Ana SayfaKültür & SanatÖyküMakyaj, balyaj ve bilumum diğer işler | Öykü

Makyaj, balyaj ve bilumum diğer işler | Öykü

-

Çantasından kara gözlüklerini çıkarıp taktı. Önce “İyi ki yanıma almışım!” diye şükretti. Sonra da kendini Teşvikiye cami bahçesinde ünlü cenazesindeymiş gibi hissetti. Sağdan soldan gözlerini devirerek bakanlara gözlüklerinin arkasından o da gözlerini devirdi. Neyse ki görmediler. Hava güneşli olsaydı gözlükler göze batmazdı belki ama inadına nasıl kapalı, nasıl soğuk. Kar kalkalı birkaç gün olmuş. Toprak hâlâ sert. Gerçi karlı olsaydı her şey daha da zor olurdu. Bu da canım Safinaz teyzenin şansı işte. Gitmek için karların erimesini beklemiş. 

Gitmeseydi o da beğenirdi. “Vallahi çok yakışmış.” derdi. “Gençsiniz siz, sürün sürüştürün, takın takıştırın.” Çok isterdi Safinaz teyzenin de görmesini. Annesi demişti ama. “İyi güzel, tamam da…” demişti. “Cenaze filan olursa bu halde nasıl geleceksin?” “O zaman bu aralar kimse ölmesin.” demişti o da. Gülüşmüşlerdi. Ölümlü olduğu gerçeğine insan başka nasıl dayanır ki? Safinaz teyze zaten turp gibi. Her ölüm erken ölümdür, demiş şair. Ama canım Safinaz teyzeninki hepten erken oldu. 

Bir arkadaşında görmeseydi şimdi bu kara gözlükleri takmak zorunda kalmayacaktı. Kendini bildi bileli makyaj yapmayı beceremiyor. Çok meraklı olmadığından olsa gerek. Arada yapmak zorunda kaldığında eline yüzüne gözüne bulaştırır hep. Yok, gerçekten bulaştırır. Ruju taşar, allıkta iki yanak arasında senkron tutturamaz. Göz makyajı desen hepten fena. Kalem çeker, bir göze kalın, diğerine ince. Rimel sürdüğünü unutup ağlayacak bir şeyler bulur. Suya dayanaklı olduğu iddiasındaki bütün rimeller göz altlarından yanaklarına süzülür. Eliyle silmeye kalkar, parmak kenarları kapkara olur. Mum gibi makyaj yapıp zarafetle taşıyan hemcinslerine hep hayranlık duymuştur.

Arkadaşının gözlerindeki kalemle çizilmiş gibi düzgün siyah çizgileri de görünce çok beğendi. Meğer zaten kalemle çizilmiş. Kalıcı aylaynırmış. Yedi yıl dayanıyormuş. Yedi yıl mı? Nasıl yani yedi yıl? Bir nevi dövme gibi olduğundan öyleymiş, falanmış filanmış. Bu kısımları çok dinlemedi. Yedi yıl göz makyajı yapmak zorunda kalmayacak olmasında o. Çok da fazla düşünmedi. Keşke biraz düşünseydi ama düşünmedi. Ertesi gün randevu alıp gidiverdi tavsiye edilen güzellik salonuna. 

Sordu, yok hayır, yapılırken can yanmıyormuş. Oh iyi, yatıverdi sedyeye. Güzellik uzmanı hanımefendi gözlerini gerdire gerdire bir güzel çekti aylaynırı. Üst göz kapağına kalın, alta daha ince. Vallahi güzel de oldu. Ohoo, şimdi yedi yıl rahat. Neyse ki bir de saçlarına balyaj atılması önerisinin üzerine hemen atlamadı. Bunca yıldır iyi kötü kuaföre gidiyor, şu balyajı bir türlü öğrenemedi. Atılan tutulan bir şeydi herhalde. Şimdilik bir kenarda bekleyebilirdi. 

Annesinin yedi yılı duyunca yaptığı yorumla kendine gelir gibi oldu ama artık çok geçti. Düğün tamam da cenaze insanın aklına pek gelmiyor. Olmadı gözlük takarsın, diyerek çözümü yine annesi buldu.

Çok sevdiği Safinaz teyzesi aniden gidiverince canı yana yana koştu mezarlığa. Aylaynırı filan tamamen unutmuş. Sağda solda kendisine baka baka fısıldaşanları görünce de hemen hatırlayamadı. Koca koca kadınlar örtülerinin ucuyla ağızlarını kapatır gibi yapıyorlar ama çok da kapatmıyorlar. Dillerini damaklarına vurunca çıkan o ıslak sesin duyulmasını istiyor gibiler. Gözlerini da kocaman açıp sağa sola, yukarıya aşağıya deviriyorlar. Ne ayıp, çok ayıp, makyaja bak’ları duyunca duruma ayıldı. Hemen kara gözlüklerine sarıldı.

Hava nasıl soğuk. Koyu yeşil serviler kara gökyüzüne uzanıyorlar. Bazı bakımlı mezarların üzerinde mevsime rağmen rengarenk çiçekler açmış. Bazılarınınsa taşları kırık, üzerlerini hüzünlü otlar bürümüş. Safinaz teyze toprağa gireli birkaç dakika olmuş. Kara kuru bir çocuk plastik bir maşrapayla üzerine su döküyor. O acılı yalnızlıkta gözlerindeki kara çizgilere nasıl olup da dikkat edildiğini merak etti. 

Sonra nereden çıkıverdiğini anlayamadığı kıymalı pideler dolaşmaya başladı ortalıkta. Kim ısmarlamıştı, ne ara gelmişti de dağıtılmıştı, yakalayamadı. Az ilerideki taze toprak, soğuk hava, gözlerindeki kara çizgiler bir anda unutuldu. Çiçekli çiçeksiz olmasına bakmaksızın mezarların mermerlerine oturdular. Onca ölünün arasında yanaklarını şişire şişire bir güzel yediler. Birileri peynirli de olup olmadığını sordu. Yoktu. Peki ayran var mıydı? Vardı. Gerçi bu soğukta çay olsaydı daha iyiydi ya!

Birinin eline tutuşturduğu pide poşetini mezarları sulayan sıska çocuğa verdi. “Yedim ben abla” dedi çocuk. “Olsun” dedi o da. “Bunu da ye ya da evine götür. Hatta dur bir tane daha bulayım sana.”

Evde dua okunurken gözlüklerini takmadı. Kadınlar Safinaz teyzenin evine doluşmuşlar. Erkekler niyeyse aşağıda kapı önünde bekleşiyorlar. Safinaz teyze olsaydı “Ya olur mu öyle şey, bu soğukta üşüyeceksiniz, çıkın bakayım hepiniz yukarıya” derdi ama yoktu işte, gitmişti. Gitti diye de çoğunluğun anlamadığı bir dilde dualar okunuyor. Kafalarda hep kara örtüler. O da çıkardı pembe güllü örtüsünü mecbur. Saçlarının üzerine atıverdi. Az birazını aylaynırlı gözlerinin üzerine düşürdü. 

Salonda baş köşeye yüksek sesle dua okuyan kadın kurulmuş. Üç kişilik koltukta yayıla yayıla tek başına oturuyor. Dinleyenler diğer koltuklara, komşulardan toplanan ve boşluklara sıkıştırılan sandalyelere sıralanmışlar. Duacı kadın gözlerini kapamış, iki yanına sallana sallana bazı sesleri uzatıyor, bir alçaltıyor, bir yükseltiyor. Arada bir susuyor. O sustuğunda herkes yüksek sesle iç geçiriyor. Sonra dualar yeniden başlıyor, sesler bir yükseliyor bir alçalıyor. 

Ortalıkta anlamı bilinmez sözcüklerin dolaştığı bu gürültüde dil şaklatmalarını duyamıyor ama dinleyicilerin kafaları kalktığında gözler ona kilitleniyor, yine sağa sola, aşağı yukarı devriliyor. Artık sadece gözlerine değil, örtüsündeki pembe güllere de göz deviriyorlar. Okudukları dualara ara verip dudaklarını büzüyorlar. Arada bir burunlarını odaları doldurmaya başlayan kavrulmuş helva kokusuna veriyorlar. Yutkunuyorlar. Sonra hatırlayıp ayıplamaya kaldıkları yerden devam ediyorlar.

Dualar, duacı kadının bir kreşendosuyla nihayet sona erdi. Eller anlamı bilinmeyen ezberden gökyüzüne açıldı, yüzler avuçlandı. Kıpırdanmaya başladılar. Bazıları örtülerini yavaşça omuzlarına indiriverdi. Göbeklerin üzerine özenle yerleştirilmiş memeler gevşedi.

Bu sefer tavuklu pilav ikramı başladı. En önce duacı kadına servis edildi. Kadın parasıyla da olsa hayırlı bir iş yapmanın haklı gururuyla, yüzünde mağrur bir ifadeyle ağır ağır pilavını yemeye başladı. Örtülerini, memelerini ve göbeklerini gevşeten diğerleri de birer plastik tabak kapıp üzerine didiklenmiş tavuk eti serpiştirilmiş pilavlarına kaşıklarını daldırdılar.

Duaların yerini ağız şapırtıları aldı. Aylaynırlı kara gözler ve pembe güller bir süreliğine unutuldu. Biri eline bir tabak tutuşturmaya kalktı, almadı. Midesi bulanıyordu. Birileri yine ayran sordu. Neyse ki bu sefer çay istenmedi. Başka birisi karabiber istedi. Karabiberlik elden ele dolaştı, pilavların üzerine bolca serpiştirildi. Pilav tanelerini etrafa saça saça hapşıranlar oldu. Ağızlarını kapatmak sonradan akıllarına geldi. Ölü evinde birbirlerine çok yaşamayı dilediler.

Boş plastik tabaklar toplandı. Yeni plastik tabaklarda irmik helvası ikramı başladı. Yine en önce duacı kadına. Kadın ciddi bir görev bilinci ve aynı iştahla helvasına çatalını salladı. Sonra herkes aynısını yaptı.  Aylaynırlı gözler bir süre daha rahat bırakıldı. Helvanın yanında plastik bardaklarda gül kokulu şerbet ikram edildi. Aşırı şekerden kafalar biraz bulandı. Çoğuna bir yorgunluk bastırdı. Çay soranlar oldu. 

Neyse ki ona helva ikram edilmedi. Pilavını yemeyenlere herhalde tatlı da yoktu. Pembe güllü örtüsünü çantasına koydu. İçinden yükselen “Çayınızı da gidip evinizde için!” çığlığını bastırdı. Midesi hâlâ bulanıyordu.

Usulca evden çıkarken mutfaktaki kuyruğu görünce şaşırdı. Kalan pilav ve helvalardan paket yapıp evlerine götürme kuyruğuydu bu. Şaşırdığına şaşırdı.

Keşke Safinaz teyze makyajlı gözlerini görebilseydi. “Ne güzel olmuşsun kuzuuum!” dediğini duyuverdi. O anda balyaj yaptırmaya karar verdi. Tabii ya! Artık atacaklar mıydı tutacaklar mıydı, neyse neydi. Önündeki yedi yıla balyajlı saç yakışırdı.

\n

\u00c7antas\u0131ndan kara g\u00f6zl\u00fcklerini \u00e7\u0131kar\u0131p takt\u0131. \u00d6nce \u201c\u0130yi ki yan\u0131ma alm\u0131\u015f\u0131m!\u201d diye \u015f\u00fckretti. Sonra da kendini Te\u015fvikiye cami bah\u00e7esinde \u00fcnl\u00fc cenazesindeymi\u015f gibi hissetti. Sa\u011fdan soldan g\u00f6zlerini devirerek bakanlara g\u00f6zl\u00fcklerinin arkas\u0131ndan o da g\u00f6zlerini devirdi. Neyse ki g\u00f6rmediler. Hava g\u00fcne\u015fli olsayd\u0131 g\u00f6zl\u00fckler g\u00f6ze batmazd\u0131 belki ama inad\u0131na nas\u0131l kapal\u0131, nas\u0131l so\u011fuk. Kar kalkal\u0131 birka\u00e7 g\u00fcn olmu\u015f. Toprak h\u00e2l\u00e2 sert. Ger\u00e7i karl\u0131 olsayd\u0131 her \u015fey daha da zor olurdu. Bu da can\u0131m Safinaz teyzenin \u015fans\u0131 i\u015fte. Gitmek i\u00e7in karlar\u0131n erimesini beklemi\u015f. <\/p>\n\n\n\n

Gitmeseydi o da be\u011fenirdi. \u201cVallahi \u00e7ok yak\u0131\u015fm\u0131\u015f.\u201d derdi. \u201cGen\u00e7siniz siz, s\u00fcr\u00fcn s\u00fcr\u00fc\u015ft\u00fcr\u00fcn, tak\u0131n tak\u0131\u015ft\u0131r\u0131n.\u201d \u00c7ok isterdi Safinaz teyzenin de g\u00f6rmesini. Annesi demi\u015fti ama. \u201c\u0130yi g\u00fczel, tamam da\u2026\u201d demi\u015fti. \u201cCenaze filan olursa bu halde nas\u0131l geleceksin?\u201d \u201cO zaman bu aralar kimse \u00f6lmesin.\u201d demi\u015fti o da. G\u00fcl\u00fc\u015fm\u00fc\u015flerdi. \u00d6l\u00fcml\u00fc oldu\u011fu ger\u00e7e\u011fine insan ba\u015fka nas\u0131l dayan\u0131r ki? Safinaz teyze zaten turp gibi. Her \u00f6l\u00fcm erken \u00f6l\u00fcmd\u00fcr, demi\u015f \u015fair. Ama can\u0131m Safinaz teyzeninki hepten erken oldu. <\/p>\n\n\n\n

Bir arkada\u015f\u0131nda g\u00f6rmeseydi \u015fimdi bu kara g\u00f6zl\u00fckleri takmak zorunda kalmayacakt\u0131. Kendini bildi bileli makyaj yapmay\u0131 beceremiyor. \u00c7ok merakl\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131ndan olsa gerek. Arada yapmak zorunda kald\u0131\u011f\u0131nda eline y\u00fcz\u00fcne g\u00f6z\u00fcne bula\u015ft\u0131r\u0131r hep. Yok, ger\u00e7ekten bula\u015ft\u0131r\u0131r. Ruju ta\u015far, all\u0131kta iki yanak aras\u0131nda senkron tutturamaz. G\u00f6z makyaj\u0131 desen hepten fena. Kalem \u00e7eker, bir g\u00f6ze kal\u0131n, di\u011ferine ince. Rimel s\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc unutup a\u011flayacak bir \u015feyler bulur. Suya dayanakl\u0131 oldu\u011fu iddias\u0131ndaki b\u00fct\u00fcn rimeller g\u00f6z altlar\u0131ndan yanaklar\u0131na s\u00fcz\u00fcl\u00fcr. Eliyle silmeye kalkar, parmak kenarlar\u0131 kapkara olur. Mum gibi makyaj yap\u0131p zarafetle ta\u015f\u0131yan hemcinslerine hep hayranl\u0131k duymu\u015ftur.<\/p>\n\n\n\n

Arkada\u015f\u0131n\u0131n g\u00f6zlerindeki kalemle \u00e7izilmi\u015f gibi d\u00fczg\u00fcn siyah \u00e7izgileri de g\u00f6r\u00fcnce \u00e7ok be\u011fendi. Me\u011fer zaten kalemle \u00e7izilmi\u015f. Kal\u0131c\u0131 aylayn\u0131rm\u0131\u015f. Yedi y\u0131l dayan\u0131yormu\u015f. Yedi y\u0131l m\u0131? Nas\u0131l yani yedi y\u0131l? Bir nevi d\u00f6vme gibi oldu\u011fundan \u00f6yleymi\u015f, falanm\u0131\u015f filanm\u0131\u015f. Bu k\u0131s\u0131mlar\u0131 \u00e7ok dinlemedi. Yedi y\u0131l g\u00f6z makyaj\u0131 yapmak zorunda kalmayacak olmas\u0131nda o. \u00c7ok da fazla d\u00fc\u015f\u00fcnmedi. Ke\u015fke biraz d\u00fc\u015f\u00fcnseydi ama d\u00fc\u015f\u00fcnmedi. Ertesi g\u00fcn randevu al\u0131p gidiverdi tavsiye edilen g\u00fczellik salonuna. <\/p>\n\n\n\n

Sordu, yok hay\u0131r, yap\u0131l\u0131rken can yanm\u0131yormu\u015f. Oh iyi, yat\u0131verdi sedyeye. G\u00fczellik uzman\u0131 han\u0131mefendi g\u00f6zlerini gerdire gerdire bir g\u00fczel \u00e7ekti aylayn\u0131r\u0131. \u00dcst g\u00f6z kapa\u011f\u0131na kal\u0131n, alta daha ince. Vallahi g\u00fczel de oldu. Ohoo, \u015fimdi yedi y\u0131l rahat. Neyse ki bir de sa\u00e7lar\u0131na balyaj at\u0131lmas\u0131 \u00f6nerisinin \u00fczerine hemen atlamad\u0131. Bunca y\u0131ld\u0131r iyi k\u00f6t\u00fc kuaf\u00f6re gidiyor, \u015fu balyaj\u0131 bir t\u00fcrl\u00fc \u00f6\u011frenemedi. At\u0131lan tutulan bir \u015feydi herhalde. \u015eimdilik bir kenarda bekleyebilirdi. <\/p>\n\n\n\n

Annesinin yedi y\u0131l\u0131 duyunca yapt\u0131\u011f\u0131 yorumla kendine gelir gibi oldu ama art\u0131k \u00e7ok ge\u00e7ti. D\u00fc\u011f\u00fcn tamam da cenaze insan\u0131n akl\u0131na pek gelmiyor. Olmad\u0131 g\u00f6zl\u00fck takars\u0131n, diyerek \u00e7\u00f6z\u00fcm\u00fc yine annesi buldu.<\/p>\n\n\n\n

\u00c7ok sevdi\u011fi Safinaz teyzesi aniden gidiverince can\u0131 yana yana ko\u015ftu mezarl\u0131\u011fa. Aylayn\u0131r\u0131 filan tamamen unutmu\u015f. Sa\u011fda solda kendisine baka baka f\u0131s\u0131lda\u015fanlar\u0131 g\u00f6r\u00fcnce de hemen hat\u0131rlayamad\u0131. Koca koca kad\u0131nlar \u00f6rt\u00fclerinin ucuyla a\u011f\u0131zlar\u0131n\u0131 kapat\u0131r gibi yap\u0131yorlar ama \u00e7ok da kapatm\u0131yorlar. Dillerini damaklar\u0131na vurunca \u00e7\u0131kan o \u0131slak sesin duyulmas\u0131n\u0131 istiyor gibiler. G\u00f6zlerini da kocaman a\u00e7\u0131p sa\u011fa sola, yukar\u0131ya a\u015fa\u011f\u0131ya deviriyorlar. Ne ay\u0131p, \u00e7ok ay\u0131p, makyaja bak\u2019lar\u0131 duyunca duruma ay\u0131ld\u0131. Hemen kara g\u00f6zl\u00fcklerine sar\u0131ld\u0131.<\/p>\n\n\n\n

Hava nas\u0131l so\u011fuk. Koyu ye\u015fil serviler kara g\u00f6ky\u00fcz\u00fcne uzan\u0131yorlar. Baz\u0131 bak\u0131ml\u0131 mezarlar\u0131n \u00fczerinde mevsime ra\u011fmen rengarenk \u00e7i\u00e7ekler a\u00e7m\u0131\u015f. Baz\u0131lar\u0131n\u0131nsa ta\u015flar\u0131 k\u0131r\u0131k, \u00fczerlerini h\u00fcz\u00fcnl\u00fc otlar b\u00fcr\u00fcm\u00fc\u015f. Safinaz teyze topra\u011fa gireli birka\u00e7 dakika olmu\u015f. Kara kuru bir \u00e7ocuk plastik bir ma\u015frapayla \u00fczerine su d\u00f6k\u00fcyor. O ac\u0131l\u0131 yaln\u0131zl\u0131kta g\u00f6zlerindeki kara \u00e7izgilere nas\u0131l olup da dikkat edildi\u011fini merak etti. <\/p>\n\n\n\n

Sonra nereden \u00e7\u0131k\u0131verdi\u011fini anlayamad\u0131\u011f\u0131 k\u0131ymal\u0131 pideler dola\u015fmaya ba\u015flad\u0131 ortal\u0131kta. Kim \u0131smarlam\u0131\u015ft\u0131, ne ara gelmi\u015fti de da\u011f\u0131t\u0131lm\u0131\u015ft\u0131, yakalayamad\u0131. Az ilerideki taze toprak, so\u011fuk hava, g\u00f6zlerindeki kara \u00e7izgiler bir anda unutuldu. \u00c7i\u00e7ekli \u00e7i\u00e7eksiz olmas\u0131na bakmaks\u0131z\u0131n mezarlar\u0131n mermerlerine oturdular. Onca \u00f6l\u00fcn\u00fcn aras\u0131nda yanaklar\u0131n\u0131 \u015fi\u015fire \u015fi\u015fire bir g\u00fczel yediler. Birileri peynirli de olup olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 sordu. Yoktu. Peki ayran var m\u0131yd\u0131? Vard\u0131. Ger\u00e7i bu so\u011fukta \u00e7ay olsayd\u0131 daha iyiydi ya!<\/p>\n\n\n\n

Birinin eline tutu\u015fturdu\u011fu pide po\u015fetini mezarlar\u0131 sulayan s\u0131ska \u00e7ocu\u011fa verdi. \u201cYedim ben abla\u201d dedi \u00e7ocuk. \u201cOlsun\u201d dedi o da. \u201cBunu da ye ya da evine g\u00f6t\u00fcr. Hatta dur bir tane daha bulay\u0131m sana.\u201d<\/p>\n\n\n\n

Evde dua okunurken g\u00f6zl\u00fcklerini takmad\u0131. Kad\u0131nlar Safinaz teyzenin evine dolu\u015fmu\u015flar. Erkekler niyeyse a\u015fa\u011f\u0131da kap\u0131 \u00f6n\u00fcnde bekle\u015fiyorlar. Safinaz teyze olsayd\u0131 \u201cYa olur mu \u00f6yle \u015fey, bu so\u011fukta \u00fc\u015f\u00fcyeceksiniz, \u00e7\u0131k\u0131n bakay\u0131m hepiniz yukar\u0131ya\u201d derdi ama yoktu i\u015fte, gitmi\u015fti. Gitti diye de \u00e7o\u011funlu\u011fun anlamad\u0131\u011f\u0131 bir dilde dualar okunuyor. Kafalarda hep kara \u00f6rt\u00fcler. O da \u00e7\u0131kard\u0131 pembe g\u00fcll\u00fc \u00f6rt\u00fcs\u00fcn\u00fc mecbur. Sa\u00e7lar\u0131n\u0131n \u00fczerine at\u0131verdi. Az biraz\u0131n\u0131 aylayn\u0131rl\u0131 g\u00f6zlerinin \u00fczerine d\u00fc\u015f\u00fcrd\u00fc. <\/p>\n\n\n\n

Salonda ba\u015f k\u00f6\u015feye y\u00fcksek sesle dua okuyan kad\u0131n kurulmu\u015f. \u00dc\u00e7 ki\u015filik koltukta yay\u0131la yay\u0131la tek ba\u015f\u0131na oturuyor. Dinleyenler di\u011fer koltuklara, kom\u015fulardan toplanan ve bo\u015fluklara s\u0131k\u0131\u015ft\u0131r\u0131lan sandalyelere s\u0131ralanm\u0131\u015flar. Duac\u0131 kad\u0131n g\u00f6zlerini kapam\u0131\u015f, iki yan\u0131na sallana sallana baz\u0131 sesleri uzat\u0131yor, bir al\u00e7alt\u0131yor, bir y\u00fckseltiyor. Arada bir susuyor. O sustu\u011funda herkes y\u00fcksek sesle i\u00e7 ge\u00e7iriyor. Sonra dualar yeniden ba\u015fl\u0131yor, sesler bir y\u00fckseliyor bir al\u00e7al\u0131yor. <\/p>\n\n\n\n

Ortal\u0131kta anlam\u0131 bilinmez s\u00f6zc\u00fcklerin dola\u015ft\u0131\u011f\u0131 bu g\u00fcr\u00fclt\u00fcde dil \u015faklatmalar\u0131n\u0131 duyam\u0131yor ama dinleyicilerin kafalar\u0131 kalkt\u0131\u011f\u0131nda g\u00f6zler ona kilitleniyor, yine sa\u011fa sola, a\u015fa\u011f\u0131 yukar\u0131 devriliyor. Art\u0131k sadece g\u00f6zlerine de\u011fil, \u00f6rt\u00fcs\u00fcndeki pembe g\u00fcllere de g\u00f6z deviriyorlar. Okuduklar\u0131 dualara ara verip dudaklar\u0131n\u0131 b\u00fcz\u00fcyorlar. Arada bir burunlar\u0131n\u0131 odalar\u0131 doldurmaya ba\u015flayan kavrulmu\u015f helva kokusuna veriyorlar. Yutkunuyorlar. Sonra hat\u0131rlay\u0131p ay\u0131plamaya kald\u0131klar\u0131 yerden devam ediyorlar.<\/p>\n\n\n\n

Dualar, duac\u0131 kad\u0131n\u0131n bir kre\u015fendosuyla nihayet sona erdi. Eller anlam\u0131 bilinmeyen ezberden g\u00f6ky\u00fcz\u00fcne a\u00e7\u0131ld\u0131, y\u00fczler avu\u00e7land\u0131. K\u0131p\u0131rdanmaya ba\u015flad\u0131lar. Baz\u0131lar\u0131 \u00f6rt\u00fclerini yava\u015f\u00e7a omuzlar\u0131na indiriverdi. G\u00f6beklerin \u00fczerine \u00f6zenle yerle\u015ftirilmi\u015f memeler gev\u015fedi.<\/p>\n\n\n\n

Bu sefer tavuklu pilav ikram\u0131 ba\u015flad\u0131. En \u00f6nce duac\u0131 kad\u0131na servis edildi. Kad\u0131n paras\u0131yla da olsa hay\u0131rl\u0131 bir i\u015f yapman\u0131n hakl\u0131 gururuyla, y\u00fcz\u00fcnde ma\u011frur bir ifadeyle a\u011f\u0131r a\u011f\u0131r pilav\u0131n\u0131 yemeye ba\u015flad\u0131. \u00d6rt\u00fclerini, memelerini ve g\u00f6beklerini gev\u015feten di\u011ferleri de birer plastik tabak kap\u0131p \u00fczerine didiklenmi\u015f tavuk eti serpi\u015ftirilmi\u015f pilavlar\u0131na ka\u015f\u0131klar\u0131n\u0131 dald\u0131rd\u0131lar.<\/p>\n\n\n\n

Dualar\u0131n yerini a\u011f\u0131z \u015fap\u0131rt\u0131lar\u0131 ald\u0131. Aylayn\u0131rl\u0131 kara g\u00f6zler ve pembe g\u00fcller bir s\u00fcreli\u011fine unutuldu. Biri eline bir tabak tutu\u015fturmaya kalkt\u0131, almad\u0131. Midesi bulan\u0131yordu. Birileri yine ayran sordu. Neyse ki bu sefer \u00e7ay istenmedi. Ba\u015fka birisi karabiber istedi. Karabiberlik elden ele dola\u015ft\u0131, pilavlar\u0131n \u00fczerine bolca serpi\u015ftirildi. Pilav tanelerini etrafa sa\u00e7a sa\u00e7a hap\u015f\u0131ranlar oldu. A\u011f\u0131zlar\u0131n\u0131 kapatmak sonradan ak\u0131llar\u0131na geldi. \u00d6l\u00fc evinde birbirlerine \u00e7ok ya\u015famay\u0131 dilediler.<\/p>\n\n\n\n

Bo\u015f plastik tabaklar topland\u0131. Yeni plastik tabaklarda irmik helvas\u0131 ikram\u0131 ba\u015flad\u0131. Yine en \u00f6nce duac\u0131 kad\u0131na. Kad\u0131n ciddi bir g\u00f6rev bilinci ve ayn\u0131 i\u015ftahla helvas\u0131na \u00e7atal\u0131n\u0131 sallad\u0131. Sonra herkes ayn\u0131s\u0131n\u0131 yapt\u0131.  Aylayn\u0131rl\u0131 g\u00f6zler bir s\u00fcre daha rahat b\u0131rak\u0131ld\u0131. Helvan\u0131n yan\u0131nda plastik bardaklarda g\u00fcl kokulu \u015ferbet ikram edildi. A\u015f\u0131r\u0131 \u015fekerden kafalar biraz buland\u0131. \u00c7o\u011funa bir yorgunluk bast\u0131rd\u0131. \u00c7ay soranlar oldu. <\/p>\n\n\n\n

Neyse ki ona helva ikram edilmedi. Pilav\u0131n\u0131 yemeyenlere herhalde tatl\u0131 da yoktu. Pembe g\u00fcll\u00fc \u00f6rt\u00fcs\u00fcn\u00fc \u00e7antas\u0131na koydu. \u0130\u00e7inden y\u00fckselen \u201c\u00c7ay\u0131n\u0131z\u0131 da gidip evinizde i\u00e7in!\u201d \u00e7\u0131\u011fl\u0131\u011f\u0131n\u0131 bast\u0131rd\u0131. Midesi h\u00e2l\u00e2 bulan\u0131yordu.<\/p>\n\n\n\n

Usulca evden \u00e7\u0131karken mutfaktaki kuyru\u011fu g\u00f6r\u00fcnce \u015fa\u015f\u0131rd\u0131. Kalan pilav ve helvalardan paket yap\u0131p evlerine g\u00f6t\u00fcrme kuyru\u011fuydu bu. \u015ea\u015f\u0131rd\u0131\u011f\u0131na \u015fa\u015f\u0131rd\u0131.<\/p>\n\n\n\n

Ke\u015fke Safinaz teyze makyajl\u0131 g\u00f6zlerini g\u00f6rebilseydi. \u201cNe g\u00fczel olmu\u015fsun kuzuuum!\u201d dedi\u011fini duyuverdi. O anda balyaj yapt\u0131rmaya karar verdi. Tabii ya! Art\u0131k atacaklar m\u0131yd\u0131 tutacaklar m\u0131yd\u0131, neyse neydi. \u00d6n\u00fcndeki yedi y\u0131la balyajl\u0131 sa\u00e7 yak\u0131\u015f\u0131rd\u0131.<\/p>\n","post_title":"Makyaj, balyaj ve bilumum di\u011fer i\u015fler | \u00d6yk\u00fc","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"makyaj-balyaj-ve-bilumum-diger-isler-oyku","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2021-06-13 18:15:46","post_modified_gmt":"2021-06-13 15:15:46","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=117115","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":117115}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "46"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "12"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Rüzgargülleri ve Duvarlar | Öykü

Artık cenaze törenlerine gitmiyorum. En son bizim güvenlik görevlisinin annesininkine gittim. Her zamanki gibi avlunun en ücra yerine gidip geleni gideni izlemeye başladım. Bir kadın,...

Çiy damlası | Öykü

Güneş Hoca yine saçma sapan atıp tutmaya başlıyor. Dayanamayıp söz alıyorum. Bu sefer Zeus gibi şimşeklerini bana çeviriyor. Tam yerimden fırlayıp sınıftan çıkacağım. "Çiy damlası...

Ölenle Ölünmüyor | Öykü

Vallahi günler nasıl geçiyor hiç anlamıyorum Semra ablacığım. Düşündüm de ne kadar oldu rahmetliler gideli? Yedi bilemedin sekiz ay olmuştur. Senin torun bile yürüyecek neredeyse....

ÇOK RİCA EDİYORUM

  Bakın, ben dramaların hatta romantik komedilerin ayrılık, kavga, küslük sahnelerine dayanamam. İleriye sararım o sahneler bitsin diye.  Kavuşma, barışma sahnelerini ise defalarca izlerim. Hepsini değil...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol