Ramazan ayında binlerce insan oruç tutuyor. Bunların içinde oldukça yaşlı, kronik hastalığı bulunan ve hatta hamile olan insanlar bulunmakta. Oruç, insanın kendi nefsi ile vermiş olduğu büyük bir mücadeledir. Çünkü yemek, su ve seksten uzak durmak, bunlarla birlikte malını infak etmek, mülk aşkından uzaklaşmak oldukça zordur insan için.
Fakat bu ruhsal detoks diyebileceğimiz olay, yaz ayında ve diyanetin saatine göre uygulandığı zaman insan için oldukça zararlı ve patolojiktir. Çünkü diyanet imsakiyesine göre hava sıcaklığının 40 santigrat dereceyi bulduğu şu günlerde 18 saat susuz kalmak oldukça tehlikelidir. 18 saatlik sürede hem konuşarak hem terleyerek oldukça su kaybedip toksik yani zehirli maddelerden temizlenemeyen bedenimize iftarla birlikte birden su ve yağlı yiyecekler, börekler, çörekler, tatlılar yükleyerek iki kat toksik madde girişi sağlanmış olunuyor ve beden 30 günlük bu süre içersinde dinlenemeyip aksine yoruluyor ve zorlanıyor.
Uzun oruç saati ve yanlış beslenme neticesinde orucun bir nefis terbiyesinden ziyade bedenin kirlenmesine döndüğünü açıkça görebiliyoruz. Bu yılki ramazan ayı orucun en uzun tutulduğu yıldır. Özellikle az su tüketimine bağlı bedenimiz koyu idrarla ne kadar zorlandığını gösteriyor. Susuzluğun en temel belirtileri ise sinirler üzerinde kendini gösterir. Kişi özellikle susuzluğa bağlı olarak bedeninin belli noktalarında ağrı yaşayıp migren krizlerine girerken etrafına karşı da oldukça sinirli ve öfkelidir. Özellikle İranlı Dr. Batmanghelidj susuzluğun etkilerine oldukça değinmiştir.
Eğer oruç tutmakta ısrarcıysanız; öncelikle çocuklarınıza oruç tutturmayınız çünkü çocukların suya ve zamanlı beslenmeye oldukça ihtiyaçları vardır. Onlar bizlerden daha hareketli, daha çok su ve enerji kaybederler. Kronik hastalar hiçbir şekilde oruç tutamazlar. Fizyolojik olarak orucu kaldırabilecek konumda değillerdir ve oruç tutarak geri dönüşü olmayan organ hasarı gelişebilir. Hamile kadınların da oruç tutması kendilerine ve bebeklerine su kaybından kaynaklı zarar verirken Abortus imminens (Düşük tehdidi) oluşmaktadır.
Yaşlıların oruç tutması da oldukça tehlikelidir. Hücreler de bizlerle birlikte yaşlanır ve yaşlandıkça su kaybetmiş olurlar. Su kaybeden hücreler 18 saatlik susuzluk sonucu var olan suyun da atılımı ile inme vakalarına, tansiyon yüksekliğine, beyin ve mide kanmalarına neden olabilmektedir.
Evrendeki hiçbir ibadet yaşamı tehdit edecek boyutta yapılmamalıdır, yaratan veya inanç felsefesi de hiçbir zaman insana ve inanalarına zarar verecek boyutu istememektedir.