TMMOB Mimarlar Odası, 1954 yılında kurulmuş kamu ve toplum yararına çalışan Anayasal bir meslek kuruluşudur.
Mimarlar Odası’nın genel yönetim merkezi, başkent Ankara’dadır ve iki yılda bir şube delegelerinin katılımıyla yapılan genel kurulda seçilen, yedi kişilik bir Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ile yönetilmektedir. Genel kurulda ayrıca seçilen Onur Kurulu ile Denetleme Kurulu da Oda merkezinde görev yapmaktadır. Mimarlar Odası şubeleri, iki yılda bir şubelere kayıtlı bütün mimarların katılımıyla yapılan genel kurullarda seçilen yönetim kurulları tarafından yönetilmektedir.
2016 yılının seçimleri de 14 Şubat tarihinde gerçekleştirilecektir. Bu dönem seçimlerde şöyle bir farklılık yaşıyoruz. Genç bir ekip çıkıyor ve tüm üyelerini yönetim sürecine dâhil ederek “Gelin hep birlikte inşa edelim!” diyor. “Nasıl Bir Oda?” adıyla tanıdığımız mevcut yönetime muhalif genç ekip bu soruyu soruyor ve birlikte doldurabilelim diye altını boş bırakıyor. Odanın, mimarlık mesleği ile ilişiği olan tüm bireyleri tek çatı altında birleştiren ve hiçbir bağlamda ayrımcı politika gütmeyerek meslektaşların birbirleriyle ve odayla olan ilişkilerini güçlendirici bir platform olarak kullanımını sağlamayı amaçlarken ekip, apolitize olmayan ama herhangi bir siyasi görüşün güdümünde de olmayan birleştirici bir tavır sergiliyor. Ekip derdini şu cümlelerle anlatıyor:
“Taraf olmaktan, söylemlerden; onların oluşturduğu durumların analizlerini çıkarmaktan artık yorulduk sanırım… Üç aşağı beş yukarı kapital sistemin bizi ne hale getirdiğinin herkes farkındadır diye umuyoruz. Politikanın üzerimize yapıştırdığı ya da kendimizin yarattığı, ağır metal parçalardan kurtulmak asıl istediğimiz. Erk’i elinde tutma isteğini birlikte dönüştürmek… Dönüştürdüğümüz şey gücü’nü insandan almalı.
Politika böylesi bir örgütlenme içerisinde hiçbir zaman amaç olmamalı. Onu bir “araç” olarak görmeyi başarabilirsek, insani olana ulaşabiliriz. Şu an yaşadığımız çağın en önemli problemi değil mi “insan” olmayı yi-ti-rişimiz. Tıpkı bir bilim kurgu filminin inşası gibi. Olmayanı ya da ardında olanı, görünür kılmak asıl amaçlanan.
Örgütlü bireyler olarak yapmamız gereken şey yüzeydeki ile ilgilenmekten çok, onu görünür kılan nedenleri ortaya çıkarmak ve sonrasında “nasıl” sorusuna bir cevap aramak. Bu süreçte gerekli yıkımları gerçekleştirmeye çalışmak ve kişinin kendini yeniden kurmasına olanak sağlayabilmek…
Kavramlar matematiksel denklemler olarak ele alınmamalıdır. Kendi bireyselliklerimiz ve çoğul olma durumunu aynı anda yaşayabileceğimiz bu zemini “birlikte” oluşturabilmek…
Bu köprüyü hem mimarlar, hem öğrenciler hem de birbirleri arasında kurma çabası…
Yol yalnız, yol sessiz, yol zamansız…
Hepimiz bambaşka yollara çıktık, arıyoruz deniyoruz. Aradığımız şey çok basit, insan’da değişmeyen… Bu öz’ü kavrayabildiğimiz oranda çözümlerimiz de sadeleşiyor. İnsanı bulmaya yönelik bir yolculuk bahsettiğimiz.
Yan yana değil, temas halinde, birbirimizden haberdar olarak yürümek. Hep birlikte bunun yöntemini elde edelim istiyoruz. Bu zemini; hareketli birbiri içine akan platformlar haline dönüştürmek istiyoruz. Tek olandan, “biz” yaratmak değil, tek olanın birbiri ile kurduğu ilişkiyi tasarlayarak “hepimiz” olmak istiyoruz.”
“Nasıl bir oda?” ekibinin oluşmasında öncülük eden genç arkadaşlarımız arasında aynı zamanda kapitalist düzene boyun eğmeyen, herkesin faydalanabileceği bir paylaşım topluluğu olan daha önce “Freecycle Ankara” ismiyle şimdi ise “Özgür Dönüşüm Ankara” olarak bildiğimiz paylaşım platformuna öncülük eden arkadaşlarımızın bulunması “Nasıl bir oda?”nın şeffaf bir yolda paylaşarak çoğalacak fikirlerle yürütülecek bir sistemin başlangıcı olduğunun ipuçlarını veriyor.
Biliyoruz ki kabuklaşmış tekel sistemleri kırmak oldukça zordur. Bu zor yola adım atmış genç mimar arkadaşlarımızı öncelikle cesaretlerinden dolayı tebrik ediyor, direnişlerinde yollarının ışıklı olmasını diliyoruz. “Nasıl bir oda?” sorusuna katkıda bulunacak fikirlerinizi ekibe iletmek için lütfen tıklayın.
Ekibin Facebook sayfası için lütfen buraya tıklayın.