Hakları için direndikleri gerekçesiyle 21 Mayıs geceyarısı kapıları kırılarak gözaltına alınan, 23 Mayıs Salı günü ise jet hızıyla tutuklanan eğitimcilerden haber var.
“İşimi Geri İstiyorum” diyerek Kızılay’da bulunan İnsan Hakları Anıtı Önünde başlattıkları direnişleri bugün itibariyle 79 gündür Açlık Grevi’ne dönüşen eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, sadece 1 gün gözaltının ardından, 20 günde apar topar hazırlanan ancak içeriğinde ne bir delil ne de bir dayanak bulunan iddianame ile tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne gönderilmişti.
Bugün Nuriye ve Semih’in zorla alıkonuldukları Sincan Cezaevi’nden, direnişlerini destekleriyle büyüten tüm “dışarıdaki tutuklulara” bir mektup geldi.
İşte Nuriye Gülmen’in dün yazıp hepimize gönderdiği mektubu:
“Sevgili Direniş Dostları, Canım Türkiye Halkları,
İki gün önce yeni bir ezi ya da Tekel yaratmaya çalışmakla suçlandık ve örgüt üyeliğinden tutuklandık. Ellerindeki soruşturma 20 günlük.
“Örgüt seninle irtibata geçti mi?” gibi, kıymeti kendinden menkul soruların dışında tek sorabildikleri, “Sosyal Medya hesaplarında suç unsuru olan herhangi birşey paylaştın mı?”
Yine de tutuklandık. Hayıflanmıyoruz. Biliyoruz:
Adalet saraylarda, emir talimatla çalışan savcıların hakimlerin iki dudağının arasında değil. Adalet bizim ellerimizde, Adalet açlığımızdadır!
Bugün açlığın 78. günü. 78 günlük açlığımızla bu kez dört duvar arasından haykırıyoruz:
“İşimizi Geri İstiyoruz”
Yüksel’in ruhunu, sizin gülüşlerinizi, göz yaşlarınızı, elimizi tutan ellerinizi, üstümüze titreyen canınızı, bize sevgiyle bakan gözlerinizi aldık, buraya getirdik. Açlığımıza katık yapıyoruz. Betona renk, duvarlara ses yapıyoruz.
Bizi unutmayın! Açlığa ses olmayı, ekmek davamıza taraf olmayı, anıtımızın önünü çiçeklendirmeyi unutmayın.
Sakın ha, Yüksel’i sahipsiz bırakmayın!
Sizleri çok seviyoruz!
ve elbette
Biz Kazanacağız!
Nuriye”
Alıntı: İnadına Haber