Ana SayfaKültür & SanatNilbar Güreş ile Pera Müzesindeki "Zaman Değişmeli" sergisi üzerine konuştuk

Nilbar Güreş ile Pera Müzesindeki “Zaman Değişmeli” sergisi üzerine konuştuk

-

Nilbar Güreş ile bir araya gelip sanattan, zamana ve hayata dair bir söyleşi yaptık. Konu konuyu açınca harika bir söyleşi çıktı.


fotoğraf ; Reha Arcan

S: Gaia’daki okurlarınıza kendinizle ilgili neler söylemek istersiniz? Özellikle de Magda’nın sizdeki yerini merak ediyoruz.

İstanbul’da doğdum ve büyüdüm, alt-orta sınıf memur bir aileden geliyorum. 70’li yıllar için gayet sıra dışı bir evlilik yapan ailem (bir taraf Kürt-alevi, diğer taraf Trabzonlu ve dindar) ailelerinden maddi veya manevi destek alamadıkları için hem çocukluğum hem gençliğim yaşanan bu ayrımcılıktan çok etkilendi. İki taraftan da destek alamayan ailem sürekli çalışmak zorundalardı ve beni bu süreç içerisinde aile dostlarına emanet etmek durumundaydılar.

Bahsini açtığın Magda bunlardan en önemli olan figürdür benim için. Anneannemin en yakın arkadaşı olan Magda lise bitene dek en yakın arkadaşım, sırdaşım ve adeta ikinci bir annem gibi hayatıma eşlik etti. Aslenbir Nişantaşı Rum’u olan Magda, genç yaşta yaptığı aşk evliliği üzerine Sarıyer’e taşınmıştı ve orada yaşıyordu. Çocuğu olmamıştı. Annemin çocukluğunda tüm mahalle çocuklarına mayolar kıyafetler dikermiş. Bebekliğimden beri Magda ile fazlaca vakit geçirdiğim için doğal olarak kültürel anlamda iç içe geçtik.Her Cuma günü kendisi ile kiliseye gider, yılbaşında Christmas keki yapar Paskalya’da yumurta boyardık. Kısacası Rum gelenekleri ile büyüdüm. Kardeşi Kosta Atina’dan eşi ile İstanbul’a ziyarete gelirdi. Dolayısı ile fiziken aynı dili konuşmadığım insanlarla iletişim kurmak benim çok eski bir tecrübem, şöyle uzaktan bir bakınca…

Bunun yanısıra Kürtçe, Ermenice ve Rumca zaten Sarıyer ve Büyükdere mahallelerimizin dilleri idi. 

S: Bir tarafınız İstanbul’da ve bir tarafınızda Viyana’da, yerleşik olamamakla ilgili ufak bir serzenişiniz var. Bu iki sentez sanatınızı nasıl etkiliyor? Ne demek istersiniz bu konuda?

Sadece iki ülke ile kalmıyorum, her sene zamanım en az 4-5 farklıülke arasında geçiyor. Bazen soğuk yerlerde, yiyecek doğru düzgün bir şeylerin olmadığı mekanlarda çalışmak zorunda kalıyoruz. Bünye olarak herkes eşit oranda güçlü olamayabiliyor. Mesela benim gibi uykusu ve midesi çok hassas ve sürekli üşüyen biri için bazen bu koşullar sahiden zorlayıcı oluyor ve yaş ilerledikçe daha da zorlaşıyor… 

Bir sanatçının eline tüm bu zahmetler karşılığı ne geçtiğini düşünürsek sanat için harcanan emek ve enerji bir insan için akıl dışı biçimde gereksiz. Tutkusu olmayan bir insanın bu işle uğraşması ve kendini böylesine adaması imkansız.  Sanat benim için önüne geçilemeyen bir enayilik durumu. Tabii bir de havalı ve pırıltılı buldukları için sanat alanında var olmaya çalışan insanlar var ama onlar benim size burada söylediklerimi yazdıklarımı anlayamazlar dahi; his lazım…

S: “Hayatı bilmeyen birinden sanat beklenemez.” Sanatçı hayatı nasıl bilmelidir ve sanatçıdan bu noktada ne beklenmelidir?

Çünkü hayat yok, hayatlar var. Kendi hayatının dışında bir şey görmeyen, duymayan veya bilmeyen biri gelişmeye kapalı bu bencilliğini düzenli olarak kopyalayabilir elbette. Çok sıkıcı. 

Sanatçıdan kimse bir şey bekleyemez, sanatçı isterse paylaşır. Paylaşmayanı da var, eserlerini kimseye göstermeden imha eden yüzlerce sanatçı var.


S: LGBT+ hakları, aktivizmi ya da canlı hakları gibi meseleleri sanatınıza yansıtıyorsunuz, aktif olarak bir katılımınız da oluyor mu? Bu konuda çalışmalar yürüten çeşitli gruplar var, Boysan’ın Evi gibi. 

Şimdiye dek fotoğraflarımı yürüyüşlerde pankart olarak kullandığım oldu. Veya görsel olarak hızla anlaşılabilen bazı eserlerimi kamusal alanda poster olarak sergiliyorum, bu da bir aktivizm bence.

Zaman zaman fiziksel katılımlarım oluyor fakat çok ender, çünkü çok fazla seyahat eden biriyim, bu yoğunluğun içinde mümkün değil her yere yetişmek. Bazen aylarca ailemle dahi görüşemediğim oluyor. Ama bunun da dışında ben asla grup insanı değilim, toplu her şey için fazlası ile bireyselim. Grup olarak hareket edemiyorum. 

Ayrıca kabul etmek lazım ki, herkesin kişisel bir savaş tekniği var. Beni ilgilendiren meseleleri söz konusu etmek ve işleyerek sanat eserlerine dönüştürmek bu sorunları daha evvel hiç olmadığı kadar gündeme getirebiliyor. Aktivizm, sosyal medya vs çok iyi ve önemli fakat kendi çemberinde kaldığı sürece çoğunluğa ya da ulaşmanızı istediğiniz insanlara ulaşamıyor. Sanat bu anlamda harika bir mecra, çok kullanışlı…

S: Sanatçı hiyerarşisini sevmediğinizi söylemişsiniz. Bunu nasıl açabiliriz? Bu hiyerarşinin yatay ya da dikey olması sizin için değişir mi? Belli bir üst realitenin varlığı hep olagelmiştir…

Koleksiyoner-Sanatçı ilişkisinden bahsediyorum. Koleksiyonerler genellikle varlıklı insanlar oluyorlar ve ne yazık ki hepsinde olmasa da genelde bir ego veya kibir sorunları oluyor. Sanatçının da diğer insanların da bu sınıfsal ayrıma ihtiyacı olmadığını düşünüyorum.  İnsanlar eşittir, bir gün hepimiz öleceğiz buna zenginler dahil bu arada ve sadece eserler kalacak. 

S: Sanat biriktirmek belli bir yerde entelektüel biriktirmek anlamına gelebiliyor. Çanta ya da ayakkabı gibi birikimden farkı ne olmalı sanat biriktirenin?

Bunların biri manevi diğeri ise maddi zevk. Koleksiyonerlerden genel olarak kültür, edebiyat, müzik ve sanat dünyası ile ilgili olmalarını, edindikleri eserlerin entelektüel anlamda hakkını vermeye çalışmalarını bekliyoruz. Duvarına bir eseri asan kişi o eseri bilmekle yükümlüdür. Tutkusuz koleksiyoner olmaz, olmamalı. Para cehaleti örtmez.

S: Sanat üretmek için açtığınız zamana biriken diğer işlerin yoğunluğu ayrı bir döngü oluşturuyor gibi. Bu ağırlığı kaldırmak için Nilbar, neler yapar özellikle de iki sanat üretimi arasındaki sarkaç nerede durur? 

Genelde ne yazık ki iki değil onlarca sanat üretimi paralel olarak var olmak zorunda oluyor. Bir projeye hayır demek gelecek olası bir kaç projeye de davet gelmeyeceği anlamına gelir genelde. Yani dolaşım denen bir şey var, bir kez bundan çıkan bir daha kolayca geri giremez. Bu durumda ne yapsınlar, paramparça olmuş bir durumda çaresizce üretmeye çalışıyor sanatçılar. 

Galeriler, kurumlar,kişisel ilgi bekleyen koleksiyonerler, akıldaki projeler, eski proje fikirleri,kurumlar tarafından arzu edilen yani sipariş edilen projeler ve burada sayamadıklarımdan oluşan gibi sonsuz bir liste. Sarkaçın durduğu bir yer yok, duramıyor sanatçı sorun da burada zaten. Bu durum bir süre sonra tükenmişlik sendromu ya da çeşitli hastalıkların baş göstermesi ile bu sistem sanatçıyı bir süre için mecburen ve sadece fiziksel olarak durduruyor. Nilbar da başa çıkamıyor, hem zihnen hem bedenen yıpranıyor, işinden nefret ediyor ama bırakamıyor. Tek geçim kaynağı bu çünkü. 

S: Pera müzesindeki son serginizden de bahsetmek istiyorum biraz. “Zaman Değişmeli” nasıl oluştu sizde?

“Zaman Değişmeli” Alistair Hicks’in konsepti. Orada hem bir modernizm hem de erkek sistemi eleştirisi var ki bu iki eleştiri de benim eserlerimde gündeme gelmiş, işlenmiş temalardan… Zaten kadınların fikirleri dünyada kullanımda değil bildiğimiz gibi, tahakküm altında yaşam savaşı veriyoruz. Nasıl ve ne kadar doğuracağımıza dahi erkekler karar veriyor… 

İlk kez 2009 senesinde WHW’nin küratörlüğünü yaptığı İstanbul Bienali’nde gösterilmiş olan ‘Bilinmeyen Sporlar’ adlı fotoğraf serim, erkek sistemini sorgulayan görsellerden oluşuyordu. Birbirlerine erkekler tarafından belirlenen ideal kadın imajına katkıda bulunmak amacı ile yardım eden, yani ağda günleri düzenleyip birbirlerinin ağda bezlerini çeken kadınlar acaba bu eylemin yanısıra aralarında neler yaşıyorlar? Bize Queer bir dünyanın kapılarını aralayan bu sergi, görünürlüğü az ama her şeye rağmen yaşayan bazı alternatif yaşam görüşleri ve hayat tarzları ile izleyiciyi yüzleştiriyor, belki de kendi çevresine de bir kez de bu bakış açısı ile bir göz atması konusunda uyarıyor. 

Bunun dışında yine Alistair Hicks’in konseptinde adı geçen bazı referanslar var, mesela Brancusi. 2014 senesinde 31. Sao Paulo Bienali için ürettiğim kadın eteklerinden oluşan bir sütun da bu serginin bir parçası oldu. Eteklerin cinsine bakarak ayrıştırabileceğimiz farklı sınıf ve tarzların sıradışı bir şekilde dizilmesiyle (en yukarıda köylü kadın eteği, en aşağıda pahalı bir gece kıyafeti) yıkılması gayet mümkün hiyerarşik sistemi yıkmaya davetiye çıkarıyor. 

Bir de bu sergi için ürettiğim ‘Biz veririz siz öldürürsünüz’ adlı karışık malzemeden oluşan bir kolaj var. Kadınlar ve diğer canlılar erkeklerin uydurduğu savaşlarda her zaman kurbandır ve tıpkı savaşların diğer tüm kurbanları gibi kahramanlık masalı ile feci şekilde kandırılırlar…

S: İki sene önce Bektaşi kültürünü incelemiştiniz. Bektaşiliğe göre zaman lineer değil dairesel olduğundanbahsediliyor. Bu kavramın sizdeki dönüşümü nasıl oldu? Bektaşiliği bu anlamda nasıl aldınız sanatınıza?

Babam Alevi olduğu için bana uzak olan bir konu değildi bu konu ama her zaman bastırılmış bir mesele oldu aile içinde de, toplumsal olarak da. Dışlanmamak, ayrımcılık yaşamamak için her zaman kimliğimizi sakladık, bize öyle tembihlendi daha doğrusu. Halende Alevilere uygulanan ayrımcılık ortada. Çeşitli fikirlere göre algıların farklarından bahsediliyor ve bu vb. bilgiler çeşitli literatürlerde karşımıza çıkıyor. 

Fakat ben şeyleri ulaşıldıkları şekilleri ile değerlendiremiyorum. İmaj denilen şey benim kafamı çok karıştıran bir şey. Bu nedenle de bilinen anlamda araştırarak değil,Bektaşi kültürünü kendi köklerimin kalıntılarını anımsamaya çalışarak çalıştım.Hacı Bektaş’a gittim, orada bana Alevi olduğuma göre Türk olduğum söylendi. Halbuki bu yanlış, Kürt Aleviler var…

Bu arada Bektaşilik ve Alevilik ayrı şeyler. Bektaşilik ıslah edilmiş gibi geldi bana. Alevilik ise evden eve, kökten köke özgürce esniyor. Bu da pek hoş bir anti-Modernist bir doku mesela…

S: “Herhangi Bir Yerin Palmiyeleri Altında” ve eril zamanın düz çizgisini  birleştirdiğimizde, zamanı nasıl anlamalıyız? Yaptığınız işlerde nasıl kullanıyorsunuz zaman kavramını?

“Herhangi Bir Yerin Palmiyeleri Altında” Governer’s Island’da çekilmiş  New York’ta terör saldırısında patlatılan ikiz binaları arka plan olarak kullanan bir iş. Yine erkek elinden organize edilen bu terör saldırısı İslamofobya’yı kudurtacak üzerimize saldı. Bu inancın en görünür sembolü başörtü olduğu için ihale yine kadınlara kaldı! 

Zamanı en hor kullandığımız dönemdeyiz belki de. Sevdiklerimizden uzak, elimizdeki telefonlarla mental olarak herkes ve her şeyden uzak, temassız, iletişimsiz ve çaresiz. 

Zaman benim için bir kavram değil, içinden geçtiğim bir hissiyat. Resimlerime bakarsanız tıpkı yazıyı okur gibi soldan sağa doğru okuyun, soldan başlıyorum çünkü genelde ve bu da akrep ile yelkovan gibi zaten. Bilinçaltı!

S: Son olarak 2019 şimdiden gelmiş gibi duruyor. Yoğunluğunuz nasıl olacak neler yapmayı planlıyorsunuz?

Beş sergi katılımım şuan organize edilmiş durumda. Uzundur İstanbul’da bir kurum sergisi yapmak istiyorum fakat eğer böyle bir teklif gelmezse sanırım kendi imkanlarımla bir sergi organize edeceğim gelecek birkaç sene içerisinde çünkü yurtdışında kesintisiz olarak görünürlüğümün yanısıra absürt bir şekilde 2014 senesinden beri üretmiş olduğum eserlerin hemen hemen hiç biri İstanbul’da gösterilmedi, bu durumu biraz yazık buluyorum açıkçası…

2019 bir çok fuar katılımı ile dolu. Ayrıca Mayıs başı New York C24 Galeri’de bir solo sergim açılacak. İlgilenenler New York C24 Galeri, Viyana Martin Janda Galeri veya Berlin’den Tanja Wagner Galeri bültenlerine üye olup haberdar kalabilirler.

| Pera Müzesindeki Sergi İçin Tıklayınız | Sergi Bülteni İçin Tıklayınız |

\n

Nilbar G\u00fcre\u015f ile bir araya gelip sanattan, zamana ve hayata dair bir s\u00f6yle\u015fi yapt\u0131k. Konu konuyu a\u00e7\u0131nca harika bir s\u00f6yle\u015fi \u00e7\u0131kt\u0131.<\/p>\n\n\n\n

\"\"

foto\u011fraf ; Reha Arcan<\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

S: Gaia\u0027daki okurlar\u0131n\u0131za kendinizle ilgili neler s\u00f6ylemek istersiniz? \u00d6zellikle de Magda\u0027n\u0131n sizdeki yerini merak ediyoruz.<\/strong><\/h4>\n\n\n\n

\u0130stanbul\u2019da do\u011fdum ve b\u00fcy\u00fcd\u00fcm, alt-orta s\u0131n\u0131f memur bir aileden geliyorum. 70\u2019li y\u0131llar i\u00e7in gayet s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131 bir evlilik yapan ailem (bir taraf K\u00fcrt-alevi, di\u011fer taraf Trabzonlu ve dindar) ailelerinden maddi veya manevi destek alamad\u0131klar\u0131 i\u00e7in hem \u00e7ocuklu\u011fum hem gen\u00e7li\u011fim ya\u015fanan bu ayr\u0131mc\u0131l\u0131ktan \u00e7ok etkilendi. \u0130ki taraftan da destek alamayan ailem s\u00fcrekli \u00e7al\u0131\u015fmak zorundalard\u0131 ve beni bu s\u00fcre\u00e7 i\u00e7erisinde aile dostlar\u0131na emanet etmek durumundayd\u0131lar.<\/p>\n\n\n\n

Bahsini a\u00e7t\u0131\u011f\u0131n Magda bunlardan en \u00f6nemli olan fig\u00fcrd\u00fcr benim i\u00e7in. Anneannemin en yak\u0131n arkada\u015f\u0131 olan Magda lise bitene dek en yak\u0131n arkada\u015f\u0131m, s\u0131rda\u015f\u0131m ve adeta ikinci bir annem gibi hayat\u0131ma e\u015flik etti. Aslenbir Ni\u015fanta\u015f\u0131 Rum\u2019u olan Magda, gen\u00e7 ya\u015fta yapt\u0131\u011f\u0131 a\u015fk evlili\u011fi \u00fczerine Sar\u0131yer\u2019e ta\u015f\u0131nm\u0131\u015ft\u0131 ve orada ya\u015f\u0131yordu. \u00c7ocu\u011fu olmam\u0131\u015ft\u0131. Annemin \u00e7ocuklu\u011funda t\u00fcm mahalle \u00e7ocuklar\u0131na mayolar k\u0131yafetler dikermi\u015f. Bebekli\u011fimden beri Magda ile fazlaca vakit ge\u00e7irdi\u011fim i\u00e7in do\u011fal olarak k\u00fclt\u00fcrel anlamda i\u00e7 i\u00e7e ge\u00e7tik.Her Cuma g\u00fcn\u00fc kendisi ile kiliseye gider, y\u0131lba\u015f\u0131nda Christmas keki yapar Paskalya\u2019da yumurta boyard\u0131k. K\u0131sacas\u0131 Rum gelenekleri ile b\u00fcy\u00fcd\u00fcm. Karde\u015fi Kosta Atina\u2019dan e\u015fi ile \u0130stanbul\u2019a ziyarete gelirdi. Dolay\u0131s\u0131 ile fiziken ayn\u0131 dili konu\u015fmad\u0131\u011f\u0131m insanlarla ileti\u015fim kurmak benim \u00e7ok eski bir tecr\u00fcbem, \u015f\u00f6yle uzaktan bir bak\u0131nca\u2026<\/p>\n\n\n\n

Bunun yan\u0131s\u0131ra K\u00fcrt\u00e7e, Ermenice ve Rumca zaten Sar\u0131yer ve B\u00fcy\u00fckdere mahallelerimizin dilleri idi.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

S: Bir taraf\u0131n\u0131z \u0130stanbul\u0027da ve bir taraf\u0131n\u0131zda Viyana\u0027da, yerle\u015fik olamamakla ilgili ufak bir serzeni\u015finiz var. Bu iki sentez sanat\u0131n\u0131z\u0131 nas\u0131l etkiliyor? Ne demek istersiniz bu konuda?<\/strong><\/h4>\n\n\n\n

Sadece iki \u00fclke ile kalm\u0131yorum, her sene zaman\u0131m en az 4-5 farkl\u0131\u00fclke aras\u0131nda ge\u00e7iyor. Bazen so\u011fuk yerlerde, yiyecek do\u011fru d\u00fczg\u00fcn bir \u015feylerin olmad\u0131\u011f\u0131 mekanlarda \u00e7al\u0131\u015fmak zorunda kal\u0131yoruz. B\u00fcnye olarak herkes e\u015fit oranda g\u00fc\u00e7l\u00fc olamayabiliyor. Mesela benim gibi uykusu ve midesi \u00e7ok hassas ve s\u00fcrekli \u00fc\u015f\u00fcyen biri i\u00e7in bazen bu ko\u015fullar sahiden zorlay\u0131c\u0131 oluyor ve ya\u015f ilerledik\u00e7e daha da zorla\u015f\u0131yor\u2026\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Bir sanat\u00e7\u0131n\u0131n eline t\u00fcm bu zahmetler kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 ne ge\u00e7ti\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrsek sanat i\u00e7in harcanan emek ve enerji bir insan i\u00e7in ak\u0131l d\u0131\u015f\u0131 bi\u00e7imde gereksiz. Tutkusu olmayan bir insan\u0131n bu i\u015fle u\u011fra\u015fmas\u0131 ve kendini b\u00f6ylesine adamas\u0131 imkans\u0131z.\u00a0 Sanat benim i\u00e7in \u00f6n\u00fcne ge\u00e7ilemeyen bir enayilik durumu. Tabii bir de haval\u0131 ve p\u0131r\u0131lt\u0131l\u0131 bulduklar\u0131 i\u00e7in sanat alan\u0131nda var olmaya \u00e7al\u0131\u015fan insanlar var ama onlar benim size burada s\u00f6ylediklerimi yazd\u0131klar\u0131m\u0131 anlayamazlar dahi; his laz\u0131m\u2026

<\/p>\n\n\n\n

S:\u00a0\u201c<\/strong>Hayat\u0131 bilmeyen birinden sanat beklenemez.<\/strong><\/em>\u201d Sanat\u00e7\u0131 hayat\u0131 nas\u0131l bilmelidir ve sanat\u00e7\u0131dan bu noktada ne beklenmelidir?<\/strong><\/h4>\n\n\n\n

\u00c7\u00fcnk\u00fc hayat yok, hayatlar var. Kendi hayat\u0131n\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda bir \u015fey g\u00f6rmeyen, duymayan veya bilmeyen biri geli\u015fmeye kapal\u0131 bu bencilli\u011fini d\u00fczenli olarak kopyalayabilir elbette. \u00c7ok s\u0131k\u0131c\u0131.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Sanat\u00e7\u0131dan kimse bir \u015fey bekleyemez, sanat\u00e7\u0131 isterse payla\u015f\u0131r. Payla\u015fmayan\u0131 da var, eserlerini kimseye g\u00f6stermeden imha eden y\u00fczlerce sanat\u00e7\u0131 var.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n


<\/p>\n\n\n\n

S:\u00a0LGBT+ haklar\u0131, aktivizmi ya da canl\u0131 haklar\u0131 gibi meseleleri sanat\u0131n\u0131za yans\u0131t\u0131yorsunuz, aktif olarak bir kat\u0131l\u0131m\u0131n\u0131z da oluyor mu? Bu konuda \u00e7al\u0131\u015fmalar y\u00fcr\u00fcten \u00e7e\u015fitli gruplar var, Boysan\u2019\u0131n Evi gibi.<\/strong>\u00a0<\/h4>\n\n\n\n

\u015eimdiye dek foto\u011fraflar\u0131m\u0131 y\u00fcr\u00fcy\u00fc\u015flerde pankart olarak kulland\u0131\u011f\u0131m oldu. Veya g\u00f6rsel olarak h\u0131zla anla\u015f\u0131labilen baz\u0131 eserlerimi kamusal alanda poster olarak sergiliyorum, bu da bir aktivizm bence.<\/p>\n\n\n\n

Zaman zaman fiziksel kat\u0131l\u0131mlar\u0131m oluyor fakat \u00e7ok ender, \u00e7\u00fcnk\u00fc \u00e7ok fazla seyahat eden biriyim, bu yo\u011funlu\u011fun i\u00e7inde m\u00fcmk\u00fcn de\u011fil her yere yeti\u015fmek. Bazen aylarca ailemle dahi g\u00f6r\u00fc\u015femedi\u011fim oluyor. Ama bunun da d\u0131\u015f\u0131nda ben asla grup insan\u0131 de\u011filim, toplu her \u015fey i\u00e7in fazlas\u0131 ile bireyselim. Grup olarak hareket edemiyorum.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Ayr\u0131ca kabul etmek laz\u0131m ki, herkesin ki\u015fisel bir sava\u015f tekni\u011fi var. Beni ilgilendiren meseleleri s\u00f6z konusu etmek ve i\u015fleyerek sanat eserlerine d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcrmek bu sorunlar\u0131 daha evvel hi\u00e7 olmad\u0131\u011f\u0131 kadar g\u00fcndeme getirebiliyor. Aktivizm, sosyal medya vs \u00e7ok iyi ve \u00f6nemli fakat kendi \u00e7emberinde kald\u0131\u011f\u0131 s\u00fcrece \u00e7o\u011funlu\u011fa ya da ula\u015fman\u0131z\u0131 istedi\u011finiz insanlara ula\u015fam\u0131yor. Sanat bu anlamda harika bir mecra, \u00e7ok kullan\u0131\u015fl\u0131\u2026<\/p>\n\n\n\n

S:\u00a0Sanat\u00e7\u0131 hiyerar\u015fisini sevmedi\u011finizi s\u00f6ylemi\u015fsiniz. Bunu nas\u0131l a\u00e7abiliriz? Bu hiyerar\u015finin yatay ya da dikey olmas\u0131 sizin i\u00e7in de\u011fi\u015fir mi? Belli bir \u00fcst realitenin varl\u0131\u011f\u0131 hep olagelmi\u015ftir\u2026<\/strong><\/h4>\n\n\n\n

Koleksiyoner-Sanat\u00e7\u0131 ili\u015fkisinden bahsediyorum. Koleksiyonerler genellikle varl\u0131kl\u0131 insanlar oluyorlar ve ne yaz\u0131k ki hepsinde olmasa da genelde bir ego veya kibir sorunlar\u0131 oluyor. Sanat\u00e7\u0131n\u0131n da di\u011fer insanlar\u0131n da bu s\u0131n\u0131fsal ayr\u0131ma ihtiyac\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum.\u00a0 \u0130nsanlar e\u015fittir, bir g\u00fcn hepimiz \u00f6lece\u011fiz buna zenginler dahil bu arada ve sadece eserler kalacak.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

S:\u00a0Sanat biriktirmek belli bir yerde entelekt\u00fcel biriktirmek anlam\u0131na gelebiliyor. \u00c7anta ya da ayakkab\u0131 gibi birikimden fark\u0131 ne olmal\u0131 sanat biriktirenin?<\/strong><\/h4>\n\n\n\n

Bunlar\u0131n biri manevi di\u011feri ise maddi zevk. Koleksiyonerlerden genel olarak k\u00fclt\u00fcr, edebiyat, m\u00fczik ve sanat d\u00fcnyas\u0131 ile ilgili olmalar\u0131n\u0131, edindikleri eserlerin entelekt\u00fcel anlamda hakk\u0131n\u0131 vermeye \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131 bekliyoruz. Duvar\u0131na bir eseri asan ki\u015fi o eseri bilmekle y\u00fck\u00fcml\u00fcd\u00fcr. Tutkusuz koleksiyoner olmaz, olmamal\u0131. Para cehaleti \u00f6rtmez.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

<\/p>\n\n\n\n

S: Sanat \u00fcretmek i\u00e7in a\u00e7t\u0131\u011f\u0131n\u0131z zamana biriken di\u011fer i\u015flerin yo\u011funlu\u011fu ayr\u0131 bir d\u00f6ng\u00fc olu\u015fturuyor gibi. Bu a\u011f\u0131rl\u0131\u011f\u0131 kald\u0131rmak i\u00e7in Nilbar, neler yapar \u00f6zellikle de iki sanat \u00fcretimi aras\u0131ndaki sarka\u00e7 nerede durur? <\/strong><\/h4>\n\n\n\n

Genelde ne yaz\u0131k ki iki de\u011fil onlarca sanat \u00fcretimi paralel olarak var olmak zorunda oluyor. Bir projeye hay\u0131r demek gelecek olas\u0131 bir ka\u00e7 projeye de davet gelmeyece\u011fi anlam\u0131na gelir genelde. Yani dola\u015f\u0131m denen bir \u015fey var, bir kez bundan \u00e7\u0131kan bir daha kolayca geri giremez. Bu durumda ne yaps\u0131nlar, parampar\u00e7a olmu\u015f bir durumda \u00e7aresizce \u00fcretmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131yor sanat\u00e7\u0131lar.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Galeriler, kurumlar,ki\u015fisel ilgi bekleyen koleksiyonerler, ak\u0131ldaki projeler, eski proje fikirleri,kurumlar taraf\u0131ndan arzu edilen yani sipari\u015f edilen projeler ve burada sayamad\u0131klar\u0131mdan olu\u015fan gibi sonsuz bir liste. Sarka\u00e7\u0131n durdu\u011fu bir yer yok, duram\u0131yor sanat\u00e7\u0131 sorun da burada zaten. Bu durum bir s\u00fcre sonra t\u00fckenmi\u015flik sendromu ya da \u00e7e\u015fitli hastal\u0131klar\u0131n ba\u015f g\u00f6stermesi ile bu sistem sanat\u00e7\u0131y\u0131 bir s\u00fcre i\u00e7in mecburen ve sadece fiziksel olarak durduruyor. Nilbar da ba\u015fa \u00e7\u0131kam\u0131yor, hem zihnen hem bedenen y\u0131pran\u0131yor, i\u015finden nefret ediyor ama b\u0131rakam\u0131yor. Tek ge\u00e7im kayna\u011f\u0131 bu \u00e7\u00fcnk\u00fc.\u00a0<\/a><\/p>\n\n\n\n

S:\u00a0Pera m\u00fczesindeki son serginizden de bahsetmek istiyorum biraz. \"Zaman De\u011fi\u015fmeli\" nas\u0131l olu\u015ftu sizde?<\/strong><\/h4>\n\n\n\n
\"\"<\/figure>\n\n\n\n

\"Zaman De\u011fi\u015fmeli\u201d Alistair Hicks\u2019in konsepti. Orada hem bir modernizm hem de erkek sistemi ele\u015ftirisi var ki bu iki ele\u015ftiri de benim eserlerimde g\u00fcndeme gelmi\u015f, i\u015flenmi\u015f temalardan\u2026 Zaten kad\u0131nlar\u0131n fikirleri d\u00fcnyada kullan\u0131mda de\u011fil bildi\u011fimiz gibi, tahakk\u00fcm alt\u0131nda ya\u015fam sava\u015f\u0131 veriyoruz. Nas\u0131l ve ne kadar do\u011furaca\u011f\u0131m\u0131za dahi erkekler karar veriyor\u2026\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\u0130lk kez 2009 senesinde WHW\u2019nin k\u00fcrat\u00f6rl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc yapt\u0131\u011f\u0131 \u0130stanbul Bienali\u2019nde g\u00f6sterilmi\u015f olan \u2018Bilinmeyen Sporlar\u2019 adl\u0131 foto\u011fraf serim, erkek sistemini sorgulayan g\u00f6rsellerden olu\u015fuyordu. Birbirlerine erkekler taraf\u0131ndan belirlenen ideal kad\u0131n imaj\u0131na katk\u0131da bulunmak amac\u0131 ile yard\u0131m eden, yani a\u011fda g\u00fcnleri d\u00fczenleyip birbirlerinin a\u011fda bezlerini \u00e7eken kad\u0131nlar acaba bu eylemin yan\u0131s\u0131ra aralar\u0131nda neler ya\u015f\u0131yorlar? Bize Queer bir d\u00fcnyan\u0131n kap\u0131lar\u0131n\u0131 aralayan bu sergi, g\u00f6r\u00fcn\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fc az ama her \u015feye ra\u011fmen ya\u015fayan baz\u0131 alternatif ya\u015fam g\u00f6r\u00fc\u015fleri ve hayat tarzlar\u0131 ile izleyiciyi y\u00fczle\u015ftiriyor, belki de kendi \u00e7evresine de bir kez de bu bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131 ile bir g\u00f6z atmas\u0131 konusunda uyar\u0131yor.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Bunun d\u0131\u015f\u0131nda yine Alistair Hicks\u2019in konseptinde ad\u0131 ge\u00e7en baz\u0131 referanslar var, mesela Brancusi. 2014 senesinde 31. Sao Paulo Bienali i\u00e7in \u00fcretti\u011fim kad\u0131n eteklerinden olu\u015fan bir s\u00fctun da bu serginin bir par\u00e7as\u0131 oldu. Eteklerin cinsine bakarak ayr\u0131\u015ft\u0131rabilece\u011fimiz farkl\u0131 s\u0131n\u0131f ve tarzlar\u0131n s\u0131rad\u0131\u015f\u0131 bir \u015fekilde dizilmesiyle (en yukar\u0131da k\u00f6yl\u00fc kad\u0131n ete\u011fi, en a\u015fa\u011f\u0131da pahal\u0131 bir gece k\u0131yafeti) y\u0131k\u0131lmas\u0131 gayet m\u00fcmk\u00fcn hiyerar\u015fik sistemi y\u0131kmaya davetiye \u00e7\u0131kar\u0131yor.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Bir de bu sergi i\u00e7in \u00fcretti\u011fim \u2018Biz veririz siz \u00f6ld\u00fcr\u00fcrs\u00fcn\u00fcz\u2019 adl\u0131 kar\u0131\u015f\u0131k malzemeden olu\u015fan bir kolaj var. Kad\u0131nlar ve di\u011fer canl\u0131lar erkeklerin uydurdu\u011fu sava\u015flarda her zaman kurband\u0131r ve t\u0131pk\u0131 sava\u015flar\u0131n di\u011fer t\u00fcm kurbanlar\u0131 gibi kahramanl\u0131k masal\u0131 ile feci \u015fekilde kand\u0131r\u0131l\u0131rlar\u2026<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

<\/p>\n\n\n\n

S:\u00a0\u0130ki sene \u00f6nce Bekta\u015fi k\u00fclt\u00fcr\u00fcn\u00fc incelemi\u015ftiniz. Bekta\u015fili\u011fe g\u00f6re zaman lineer de\u011fil dairesel oldu\u011fundanbahsediliyor. Bu kavram\u0131n sizdeki d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm\u00fc nas\u0131l oldu? Bekta\u015fili\u011fi bu anlamda nas\u0131l ald\u0131n\u0131z sanat\u0131n\u0131za?<\/strong><\/h4>\n\n\n\n

Babam Alevi oldu\u011fu i\u00e7in bana uzak olan bir konu de\u011fildi bu konu ama her zaman bast\u0131r\u0131lm\u0131\u015f bir mesele oldu aile i\u00e7inde de, toplumsal olarak da. D\u0131\u015flanmamak, ayr\u0131mc\u0131l\u0131k ya\u015famamak i\u00e7in her zaman kimli\u011fimizi saklad\u0131k, bize \u00f6yle tembihlendi daha do\u011frusu. Halende Alevilere uygulanan ayr\u0131mc\u0131l\u0131k ortada. \u00c7e\u015fitli fikirlere g\u00f6re alg\u0131lar\u0131n farklar\u0131ndan bahsediliyor ve bu vb. bilgiler \u00e7e\u015fitli literat\u00fcrlerde kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131k\u0131yor.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Fakat ben \u015feyleri ula\u015f\u0131ld\u0131klar\u0131 \u015fekilleri ile de\u011ferlendiremiyorum. \u0130maj denilen \u015fey benim kafam\u0131 \u00e7ok kar\u0131\u015ft\u0131ran bir \u015fey. Bu nedenle de bilinen anlamda ara\u015ft\u0131rarak de\u011fil,Bekta\u015fi k\u00fclt\u00fcr\u00fcn\u00fc kendi k\u00f6klerimin kal\u0131nt\u0131lar\u0131n\u0131 an\u0131msamaya \u00e7al\u0131\u015farak \u00e7al\u0131\u015ft\u0131m.Hac\u0131 Bekta\u015f\u2019a gittim, orada bana Alevi oldu\u011fuma g\u00f6re T\u00fcrk oldu\u011fum s\u00f6ylendi. Halbuki bu yanl\u0131\u015f, K\u00fcrt Aleviler var\u2026<\/p>\n\n\n\n

Bu arada Bekta\u015filik ve Alevilik ayr\u0131 \u015feyler. Bekta\u015filik \u0131slah edilmi\u015f gibi geldi bana. Alevilik ise evden eve, k\u00f6kten k\u00f6ke \u00f6zg\u00fcrce esniyor. Bu da pek ho\u015f bir anti-Modernist bir doku mesela\u2026<\/p>\n\n\n\n

S:\u00a0\"Herhangi Bir Yerin Palmiyeleri Alt\u0131nda\" ve eril zaman\u0131n d\u00fcz \u00e7izgisini\u00a0 birle\u015ftirdi\u011fimizde, zaman\u0131 nas\u0131l anlamal\u0131y\u0131z? Yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131z i\u015flerde nas\u0131l kullan\u0131yorsunuz zaman kavram\u0131n\u0131?<\/strong><\/h4>\n\n\n\n
\"\"<\/figure>\n\n\n\n

<\/p>\n\n\n\n

\"Herhangi Bir Yerin Palmiyeleri Alt\u0131nda\" Governer\u0027s Island\u0027da\u00a0\u00e7ekilmi\u015f\u00a0 New York\u0027ta ter\u00f6r sald\u0131r\u0131s\u0131nda patlat\u0131lan\u00a0ikiz binalar\u0131 arka plan olarak kullanan bir i\u015f. Yine erkek elinden organize edilen bu ter\u00f6r sald\u0131r\u0131s\u0131 \u0130slamofobya\u0027y\u0131\u00a0kudurtacak\u00a0\u00fczerimize sald\u0131. Bu inanc\u0131n en g\u00f6r\u00fcn\u00fcr sembol\u00fc ba\u015f\u00f6rt\u00fc oldu\u011fu i\u00e7in ihale yine kad\u0131nlara kald\u0131!\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Zaman\u0131 en hor kulland\u0131\u011f\u0131m\u0131z d\u00f6nemdeyiz belki de. Sevdiklerimizden uzak, elimizdeki telefonlarla mental olarak herkes ve her \u015feyden uzak, temass\u0131z, ileti\u015fimsiz ve \u00e7aresiz.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Zaman benim i\u00e7in bir\nkavram de\u011fil, i\u00e7inden ge\u00e7ti\u011fim bir hissiyat. Resimlerime bakarsan\u0131z t\u0131pk\u0131\nyaz\u0131y\u0131 okur gibi soldan sa\u011fa do\u011fru okuyun, soldan ba\u015fl\u0131yorum \u00e7\u00fcnk\u00fc genelde ve\nbu da akrep ile yelkovan gibi zaten. Bilin\u00e7alt\u0131!<\/p>\n\n\n\n

S:\u00a0Son olarak 2019 \u015fimdiden gelmi\u015f gibi duruyor. Yo\u011funlu\u011funuz nas\u0131l olacak neler yapmay\u0131 planl\u0131yorsunuz?<\/strong><\/h4>\n\n\n\n

Be\u015f sergi kat\u0131l\u0131m\u0131m \u015fuan organize edilmi\u015f durumda. Uzundur \u0130stanbul\u2019da bir kurum sergisi yapmak istiyorum fakat e\u011fer b\u00f6yle bir teklif gelmezse san\u0131r\u0131m kendi imkanlar\u0131mla bir sergi organize edece\u011fim gelecek birka\u00e7 sene i\u00e7erisinde \u00e7\u00fcnk\u00fc yurtd\u0131\u015f\u0131nda kesintisiz olarak g\u00f6r\u00fcn\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcn yan\u0131s\u0131ra abs\u00fcrt bir \u015fekilde 2014 senesinden beri \u00fcretmi\u015f oldu\u011fum eserlerin hemen hemen hi\u00e7 biri \u0130stanbul\u2019da g\u00f6sterilmedi, bu durumu biraz yaz\u0131k buluyorum a\u00e7\u0131k\u00e7as\u0131\u2026<\/p>\n\n\n\n

2019 bir \u00e7ok fuar kat\u0131l\u0131m\u0131 ile dolu. Ayr\u0131ca May\u0131s ba\u015f\u0131 New York C24 Galeri\u2019de bir solo sergim a\u00e7\u0131lacak. \u0130lgilenenler New York C24 Galeri, Viyana Martin Janda Galeri veya Berlin\u2019den Tanja Wagner Galeri b\u00fcltenlerine \u00fcye olup haberdar kalabilirler.<\/p>\n\n\n\n

\nhttps:\/\/www.youtube.com\/watch?v=oX4WaxOa48U\n<\/div><\/figure>\n\n\n\n

| Pera M\u00fczesindeki Sergi \u0130\u00e7in T\u0131klay\u0131n\u0131z <\/a>| Sergi B\u00fclteni \u0130\u00e7in T\u0131klay\u0131n\u0131z<\/a> |<\/strong><\/em><\/p>\n","post_title":"Nilbar G\u00fcre\u015f ile Pera M\u00fczesindeki \"Zaman De\u011fi\u015fmeli\" sergisi \u00fczerine konu\u015ftuk","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"nilbar-gures-ile-pera-muzesindeki-zaman-degismeli-sergisi-uzerine-konustuk","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2019-01-02 14:35:23","post_modified_gmt":"2019-01-02 11:35:23","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=106871","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"1","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":106871}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "904"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "226"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

Avni Onur Sevinç
Avni Onur Sevinçhttps://www.avnionursevinc.com/
Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol