Ana SayfaKültür & SanatKitapNurhan Suerdem Söyleşisi: İtiraz, İsyan, Başkaldırılarıyla Maruzatım Var

Nurhan Suerdem Söyleşisi: İtiraz, İsyan, Başkaldırılarıyla Maruzatım Var

-

Nurhan Suerdem’in Maruzatım Var öykü kitabı insanlığın birkaç maruzatını dile getirmiyor sadece. Ya da insanların sistem içindeki çırpınışlarına bir durum değerlendirmesi de yapmıyor Bin itiraz, bin başkaldırı ve bin isyan var öykülerin her birinde. Nurhan Suerdem ile yapmış olduğum söyleşide sistemi, düzeni, toplumsal hafızayı, kadını, erkeği, çocuğuyla insanların hayat uğraşları içerisinde girdikleri mücadeleleri son derece kapsamlı bir şekilde konuştuk 2020 Haldun Taner Öykü Ödülüne de layık görülen Maruzatım Var’ı mutlaka okuyun. Tabii ki söyleşimizi de. Buyurun lütfen. 

Aynur Kulak: Maruzat kelimesinin tanımını düşündüğümüzde maruzatlarımız kelimenin tanımındaki gibi naif bir noktada değil artık.  Üstelik bu kelime ile olan anlam ilişkimiz çok kısa bir sürede değişti. Sizin kitaptaki öyküleri kaleme aldığınız zaman dilimi ve şu sıralar içinde bulunduğumuz durumları kapsayan meseleler dahi maruzatlarımız açısından önemli farklar yaratıyor. Mağdurluklarımız maruzatlarımızın hep ve daima önünde olacak artık diyebilir miyiz? 

Nurhan Suerdem: Haklısınız, bu kitapta yer alan öyküler belli bir zaman dilimine yayılmış öyküler. Ancak ne yazık ki bizi meşgul eden konular ülkemizde değişmediği gibi. Her geçen gün daha da artıyor ve çeşitleniyor. Kadın konularından gidecek olursak, anıt sayaca her gün birden fazla cinayetin eklenmesi, taciz vakalarında artış, nafakaya bakış açısı, İstanbul Sözleşmesi’nin sorgulanıyor oluşu, din hocalarının, diyanetin kadınlar üzerinden toplum mühendisliğine soyunmaları, LGBTİ i’lere bakış konusunda iyileşme var derken eski günlere dönülmesi, çocuk yaşta evlilikleri caiz göstermeye çalışan anlayış…  Bunun dışında hukuk ve adalet sisteminin çöküşü, parlamenter sitemin sadece görüntüden ibaret kalması, gözünün üstünde kaşın ver demenin bile neredeyse suç sayılması, topluma söylenilen yalanlarla günü kurtarmaya iktidardakilerin bekâsını sağlamaya çalışılan politikalar, bilime inancın kalkması, eğitim sisteminde çağdışı uygulamalar, saymakla bitmeyecek ne yazık ki.

Maruzatım Var kitabınızın içinde on öykü var. Zamanla oluşan, zamana yayılan duygu durumları, mağduriyetlerimiz, mutsuzluklarımız, mutluluklarımız, çabalarımız, maruzatlarımız ve her biri ayrı ayrı ifadesini bulan başlangıç ve yola devam ediş tercihleri farklı olan öyküler… On öykünün bir araya gelişi, bir kitabı oluşturmasındaki yaşanmış deneyimler öykülerin yolculuğuna nasıl sirayet etti? 

Emeklilik sonrası kendime ait bir zamana kavuşmam ve bu zamanı değerlendirmek için arayışlarım beni öykü yazmaya yöneltti. 2013 yılından bu yana yazıyorum. Atölyelere katıldım.  Maruzatım Var bu yolculuk sırasında çıkan öyküler. Atölyede yazdıklarım olduğu   gibi, sonrası yazdıklarım da var. Yayınevine başvurduğum dosya ile kitap arasında da fark var.  Dosyada bazı öyküleri bütünlüğe uymuyor diye çıkardık, elimde mevcut diğer öykülerden seçerek kitabı oluşturduk. 

Öykülerimde yaşanmışlıkların rolü çok büyük. Otobiyografik anlamda değil, aklımı kurcalayan beni rahatsız eden, öfkelendiren okuduğum gördüğüm tanık olduğum olaylar duygular, var bu öykülerin içinde. 

Öykülerdeki geçmiş zaman koridorları, eninde sonunda baş başa kaldığımız yalnızlıklar; öykülerdeki adamların yalnızlıkları, kadınların yalnızlıkları hatta Oturan Mavi Bulut’un Eksik Listesi öyküsündeki çocuk yalnızlığı… Maruzatım Var içindeki öykülere birçok anlam yüklenebilir fakat asıl olarak “yalnız kalanlar” ve “hep  yalnız kalacaklar” üzerine maruzat belirten öyküler ile karşı karşıyayız sanki. Gündelik şartlar, günümüz dünyası yalnızlık üzerine inşa ediliyor diyebilir miyiz?

İçinde yaşadığımız dünyanın bir sorunu yalnızlık. Küreselleşen dünyada çaresizleşen, yalnızlaşan insan, kentleşmeyle birlikte zayıflayan sosyal ilişkiler, beton kutularında yaşayan, beton kutularındaki bölmelerinde çalışan insanlar, artan iletişimsizlik, karşı karşıya gelerek konuşarak, belirli bir zamanı dokunarak hissederek paylaşmak yerine kısıtlı kelimelerle dijital ortamlarda kurulan sanal ilişikler. Evde odadan odaya mesajlaşan çiftler, restoranda arkadaşlarıyla yemek yerken bir kutlama yaparken dahi elden düşmeyen telefonlar sadece o anı görüntülemek için harcanan çabalar. Birbirini anlama duymaya vakti olmayan insanlar. Yarın öbür gün mağazadan seçip eve getirdiğimiz bizimle uyumlu robotlarla kuracağımız ilişkiye arkadaşlığa dönülebileceğini düşünüyorum bu yalnızlığın.  

Kitabın son öyküsü Yetişkin Oyunları ve Asliye Hukuk Hakimliği’ne öykülerinize parantez açmak istiyorum. Yetişkin Oyunları’nda, “Kimse memnun değil hayatından, hepsinin düşünceleri, yorgunlukları, mutsuzlukları, yüzlerinde asılı kalmış”deniyor. Tam da olması istenen bu muydu diye sormak istiyorum çünkü aynı öyküde; “Bir zamanlar on sekiz yaşından küçükleri kendi oyunlarına dahil etmek isteyenlerin aç gözlerini hatırlatıyor.” diye bir cümle de var. Toplumu oluşturan bireyler olarak kendi ismimizi bulmak adına Asliye Hukuk Hakimliği’ne verdiğimiz dilekçeler tam da onların istediği topluma dönüşmemiz adına hep yok sayıldı değil mi? Kişisel öykülerimizde bizim için bırakılan boşlukları iyi bir şekilde doldurmazsak toplumsal hafızamızın boş tenekelerden farkı kalmayacak sanki ne dersiniz?    

Dilekçelerimiz sümen altı edildi, bazı konularda dilekçe yazılamadı, bazılarında kırmızı çizgimiz dendi konuşulamadı bile. İktidarların işine geliyor hafızasız bir toplum yaratmak, yönetebilmek için. Ne kadar silebilirler ve onun yerine kendi uygun gördüklerini yapıştırmayı başarabilirlerse o kadar iyi. Bizler de ne kadar direnebilirsek o kadar iyi; yazdıklarımızla, kayıt altına alabildiğimiz sözlü tarihle. 

Toplum bilinci çok da gelişmemiş, toplum hafızası manipülasyonlarla dolu bir coğrafyada  kadın olarak varlık göstermek, okumak, çalışmak, çocuk yetiştirmek, hatta kız çocuğumuz olursa eğer, kız çocuğu büyütmek/yetiştirmek adına yaşadığımız zorluklara karşılık yine de bazı normların dışına çıkamamak, yine de görülmemek, anlaşılmamak, namusun tanımı olmak zorunda kalarak sözlü ve fiziksel şiddete maruz bırakılmak her gün tüm kadınların yaşadığı bir rutin neredeyse. Toplum içinde daha esaslı ve gerçek başarılara imza attığımız halde neden günah keçisi ilan edilip, tüm yükleri taşımak zorunda kalıyoruz?  

Günah keçisi olmak cennetten kovulmaktan bu yana kadınlara vurulan bir yafta. Erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığına inanılan kadının haddini bilmeyerek elmayı merak etmesi ve onu kendi yediği gibi efendisine de yedirmesi en büyük suçu. Ondan sonra bu değişmemiş. Tarih boyunca kutsal kitaplarda var olmaya devam etmiş. Kadın erkekler için evde çocuk doğuran, bakan, evin tüm ihtiyaçlarını karşılayan, dışarda ise arzularını gideren bir araç. “At avrat silah” Erkeğin tanımı bu açıdan hiç değişmedi. Modernleşmeyle birlikte atın yerini arabası, silahının yerini yeri geldi işi, mevkii, yeri geldi erkekliği, yeri geldi gerçek silahı aldı. Dünyada da böyle. Muhafazakâr devlet politikaları bu anlayışı besliyor. Erkekler, birbirleriyle yarışırken kadının kendine rakip olmasını kaldıramıyor. Kadın haddini bilsin, elinin altında olsun, yönetebildiği bir özne olarak kalsın istiyor. 

