Bir sanat düşünün ki içinde hem ölümün soğuk yüzünü, negatifliğini hem de yaşamın umudunu ve enerjisini barındırıyor. Avustralya’da Jack of Dust adında bir şirket bonsai kafatasları ile bu iki zıt kutbu bir araya getiriyor. Memento Mori sanatından esinlenerek ortaya çıkardıkları bu eserlerin amacı insanlara ölümlü olduklarını ve ölümün her an var olduğunu hatırlatmak.
Gerçek insan kafataslarının kalıbı alınarak yapılan kafatasları, detayların en iyi şekilde işlenebilmesi için dokuz parça halinde çalışılıyor. Daha sonra parçaların bir araya getirilmesiyle nihai hâlini alıyor ve her biri el yapımı olan birbirinden farklı ve eşsiz eserler ortaya çıkıyor.
Şirketin ismi olan Jack of Dust’ın da bonsai kafatasları gibi tuhaf bir hikâyesi var. Eserlerin yaratıcısı Andrew Firth, 12 yıl boyunca tekne üreticiliği yaptığı için gemicilikle ilgili terminolojilere ilgisi vardı. Bu yüzden şirketi için Jack of Dust (Tozların Jack’i) ismini tercih etti. Kökeni gemicilik tarihinde çok eskilere dayanan Jack of Dust, 1800’lü yıllarda Amerika Birleşik Devletleri donanmasında, geminin kamarotuna verilen isimdi. Kulağa tuhaf gelen bu ismin kamarotlara verilmesinin sebebi, kamarotların çalıştıkları ortamların un ve kurutulmuş bisküviden dolayı tozlu olmasıydı.
Andrew Firth, Bored Panda’ya verdiği röportajda, kurukafalara karşı özel bir ilgisi olmadığını ama bir şeyler yaratmayı sevdiği için bu işe başladığını, küçük bir çocukken lego yapmayı sevdiğini, daha sonra tekne üreticiliği yaptığını ve şimdi de kurukafa tasarımı yaptığını belirtti.
Kaynak: Bored Panda