u00fczden ne kadar sevindi\u011fimi inan\u0131n anlatamam. Ama te\u015fekk\u00fcrler zahmetiniz i\u00e7in.<\/em>\u201d dedi. Kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 g\u00fcl\u00fcmseyi\u015flerimizden sonra Bay E kendisine bir bardak su ald\u0131 ve odas\u0131na \u00e7ekildi. Ben de ak\u015fam i\u00e7in yemek haz\u0131rlamaya koyuldum. Yemek yapmay\u0131 \u00f6zlemi\u015ftim. \u00d6yle ki en \u00f6zledi\u011fim \u00f6zelli\u011fi de zaman\u0131n i\u00e7inde kaybolup, beynin s\u00fczgecindeki t\u00fcm fikirler birer birer ortaya d\u00f6k\u00fclerek \u00e7\u00f6z\u00fcme ula\u015f\u0131yordu. Kendi kendime ba\u015flatt\u0131\u011f\u0131m sohbetimin sonu geldi\u011finde yemek haz\u0131rd\u0131. Masay\u0131 t\u00fcm titizli\u011fimle haz\u0131rlad\u0131ktan sonra Bay E\u2019yi masaya davet etmek i\u00e7in kap\u0131s\u0131n\u0131n \u00f6n\u00fcne geldim. Kap\u0131y\u0131 vurmadan \u00f6nce biraz duraklad\u0131m ve yava\u015f\u00e7a e\u011filerek anahtar deli\u011finden i\u00e7eri g\u00f6z att\u0131m. Kendimi tutmam gerekti\u011finin tabii ki fark\u0131ndayd\u0131m. Ama kusura bakmay\u0131n elimde de\u011fildi. Merak etti\u011fim \u015feyleri \u00f6\u011frenemeyince bunu kendime dert edinir, paronayakla\u015f\u0131rd\u0131m. Zaten m\u00fchim \u015feylerde g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm s\u00f6ylenemezdi. Bay E odas\u0131ndaki oturabilece\u011fi tek koltu\u011funda oturarak, odan\u0131n penceresini kar\u015f\u0131s\u0131na alm\u0131\u015f, elindeki kitab\u0131 okuyordu. Lakin tek bir \u015fey dikkatimi \u00e7ekmi\u015fti. Okudu\u011fu sayfay\u0131 bazen kapat\u0131p \u00f6nceki sayfalara d\u00f6n\u00fcyor sonra kafas\u0131n\u0131 sallayarak kapatt\u0131\u011f\u0131 sayfaya geri d\u00f6n\u00fcyordu. Farkl\u0131 bir insan oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnmeme yetecek kadar g\u00f6zlemcilik yapt\u0131ktan sonra do\u011frulup kap\u0131s\u0131n\u0131 \u00e7ald\u0131m. \u201cBay E yemek haz\u0131r. L\u00fctfen buyurun.<\/em>\u201d diyerek seslendim. \u201cHemen geliyorum Bay Gela.<\/em>\u201d diye kar\u015f\u0131l\u0131k verdi. \u0130kimizde yemek masas\u0131na oturduk. \u201cElinize sa\u011fl\u0131k Bay Gela. Enfes g\u00f6z\u00fck\u00fcyor do\u011frusu.<\/em>\u201d dedi. \u201cTad\u0131 kar\u015f\u0131s\u0131nda neler diyece\u011finizi daha \u00e7ok merak ediyorum Bay E.<\/em>\u201d dedim ve yemek yemeye ba\u015flamas\u0131n\u0131 izledim. A\u011fz\u0131na att\u0131\u011f\u0131 ilk lokmay\u0131 yanl\u0131\u015f saymad\u0131ysam tam yirmi iki defa \u00e7i\u011fneyip yuttu ve yorum bekleyen g\u00f6zlerime bakarak \u201cSon zamanlarda yedi\u011fim en iyi lokma bu olabilir Bay Gela. Ger\u00e7ekten harika<\/em>.\u201d dedi ve yeme\u011fine devam etti. Tatmin edici yorumumu ald\u0131ktan sonra bende yeme\u011fime ba\u015flad\u0131m. \u201cS\u00f6yler misiniz Bay E, \u015fu an ka\u00e7 ya\u015f\u0131ndas\u0131n\u0131z?<\/em>\u201d Uzun s\u00fcren sessizli\u011fi bu soruyla da\u011f\u0131tt\u0131\u011f\u0131mda i\u00e7imde rahatlama hissettim. \u201cElli alt\u0131 ya\u015f\u0131nday\u0131m Bay Gela. Ya siz?<\/em>\u201d dedi. \u201cBen otuz d\u00f6rt ya\u015f\u0131nday\u0131m. Bu kadar senede eminim ki \u00e7ok fazla g\u00fczel olay ya\u015fam\u0131\u015fss\u0131n\u0131zd\u0131r. Gen\u00e7li\u011finizde ne i\u015fle me\u015fguld\u00fcn\u00fcz.<\/em>\u201d dedim. \u201cEpey fazla g\u00fczellik Bay Gela. Ama hayat\u0131n nas\u0131l oldu\u011funu bilirsiniz. \u0130nsan\u0131n ba\u015f\u0131na g\u00fczelliklerin yan\u0131nda ac\u0131 verici tozlarda serpi\u015ftirmezse i\u00e7i rahat etmez. Lakin t\u00fcm ac\u0131lara ra\u011fmen hayat\u0131m\u0131n en g\u00fczel yan\u0131 speleolog olmamd\u0131 san\u0131r\u0131m.<\/em>\u201d dedi. Bu durum y\u00fcz\u00fcm\u00fcn g\u00fclmesine yol a\u00e7t\u0131. Keza yeralt\u0131 her zaman ilgimi \u00e7ekmi\u015ftir ve neler oldu\u011funu hep merak etmi\u015fimdir. \u201cGer\u00e7ekten mi? Beni \u015fa\u015f\u0131rt\u0131yorsunuz Bay E<\/em>.\u201d bunlar\u0131 s\u00f6ylerken \u00e7ocuksu bir tav\u0131ra b\u00fcr\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fc biliyordum ama elimde de\u011fildi. \u201cEvet Bay Gela. Hayat\u0131m\u0131n yakla\u015f\u0131k on be\u015f y\u0131l\u0131n\u0131 bu b\u00fcy\u00fcl\u00fc yerleri ara\u015ft\u0131rmakla ge\u00e7irdim. Hatta bir keresinde \u0130talya\u2019daki Scarasson ma\u011faras\u0131nda, bir yeralt\u0131 buzulunun \u00fcst\u00fcnde tam y\u00fcz k\u0131rk g\u00fcnl\u00fck bir kamp deneyimim bile olmu\u015ftu. Oradan \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131mda g\u00fcne\u015fin ne oldu\u011funu dahi unutmak \u00fczereydim. Ancak 34 saat uyan\u0131kl\u0131l\u0131k ve 14 saat uykuyla ge\u00e7irdi\u011fim 48 saatlik g\u00fcnlerim, uykunun ritmi ile ilgili yap\u0131lan ara\u015ft\u0131rmalara b\u00fcy\u00fck katk\u0131da bulunmu\u015ftur. Nice insan bu tarz kamplar\u0131 bir hi\u00e7 u\u011fruna yapm\u0131\u015ft\u0131r. Hele Yugoslav denilen adam\u0131 asla unutam\u0131yorum. Bir bu\u00e7uk y\u0131l kadar s\u00fcren bir yeralt\u0131 kamp\u0131 ger\u00e7ekle\u015ftirdi. Lakin d\u0131\u015far\u0131 \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131nda elindeki tek \u00f6vg\u00fc yeralt\u0131nda en uzun s\u00fcre vakit ge\u00e7irmesiydi<\/em>.\u201d dedi ve kahkaha att\u0131. Ben de nezaketen y\u00fcz\u00fcme hafif bir g\u00fcl\u00fcmseme tak\u0131nd\u0131m. \u201cPeki siz ne i\u015fle me\u015fguls\u00fcn\u00fcz Bay Gela<\/em>.\u201d dedi.<\/p>\n\n\n\n

