Bundan 39 yıl önce, beyin tümörü nedeniyle aramızdan ayrıldı Oğuz Atay. Yazdıkları kadar yazamadıklarıyla da edebiyat dünyasının unutulmaz isimleri arasında yerini aldı. Kimi zaman dizilere konu oldu, kitapları okundu; kimi zaman ise ona ait olmadığı belli olan cümleler atfedildi Oğuz Atay’a.
Oysa Oğuz Atay, hiçbir kelimesini laf çarpmak için yazmamıştı. Modern insanın içinde sıkıştığı durumu en iyi yansıtan, belki de bu yüzden kolayca anlaşılmayan bir yazardı o.
İşte sosyal medyada gördüğümüz laf sokmalı, Oğuz Atay imzalı sözlerden uzakta, gerek kendisine gerek topluma karşı verdiği savaşı yansıtan sözlerle Oğuz Atay:
“Yalnız şunu iyi biliniz ki kahramanlar oyunlarını ve kaderlerini yalnız yaşarlar.” (Oyunlarla Yaşayanlar)
“Kendimle hesaplaşmak istiyorum. Yazmağa çalıştığım yarım yamalak oyunlarda değil, gerçekten hesaplaşmak istiyorum kendimle. Fakat görüyorsun aziz milletim, aydınlar kolumdan çekiyorlar, beni yerime oturtmak istiyorlar. Hesaplaşma sırası kendilerine de gelir diye korkuyorlar. Onlara kötü örnek olurum diye korkuyorlar. Ey zavallı aydınlar dinleyin!” (Oyunlarla Yaşayanlar)
“Üstün insana alışık olmadığımız için Mustafa gibi insanların gerçek üstünlüklerini de belki efsane sanıyoruz çoğu zaman. Hep verilenle yetindiğimiz için bunun ötesini merak eden kafaların varlığına alışmakta güçlük çekiyoruz. Belki onu efsaneleştirerek bir bakıma kurtulmak istiyoruz böyle değişik insanlardan.” (Bir Bilim Adamının Romanı)
“Her şeye el uzatan istibdatçı zihniyet, buna da el atmıştı. O, gençliğe ve aydına inanmıyor, haklı olarak ondan çekiniyor, korkuyordu. Bilmiyordu ki insanların çeşitli faaliyetlerine türlü zulüm ve tedbirlerle bağ vurabilirler, yalnız düşünme kudretine ve hürriyet sevgisine asla.” (Bir Bilim Adamının Romanı)
“Demek ki yolda durmak mümkün olmuyordu; böyle bir hürriyet yoktu. Sadece sürüklenme, kalabalığın arasına kapılma hürriyeti vardı.” (Tutunamayanlar)
“Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesinde oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır.” (Tutunamayanlar)
“Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır, dedim kendime. İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiçbir şey çıkmaz.” (Korkuyu Beklerken)
“Ben yoktum; hatta ben yokum, olmadım diyemeyecek bir yerdeydim; kelimeler bile yan yana gelerek beni tanımlamak istemezlerdi. Ne olurdu benim de kelimelerim olsaydı; bana ait bir cümle, bir düşünce olsaydı. Binlerce yıldır söylenen milyonlarca sözden hiç olmazsa biri, beni içine alsaydı! Çok insan için söylendi ama, sana da uygulanabilir denilseydi.” (Korkuyu Beklerken)