“Bana dokunma, bırak öleyim” diye bağırdı çocuk. Gennadiy Mokhnenko, tepesinde durup, aşağı ona doğru bakıyordu. Çocuk, elleri ve bacağı kırık çıkık bir şekilde yerde yatıyordu. Yürüyemiyordu. Kollarında iğne izleri ve kafasında bitler doluydu. Çocuk tamamen sırılsıklamdı. Leş gibi yerden onu kaldırdıklarında, vücudundan yayılan çürük koku, yerden yayılan ağır kokuyla birbirine karışıyordu.
Üç hafta sonra uyuşturucudan arınma safhası bittikten sonra çocuk müteşekkirdi. İsmi Mokhenenko olan papaz efendiye “Beni affet, salağın tekiydim” dedi telefonda.
Bu, Mokhnenko’nun içinde yer aldığı 32 rehabilitasyon merkezindeki başarı hikâyelerinden yalnızca biri. Aralarından “Republic Pilgrim” yani “Cumhuriyetin Hacısı” ise halkın uyuşturucuya karşı mücadelesinde önemli merkezlerinden başlıcası. Uyuşturucuların yaygınlaşmasına karşı protesto gösterileri yaparak, uyuşturucu satılan yerleri basarak ve hatta çocuklara kodein ve diğer uyuşturucu maddeleri satan eczanelerle mücadele ederek sürdürüyor bu çabayı.
Gennadiy sokaklardaki çocuklara yardım için gecenin içine karışıyor.
“Hacı”nın programından yaklaşık 3 bin çocuk geçmiş durumda ve bunun yaklaşık yarısı normal bir yetişkin hayatına ulaşmış. Merkezde çalışıyorlar, evleniyorlar. Hatta bazısı “İyi Değişimler Kilisesi” adına çocuklara yardım faaliyetlerine devam ediyor. Ancak bütün bu parlak başarı hikâyesine rağmen çocuklar her zaman gönüllü gelmiyorlar.
Mokhnenko, çocukları çoğunlukla zor kullanarak getiriyor. Father of Orphans (Yetimlerin Babası) adlı belgeselde “Önce evsiz çocuklarla konuştuk. Bizimle gelip, hayatlarını değiştirmeleri ve kendilerini öldürmekten vazgeçmeleri için onları teşvik ettik. Ancak bir başka çocuğu daha toprağa verdikten sonra onlarla konuşmaktan vazgeçtim. Eğer evsizlerse, onları yanımıza alıyoruz” diye açıklıyor.
Mohhenko’nun davranışı doğru gibi gözükse de insanın temel hak ve özgürlüklerine zor ve cebirle alıkonulmaması ilkelerine aykırı. Sorun şu ki bu birçok çocuk gidecek başka yeri de olmadan yaşıyor. Çoğu ailesinden ayrı, uyuşturucu müptelası ve yaşamları ancak çalıp çırpma yeteneklerine bağlı olarak sürüyor.
Yalnızca Ukrayna 160 bin civarında evsiz çocuğa sahip. 1991’de komünist rejimin tepetaklak edilmesi ile Rusya ve Doğu Avrupa’nın sosyal dayanışma hizmetleri yerle yeksan olmuş durumda. Birçok kişi, Mokhnenko’nun yöntemlerini barbarca ve bütünlüksüz bulsa da çocuklar için bir şey yapılması gerektiğini herkes kabul ediyor. Yerel polis yetkilileri, bu garip uygulamayı destekliyor. Hatta yetim bir çocuk bulunduğunda ilk grubu haberdar ediyor. Ukrayna politikacıları, grubun işletme giderlerini desteklediği gibi diğer Hristiyan grupları da gerek kıyafet gerekse de diğer yardım şekillerinde olsun “Hacı”ya açık destek veriyor.
Çocuklara güvenli bir barınak sağlamak kolay iş değil. “Onları nasıl doyururum bilemedim. Hatta başlangıçta yüzde 1o faizle para bile ödünç aldım” diyen Mokhnenko’nun çabaları boşa gitmemiş ama birçok öğrencisi o olmasaydı şu anda muhtemelen hapishanede olacakmış.
Kanalizasyon köşelerinde bali çekip, sinyale çıkmak yerine birçok çocuk; eğitim, spor ve müzik içeren çocukluğuna kavuşuyor.
Bu program boyunca Mokhnenko 32 tane çocuğu da evlat edinmiş: “Evlatlık alacak bir baba olduğumu önce hiç düşünmedim ancak hayatım, onlarınki ile karışmaya başladıkça ben de onlara kendi çocuklarım gibi davranmaya başladım. Bir çocuğu alıp, uyuşturucu alışkanlığından kurtardığınızda ve yeryüzündeki çamuru sildiğinizde ‘Hadi bakalım, yetimhaneye yürü bakalım’ demek oldukça zor. Özellikle o çocuğun oradan yüz defa kaçtığını biliyorsanız…”
Mockhnenko’nun küresel vizyonu ve hedefi birkaç cümlede özetlenebilir: “Rusya yada dünyada hiç yetim çocuk kalmaması. Biz hiçbir çocuğun yetimhanede gözünü açmasını istemiyoruz ve her çocuk için onu kollayacak bir ebeveynin olduğuna şiddetle inanıyoruz.”
Kaynak: The Plaid Zebra