Öykülerdeki mizah konusuna da değinmek istiyorum. İleri toplumların çözdüğü ama bizim hala çözemediğimiz meseleleri yaşamaktan mütevelli ortaya çıkan mizahın yansımalarını görüyoruz öykülerinizde. Mizahın ironiyi ilk etapta atlamamıza sebebiyet veren absürtlükte yaşandığı toplumumuzda sizce mizahtan anlıyor muyuz? Mizahtaki “örtük dram” sanki görülmek istenmiyor.

“İffet bir kadın ismi değildir aynı zamanda süsüdür” şeklindeki saçmalığı ciddi ciddi dile getiren anlayışa ancak ironiyle cevap verebilirdim. Bu çağda bunları mı konuşuyoruz derken daha da fazlası söylenir oldu. Burada eril iktidarı temsil eden hâkimden talebim; anlaması, kanunları ona göre değiştirmesi veya uygulamasıydı. Yeter ki istesin. Yoksa kadınlar değiştirecek her şeyi. Buna inanıyorum. Er veya geç. 

Koş Sevil Koş! öyküsündeki Sevil’in durumu mesela, aile içinde rollerin kadın erkek arasında eşit olmamasının bir göstergesi. Kadınlar her yaşta üstlendikleri yüklerle yaşamaya mahkûm. Aile içindeki erkek bireylerin hiç umurunda değil, işlerine böylesi iyi geliyor. Anadan babadan gördükleri de böyle. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin eğitimin her aşamasında yer alması, hem kadınlarımızın hem de erkeklerimizin bunun farkına vararak yetişmeleri çok önemli. Bizim için uzun bir yol.

Maruzatım Var kitabınız kısa bir süre sonra bir yaşına basacak ve bu bir yıllık süreçte hem dünya hem de ülkemiz böyle böyle şeyler olacak denseydi inanmayacağımız bir süreçten geçiyor hala. Hem dünya hem de içinde yaşadığımız toplum tüm bu süreçlerden gerekli dersleri çıkarabilecek miyiz, ne dersiniz? 

Maruzatım Var Aralık 6 Aralık’ta bir yaşına basacak veya bu yazı yayınlandığında basmış olacak. O günden bugüne yaşam birden ve inanılmaz ölçekte değişti. Dünya artık geçmişin dünyası değil. Covid19 salgını karşısında koskoca devletler çaresiz kaldı. Küresel iklim sorunları onun getirdiği felaketler, kuraklık sorunları kendini hissettirmeye başlarken bir de bu salgınla karşılaştık hem de birden bire. Devletlerin sağlık sistemleri sağlık politikaları, sosyal devlet olamamaları sorgulanmaya başlandı. Aslında bu noktada hâlâ bir şansımız var. Hem bireysel hem de küresel anlamda. Bütün yaptıklarımızı görüp ders almak ve düzeni değiştirmek, doğaya hükmederek değil onunla barış içinde yaşamak.  Bu şansı ne kadar değerlendirebileceğiz, olumlu olacak mı emin değilim. Çok umutsuz olmak da istemiyorum,  ama insanların bitmeyen güç savaşı, kapitalist sistemin, neoliberal politikaların doğa dahil tüketmeye, sömürmeye yönelik anlayışı devam ettiği sürece pek de fazla bir şey beklemek olası değil.  Kısaca insan yine eski insan olursa değişim mümkün görülmüyor. 

\n

Nurhan Suerdem\u2019in Maruzat\u0131m Var \u00f6yk\u00fc kitab\u0131 insanl\u0131\u011f\u0131n birka\u00e7 maruzat\u0131n\u0131 dile getirmiyor sadece. Ya da insanlar\u0131n sistem i\u00e7indeki \u00e7\u0131rp\u0131n\u0131\u015flar\u0131na bir durum de\u011ferlendirmesi de yapm\u0131yor Bin itiraz, bin ba\u015fkald\u0131r\u0131 ve bin isyan var \u00f6yk\u00fclerin her birinde. Nurhan Suerdem ile yapm\u0131\u015f oldu\u011fum s\u00f6yle\u015fide sistemi, d\u00fczeni, toplumsal haf\u0131zay\u0131, kad\u0131n\u0131, erke\u011fi, \u00e7ocu\u011fuyla insanlar\u0131n hayat u\u011fra\u015flar\u0131 i\u00e7erisinde girdikleri m\u00fccadeleleri son derece kapsaml\u0131 bir \u015fekilde konu\u015ftuk 2020 Haldun Taner \u00d6yk\u00fc \u00d6d\u00fcl\u00fcne de lay\u0131k g\u00f6r\u00fclen Maruzat\u0131m Var\u2019\u0131 mutlaka okuyun. Tabii ki s\u00f6yle\u015fimizi de.\u00a0Buyurun l\u00fctfen.\u00a0<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Maruzat kelimesinin tan\u0131m\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fczde maruzatlar\u0131m\u0131z kelimenin tan\u0131m\u0131ndaki gibi naif bir noktada de\u011fil art\u0131k.\u00a0 \u00dcstelik bu kelime ile olan anlam ili\u015fkimiz \u00e7ok k\u0131sa bir s\u00fcrede de\u011fi\u015fti. Sizin kitaptaki \u00f6yk\u00fcleri kaleme ald\u0131\u011f\u0131n\u0131z zaman dilimi ve \u015fu s\u0131ralar i\u00e7inde bulundu\u011fumuz durumlar\u0131 kapsayan meseleler dahi maruzatlar\u0131m\u0131z a\u00e7\u0131s\u0131ndan \u00f6nemli farklar yarat\u0131yor. Ma\u011fdurluklar\u0131m\u0131z maruzatlar\u0131m\u0131z\u0131n hep ve daima \u00f6n\u00fcnde olacak art\u0131k diyebilir miyiz?\u00a0<\/strong><\/h5>\n\n\n\n

Nurhan Suerdem<\/strong>: Hakl\u0131s\u0131n\u0131z, bu kitapta yer alan \u00f6yk\u00fcler belli bir zaman dilimine yay\u0131lm\u0131\u015f \u00f6yk\u00fcler. Ancak ne yaz\u0131k ki bizi me\u015fgul eden konular \u00fclkemizde de\u011fi\u015fmedi\u011fi gibi. Her ge\u00e7en g\u00fcn daha da art\u0131yor ve \u00e7e\u015fitleniyor. Kad\u0131n konular\u0131ndan gidecek olursak, an\u0131t sayaca her g\u00fcn birden fazla cinayetin eklenmesi, taciz vakalar\u0131nda art\u0131\u015f, nafakaya bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131, \u0130stanbul S\u00f6zle\u015fmesi\u2019nin sorgulan\u0131yor olu\u015fu, din hocalar\u0131n\u0131n, diyanetin kad\u0131nlar \u00fczerinden toplum m\u00fchendisli\u011fine soyunmalar\u0131, LGBT\u0130 i\u2019lere bak\u0131\u015f konusunda iyile\u015fme var derken eski g\u00fcnlere d\u00f6n\u00fclmesi, \u00e7ocuk ya\u015fta evlilikleri caiz g\u00f6stermeye \u00e7al\u0131\u015fan anlay\u0131\u015f\u2026  Bunun d\u0131\u015f\u0131nda hukuk ve adalet sisteminin \u00e7\u00f6k\u00fc\u015f\u00fc, parlamenter sitemin sadece g\u00f6r\u00fcnt\u00fcden ibaret kalmas\u0131, g\u00f6z\u00fcn\u00fcn \u00fcst\u00fcnde ka\u015f\u0131n ver demenin bile neredeyse su\u00e7 say\u0131lmas\u0131, topluma s\u00f6ylenilen yalanlarla g\u00fcn\u00fc kurtarmaya iktidardakilerin bek\u00e2s\u0131n\u0131 sa\u011flamaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131lan politikalar, bilime inanc\u0131n kalkmas\u0131, e\u011fitim sisteminde \u00e7a\u011fd\u0131\u015f\u0131 uygulamalar, saymakla bitmeyecek ne yaz\u0131k ki.<\/p>\n\n\n\n

Maruzat\u0131m Var kitab\u0131n\u0131z\u0131n i\u00e7inde on \u00f6yk\u00fc var. Zamanla olu\u015fan, zamana yay\u0131lan duygu durumlar\u0131, ma\u011fduriyetlerimiz, mutsuzluklar\u0131m\u0131z, mutluluklar\u0131m\u0131z, \u00e7abalar\u0131m\u0131z, maruzatlar\u0131m\u0131z ve her biri ayr\u0131 ayr\u0131 ifadesini bulan ba\u015flang\u0131\u00e7 ve yola devam edi\u015f tercihleri farkl\u0131 olan \u00f6yk\u00fcler\u2026 On \u00f6yk\u00fcn\u00fcn bir araya geli\u015fi, bir kitab\u0131 olu\u015fturmas\u0131ndaki ya\u015fanm\u0131\u015f deneyimler \u00f6yk\u00fclerin yolculu\u011funa nas\u0131l sirayet etti?<\/strong>\u00a0<\/h5>\n\n\n\n

Emeklilik sonras\u0131 kendime ait bir zamana kavu\u015fmam ve bu zaman\u0131 de\u011ferlendirmek i\u00e7in aray\u0131\u015flar\u0131m beni \u00f6yk\u00fc yazmaya y\u00f6neltti. 2013 y\u0131l\u0131ndan bu yana yaz\u0131yorum. At\u00f6lyelere kat\u0131ld\u0131m.\u00a0 Maruzat\u0131m Var bu yolculuk s\u0131ras\u0131nda \u00e7\u0131kan \u00f6yk\u00fcler. At\u00f6lyede yazd\u0131klar\u0131m oldu\u011fu \u00a0 gibi, sonras\u0131 yazd\u0131klar\u0131m da var. Yay\u0131nevine ba\u015fvurdu\u011fum dosya ile kitap aras\u0131nda da fark var.\u00a0 Dosyada baz\u0131 \u00f6yk\u00fcleri b\u00fct\u00fcnl\u00fc\u011fe uymuyor diye \u00e7\u0131kard\u0131k, elimde mevcut di\u011fer \u00f6yk\u00fclerden se\u00e7erek kitab\u0131 olu\u015fturduk.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\u00d6yk\u00fclerimde ya\u015fanm\u0131\u015fl\u0131klar\u0131n rol\u00fc \u00e7ok b\u00fcy\u00fck. Otobiyografik anlamda de\u011fil, akl\u0131m\u0131 kurcalayan beni rahats\u0131z eden, \u00f6fkelendiren okudu\u011fum g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm tan\u0131k oldu\u011fum olaylar duygular, var bu \u00f6yk\u00fclerin i\u00e7inde.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n
\u00d6yk\u00fclerdeki ge\u00e7mi\u015f zaman koridorlar\u0131, eninde sonunda ba\u015f ba\u015fa kald\u0131\u011f\u0131m\u0131z yaln\u0131zl\u0131klar; \u00f6yk\u00fclerdeki adamlar\u0131n yaln\u0131zl\u0131klar\u0131, kad\u0131nlar\u0131n yaln\u0131zl\u0131klar\u0131 hatta Oturan Mavi Bulut\u2019un Eksik Listesi \u00f6yk\u00fcs\u00fcndeki \u00e7ocuk yaln\u0131zl\u0131\u011f\u0131\u2026 Maruzat\u0131m Var i\u00e7indeki \u00f6yk\u00fclere bir\u00e7ok anlam y\u00fcklenebilir fakat as\u0131l olarak \u201cyaln\u0131z kalanlar\u201d ve \u201chep\u00a0 yaln\u0131z kalacaklar\u201d \u00fczerine maruzat belirten \u00f6yk\u00fcler ile kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131yay\u0131z sanki. G\u00fcndelik \u015fartlar, g\u00fcn\u00fcm\u00fcz d\u00fcnyas\u0131 yaln\u0131zl\u0131k \u00fczerine in\u015fa ediliyor diyebilir miyiz?<\/strong><\/h5>\n\n\n\n

\u0130\u00e7inde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z d\u00fcnyan\u0131n bir sorunu yaln\u0131zl\u0131k. K\u00fcreselle\u015fen d\u00fcnyada \u00e7aresizle\u015fen, yaln\u0131zla\u015fan insan, kentle\u015fmeyle birlikte zay\u0131flayan sosyal ili\u015fkiler, beton kutular\u0131nda ya\u015fayan, beton kutular\u0131ndaki b\u00f6lmelerinde \u00e7al\u0131\u015fan insanlar, artan ileti\u015fimsizlik, kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya gelerek konu\u015farak, belirli bir zaman\u0131 dokunarak hissederek payla\u015fmak yerine k\u0131s\u0131tl\u0131 kelimelerle dijital ortamlarda kurulan sanal ili\u015fikler. Evde odadan odaya mesajla\u015fan \u00e7iftler, restoranda arkada\u015flar\u0131yla yemek yerken bir kutlama yaparken dahi elden d\u00fc\u015fmeyen telefonlar sadece o an\u0131 g\u00f6r\u00fcnt\u00fclemek i\u00e7in harcanan \u00e7abalar. Birbirini anlama duymaya vakti olmayan insanlar. Yar\u0131n \u00f6b\u00fcr g\u00fcn ma\u011fazadan se\u00e7ip eve getirdi\u011fimiz bizimle uyumlu robotlarla kuraca\u011f\u0131m\u0131z ili\u015fkiye arkada\u015fl\u0131\u011fa d\u00f6n\u00fclebilece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum bu yaln\u0131zl\u0131\u011f\u0131n. \u00a0<\/p>\n\n\n\n

