Evcil ve sokak kedilerinin yaban hayatına zararları
Halihazırda birçok türün azalmakta olan popülasyonu için büyük bir kaygı ve bu negatif trendi durdurmak için gösterilen birçok çaba mevcut. Ancak ironik bir biçimde, doğal hayat için, özellikle de kuşlar ve memeliler için, kayda değer en büyük tehditlerden biri aynı zamanda toplum tarafından en çok gözardı edilenler arasında. Ayrıca, türlerin azalması konusunda en çok endişe duyan kişilerin büyük bir kısmı bu kritik probleme kendileri katkıda bulunmakta. Birçok hayvan popülasyonunun evrensel olarak azalmasında etkili bazı sebeplerin aksine, bu problemin failleri ne endüstriyel aktörler ne de uzağımızdalar. Aslına bakarsanız, onlardan birini evinizde ağırlıyor olabilirsiniz. Bu gayet ciddi tehlike evcil kedilerdir ve artık herkesin milyonlarca kedinin avladığı için yaban hayatı kaybının önemini kavrayıp bu duruma bir son vermesinin zamanı geldi.
Evcil, sahipli kedilerin aksine, sokak kedileri bazı ülkelerde doğal yaşam için kesin bir tehdit olarak kabul edilmiş ve popülasyonlarının kontrol altına alınması için oldukça fazla çaba gösterilmiştir. Sokak kedileri ya da insanlar tarafından doğaya bırakıldıktan sonra yabanileşmiş kediler, doğada az sayıda yaşayan gerçek yabani kedilerden çok daha fazla ve zararlıdır. Ne yazık ki sokak kedilerini kontrol etmek evcil kedileri kontrol etmekten çok daha zordur ve doğal hayat üzerinde olumsuz etkileri bulunur. Özellikle en tehlikeli yırtıcı olarak kabul edildikleri birçok adada, etki bakımından hemen ardından gelen fareler ile birlikte hayvan popülasyonlarında değişmelere sebep olmaktadırlar.
Özellikle az sayıda yerli memeli yırtıcının bulunduğu (ve pek az yırtıcının kediler kadar etkin olabildiği) okyanus adalarında çoğu kuş ve memeli de yırtıcıdan korkma içgüdüsü bulunmaz ve yaygın olarak av olurlar. Örneğin, Yeni Zelanda’ya özgün bir ötücü kuş sınıfında bulunan dört türden biri olan Stephen Adası Çit Kuşu (Xenicus lyalli) popülasyonunun tamamı, adanın deniz feneri bekçisine ait tek bir kedi tarafından yok edilmiştir. Bir biyolog kedinin bekçiye getirdiği ölü kuşlardan birinin yeni bir tür olduğunu belirlediğinde artık kuşlar için çok geç olmuş, soyları tükenmişti. Sokak kedileri de Yeni Zelanda açıklarında yaşayan en az sekiz başka kuş türünün tükenmesine belirgin olarak katkıda bulundu.
Diğer pek çok adada da durum oldukça benzer. Hint Okyanusu’nun subantarktik bölgesindeki Marion Adası’nda, tek bir kedinin her yıl ikiyüzden fazla deniz kuşunu öldürdüğü, toplamda yılda 600 bin kuşun öldüğü (mil-kare başına 15 bin) tahmin edilirken, Hint Okyanusu’nun güneyindeki Kergeuelen Adası’nda Pascal, kedilerin her yıl 1.2 milyon kuş ölümünden sorumlu olduğunu tahmin ediyordu. Sokak kedilerinin sebep olduğu zarar adalarla sınırlı değildir. Örneğin Avustralya’da, her bir sokak kedisi yılda bin kadar yabani hayvanı öldürmektedir. Avustralya’nın keseli hayvan ve kuş faunasını mahvetmekte olan 12 milyon civarı yabani kedi bulunuyor.
Sokak kedilerinin Avustralya’da yaşamasına engel olunması için büyük bir kampanya yürütülüyorsa da, çok iyi saklanabilmeleri tamamen ortadan kaldırılmalarını neredeyse imkansız kılıyor. Sokak kedileri diğer kıtalarda da yaşıyor ve Kuzey Amerika’da oldukça yaygın olarak bulunuyorlar. Örnek verecek olursak, yapılan bir çalışma, Stanford Üniversitesi’nin küçük kampüsünde çok sayıda omurgalı türü öldürmekte olan 2 bin yabani kedinin yaşamakta olduğunu göstermiştir.
Yaygın varlıklarına bir de kedilerin diğer yırtıcı memeli türlerine kıyasla oldukça doğurgan oldukları gerçeğini eklediğimizde (Büyük Britanya’da bir kedi 10 yıllık süre boyunca 120 yavru dünyaya getirdi), bu dünyanın her tarafında kırsal kesimlerde dolaşan, küçük memeli ve kuş popülasyonlarını tüketen (bunların yanında küçük miktarlarda sürüngen, amfibik canlı ve balık da yerler) milyonlarca etkin yırtıcı demektir. Ne yazık ki dünyanın birçok kısmında bulunan sokak kedisi nüfusu kesin olarak bilinmiyor ve bunların kontrol altına alınmaları ya da yerel doğal yaşam alanlarından uzaklaştırılmaları son derece zor.
Ne var ki, en az bunun kadar önemli bir konu olan evcil kedi salgını büyük ölçüde göz ardı ediliyor. Her ne kadar evcil bir kedi ortalama olarak bir sokak kedisine kıyasla daha az miktarda hayvan avlıyor olsa da, evcil kediler de küçük kuşlar ve memelileri avlar ve yoğun nüfusları dolayısıyla omurgalı popülasyonları üzerinde muazzam bir etkiye sebep olurlar.
Evcil kedilerin küçük kuş ve memelileri avlamasının yarattığı etki üzerine yapılan az sayıdaki çalışmadan en bilinir olanı muhtemelen, bir İngiliz kasabasındaki 80 iyi beslenen kediden 78’i üzerinde çalışmış olan Churcher ve Lawton’ınkidir (1987). Ortalama bir ev kedisi evde bol miktarda yiyeceği olduğu halde her yıl 14 adet av getirdi ve bu bulgu diğer çalışmalarla da teyid edilmiştir (daha sonra Churcher ve Lawton, Dursetli bir kedi sahibinin gururla kedisinin yılda 400’den fazla ayrı av getirdiğini söylediğini bildirdi). Kediler yakaladıkları her şeyi eve getirmezler.
Illinois’de yapılan bir araştırmada George, iyi beslenen evcil kediler tarafından yakalanan avların ancak yarısı kadarının eve getirildiğini buldu. Bunu göz önüne aldığımızda, ortalama olarak her yıl tek bir evcil kedi tarafından yakalanan hayvan sayısı 30 kadardır. Bu sayı çiftliklerde ya da diğer kırsal alanlarda yaşayan ve kendi besinini kendi temin etmesi beklenen evcil kedileri kapsamamaktadır. Bu kedilerin yakaladığı av miktarı muhtemelen vahşi kedilerinkine yakındır.
Bu ortalama rakam birçok ülkede bulunan çok yüksek evcil kedi popülasyonlarıyla çarpıldığında problemin ne denli büyük olduğu açıkça görülüyor. Şu anda A.B.D.’de 70 milyon kadar evcil kedi bulunuyor ve bunların hepsinin yeteri kadar beslendiğini ve beslenme ihtiyacından ziyade eğlence için avlandıklarını varsaysanız bile, hesapladığınızda karşınıza şok edici bir sonuç çıkacaktır; her yıl av olarak yakalanan iki milyar adetin üzerinde hayvan. Bu kedilerin bir kısmının dışarıya çıkmasına kesinlikle izin verilmediği ya da avlanmak için çok yaşlı oldukları doğru, ancak evcil kedi nüfusunun çeyreği hiç avlanmıyor olsa bile, her yıl öldürülen hayvan sayısı bir buçuk milyardan fazla olacaktır.
Not: Bu yazımı 1997’de yazdım. 2013’de saygın bilim dergisi Nature Communications’da yayınlanan bir makale, bu tahminimin de ötesinde bir rakam hesapladı. Sadece ABD’deki evcil ve sokak kedileri yılda 1.4 ila 3.7 milyar kuş ve 7 ila 21 milyar memeli öldürüyor:
http://news.nationalgeographic.com/news/2013/29/130129-pets-cats-killers-birds-animals-science/
Bu miktarın büyük kısmını fare, serçeler ve sığırcıklar gibi bilinen ve sayıları çok olan türler teşkil ediyorsa da, kediler çok geniş bir av türleri yelpazesine sahiptir ve her yıl milyonlarca sayıda çok çeşitli, nadir ve bölgelere özgü hayvan (Black Rail, Laterallus jamaicensis gibi) kediler tarafından öldürülmektedir. Evcil kedilerin avcılığı üzerine yapılan araştırmalar, ortamın daha zengin olduğu kırsal bölgelerde daha ziyade küçük memelileri avladıklarına işaret ederken, banliyö ve şehirlerde avladıkları hayvanların çoğunun kuş olduğunu göstermiştir.
Genele bakıldığında, her yıl yaklaşık 800 milyon kuşun öldürüldüğü ABD’de, birçok küçük ötücü kuş türünün yaşamasına elverişli alanlarda banliyö yerleşimlerinin yaygın şekilde var olması sorunun boyutlarını artırıyor. Kediler birçok hayvanın doğrudan ölümüne sebep olmakla beraber, bölgedeki yabani yırtıcı hayvanlarla da rekabet ediyor. 100 milyona yaklaşan bir toplam nüfuslarıyla kediler ABD’de var olan tüm yabani yırtıcılardan daha yaygındırlar ve yılanlar, gelincikler, vaşaklar ve yırtıcı kuşlar gibi diğer yırtıcı hayvanlar için av olabilecek mevcut hayvan sayısını da büyük ölçüde azaltırlar.
Bunların yanında, birçok rehabilitasyon ve tedavi merkezinde tedavi gören kuşların çoğu kediler tarafından yaralanmıştır. Eğer kısıtlı imkanlara sahip bu gibi merkezler, imkanlarının çoğunu kediler tarafından yaralanan hayvanların bakımlarına harcamıyor olsaydı, bu yüzden bakımları yetersiz kaldığı için ölen diğer hayvanların bir kısmını da kurtarabilirlerdi. Ayrıca, evcil ve sokak kedileri, pnömoni, kuduz, kedi lösemisi, gençlik hastalığı, Herpes virüsü, yuvarlak kurt, kancalı kurt ve toksoplazmoz gibi vahşi hayvanlar, insanlar ve özellikle hassas olan çocuklar için öldürücü olabilecek hastalıklar taşıyabilirler. Ayrıca özgürce dolaşmasına izin verilen bir kedi, kedi hırsızlığına ve çakallar (ve sokak köpekleri) tarafından avlanmaya de açık olur. Banliyö bölgesine yakın bir alanda, bir çift çakalın yaşadığı inde yaklaşık 20 adet kedi tasması bulunmuştur. Satıldıkları araştırma laboratuvarlarını kedinin sokak kedisi olduğuna ikna etmek için çalınan ev kedileri aç bırakılmaktadır. Kediye bir arabanın çarpması, diğer kedilerle kavga etmesi ve kaybolması da olasıdır.
ABD gibi vahşi yaşamı koruma konusunda nispeten sıkı kanunları olan (örneğin, koruma altındaki bir kuş türünü – ve yerli türlerin çoğunu – ölmüş olsa bile gerekli izin alınmaksızın evinize götürmeniz yasaklanmıştır) ve vahşi yaşama ilgi duyan, çoğunluğunu kuş gözlemcileri ve kuş besleyenlerin oluşturduğu on milyonlarca insanın yaşadığı bir ülkede yerel vahşi yaşamın evcil kediler tarafından katledilmesine bu denli az tepki gösterilmesi ironiktir. SPCA (Society for the Prevention of Cruelty to Animals) gibi, hayvanlar dünyasının evcil hayvanlar, laboratuvar hayvanları ve diğer tutsak hayvanlardan ibaret olduğunu düşünmeye meyilli toplulukların milyarca hayvanı avlayan sokak kedisi popülasyonunun kontrol altına alınmasını engellemenin yanı sıra, evcil kedilere yönelik kısıtlamaları protesto etmek için harcadıkları büyük çabaları görmek çok üzücüdür.
Örneğin, genellikle SPCA tarafından desteklenen “yabani kedi besleme” programlarından biri San Francisco’daki Golden Gate Park’da bulunan Kaliforniya Bıldırcınlarının (Callipepla californica) tamamen yok olmasına büyük katkıda bulundu. Ekolojik ve bütüncül bir bakış açısı edinip, kedilerin kontrolsüz biçimde yayılmasına izin vermenin bazıları halihazırda tehdit altında olan yüzlerce türden milyarlarca hayvanın kaybıyla sonuçlanacağını farkına varılması gerekiyor. Ne yazık ki, bu kritik konuda kedi besleyenlerden tepki alma korkusu ve duygusu sağduyuyu bastırıyor ve vahşi yaşam için en büyük tehditlerden biri olan sokak kedileri kamuoyu tarafından çok az tepki görüyor ve kontrol programları yeterince desteklenmiyor…
Bu probleme bir son verilmesi oldukça basit ve evcil kedilerin herhangi bir zarar görmesi de söz konusu değil. Yapılacak en önemli şey, eğer yerel vahşi hayatın var olduğu bir çevrede yaşıyorsanız kedilerinizin dışarı çıkmasına izin vermeyin. Eğer çok sayıda kuşu bir yerde barındıran ve kedileri çeken bir kuş yuvanız varsa, bu özellikle önemlidir. Eğer kediniz dışarı çıkmak zorundaysa bir tasma ile çıkarılmalı ya da en azından yüksek ses çıkaran (aksesuar amaçlı küçük zillerden söz etmiyoruz) ve uzak mesafelerden duyulabilecek ziller takılmalıdır. Kedinizin birçok kedinin yapabildiği gibi zilleri kolayca çıkaramayacağından emin olun. Herhangi bir hayvanı kovalıyor ya da size getiriyorsa, onaylamadığınızı açıkça gösterin. Ayrıca, kedinizin kısırlaştırılmış olduğundan emin olmalısınız. Not: Artık kedilerin kuşları avlamasını %81 azaltan ucuz kedi önlükleri de var: http://catgoods.com/
Bir kediniz yoksa bile vahşi yaşamın bu şekilde yok edilmesini engellemek için yapabileceğiniz birçok şey var. Etrafınızda ya da dünyanın başka bir yerinde sokak kedilerinin kontrol altına alınması, nüfusunun sınırlandırılması ya da uzaklaştırılması ile ilgili projeleri ve böyle programlar yürüten kuruluşları destekleyin. Eğer çevrenizde başıboş şekilde dolaşan bir kedi görürseniz sahibini bulun ya da yerel yetkilileri hayvanın sahibini bulmaları konusunda uyarın. Bahçenize kedi girmediğinden emin olun. Tabi ki, kedi besleyenlerin de bu önemleri almaları gereklidir.
Bu büyük yaban hayatı katliamının sebeplerinin çok da karmaşık ya da önlemesi zor olmadığı açık. Diğer birçok çevresel sorun gibi, bireylerin kolektif eylemlerinden ya da eylemde bulunmuyor oluşundan doğuyor ve önüne geçmenin yolu basitçe gerekenleri yapmak. Eğer kedinizin avlanmasına izin verirseniz, sokak kedilerinin kontrol altına alınması için herhangi bir şey yapmazsanız, kusurlu politikalara karşı sesinizi yükseltmezseniz milyarlarca kuşun, memelinin ve diğer birçok hayvanın anlamsızca katledilmesine katkıda bulunmuş olacaksınız.
Doç. Dr. Çağan H. Şekercioğlu
Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü
Türkçe’ye Tercüme: Naz Başak Gürler
Teşekkürler
Allison Pirie, Byron Butler, Les Chibana, David Christie, Judi Cooper, Leslie Lieurance, Aileen Lotz, Drew Panko, Ellen Paul, Dr. Raymond A. Paynter, Pamela Piombino, Rusty Scalf, Jonathan Sumby ve Joel Weintraub’a çok değerli bilgi ve fikirlerini benimle paylaştıkları için minnetimi ifade etmek istiyorum.
Referanslar orijinal makalede:
Orijinal makale: Şekercioğlu, Ç. H. 1997. The impacts of cats on wild bird and mammal populations.
Harvard University Environmental Reporter Spring 1997: 27-29.
Türkçe’ye tercüme: Naz Başak Gürler – Kontrol ve güncelleme: Çağan H. Şekercioğlu