Kendisini y\u00fcceltmesinin ard\u0131ndan bana att\u0131\u011f\u0131 \u00fcstten bak\u0131\u015f g\u00f6z\u00fcmden ka\u00e7mad\u0131. \u201cPsikolo\u011fum ben Bay E. Lakin \u015fu an bir kuruma ba\u011fl\u0131 \u00e7al\u0131\u015fm\u0131yorum. \u00d6nceki i\u015f yerimde baz\u0131 uyu\u015fmazl\u0131klar\u0131m\u0131z oldu. Tabii bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131 zaman pek haks\u0131z say\u0131lmazlar.<\/em>\u201d dedim ve taba\u011f\u0131mdaki son lokmay\u0131 a\u011fz\u0131ma att\u0131m. \u201cNe gibi bir uyu\u015fmazl\u0131\u011f\u0131n\u0131z oldu Bay Gela? Merak ettim do\u011frusu.<\/em>\u201d dedi. A\u00e7\u0131klamam\u0131 yapt\u0131ktan sonra alaca\u011f\u0131 y\u00fcz ifadesinin sinirimi bozaca\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm i\u00e7in biten taba\u011f\u0131m\u0131 alarak mutfak lavabosuna do\u011fru gittim. \u201cBirka\u00e7 hastama herhangi bir psikolo\u011fa ihtiya\u00e7lar\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 insan\u0131n problemlerini kendilerinden ba\u015fka kimsenim bilip \u00e7\u00f6zemeyece\u011fini s\u00f6yledim. Hastalar bunun sa\u00e7mal\u0131k oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnm\u00fc\u015f olmal\u0131lar ki kurum yetkililerine benim hakk\u0131mda \u015fikayetlerde bulunmu\u015flar. Ne kadar sinirlensem de bir sa\u011fl\u0131k kurumuna ayk\u0131r\u0131 davrand\u0131\u011f\u0131m\u0131 inkar edemeyece\u011fim<\/em>.\u201d diyerek sorusuna kar\u015f\u0131l\u0131k verdim. Masay\u0131 toparlamak i\u00e7in d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcmde tepkisini g\u00f6rmek istemedi\u011fimden Bay E\u2019nin y\u00fcz\u00fcne dahi bakmadan masay\u0131 toparlamaya ba\u015flad\u0131m. \u201cYapt\u0131\u011f\u0131n\u0131z hareket ger\u00e7ekten takdir edilesi Bay Gela. Ben de bunun savunucular\u0131ndan biriyim. Lakin gelin g\u00f6r\u00fcn ki insanlar aciz yarat\u0131klar. Ka\u00e7\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\u0131z nokta san\u0131r\u0131m bu olmu\u015f<\/em>.\u201d dedi ve kendi taba\u011f\u0131n\u0131 alarak lavaboya yan\u0131ma geldi. \u201cYard\u0131m etmemi ister misiniz Bay Gela.<\/em>\u201d Cevab\u0131yla beni ne kadar rahatlatm\u0131\u015f olsa da yan\u0131mda durmas\u0131 rahats\u0131zl\u0131k vermi\u015fti. \u201cZahmet etmeyin Bay E. Bir \u015fey kalmad\u0131 zaten. \u0130sterseniz siz viskiyle bardaklar\u0131m\u0131z\u0131 al\u0131p odama ge\u00e7in bende hemen gelece\u011fim. Sohbetimize oradan devam edelim.<\/em>\u201d dedim ve masay\u0131 toparlamaya devam ettim. Bay E ile yakla\u015f\u0131k olarak \u00fc\u00e7 ayd\u0131r birlikte ya\u015f\u0131yorduk. \u0130\u015ften \u00e7\u0131kar\u0131ld\u0131\u011f\u0131m zaman ne yapaca\u011f\u0131m\u0131 bilmez bir \u015fekilde bara i\u00e7meye gitmi\u015ftim. Art\u0131k bir gelir kayna\u011f\u0131m yoktu. Nas\u0131l yapaca\u011f\u0131m\u0131 tam kestiremiyordum. Akl\u0131ma evimdeki bo\u015f oday\u0131 kiralama fikri geldi. Barmen sevdi\u011fim biriydi. Pek sohbetimiz olmasa da her geldi\u011fimde birbirimize hal hat\u0131r sormay\u0131 eksik etmezdik. Bu konuda yard\u0131m\u0131 dokunur d\u00fc\u015f\u00fcncesiyle durumumu onunla payla\u015ft\u0131m. Bir s\u00fcre sonra yan\u0131ma bir adam yana\u015ft\u0131 ve kulak misafiri oldu\u011funu, e\u011fer kabul edersem oday\u0131 kiralamak istedi\u011fini s\u00f6yledi. Evet bu ki\u015fi Bay E\u2019ydi. O ak\u015fam onu oday\u0131 g\u00f6rmesi i\u00e7in eve g\u00f6t\u00fcrd\u00fcm. Oday\u0131 \u00e7ok be\u011fendi\u011fini, \u015fu anda bir hostel odas\u0131nda kald\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve en k\u0131sa s\u00fcrede ta\u015f\u0131nman\u0131n onu \u00e7ok memnun edece\u011fini dile getirdi. Ev \u015fartlar\u0131n\u0131 konu\u015ftu\u011fumuz s\u0131rada ona kafam\u0131 dinlemek istedi\u011fimi ve sohbet etmemizin m\u00fcmk\u00fcn olamayaca\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yledim. Bu durumu gayet ho\u015f kar\u015f\u0131lad\u0131. Ancak \u015fu an anl\u0131yorum ki Bay E sohbet etmeyi \u00e7ok seven bir insand\u0131. Onunla daha \u00f6nceden tan\u0131\u015fabilecekken benim sayemde s\u00fcrekli bir erteleme d\u00f6ng\u00fcs\u00fcne girmi\u015ftik. Yine de pek bir ziyan\u0131n\u0131 g\u00f6remedim. \u201c\u0130yi misiniz Bay Gela.\u201d diye odadan seslendi. \u201cHemen geliyorum Bay E.\u201d diye kar\u015f\u0131l\u0131k verdikten sonra tuvalete girdim. Eni yaln\u0131zca iki insan\u0131n yan yana durabilece\u011fi \u00f6l\u00e7\u00fcde, uzunlu\u011fuda ancak iki metre olan, her taraf\u0131 mavi renkte fayanslarla kapl\u0131, i\u00e7inde klozet, ayna ve \u00f6n\u00fcndeki \u00fcst\u00fc bo\u015f etajer d\u0131\u015f\u0131nda hi\u00e7bir \u015fey bar\u0131nd\u0131rmayan bir yerdi buras\u0131. Uzun s\u00fcre durmay\u0131 zorla\u015ft\u0131racak lo\u015f k\u0131rm\u0131z\u0131 bir \u0131\u015f\u0131kla ayd\u0131nlan\u0131yordu. Cebimden Tali\u2019den ald\u0131\u011f\u0131m paketi \u00e7\u0131kard\u0131m. Evet, bu adam\u0131n ikna kabiliyeti hala sinirlerimi bozuyor ama bir \u015fekilde beni kabullendirmi\u015fti. Fakat bu sefer ger\u00e7ekten son olacakt\u0131. Bir daha asla kullanmayacakt\u0131m. Ama neden? \u0130nsan keyif ald\u0131\u011f\u0131 \u015feyleri neden b\u0131rakmak zorunda? En son neden b\u0131rakma karar\u0131 alm\u0131\u015ft\u0131m hat\u0131rlam\u0131yordum. Alg\u0131m\u0131 m\u0131 bozuyordu, yapmayaca\u011f\u0131m davran\u0131\u015flarda m\u0131 bulunuyordum. Hay\u0131r aksine ger\u00e7ekleri g\u00f6rmeme yard\u0131mc\u0131 oluyordu. Daha iyi d\u00fc\u015f\u00fcnebiliyordum. Olsun yine de bu son olacakt\u0131. Cam etajerin \u00fczerine pakettekileri bo\u015falt\u0131p tek seferde kulland\u0131m. Odaya geri d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcmde Bay E sa\u011fdaki koltukta oturuyordu. Sehpan\u0131n \u00fczerindeki bardaklardan anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 \u00fczere Bay E i\u00e7meye bensiz devam etmi\u015fti. Bozuntuya vermeden pikaba dinginle\u015ftirici ritimlere sahip bir \u015fark\u0131 koydum ve ben de koltuktaki yerimi ald\u0131m. Bay E kafas\u0131n\u0131 yere do\u011fru e\u011fmi\u015f, d\u00fc\u015f\u00fcncelere dalm\u0131\u015fa benziyordu. \u201cNe d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorsunuz b\u00f6yle Bay E.\u201d diyerek d\u00fcrtme g\u00f6revini \u00fcstlendim. Kafas\u0131n\u0131 yava\u015f\u00e7a kald\u0131rd\u0131 ve bana bakt\u0131. \u201c\u0130nsanlar Bay Gela, insanlar\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum.\u201d dedi. \u201cPeki insanlar hakk\u0131nda ne d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorsunuz Bay E\u201d diye kar\u015f\u0131l\u0131k verdim. \u201cBir\u00e7ok \u015fey Bay Gela. \u0130nsanlar \u00f6yle a\u00e7g\u00f6zl\u00fc yarat\u0131klar ki.. Biliyor musunuz Malezya, Borneo ve d\u00f6nencel Asya\u2019n\u0131n di\u011fer b\u00f6lgelerinde bolca bulunan Salangan ad\u0131nda ma\u011farac\u0131l bir hayvan t\u00fcr\u00fc vard\u0131r. Yuvas\u0131n\u0131, sindirdikten sonra tekrar a\u011fz\u0131ndan \u00e7\u0131kard\u0131\u011f\u0131 deniz yosunlar\u0131yla yapar. Bu yuvalar \u00c7in mutfa\u011f\u0131 merakl\u0131lar\u0131nca epey be\u011fenilir. Bu insanlar ki asla bir yuvay\u0131 yok ettiklerini umursamazlar. Kendilerinden ba\u015fka hi\u00e7bir \u015fey onlar\u0131 ilgilendirmez. Tek canl\u0131 kendileriymi\u015f gibi t\u00fcm D\u00fcnya\u2019ya yay\u0131l\u0131p b\u00fct\u00fcn her \u015feyi kendilerine hak g\u00f6r\u00fcrler. Etraflar\u0131nda a\u00e7l\u0131ktan \u00f6len insanlar bile olsa kendi mideleri o kadar \u00f6nemlidir ki, t\u0131ka basa dolmu\u015f midelerini, kendilerini ku\u015f t\u00fcy\u00fcyle kusturarak tekrar tekrar doldururlar.\u201d diye sanki benden ba\u015fka insanlar\u0131nda duymas\u0131n\u0131 istercesine y\u00fcksek sesle s\u00f6ylendi.<\/p>\n\n\n\n