Kitab\u0131n son \u00f6yk\u00fcs\u00fc Yeti\u015fkin Oyunlar\u0131 ve Asliye Hukuk Hakimli\u011fi\u2019ne \u00f6yk\u00fclerinize parantez a\u00e7mak istiyorum. Yeti\u015fkin Oyunlar\u0131\u2019nda<\/strong>, \u201cKimse memnun de\u011fil hayat\u0131ndan, hepsinin d\u00fc\u015f\u00fcnceleri, yorgunluklar\u0131, mutsuzluklar\u0131, y\u00fczlerinde as\u0131l\u0131 kalm\u0131\u015f\u201d<\/em>deniyor. Tam da olmas\u0131 istenen bu muydu diye sormak istiyorum \u00e7\u00fcnk\u00fc ayn\u0131 \u00f6yk\u00fcde<\/strong>; \u201cBir zamanlar on sekiz ya\u015f\u0131ndan k\u00fc\u00e7\u00fckleri kendi oyunlar\u0131na dahil etmek isteyenlerin a\u00e7 g\u00f6zlerini hat\u0131rlat\u0131yor.\u201d<\/em> diye bir c\u00fcmle de var. Toplumu olu\u015fturan bireyler olarak kendi ismimizi bulmak ad\u0131na Asliye Hukuk Hakimli\u011fi\u2019ne verdi\u011fimiz dilek\u00e7eler tam da onlar\u0131n istedi\u011fi topluma d\u00f6n\u00fc\u015fmemiz ad\u0131na hep yok say\u0131ld\u0131 de\u011fil mi? Ki\u015fisel \u00f6yk\u00fclerimizde bizim i\u00e7in b\u0131rak\u0131lan bo\u015fluklar\u0131 iyi bir \u015fekilde doldurmazsak toplumsal haf\u0131zam\u0131z\u0131n bo\u015f tenekelerden fark\u0131 kalmayacak sanki ne dersiniz? \u00a0 \u00a0<\/strong><\/h5>\n\n\n\n

Dilek\u00e7elerimiz s\u00fcmen alt\u0131 edildi, baz\u0131 konularda dilek\u00e7e yaz\u0131lamad\u0131, baz\u0131lar\u0131nda k\u0131rm\u0131z\u0131 \u00e7izgimiz dendi konu\u015fulamad\u0131 bile. \u0130ktidarlar\u0131n i\u015fine geliyor haf\u0131zas\u0131z bir toplum yaratmak, y\u00f6netebilmek i\u00e7in. Ne kadar silebilirler ve onun yerine kendi uygun g\u00f6rd\u00fcklerini yap\u0131\u015ft\u0131rmay\u0131 ba\u015farabilirlerse o kadar iyi. Bizler de ne kadar direnebilirsek o kadar iyi; yazd\u0131klar\u0131m\u0131zla, kay\u0131t alt\u0131na alabildi\u011fimiz s\u00f6zl\u00fc tarihle.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n
Toplum bilinci \u00e7ok da geli\u015fmemi\u015f, toplum haf\u0131zas\u0131 manip\u00fclasyonlarla dolu bir co\u011frafyada\u00a0 kad\u0131n olarak varl\u0131k g\u00f6stermek, okumak, \u00e7al\u0131\u015fmak, \u00e7ocuk yeti\u015ftirmek, hatta k\u0131z \u00e7ocu\u011fumuz olursa e\u011fer, k\u0131z \u00e7ocu\u011fu b\u00fcy\u00fctmek\/yeti\u015ftirmek ad\u0131na ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z zorluklara kar\u015f\u0131l\u0131k yine de baz\u0131 normlar\u0131n d\u0131\u015f\u0131na \u00e7\u0131kamamak, yine de g\u00f6r\u00fclmemek, anla\u015f\u0131lmamak, namusun tan\u0131m\u0131 olmak zorunda kalarak s\u00f6zl\u00fc ve fiziksel \u015fiddete maruz b\u0131rak\u0131lmak her g\u00fcn t\u00fcm kad\u0131nlar\u0131n ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 bir rutin neredeyse. Toplum i\u00e7inde daha esasl\u0131 ve ger\u00e7ek ba\u015far\u0131lara<\/strong> imza att\u0131\u011f\u0131m\u0131z halde neden g\u00fcnah ke\u00e7isi ilan edilip, t\u00fcm y\u00fckleri ta\u015f\u0131mak zorunda kal\u0131yoruz? \u00a0<\/strong><\/h5>\n\n\n\n

G\u00fcnah ke\u00e7isi olmak cennetten kovulmaktan bu yana kad\u0131nlara vurulan bir yafta. Erke\u011fin kaburga kemi\u011finden yarat\u0131ld\u0131\u011f\u0131na inan\u0131lan kad\u0131n\u0131n haddini bilmeyerek elmay\u0131 merak etmesi ve onu kendi yedi\u011fi gibi efendisine de yedirmesi en b\u00fcy\u00fck su\u00e7u. Ondan sonra bu de\u011fi\u015fmemi\u015f. Tarih boyunca kutsal kitaplarda var olmaya devam etmi\u015f. Kad\u0131n erkekler i\u00e7in evde \u00e7ocuk do\u011furan, bakan, evin t\u00fcm ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131 kar\u015f\u0131layan, d\u0131\u015farda ise arzular\u0131n\u0131 gideren bir ara\u00e7. \u201cAt avrat silah\u201d Erke\u011fin tan\u0131m\u0131 bu a\u00e7\u0131dan hi\u00e7 de\u011fi\u015fmedi. Modernle\u015fmeyle birlikte at\u0131n yerini arabas\u0131, silah\u0131n\u0131n yerini yeri geldi i\u015fi, mevkii, yeri geldi erkekli\u011fi, yeri geldi ger\u00e7ek silah\u0131 ald\u0131. D\u00fcnyada da b\u00f6yle. Muhafazak\u00e2r devlet politikalar\u0131 bu anlay\u0131\u015f\u0131 besliyor. Erkekler, birbirleriyle yar\u0131\u015f\u0131rken kad\u0131n\u0131n kendine rakip olmas\u0131n\u0131 kald\u0131ram\u0131yor. Kad\u0131n haddini bilsin, elinin alt\u0131nda olsun, y\u00f6netebildi\u011fi bir \u00f6zne olarak kals\u0131n istiyor.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\u00d6yk\u00fclerdeki mizah konusuna da de\u011finmek istiyorum. \u0130leri toplumlar\u0131n \u00e7\u00f6zd\u00fc\u011f\u00fc ama bizim hala \u00e7\u00f6zemedi\u011fimiz meseleleri ya\u015famaktan m\u00fctevelli ortaya \u00e7\u0131kan mizah\u0131n yans\u0131malar\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcyoruz \u00f6yk\u00fclerinizde. Mizah\u0131n ironiyi ilk etapta atlamam\u0131za sebebiyet veren abs\u00fcrtl\u00fckte ya\u015fand\u0131\u011f\u0131 toplumumuzda sizce mizahtan anl\u0131yor muyuz? Mizahtaki \u201c\u00f6rt\u00fck dram\u201d sanki g\u00f6r\u00fclmek istenmiyor.<\/strong><\/h5>\n\n\n\n

\u201c\u0130ffet bir kad\u0131n ismi de\u011fildir ayn\u0131 zamanda s\u00fcs\u00fcd\u00fcr\u201d<\/em> \u015feklindeki sa\u00e7mal\u0131\u011f\u0131 ciddi ciddi dile getiren anlay\u0131\u015fa ancak ironiyle cevap verebilirdim. Bu \u00e7a\u011fda bunlar\u0131 m\u0131 konu\u015fuyoruz derken daha da fazlas\u0131 s\u00f6ylenir oldu. Burada eril iktidar\u0131 temsil eden h\u00e2kimden talebim; anlamas\u0131, kanunlar\u0131 ona g\u00f6re de\u011fi\u015ftirmesi veya uygulamas\u0131yd\u0131. Yeter ki istesin. Yoksa kad\u0131nlar de\u011fi\u015ftirecek her \u015feyi. Buna inan\u0131yorum. Er veya ge\u00e7.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Ko\u015f Sevil Ko\u015f! \u00f6yk\u00fcs\u00fcndeki Sevil\u2019in durumu mesela, aile i\u00e7inde rollerin kad\u0131n erkek aras\u0131nda e\u015fit olmamas\u0131n\u0131n bir g\u00f6stergesi. Kad\u0131nlar her ya\u015fta \u00fcstlendikleri y\u00fcklerle ya\u015famaya mahk\u00fbm. Aile i\u00e7indeki erkek bireylerin hi\u00e7 umurunda de\u011fil, i\u015flerine b\u00f6ylesi iyi geliyor. Anadan babadan g\u00f6rd\u00fckleri de b\u00f6yle. Toplumsal cinsiyet e\u015fitli\u011finin e\u011fitimin her a\u015famas\u0131nda yer almas\u0131, hem kad\u0131nlar\u0131m\u0131z\u0131n hem de erkeklerimizin bunun fark\u0131na vararak yeti\u015fmeleri \u00e7ok \u00f6nemli. Bizim i\u00e7in uzun bir yol.<\/p>\n\n\n\n

Maruzat\u0131m Var kitab\u0131n\u0131z k\u0131sa bir s\u00fcre sonra bir ya\u015f\u0131na basacak ve bu bir y\u0131ll\u0131k s\u00fcre\u00e7te hem d\u00fcnya hem de \u00fclkemiz b\u00f6yle b\u00f6yle \u015feyler olacak denseydi inanmayaca\u011f\u0131m\u0131z bir s\u00fcre\u00e7ten ge\u00e7iyor hala. Hem d\u00fcnya hem de i\u00e7inde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z toplum t\u00fcm bu s\u00fcre\u00e7lerden gerekli dersleri \u00e7\u0131karabilecek miyiz, ne dersiniz?\u00a0<\/strong><\/h5>\n\n\n\n

Maruzat\u0131m Var Aral\u0131k 6 Aral\u0131k\u2019ta bir ya\u015f\u0131na basacak veya bu yaz\u0131 yay\u0131nland\u0131\u011f\u0131nda basm\u0131\u015f olacak.\u00a0O g\u00fcnden bug\u00fcne ya\u015fam birden ve inan\u0131lmaz \u00f6l\u00e7ekte de\u011fi\u015fti. D\u00fcnya art\u0131k ge\u00e7mi\u015fin d\u00fcnyas\u0131 de\u011fil. Covid19 salg\u0131n\u0131 kar\u015f\u0131s\u0131nda koskoca devletler \u00e7aresiz kald\u0131. K\u00fcresel iklim sorunlar\u0131 onun getirdi\u011fi felaketler, kurakl\u0131k sorunlar\u0131 kendini hissettirmeye ba\u015flarken bir de bu salg\u0131nla kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131k hem de birden bire. Devletlerin sa\u011fl\u0131k sistemleri sa\u011fl\u0131k politikalar\u0131, sosyal devlet olamamalar\u0131 sorgulanmaya ba\u015fland\u0131. Asl\u0131nda bu noktada h\u00e2l\u00e2 bir \u015fans\u0131m\u0131z var. Hem bireysel hem de k\u00fcresel anlamda. B\u00fct\u00fcn yapt\u0131klar\u0131m\u0131z\u0131 g\u00f6r\u00fcp ders almak ve d\u00fczeni de\u011fi\u015ftirmek, do\u011faya h\u00fckmederek de\u011fil onunla bar\u0131\u015f i\u00e7inde ya\u015famak.\u00a0 Bu \u015fans\u0131 ne kadar de\u011ferlendirebilece\u011fiz, olumlu olacak m\u0131 emin de\u011filim. \u00c7ok umutsuz olmak da istemiyorum,\u00a0 ama insanlar\u0131n bitmeyen g\u00fc\u00e7 sava\u015f\u0131, kapitalist sistemin, neoliberal politikalar\u0131n do\u011fa dahil t\u00fcketmeye, s\u00f6m\u00fcrmeye y\u00f6nelik anlay\u0131\u015f\u0131 devam etti\u011fi s\u00fcrece pek de fazla bir \u015fey beklemek olas\u0131 de\u011fil.\u00a0 K\u0131saca insan yine eski insan olursa de\u011fi\u015fim m\u00fcmk\u00fcn g\u00f6r\u00fclm\u00fcyor.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

<\/p>\n","post_title":"Nurhan Suerdem S\u00f6yle\u015fisi: \u0130tiraz, \u0130syan, Ba\u015fkald\u0131r\u0131lar\u0131yla Maruzat\u0131m Var","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"nurhan-suerdem-soylesisi-itiraz-isyan-baskaldirilariyla-maruzatim-var","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-12-14 12:45:07","post_modified_gmt":"2020-12-14 09:45:07","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=115397","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":115397}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "502"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "126"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Dünyanın Öteki Yüzü: Genç yazardan alışılmışın dışında hayaller kur(dur)an öyküler

EdebiyatHaber’de gerçekleştirdiği Yazarın Odası söyleşileriyle tanıdığımız Meltem Dağcı’nın ilk öykü kitabı Dünyanın Öteki Yüzü, İthaki Yayınları’ndan çıktı. Yetmiş yaşına geldiğinde ölüm şeklini seçme özgürlüğüne kavuşan kadınlar,...

Belgeselci Ben Fogle ile vahşi yaşam ve belgesel serisi üzerine söyleşi

Adını ilk kez Castaway isimli televizyon programında duyuran ve şu anda Vahşi Yaşama Dönüş (Return to the Wild) adlı programı sunan Ben Fogle, dünyanın dört...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol