Geçtiğimiz Haziran’da gerçekleştirilen Onur Yürüyüşü’ne tazyikli su ve biber gazı ile müdahale eden polisler ile ilgili soruşturma açılmasına İstanbul Valiliği tarafından izin verilmedi.
28 Haziran’da Türkiyede 13’üncüsü gerçekleştiren Onur Yürüyüşü Valilik tarafından “Ramazan ayını ve bu süreçte insanların hassas olmasını” gerekçe gösterilerek yasaklanmıştı ve polis bu yasağı emir bilerek İstanbul’un orta yerinde on binlerce kişiye saldırmıştı. Saldırının ardından Onur Haftası Komitesi Vali Hasip Şahin’i TC anayasasına uygun davranmaya, saldırıyı derhal sonlandırmaya ve kamuoyu önünde açıklama yapmaya davet etmişti. Ancak saldırılar devam etti, Vali’nin tavrında da herhangi bir değişiklik gözlemlenemedi.
Saldırının ardından LGBTİ örgütleri TOMAlı ve biber gazlı müdahaleyi yargıya taşıdı. Ancak İstanbul Valiliği saldırı esnasında görev alan polislerin yargılanmasına izin vermedi. Onur Yürüyüşü’nün yasaklı olması sebebiyle saldırıların yasal sınırlar içinde yapıldığını belirten Valilik, o gün yüzlerce insan ve pek çok basın mensubu tarafından çekilen yüzlerce fotoğraf ve videoyu hiçe sayarak “polislerin görevlerini kötüye kullandıklarına dair herhangi bir bilgi, belge ve görüntü kaydı” olmadığını iddia etti.
LGBTİ bireylere yönelik saldırılar toplumsal ve kurumsal bazda sürüyor. Trans birey cinayetlerini ve LGBTİ bireylere büyüklü küçüklü tüm saldırıları her fırsatta aklayan devlet yetkililerinden kendi saldırıları hakkında soruşturma başlatma ve sorumluları yargılama yüce gönüllülüğünü beklemek Türkiyeli halkların iyi niyetinden ileri gelmiş olsa gerek. Ancak LGBTİ bireyler buradalar, varlar, var olmaya devam edecekler. Devlet kurumlarının ve toplumun bazı kesimlerinin tavrı da bu doğrultuda değişmek zorunda. Gökkuşağına ket vuramazsınız, özgürlüklere engel olamazsınız!