-Peki siz Bay E. Siz hi\u00e7 a\u00e7g\u00f6zl\u00fcl\u00fck yapmaz m\u0131s\u0131n\u0131z. \u00d6n\u00fcn\u00fcze ekmek koyuldu\u011funda benim \u00e7orbam nerede demez misiniz?<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Herkes kadar bende karn\u0131m\u0131 doyurmak isterim Bay Gela. Ancak fazlas\u0131nda hi\u00e7bir zaman g\u00f6z\u00fcm olmaz. Umar\u0131m ki bundan sonra da Tanr\u0131 bana b\u00f6yle bir \u015fey ya\u015fatmaz.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Tanr\u0131 bu tarz insanlar\u0131 da ya\u015fat\u0131yor ama. D\u00fcnya\u2019n\u0131n sahteli\u011fini inan\u0131n ne kadar sorgulasam az. Ama sizin ba\u015flatt\u0131\u011f\u0131n\u0131z gibi devam edelim sohbetimize. Konumuzdan sapmayal\u0131m. Zaten istemesek de bunlara da de\u011finecek gibiyiz. <\/em><\/p>\n\n\n\n

-Tabii ki Bay Gela. Dedi\u011finiz gibi yapal\u0131m. \u0130nsan\u0131n kibrinden bahsetmeye ne dersiniz?<\/em><\/p>\n\n\n\n

-\u00c7ok yerinde olur Bay E. Do\u011frusunu s\u00f6ylemek gerekirse kibirden hi\u00e7 haz etmem. \u0130nsan\u0131n en ac\u0131nas\u0131 \u00f6zelliklerinden biri gibidir. \u015eunu s\u00f6ylemeliyim ki D\u00fcnya\u2019n\u0131n daha iyi bir yer olmas\u0131n\u0131 can\u0131 g\u00f6n\u00fclden isteyen biriyimdir. Ancak kibirli insanlar\u0131n varl\u0131\u011f\u0131 durumu oldu\u011fundan daha beter bir hale getiriyor. \u0130nsanlar birbirine g\u00fcven dahi besleyemez halde, \u00e7\u00fcnk\u00fc kar\u015f\u0131lar\u0131ndakileri g\u00fcvenlerini verebilecekleri d\u00fczeyde g\u00f6rm\u00fcyorlar. Hatta baz\u0131lar\u0131n\u0131n g\u00f6z\u00fcn\u00fc \u00f6ylesine k\u00f6r ediyor ki bu d\u00fc\u015f\u00fcnceler onlar\u0131 do\u011furan annelerine bile sayg\u0131 beslemez oluyorlar. <\/em><\/p>\n\n\n\n

-Ben pek sizin gibi d\u00fc\u015f\u00fcnm\u00fcyorum ne yaz\u0131k ki. Kibir insan\u0131 insan yapan \u00f6zelliklerden biri gibidir. \u0130nsan kendisine g\u00fcven duymal\u0131 ki bir \u015feyler ba\u015farabilsin. Zaten yersiz oldu\u011fu durumlarda insan eninde sonunda anlayacakt\u0131r ve elbet o konularda kibrinden vazge\u00e7mek zorunda kalacakt\u0131r. Ama \u00fcst\u00fcn oldu\u011fu \u00f6zelliklerini de g\u00f6\u011f\u00fcs gererek meydana d\u00f6kmesi gerekir. <\/em><\/p>\n\n\n\n

-G\u00f6r\u00fcyorum ki kendinizle \u00e7eli\u015fiyorsunuz. Az \u00f6nce insanlar\u0131n a\u00e7g\u00f6zl\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcnden yaln\u0131zca kendilerini d\u00fc\u015f\u00fcnmesinden bahseden siz \u015fimdi de kalkm\u0131\u015f bana kibrin insan\u0131n temel \u00f6zelliklerinden oldu\u011funu savunuyorsunuz. <\/em><\/p>\n\n\n\n

-Beni yanl\u0131\u015f anlad\u0131n\u0131z san\u0131r\u0131m Bay Gela. Benim kast etti\u011fim bencilliklerinden dolay\u0131 ba\u015fka kimseyi umursamayan insanlard\u0131. Bilhassa burada kibirden konu\u015fuyoruz. Elbetteki insan bir tak\u0131m \u00f6zellikleri di\u011ferlerinden ba\u011f\u0131ms\u0131z olarak bar\u0131nd\u0131rabilir. Siz de \u00f6yle d\u00fc\u015f\u00fcnm\u00fcyor musunuz?<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Bilmukabele son dedi\u011finizi onaylayabilirim ancak kendilerini di\u011fer insanlardan \u00fcst\u00fcn g\u00f6ren ki\u015filer, paylar\u0131na d\u00fc\u015fen yemeklerin her zaman daha fazlas\u0131n\u0131 kendilerine hak g\u00f6r\u00fcrler. Bana kal\u0131rsa bu iki bela getiren davran\u0131\u015f birbirlerinden ayr\u0131lmay\u0131 ak\u0131l dahi edemezler.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Pekala \u00f6yle olsun. Bu konuda size kar\u015f\u0131 diretmeyi tercih etmiyorum. Vars\u0131n olsun, ikisi birbirlerinden ayr\u0131lmaz s\u0131k\u0131 bir dost gibi hayatlar\u0131na devam etsinler. Ama dediklerime dikkatinizi vermenizi isterim. Her \u015feyden \u00f6te insan\u0131n bilin\u00e7li olmas\u0131 gerekiyor. \u0130nsan\u0131 di\u011fer canl\u0131lardan ay\u0131ran \u00f6zelli\u011finin bu oldu\u011funun fark\u0131nday\u0131m ancak gelin g\u00f6r\u00fcn ki sizin hastalar\u0131n\u0131z gibi \u00e7o\u011fu ki\u015fi kendi bilin\u00e7lerinden yoksundur.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Kendi bilin\u00e7leri derken neyi kasttettiniz Bay E. L\u00fctfen ayd\u0131nlat\u0131n beni.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Ki\u015fisel benlik bilinci Bay Gela. Yani dedi\u011fim \u015fudur ki, bir\u00e7ok insan neyi neden yapt\u0131\u011f\u0131ndan bile bihaber. Kendilerini meydana getiren h\u00fccrelere inan\u0131nki hi\u00e7 sayg\u0131 duymuyorlar.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Sayg\u0131 demi\u015fken Bay E. Sizce sayg\u0131 k\u00fc\u00e7\u00fcklerin b\u00fcy\u00fcklere besledi\u011fi minnet midir yaln\u0131zca.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Katiyen b\u00f6yle bir \u015fey m\u00fcmk\u00fcn de\u011fil.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Peki sayg\u0131n\u0131n her zaman muktedir olmas\u0131 ne m\u00fcmk\u00fcn. Veya sayg\u0131 her zaman belirtilmesi m\u00fcmk\u00fcn bir \u015fey midir? D\u00fc\u015f\u00fcnelim ki insan sayg\u0131n\u0131n yaln\u0131zca i\u00e7ten gelebilece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcns\u00fcn. Kar\u015f\u0131s\u0131ndaki ki\u015fiye bunu dille ifade edebilecek her t\u00fcrl\u00fc kelimenin kendisine ve kar\u015f\u0131s\u0131ndakine yalan s\u00f6ylemek bilsin. Sayg\u0131 ne ifade edilebilirki Bay E. Tan\u0131\u015fmay\u0131 m\u0131? Bir arabulucuk g\u00f6revi mi besler sayg\u0131. Vars\u0131n olsun insanlar kendi bilin\u00e7lerini tan\u0131mamay\u0131 sayg\u0131 bellesinler. Bu onlar\u0131n sayg\u0131 duymad\u0131\u011f\u0131 anlam\u0131na m\u0131 gelir?<\/em><\/p>\n\n\n\n

Etraf\u0131n renkleri \u00e7ok ho\u015fuma gidiyordu. D\u00f6rt duvar\u0131n her biri farkl\u0131 renklere boyanm\u0131\u015ft\u0131. Kiremit k\u0131rm\u0131z\u0131s\u0131, \u00e7am ye\u015fili, parlament mavisi ve kuru kahverengi. Mavinin \u00fcst\u00fcne be\u015fer santim aralarla yatay beyaz \u00e7izgiler \u00e7izilmi\u015f. Adeta g\u00f6ky\u00fcz\u00fcn\u00fc and\u0131racak kadar g\u00fczel bir hologram. K\u0131rm\u0131z\u0131n\u0131n \u00fczerine beyazla seyreltilmi\u015f mor renkle rastgele f\u0131r\u00e7a darbeleri vurulmu\u015f. G\u00fczelle\u015ftirme gayesi g\u00fcd\u00fclmemi\u015f olsa da g\u00fczel olmaya mecbur d\u00fc\u015fm\u00fc\u015f. Ye\u015fille kahverengi birbirine kar\u0131\u015ft\u0131r\u0131lmak istenmi\u015f, ye\u015file kahverengi, kahverengiye ye\u015fil noktalar koyulmu\u015f. Bunlar\u0131n aras\u0131nda bir ormanda olmam gerekiyormu\u015f.<\/p>\n\n\n\n

-Belki de sayg\u0131 bir arada ya\u015fam\u0131n form\u00fcl\u00fcd\u00fcr Bay Gela.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Bilim insan\u0131 gibi konu\u015ftunuz Bay E. dedim ve ekledim. San\u0131yorum ki zaten \u00f6ylesiniz.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Umar\u0131m mesle\u011fime sayg\u0131s\u0131zl\u0131k etmediniz Bay Gela. Bunu hi\u00e7 ho\u015f kar\u015f\u0131lamam.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Asla Bay E. Aksine mesle\u011finize ger\u00e7ekten sayg\u0131m b\u00fcy\u00fckt\u00fcr. San\u0131r\u0131m sayg\u0131 ho\u015f kar\u015f\u0131lamakt\u0131r Bay E. Sonucunda insanlar\u0131n birbirlerini ho\u015f kar\u015f\u0131lamamas\u0131 sayg\u0131s\u0131zl\u0131\u011fa yol a\u00e7ar.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Hakl\u0131 g\u00f6z\u00fck\u00fcyorsunuz.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Bir \u015feyler yazar m\u0131s\u0131n\u0131z Bay E.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Tahmin yetene\u011finize hayran kald\u0131m. Bu s\u0131ralar bir tez pe\u015findeyim. Fazlas\u0131yla kitap ara\u015ft\u0131rmam oluyor.<\/em><\/p>\n\n\n\n

\u00d6ylesine sordu\u011fum bir soru kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda ald\u0131\u011f\u0131m \u00f6vg\u00fc beni sevindirdi.<\/p>\n\n\n\n

-Pek g\u00fczel.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-G\u00fczel olan nedir Bay Gela.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Tembel olmaman\u0131z Bay E. Tembelli\u011fin g\u00fczel bir al\u0131\u015fkanl\u0131k oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnmem.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Tembel ki\u015filer dans etmenin ruhu iyile\u015ftirmesinden bile yoksunlard\u0131r Bay Gela.<\/em><\/p>\n\n\n\n

Bunu demesi \u00fczerine pikaptaki pla\u011f\u0131 de\u011fi\u015ftirmek i\u00e7in yerimden kalkt\u0131m. Biraz daha ritimli bir \u015fark\u0131 takt\u0131ktan sonra yerime y\u00f6neldim.<\/p>\n\n\n\n

-\u00c7alg\u0131 \u00e7alabiliyor musunuz?<\/em><\/p>\n\n\n\n

-M\u0131z\u0131ka \u00e7almas\u0131n\u0131 bilirim Bay Gela.<\/em><\/p>\n\n\n\n

Bu Bay E\u2019nin i\u00e7indeki renkli par\u00e7an\u0131n bir eseri olmal\u0131yd\u0131.<\/p>\n\n\n\n

-\u00c7ok severim Bay E.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Bir g\u00fcn size g\u00f6sterebilirim.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Bu beni ger\u00e7ekten mutlu eder. Kendinizi kan\u0131tlaman\u0131z\u0131 isterim.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Sizi en \u00e7ok ne \u00f6fkelendirir Bay Gela.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Yalan Bay E. Bir de yalandan do\u011fan yaln\u0131zl\u0131k.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Ne demek istiyorsunuz Bay Gela. Yalandan do\u011fan yaln\u0131zl\u0131kta nedir? <\/em><\/p>\n\n\n\n

-\u0130nsanlar pek \u00e7ok \u015feyi affedebilir Bay E. Kendisine s\u00f6ylenilen k\u00fc\u00e7\u00fck yalanlar\u0131 da. Ancak ki\u015fi kendisini kand\u0131r\u0131lm\u0131\u015f hissettirecek yalanlar\u0131 affedemez. Bu durumda onlar\u0131 yalanlar\u0131n yola getirdi\u011fi yaln\u0131zl\u0131k kar\u015f\u0131lar. En sinir bozucu olan\u0131 da budur. Bir arada ya\u015famak isteyen insanlar birbirlerine yalan s\u00f6ylememeli.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Ama elbet her insan yalan s\u00f6ylemek durumunda bulunmaz m\u0131 Bay Gela.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Bittabi kal\u0131r, fakat insan bilin\u00e7lidir Bay E. \u0130sterse yalan s\u00f6ylememeyi becerir. Herkesin yalan s\u00f6ylememesi gerekti\u011fini s\u00f6ylemiyorum tabii ki. \u0130stemesek de(!) yalan s\u00f6yleriz.<\/em><\/p>\n\n\n\n

Bay E h\u0131zl\u0131 bir kalk\u0131\u015f yaparak odas\u0131na do\u011fru y\u00fcr\u00fcd\u00fc. \u0130\u00e7eri girdi ve bir dakika kadar \u00e7\u0131kmad\u0131.<\/p>\n\n\n\n

Geri geldi\u011finde elinde m\u0131z\u0131kas\u0131 vard\u0131. Sorma zahmetinde bile bulunmadan pikab\u0131n i\u011fnesini yukar\u0131 kald\u0131rd\u0131. \u201cHaz\u0131r m\u0131s\u0131n\u0131z Bay Gela<\/em>.\u201d dedi ve m\u0131z\u0131kas\u0131n\u0131 \u00e7alma pozisyonuna getirdi. \u201cSahne sizindir Bay E.<\/em>\u201d dedim. Ger\u00e7ekten de Bay E\u2019den beklemedi\u011fim bir performans i\u015fitiyordum. Daha \u00f6nce bir\u00e7ok arkada\u015f\u0131m\u0131n m\u0131z\u0131ka \u00e7al\u0131\u015f\u0131na \u015fahit olmu\u015ftum fakat Bay E i\u015finin ehli gibiydi. Notalar aras\u0131 ge\u00e7i\u015fini \u00f6ylesine g\u00fczel yap\u0131yordu ki izlerken mest olmamak elde de\u011fildi. K\u00fc\u00e7\u00fck esler e\u015fli\u011finde par\u00e7as\u0131n\u0131 \u00e7almay\u0131 bitirdi ve yerine oturdu. \u0130ki \u00fc\u00e7 alk\u0131\u015f hamlesinden sonra \u201cOlduk\u00e7a yetenekliymi\u015fsiniz Bay E. Tebrik ederim.<\/em>\u201d dedim.<\/p>\n\n\n\n

\u201cTe\u015fekk\u00fcr ederim Bay Gela. Gen\u00e7li\u011fimden beri tek yak\u0131n arkada\u015f\u0131m desem yalan say\u0131lmaz.\u201d <\/em>dedi.<\/p>\n\n\n\n

\u201cHarik\u00fclade.\u201d <\/em>dedim ve bo\u015falan bardaklar\u0131m\u0131za tekrardan viski doldurmak i\u00e7in yeltendim.<\/p>\n\n\n\n

-M\u00fcsaade ederseniz sizinle bir an\u0131m\u0131 payla\u015fmak istiyorum Bay Gela.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Tabii ki. M\u00fcsaade sizindir Bay E.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Ben \u00fc\u00e7 karde\u015fin en k\u00fc\u00e7\u00fc\u011f\u00fc olarak hayata geldim Bay Gela. Bir abim ve bir ablam vard\u0131. Abim otizm bozuklu\u011funa sahip oldu\u011fundan ev i\u00e7in pek yarar\u0131 dokunmuyordu. Bunun i\u00e7in bittabi kendisini su\u00e7layamam ancak evdeki \u00e7o\u011fu y\u00fck bu y\u00fczden ablam\u0131n \u00fcst\u00fcne biniyordu. Bu durumdan yak\u0131nmas\u0131 ve abimle pek alayl\u0131 bir ileti\u015fime sahip olmas\u0131 beni her zaman yaralam\u0131\u015ft\u0131r. Ama ne yapt\u0131ysam onu bu davran\u0131\u015flar\u0131ndan da al\u0131koyamad\u0131m. Evdeki anla\u015fmazl\u0131k ve kasvete dayanamad\u0131\u011f\u0131m i\u00e7in gen\u00e7lik \u00e7a\u011f\u0131ma geldi\u011fim gibi evden ilk ayr\u0131lan ben oldum. G\u00f6z\u00fcm her ne kadar arkada kal\u0131yor olsa da art\u0131k kendi yarar\u0131ma i\u015fler yapabiliyordum. K\u00fc\u00e7\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcmden beri bir \u00e7alg\u0131 \u00e7almak istiyordum. O zamanlar bir barda \u00e7al\u0131\u015f\u0131yordum. Kazand\u0131\u011f\u0131m ilk parayla kendime m\u0131z\u0131ka ald\u0131m ve yaln\u0131z kald\u0131\u011f\u0131m her an i\u00e7imdeki h\u00fczn\u00fc s\u00f6nd\u00fcrmek ad\u0131na elimde m\u0131z\u0131kam\u0131 buluyordum. Ailemi d\u00fc\u015f\u00fcnmek bile \u00e7o\u011fu zaman moralimi bozdu\u011fundan dolay\u0131 onlarla pek ileti\u015fime ge\u00e7mek istemiyordum. Fakat bir g\u00fcn annemden gelen \u00f6zlem ve yard\u0131m iste\u011fi i\u00e7erikli mektup onlar\u0131 ziyaret etmem gereklili\u011fini do\u011furdu. Babam keyfinin bozulmas\u0131ndan nefret eden ve t\u00fcm g\u00fcn boyunca oturdu\u011fu yerde alkol\u00fcn\u00fc i\u00e7ip yeme\u011fini aya\u011f\u0131na bekleyen biriydi. En sonunda da koltukta s\u0131zar, \u00e7o\u011fu zaman annemle ayn\u0131 yata\u011f\u0131 bile payla\u015fmazd\u0131. Annemde bunlardan m\u00fczdarip ve ablamla olan anla\u015fmazl\u0131\u011f\u0131n\u0131 dile getiren bir mektupla beni \u00e7a\u011f\u0131rm\u0131\u015ft\u0131. Kendimi bu bunal\u0131m\u0131n i\u00e7ine hi\u00e7 mi hi\u00e7 sokmak istemiyordum. Evdeyken asla rahat edemiyordum. Oysa bir ka\u00e7 senedir benim i\u00e7in her \u015fey yolundayd\u0131. Yine de bencilce davranmak istemeyerek patronumdan birka\u00e7 g\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcne izin alarak evin yolunu tuttum.<\/em><\/p>\n\n\n\n

Eve gitti\u011fimde annem, ablam hatta inan\u0131r m\u0131s\u0131n\u0131z babam bile beni sevin\u00e7le kar\u015f\u0131lad\u0131. G\u00f6r\u00fcn\u00fcrde hi\u00e7bir problem yok gibiydi. E\u015fyalar\u0131m\u0131 odaya b\u0131rak\u0131p du\u015f almak i\u00e7in izin istedim. Du\u015ftayken kafamda b\u00fcy\u00fctt\u00fc\u011f\u00fcm kadar fazla bir problem olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcm. Du\u015ftan \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131mda etrafta kimse g\u00f6z\u00fckm\u00fcyordu. Az \u00f6nce kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131m ne\u015feden zerre par\u00e7a kalmam\u0131\u015ft\u0131. Babam koltu\u011funa oturmu\u015f viskisini yudumluyor, ablam odas\u0131na ge\u00e7mi\u015f resim yap\u0131yor, annemde evin \u00f6n\u00fcndeki \u00e7ardakta \u00f6rg\u00fc \u00f6r\u00fcyordu. Abimse her zamanki halinde odas\u0131n\u0131n penceresinden usul usul d\u0131\u015far\u0131y\u0131 izliyordu. Yan\u0131na gidip yana\u011f\u0131ndan \u00f6pt\u00fcm ve sar\u0131ld\u0131m. Pek tepki vermesede az da olsa bu davran\u0131\u015f\u0131mla onu rahatlatt\u0131\u011f\u0131m\u0131 biliyordum. Daha sonra ablam\u0131n yan\u0131na gittim. Ona nas\u0131l oldu\u011funu sordum. Bana \u201cB\u0131kt\u0131m art\u0131k bu evden, \u015fu odam\u0131n haline bak. \u0130stedi\u011fim hi\u00e7bir \u015feyi yapam\u0131yorum. Annem olacak kad\u0131n s\u00fcrekli bana kar\u0131\u015f\u0131yor. Evde kald\u0131\u011f\u0131m\u0131, kimsenin beni almak istemeyece\u011fini s\u00f6yleyip duruyor. Sanki ben bunu istiyormu\u015fum gibi. Biliyor musun ge\u00e7en g\u00fcn bana sorma zahmetinde bile bulunmadan resimlerimi yakacak diye kullanm\u0131\u015f. D\u00fc\u015f\u00fcncesiz kad\u0131n! Ke\u015fke \u00f6lse de kurtulsam.\u201d dedi. G\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fcz \u00fczere ablam\u0131n \u00e7ekti\u011fi \u00e7ile de az\u0131msanacak \u015feyler de\u011fil. Onun suyuna gitmek istedi\u011fim i\u00e7in isterse daha g\u00fczel \u015feyler \u00e7izebilece\u011fini, hayalindeki gibi harika bir ressam olabilece\u011fini dillendirdim. Yat\u0131\u015ft\u0131rma sorumlulu\u011fumu yerine getirdikten sonra babama yerinde olacak \u015fekilde \u201cAfiyet olsun.\u201d dedim ve annemle konu\u015fmak i\u00e7in \u00e7arda\u011fa ge\u00e7tim. Kafas\u0131n\u0131 \u00f6n\u00fcne e\u011fmi\u015f \u00f6rg\u00fcs\u00fcn\u00fc \u00f6rerken beni bekledi\u011fi her halinden belliydi. Konu\u015fmaya ba\u015flamadan \u00f6nce g\u00f6zlerini ya\u015fla dolduraca\u011f\u0131n\u0131 daha yan\u0131na gitmeden anlam\u0131\u015ft\u0131m. Yan\u0131na yakla\u015f\u0131p yana\u011f\u0131n\u0131 \u00f6pmemle birlikte hemen g\u00f6zlerini parlatarak s\u00f6ze girdi. \u201cO\u011flum art\u0131k g\u00fcc\u00fcm kalmad\u0131. Her g\u00fcn\u00fcm ablanla kavga ederek ge\u00e7iyor. Sen de gittin yan\u0131mdan. Bu d\u00fcnyada bana huzur yok mu.\u201d dedi. Annemle konu\u015fmalar\u0131mda her soruma \u201cBilmiyorum o\u011flum. Evet hakl\u0131s\u0131n. Ben kendimi tan\u0131yam\u0131yorum.\u201d gibi cevaplar al\u0131rd\u0131m. S\u00fcrekli \u00e7alkant\u0131l\u0131 bir ruh hali olurdu. Ger\u00e7ekten de \u00e7o\u011fu zaman neyi neden yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 bilmezdi. Belki de bilir, s\u00f6ylese foyas\u0131n\u0131n meydana \u00e7\u0131kaca\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr bilmemezlikten gelirdi. Bunu biliyorum \u00e7\u00fcnk\u00fc anneme benzerli\u011fimden dolay\u0131 bunlar\u0131 bende ya\u015fard\u0131m. Ama bu sorunumu \u00fcst\u00fcne giderek yenmi\u015ftim. Bu y\u00fczden onu gayet iyi anlayabiliyordum. Ona bu sorunu yenmesi i\u00e7in ne kadar tavsiye verdiysem de bana hak verdikten sonra tekrarlamaya devam etti\u011fi i\u00e7in dediklerime uymay\u0131 i\u00e7ten i\u00e7e reddetti\u011fini anlad\u0131m.<\/em><\/p>\n\n\n\n

\u201cAblam\u0131n \u00fcst\u00fcne gitme bu kadar. Hem odas\u0131n\u0131n hali ne \u00f6yle. Neden halamlar\u0131nkiyle ayn\u0131 mobilyalar\u0131n aras\u0131na s\u0131k\u0131\u015ft\u0131rd\u0131n onu.\u201d diyerek bir nevi hesap sordum. \u0130lk ba\u015fta yine her zamanki gibi \u00e7ekimser cevaplarla kar\u015f\u0131l\u0131k versede sonunda evin kendisine ait oldu\u011funu ve kendi istedi\u011fi gibi \u015fekillendirmek istedi\u011fini s\u00f6yledi. Bu sayede evin patronunun kim oldu\u011funu ablama g\u00f6sterecekti. Ve her nedense annem halam\u0131 s\u00fcrekli k\u0131skan\u0131rd\u0131. Ancak unuttu\u011fu \u015fey ise ablam\u0131n karakteriydi. Ablam kendisini \u00f6zel hisseden ve di\u011fer insanlardan farkl\u0131 olmaya \u00e7al\u0131\u015fan biriydi. Ama annem yapt\u0131\u011f\u0131 davran\u0131\u015flarla onu bir kal\u0131ba sokmaya kararl\u0131yd\u0131. Anneme, ablam\u0131 tan\u0131mas\u0131 gerekti\u011fini ve hayat\u0131na kar\u0131\u015fmazsa daha huzurlu bir ev ortam\u0131na eri\u015febilece\u011fini s\u00f6yledim. S\u00f6ylediklerime hak verdi ve bundan sonra kendisini ve ablam\u0131 daha iyi anlamaya \u00e7al\u0131\u015faca\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yledi. \u0130ki g\u00fcnl\u00fck ziyaretimden sonra tekrar evden ayr\u0131ld\u0131m.<\/em><\/p>\n\n\n\n

Lakin annem her ne kadar s\u00f6ylediklerimi kale ald\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirttiyse de bir sene sonra bana gelen mektupla annemin inad\u0131n\u0131 ve ba\u015fka insanlar\u0131 k\u0131skanmay\u0131 s\u00fcrd\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc anlam\u0131\u015f oldum.<\/p>\n\n\n\n

Sonunda evdeki b\u00fct\u00fcn huzur ortadan kaybolup kasvete bulanm\u0131\u015ft\u0131. Ablam ge\u00e7irdi\u011fi sinir krizine yenik d\u00fc\u015fm\u00fc\u015f, babam\u0131n alt\u0131patlar tabancas\u0131yla \u00f6nce annemi sonra babam\u0131 ve abimi vurmu\u015f, bana yollanmas\u0131 \u00fczere yazd\u0131\u011f\u0131 mektubun m\u00fchr\u00fcn\u00fc bast\u0131ktan sonra teti\u011fi kendi kafas\u0131na \u00e7ekmi\u015fti. \u0130\u015fte g\u00f6r\u00fcyorsunuz Bay Gela. \u0130nsan\u0131m d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc k\u0131skan\u00e7l\u0131k, inat, \u00f6fke gibi duygular neler ya\u015fat\u0131yor. Bunlarla ba\u015fa \u00e7\u0131kamazsak ard\u0131nda kimsenin istemeyece\u011fi, d\u00fc\u015f\u00fcncesinin bile y\u00fcrek burktu\u011fu \u015feyler b\u0131rak\u0131yor. <\/p>\n\n\n\n

T\u00fcm bu olanlar\u0131 olanca ruhsuzlu\u011fuyla dile getirmesi beni etkilemi\u015fti. <\/p>\n\n\n\n

-Mektupta ne yaz\u0131yordu Bay E<\/em>.<\/p>\n\n\n\n

-Oras\u0131 benimle kals\u0131n l\u00fctfen. Zira tadaca\u011f\u0131m duygu karma\u015fas\u0131na inan\u0131n ki \u015fu anda haz\u0131r de\u011filim.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Peki. Siz nas\u0131l isterseniz \u00f6yle olsun Bay E.<\/em><\/p>\n\n\n\n

Ortam\u0131n sundu\u011fu sessizli\u011fi bozmak istedi\u011fim i\u00e7in pikaba tekrardan bir \u015fark\u0131 takmak i\u00e7in yerimden kalkt\u0131\u011f\u0131mda Bay E \u201cBu \u015fekilde kalsa olur mu Bay Gela. Sessizli\u011fin sesi i\u00e7imi rahatlatt\u0131.\u201d<\/em> dedi.<\/p>\n\n\n\n

\u201cPekala \u00f6yle olsun.<\/em>\u201d dedim ve tekrardan koltuktaki yerimi ald\u0131m. <\/p>\n\n\n\n

Ortam tekrardan topra\u011f\u0131n alt\u0131 kadar sessizle\u015fti. Hatta belki de daha fazla. \u00d6l\u00fclerin konu\u015famayaca\u011f\u0131n\u0131 kim \u00e7\u0131kard\u0131ki zaten. V\u00fccutlar\u0131 hareketsiz diye dile gelmez mi ac\u0131lar\u0131? Veya onlarda birbirlerine trajikomik hayatlar\u0131n\u0131 anlatarak kahkahalara bo\u011fulamaz m\u0131? Belki de biz sa\u011f\u0131r\u0131zd\u0131r. Ya\u015fam\u0131n bitebildi\u011fini kim dile getirdi. Ya\u015fayanlar m\u0131? Safsatadan ba\u015fka bir \u015fey de\u011fil. Ger\u00e7ektende a\u011fz\u0131 olan konu\u015fmaktan ba\u015fka \u00e7are bulamam\u0131\u015f.<\/p>\n\n\n\n

-Biliyor musunuz Bay E san\u0131r\u0131m s\u00f6ylediklerinize az da olsa kendimce manalar y\u00fckleyebiliyorum.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Nas\u0131l yani Bay Gela.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-\u015e\u00f6yleki yirmili ya\u015flar\u0131mda \u00fc\u00e7 ki\u015fiden olu\u015fan arkada\u015f grubumla ayn\u0131 evde ya\u015f\u0131yordum. \u00dc\u00e7\u00fcm\u00fczde erkektik. Bu eve bizim d\u0131\u015f\u0131m\u0131zda rahatl\u0131kla girip \u00e7\u0131kabilen yaln\u0131zca iki ki\u015fi vard\u0131. Bir erkek bir kad\u0131n. Kori ve Sara. Bir g\u00fcn Sara ile ben arkada\u015flar\u0131m\u0131zdan ayr\u0131 olarak evin yolunu tuttuk. Yan\u0131m\u0131zda yaln\u0131zca ikimize yetecek kadar uyu\u015fturucu madde vard\u0131. Evet, gen\u00e7li\u011fimizin ate\u015fiyle bizde kullan\u0131yorduk. Etraftan uzakla\u015f\u0131p kafam\u0131z\u0131 rahatlatman\u0131n tek yolu bu gibiydi. Evin yolunda elimizdekileri payla\u015ft\u0131k. Eve girdi\u011fimizde kafam\u0131z g\u00fczeldi. Lakin kimsenin farketmemesi i\u00e7in epey bir u\u011fra\u015ft\u0131k. Farketmediler de. Gecenin sonuna do\u011fru Kori\u2019yle d\u0131\u015far\u0131 \u00e7\u0131k\u0131p biraz dola\u015fma karar\u0131 ald\u0131k ve di\u011ferlerini de davet ettik. Sara d\u0131\u015f\u0131nda kabul eden olmad\u0131. \u00dc\u00e7\u00fcm\u00fcz d\u0131\u015far\u0131 \u00e7\u0131kt\u0131k. \u0130lgimizi \u00e7eken her yerde durup birka\u00e7 dakika ortam\u0131 i\u00e7selle\u015ftiriyorduk. Eve d\u00f6n\u00fc\u015f yolunda Kori ve Sara bir yere bakakald\u0131lar. O s\u0131rada anlatt\u0131\u011f\u0131m \u015feyi asla dinlemediler. Bilmelisiniz ki Bay E, anlatt\u0131\u011f\u0131m \u015feyin kale al\u0131nmamas\u0131 kadar pek az sinirimi bozan unsur vard\u0131r.  Sesimi biraz y\u00fckseltmek zorunda kald\u0131m. Bu da ister istemez ortam\u0131n gerilmesine sebebiyet verdi. Fakat yeti\u015fkinmi\u015f gibi onlara kendimi a\u00e7\u0131klamay\u0131 ba\u015fard\u0131m. Birka\u00e7 dakikal\u0131k ele\u015ftirel sohbetimizden sonra durumu tatl\u0131ya ba\u011flad\u0131k. Yani o s\u0131rada ben \u00f6yle sanm\u0131\u015f\u0131m. Ertesi g\u00fcn halletmem gereken bir i\u015f oldu\u011fu i\u00e7in il d\u0131\u015f\u0131na gittim. \u0130ki g\u00fcn sonra geri d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcmde ev arkada\u015flar\u0131mdan Tihi arkamdan konu\u015fuldu\u011funu s\u00f6yledi. Konuyu merak edip sordu\u011fumda ge\u00e7en g\u00fcn farkl\u0131 davrand\u0131\u011f\u0131m\u0131, acaba Sara\u2019dan ho\u015flan\u0131yorda g\u00f6\u011f\u00fcs m\u00fc g\u00f6steriyor imas\u0131yla konu\u015ftu\u011funu \u00f6\u011frendim. Sara\u2019y\u0131 severdim ve gayet iyi anla\u015f\u0131rd\u0131k. Bu y\u00fczden ona kar\u015f\u0131 samimiyet g\u00f6stergesi olarak fiziksel temasta da bulunurdum. Ancak biz sadece arkada\u015ft\u0131k. E\u011fer bu durumu \u00f6\u011frendikten sonra Kori\u2019yle bir daha konu\u015fup a\u011fz\u0131n\u0131n pay\u0131n\u0131 vermeseydim ekibin d\u0131\u015flanan ki\u015fisi ben olacakt\u0131m. \u00c7\u00fcnk\u00fc herkes s\u00f6ylenene inan\u0131r Bay E. Arkada\u015flar\u0131n\u0131 kaybetmekte \u00e7o\u011fu zaman fazla y\u0131k\u0131c\u0131 olur. <\/p>\n\n\n\n

-Hakl\u0131s\u0131n\u0131z Bay Gela. Size bir soru sormak istiyorum. <\/em><\/p>\n\n\n\n

-Tabii ki Bay E.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Sizce insan\u0131 bu d\u00fcnyada var eden unsur nedir?<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Kal\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 ke\u015ffetmesidir Bay E.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Bunu nas\u0131l ke\u015ffedebilir?<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Kendisini tan\u0131yarak. Psikolojisinin neleri do\u011furdu\u011fu, neyi neden ve nas\u0131l yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 bilerek. O zaman her hal\u00fckarda kal\u0131c\u0131 olacakt\u0131r. <\/em><\/p>\n\n\n\n

-Siz kal\u0131c\u0131 insanlardan m\u0131s\u0131n\u0131z Bay Gela?<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Ben de mu\u011flak bir halde bunu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyordum Bay E.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Yoksa d\u00fcn bahsetti\u011finiz \u015fey bununla m\u0131 ilgiliydi?<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Evet Bay E.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Anlatmak isterseniz durmay\u0131n l\u00fctfen.<\/em><\/p>\n\n\n\n

-Unutmay\u0131n ki Bay E ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z her \u015feyi biz meydana getiririz. Bunu etkileyen d\u0131\u015f unsurlar bittabi vard\u0131r fakat kontrol her zaman bizdedir.<\/em><\/p>\n\n\n\n

Beni etkileyen unsur ise ben daha \u00e7ocukken anne ile babam\u0131n vefat etmesiydi. Vefatlar\u0131ndan sonra kimsesiz \u00e7ocuklar\u0131n yeti\u015ftirildi\u011fi bir yurda yerle\u015ftirildim. Pek ses \u00e7\u0131karan bir \u00e7ocuk de\u011fildim. \u0130\u00e7imde kendi sohbetimi yaratmak bana daha samimi ve korunakl\u0131 gelirdi. Fakat bir g\u00fcn yurda yeni bir \u00e7ocuk kat\u0131ld\u0131. Onu ilk g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm anda i\u00e7imde daha \u00f6nce tan\u0131\u015fm\u0131\u015f oldu\u011fumuza dair bir his uyand\u0131. \u00d6nce bunun hayal g\u00fcc\u00fcm\u00fcn yan\u0131lt\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnsemde bir d\u00fcrt\u00fc beni ona \u00e7ekiyordu. Bizi ayn\u0131 s\u0131n\u0131fa yerle\u015ftirmi\u015flerdi. Bende s\u0131n\u0131f listesinden ad\u0131n\u0131 \u00f6\u011frendim ve birka\u00e7 hafta boyunca nereden tan\u0131\u015f\u0131yor oldu\u011fumuzu d\u00fc\u015fleyip durdum. Bir zaman sonra dayanamay\u0131p yan\u0131na gittim. \u0130smini s\u00f6yleyip o olup olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 sordum. Onaylad\u0131ktan sonra yaln\u0131zca buna ihtiyac\u0131m varm\u0131\u015f ve ihtiyac\u0131m\u0131 kar\u015f\u0131lam\u0131\u015f gibi yerime ge\u00e7tim. Bu anormal tan\u0131\u015fman\u0131n \u00fcst\u00fcne ilerleyen zamanlarda arkada\u015fl\u0131\u011f\u0131m\u0131z iyiden iyiye peki\u015fti. Art\u0131k oynad\u0131\u011f\u0131m\u0131z oyunlar\u0131 birlikte oynuyor, akl\u0131m\u0131za gelen h\u0131nz\u0131rca planlar\u0131 hep birlikte ger\u00e7ekle\u015ftiriyorduk. Onu o kadar benimsemi\u015ftim ki \u00f6\u011frendi\u011fim her \u015feyi ona anlatmak i\u00e7in can at\u0131yordum. Yapt\u0131\u011f\u0131m her resmi ko\u015fa ko\u015fa yan\u0131na gidip ona g\u00f6steriyordum. \u00dczg\u00fcn oldu\u011fumda, mutluluktan havalara u\u00e7tu\u011fumda hep yan\u0131mda oluyordu. Fakat sonra durum benim i\u00e7in karma\u015f\u0131k bir hale almaya ba\u015flad\u0131. Ona kar\u015f\u0131 gere\u011finden fazla sayg\u0131 besliyordum. Ba\u015fka arkada\u015flar\u0131m\u0131zla bir araya geldi\u011fimizde konu\u015fmay\u0131p onun konu\u015fmas\u0131na m\u00fcsaade ediyordum. S\u00f6yledi\u011fi her \u015fey benim i\u00e7in do\u011fru niteli\u011fi ta\u015f\u0131yordu. Pekala b\u00f6yle bir durumla insan hayat\u0131na devam edebilir ancak benim sorunum onu bir nevi baba fig\u00fcr\u00fc olarak g\u00f6rmemdi. Yalanc\u0131 Baba Sendromu. Lise \u00e7a\u011f\u0131m\u0131z\u0131n sonuna kadar arkada\u015fl\u0131\u011f\u0131m\u0131z devam etti ve belki de sonsuza kadar s\u00fcrebilirdi. Ancak bilin\u00e7alt\u0131m her \u015feyi berbat etti. Onu herkesten k\u0131skanmaya ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131m. \u00d6zellikle kar\u015f\u0131 cinslerimizden. Bir g\u00fcn yurdun bah\u00e7esinde bana k\u0131z\u0131n birini g\u00f6sterdi ve ondan \u00e7ok ho\u015fland\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirtti. Buna katlanabilirdim belki ama onu \u00f6ylesine d\u00fc\u015fl\u00fcyordu ki bilin\u00e7alt\u0131m\u0131 tetikleyen bu oldu. Oedipus\u2019a yakalanm\u0131\u015ft\u0131m. E\u011fer o k\u0131zla birlikte olsayd\u0131 k\u0131za kar\u015f\u0131 nefretim b\u00fcy\u00fcyecek ve k\u00f6t\u00fc \u015feyler yapacakt\u0131m. <\/p>\n\n\n\n

Bir g\u00fcn yaln\u0131z ba\u015f\u0131ma bah\u00e7eye indim. O k\u0131zda oradayd\u0131. G\u00f6z temas\u0131ndan ne kadar ka\u00e7\u0131nmaya \u00e7al\u0131\u015fsamda bana bak\u0131yordu. Bir s\u00fcre sonra yan\u0131ma geldi ve tan\u0131\u015ft\u0131k. Tan\u0131\u015fmakla kalmay\u0131p sohbete tutulduk. K\u0131z benimde ho\u015fuma gitmi\u015fti ve yalanc\u0131 babam\u0131 ondan koruman\u0131n bir yolunu bulmu\u015ftum. K\u0131zla sevgili oldum. Fakat i\u015fler sand\u0131\u011f\u0131m gibi gitmedi. K\u0131zla birlikte oldu\u011fumuzu \u00f6\u011frendikten sonra arkada\u015fl\u0131\u011f\u0131m\u0131z\u0131 sona erdirdi. \u0130\u015fte Bay E. Ben buyum. Hayat\u0131m boyunca da o zaman hissetti\u011fim t\u00fcm duygular\u0131 ya\u015famaya devam edece\u011fim. Bozuk bir beyin.<\/p>\n\n\n\n

Bunlar\u0131 dedikten sonra Bay E yerinden kalkt\u0131 ve yan\u0131ma yakla\u015farak elimi tuttu. Ne oldu\u011funa anlam veremiyordum. Birka\u00e7 saniye g\u00f6zlerime bakt\u0131ktan sonra teselli mahiyetinde bir \u015feyler s\u00f6yleyece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcm fakat bir anda beni duda\u011f\u0131mdan \u00f6pt\u00fc. Onu ileri ittim ve sesim oday\u0131 yank\u0131latacak \u015fekilde \u201cHay\u0131r, bunu yapamazs\u0131n\u0131z. Size b\u00f6yle bir \u015fey ima etmedim. Hay\u0131r!\u201d diye ba\u011f\u0131rd\u0131m.<\/p>\n\n\n\n

G\u00f6zlerimi a\u00e7t\u0131\u011f\u0131mda tavandaki lamba kendi evimde olmad\u0131\u011f\u0131m\u0131 fark etmemi sa\u011flad\u0131. Sa\u011f taraf\u0131mda elinde deri kaplo dosyas\u0131yla ve ye\u015fil \u00f6nl\u00fc\u011f\u00fcyle birlikte doktor oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm bir kad\u0131n vard\u0131. G\u00f6z\u00fcndeki g\u00f6zl\u00fc\u011f\u00fc burnunun ucuna getirip kafas\u0131n\u0131 e\u011ferek bana bakt\u0131. \u201cDemek uyand\u0131n\u0131z Bay Gela.\u201d dedi. \u201cBuras\u0131 da neresi, ne i\u015fim var burada?\u201d dedim. Koluma tak\u0131l\u0131 bir serum olmas\u0131 beni geriyordu. \u201cBug\u00fcn sabaha kar\u015f\u0131 bizi arad\u0131n\u0131z. Evinizde olmayan birini g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fcz\u00fc e\u011fer inkar ederseniz size inanmam\u0131z gerekti\u011fini s\u00f6ylediniz. Yetkili arkada\u015flar\u0131m\u0131z\u0131 kontrol ama\u00e7l\u0131 sizin eve y\u00f6nlendirdik. Evinize vard\u0131klar\u0131nda kap\u0131n\u0131z a\u00e7\u0131k ve odan\u0131z darmada\u011f\u0131n bir \u015fekilde yerde yat\u0131yormu\u015fsunuz.\u201d dedi.<\/p>\n\n\n\n

S\u00f6yledikleri kulaklar\u0131mda yank\u0131land\u0131ktan sonra bana verdikleri ila\u00e7 sayesinde tekrar g\u00f6zlerim kapand\u0131. R\u00fcyamda g\u00f6z\u00fcn alabilece\u011fi kadar uzanan yemye\u015fil bir arazi uzan\u0131yordu. Birka\u00e7 metre kadar \u00f6n\u00fcmde suyunun yans\u0131mas\u0131ndan g\u00f6z\u00fcm\u00fc alan f\u0131skiye vard\u0131. Etraf\u0131nda atlar huzur i\u00e7inde birbirlerine kur yap\u0131yordu. \u00d6nceki r\u00fcyamda \u00fczerime korkak g\u00f6zlerle bakan at bu sefer daha uysald\u0131. Yava\u015f ad\u0131mlarla yan\u0131ma yakla\u015ft\u0131 ve kafas\u0131n\u0131 \u00f6n\u00fcne e\u011fdi. Kafas\u0131n\u0131 ok\u015famamla birlikte uyand\u0131m. \u0130\u00e7im anlam veremedi\u011fim bir huzurla kapl\u0131yd\u0131. Yata\u011f\u0131mdan do\u011frulup aya\u011fa kalkt\u0131m. Y\u00fcr\u00fcrken belime saplanan ac\u0131 bir s\u00fcre beni rahats\u0131z etti. Odadan \u00e7\u0131kt\u0131m. Sa\u011f taraf\u0131ma do\u011fru bir koridor uzan\u0131yordu. Koridorun sonuna geldi\u011fimde kar\u015f\u0131mda \u00fcst k\u0131sm\u0131 caml\u0131 \u00e7ift tarafl\u0131 kap\u0131 vard\u0131. \u0130\u00e7eride ba\u015ftan a\u015fa\u011f\u0131ya beyaz giyinmi\u015f yirmiyi a\u015fk\u0131n insan kalabal\u0131\u011f\u0131 vard\u0131. Kimisi elini havaya kald\u0131rm\u0131\u015f bir \u015fey yakalamaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yormu\u015f gibi z\u0131pl\u0131yor, kimisi durmadan kafas\u0131na vuruyor ve buna benzer abs\u00fcrtl\u00fckte harekeler sergiliyorlard\u0131. Kap\u0131dan i\u00e7eri ad\u0131m att\u0131m. \u00d6nceden g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm doktor kad\u0131n kollar\u0131n\u0131 birbirine ba\u011flam\u0131\u015f i\u00e7erisini kontrol ediyordu. Etraftaki t\u00fcm insanlardan ayr\u0131 olarak yaln\u0131zca biri dikkatimi \u00e7ekti. Toplanma alan\u0131n\u0131n k\u00f6\u015fesinde pencereden d\u0131\u015far\u0131 do\u011fru bakakalm\u0131\u015f ve sa\u011f elinde tuttu\u011fu g\u00fcm\u00fc\u015f kolyeyi sol eliyle ok\u015fuyordu. Doktor beni farketti ve \u201cDemek uyand\u0131n\u0131z Bay Gela.\u201d dedi. Pencere kenar\u0131ndaki adam\u0131 izledi\u011fimi fark ederek laf\u0131na devam etti. \u201cBuran\u0131n en eski hastalar\u0131ndan biridir kendisi. Ba\u015f\u0131na \u00e7ok k\u00f6t\u00fc \u015feyler gelmi\u015f.\u201d dedi. Laf\u0131na devam etmesi i\u00e7in sessizli\u011fimi korudum. \u201cEskiden gemide \u00e7al\u0131\u015f\u0131rm\u0131\u015f. Bir e\u015f ve bir \u00e7ocu\u011fa sahipmi\u015f. Emekliye ayr\u0131lmas\u0131na 1 g\u00fcn kala e\u015finin evine biri dadanm\u0131\u015f. E\u015fine taciz edip onu orac\u0131kta \u00f6ld\u00fcrm\u00fc\u015fler. \u00c7ocu\u011fu her \u015feye \u015fahit olmu\u015f ancak dolaba sakland\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in ona bir \u015fey yapamam\u0131\u015f. Adamca\u011f\u0131z eve d\u00f6nd\u00fckten sonra b\u00fct\u00fcn su\u00e7u kendi \u00fcst\u00fcne y\u00fcklenmi\u015f. Bir sene kadar bu \u00fcz\u00fcnt\u00fcye dayanmaya \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015f ama nafile. Her g\u00fcn pencereden d\u0131\u015far\u0131 bakarak kar\u0131s\u0131n\u0131n kolyesini sevmeye ba\u015flam\u0131\u015f. \u00c7ocu\u011fuyla ilgilenmez olmu\u015f. Hatta bir s\u00fcre sonras\u0131nda \u00e7ocu\u011fu oldu\u011funu dahi unutmu\u015f. Yaln\u0131zca kar\u0131s\u0131n\u0131n ismini say\u0131klamaya ba\u015flam\u0131\u015f. Kom\u015fular\u0131 \u00e7ocu\u011fuyla konu\u015ftuktan sonra ak\u0131l hastanesini aram\u0131\u015flar ve onu buraya kapatm\u0131\u015flar. Ne ac\u0131..\u201d dedi ve benimle birlikte adama bakmaya ba\u015flad\u0131. S\u00f6ylediklerini dinledikten sonra adam\u0131n yan\u0131na do\u011fru gittim. Beni dinlemeyece\u011finin, dinlese bile anlam vermeyece\u011finin fark\u0131ndayd\u0131m. Yine de konu\u015fmaya ba\u015flad\u0131m. \u201cDertlerin en b\u00fcy\u00fc\u011f\u00fc her zaman i\u00e7e konu\u015fanlard\u0131r. Asla ama asla kimse fark edemez onlar\u0131. \u00d6zel olmalar\u0131 da bundand\u0131r. Biriyle payla\u015f\u0131lamaz. Payla\u015f\u0131rsan sana ah eder her seferinde. Neden beni k\u00fc\u00e7\u00fcmsedin diye. Ba\u015f ederiz ama bir \u015fekilde bunlarla. \u00d6ld\u00fcrmez. Zaten \u00f6l\u00fcm kadar da basit bir \u015fey yok asl\u0131nda. G\u00fcld\u00fcrmez. G\u00fclmek kadar samimiyeti eksik bir \u015feyi inanki bilmem. Ama olsun. Fark\u0131nda olmak bile g\u00fczel. Ve merak etme, \u00e7ok de\u011fil bir iki ay sonra \u00e7\u0131kaca\u011f\u0131m buradan. Bay E\u2019nin mezar\u0131n\u0131n sulanmas\u0131 gerekir. Ne de olsa o da ya\u015fad\u0131 bu evrende. G\u00f6nl\u00fcn rahat olsun bundan sonra \u00f6c\u00fcn\u00fc alm\u0131\u015f bulundum. Seni seviyorum sevgili babam...\u201d<\/p>\n","post_title":"Kurnaz kuruntu | \u00d6yk\u00fc","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"kurnaz-kuruntu-oyku","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2021-04-04 15:38:43","post_modified_gmt":"2021-04-04 12:38:43","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=115939","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":115939}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "46"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "12"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Rüzgargülleri ve Duvarlar | Öykü

Artık cenaze törenlerine gitmiyorum. En son bizim güvenlik görevlisinin annesininkine gittim. Her zamanki gibi avlunun en ücra yerine gidip geleni gideni izlemeye başladım. Bir kadın,...

Çiy damlası | Öykü

Güneş Hoca yine saçma sapan atıp tutmaya başlıyor. Dayanamayıp söz alıyorum. Bu sefer Zeus gibi şimşeklerini bana çeviriyor. Tam yerimden fırlayıp sınıftan çıkacağım. "Çiy damlası...

Ölenle Ölünmüyor | Öykü

Vallahi günler nasıl geçiyor hiç anlamıyorum Semra ablacığım. Düşündüm de ne kadar oldu rahmetliler gideli? Yedi bilemedin sekiz ay olmuştur. Senin torun bile yürüyecek neredeyse....

ÇOK RİCA EDİYORUM

  Bakın, ben dramaların hatta romantik komedilerin ayrılık, kavga, küslük sahnelerine dayanamam. İleriye sararım o sahneler bitsin diye.  Kavuşma, barışma sahnelerini ise defalarca izlerim. Hepsini değil...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol