Sokak işi Tiyatro Festivali bu yıl 26 Mart günü başlıyor. Dört gün sürecek etkinlikler, kapalı mekânlarda ve sokakta yapılacak performanslarla sizlere keyifli dakikalar yaşatacak.
Tiyatro bulunduğu kaba sığamayacak kadar özgürdür. Tiyatronun o büyüleyici ışığı bütün ülkemize yayılsa da insanlar bir nebze de olsa gülse “ağlanacak haline“.
Tiyatronun halka ulaşabildiğini düşünmüyorum, bu bağlamda sokak işi tiyatronun daha fazla sokaklara çıkması ve gerekli desteğin verilmesi taraftarıyım. Özgürlüğü, barışı ve toplumsal huzuru sanat aracılığı ile pekiştirmeliyiz… Hiçbir güç sanatın karşısında duramamıştır ve şüphesiz duramayacaktır. Sanat sokaklara taştığında; iktidarlar, ideoloji gözlüklerinden hangilerini takacaklarını şaşırır hale gelirler, gezi bunun kanıtıdır, mizah ile kimse baş edemez!
Şöyle bir ütopyam var; 27 Mart’ta bütün tiyatro mekânları oyunlarını sokaklarda oynasa, ülkemiz bir tiyatro karnavalına dönüşse keşke, işte o zaman insanların bilgi dağarcığı ister istemez gelişmeye başlar ve bugün yaşadığımız şiddet ortamı ortadan kalkardı. Kim istemez böyle bir hayalin gerçekleşmesini? 27 Mart sabahı yeşillensin sokaklar ve özgürce uçsun martılar…
Festival komitesinden Sokak İşi Tiyatro Festivali hakkında
Günümüzde birçok farklı etkenden ötürü çok hızlı ve karmaşık hale gelen hayatlarımızda birçok şeyin çok çabuk tüketildiğini düşünüyoruz. İnsanlar tüketim toplumunda hayatın hızına ayak uydurabilmek için daha fazla çalışıp, daha çok koşuşturmak zorunda kaldıklarından, artık zaman belki de hiç olmadığı kadar değerli.
Bu ve diğer sosyo-ekonomik sebeplerden ötürü ülkemizde sanata duyulan ilgi yeterli seviyede değil. Bizim benimsediğimiz düşünce ise; aslında her insanın yaşama şeklinin, kişinin kendi yarattığı bir sanat eserine dönüşebileceğidir. Bu eseri daha değerli bir hale getirmenin ise; dünyayı yorumlayış ve toplumdaki ilişki biçimlerinin daha insancıl bir zemin üzerinde şekillenmesiyle mümkün olabileceğine inanıyoruz. Bu zeminin sanat olduğunu, öncelikle de tiyatro olduğunu düşünüyoruz.
Yapılan araştırmalarla, bilimsel olarak da sanatın insanı onarma yetisinin olduğu saptanmıştır. Suç işleyen bir kişinin veya negatif hayat enerjisiyle yaşayan insanların, sanatla tanışmaları ile günümüz dünyasında topluma kazandırılmış bireyler olarak gelişim gösterdikleri tespit edilmiştir. Toplumumuza baktığımızda halkın elit kesiminin, her yıl düzenlenen sanat festivallerine katılımının iyi oranda olduğu gözükmektedir. Fakat alt kesimlerin bu organizasyonlara ilgisinin olmadığı/olamadığı bilinen bir gerçektir. Bu anlamda sanatçıya ve sanatla ilgilenen kesimlere düşen toplumsal görev, bu kesimi de sanatla buluşturmaktır. Bu görevin tamamlanmasının en ideal yolu, sanat performanslarını, genç sanatçıları veya halkın televizyonda görmeye alışık olduğu popüler sanatçıları, halkın çoğunlukla vakit geçirdiği, ilgisini çekecek sokaklara, ibadethanelere, tarihi ve harabe mekânlara taşımakla mümkündür. Bu tür organizasyonların sonucuna baktığımızda o kesimdeki insanların tiyatrolara, konserlere ve benzeri sanat etkinliklerine taleplerinin artığını görmek kaçınılmazdır.
Sokak Tiyatrosu geleneksel tiyatro yapıları dışında, açık havada, herhangi bir yerde, sokakta, parkta, boş alanlarda ve benzeri yerlerde herkese açık oyunlar oynayan tiyatrodur. Sokak tiyatroları özellikle, genç tiyatrocular tarafından gerçekleştirilen, kısa yoldan iletide bulunan ve gösteri süreleri otuz dakikayı geçmeyen oyunları içeren tiyatro topluluklarıdır. En önemli özelliği ise daha önce tiyatro ile çeşitli sosyo-ekonomik sebeplerden ötürü tanışmamış herkese açık olmasıdır.
Son yıllarda, dijital kültür, film ve video teknolojileri karsısında varlık göstermek için tiyatroda da farklı arayışlar başladı; geleneksel olan ve yenilikçi tiyatro formları sorgulanmaya başlandı. Hem anlatı tiyatrosunda hem de bedensel tiyatroda formun yanı sıra ışık, dekor, kostüm ve mekân kullanımında da değişik arayışlar baş gösterdi. Tiyatro salonları gibi konvansiyonel alanlar yerine “site spesifik” olarak tanımlanan fabrikaların, hastane koridorlarının, evlerin salonlarının, tiyatro salonları dışındaki mekânların tercih edildiği işler üretilmeye başlandı. Ülkemizde sokak tiyatrosunun bu anlamda yeterince yaygın olmadığını düşünüyoruz. Bu sebeple tiyatrodan mahrum kalmış çeşitli dezavantajlı gruplarla birikimlerimizi paylaşmamızın herkese açık olan sokak tiyatrosundan geçtiğini düşünüyoruz.
Festival, 26-27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde tiyatro salonlarının korunaklı atmosferinden çıkıp, toplumsal ve bireysel sorunlara farkındalık yaratmak amacıyla sokaktaki insanla buluşmayı hedefliyor. Bu sayede sanatın onarıcı etkisinin, sadece salon izleyicisine değil, sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı olan gruplara da ulaşması amaçlanıyor. Bu proje ile tarihçesi karnaval, commedia dell’arte, ortaoyunu ve buna yakın pek çok forma dayanan bir kültürün, bugünkü karşılığını aramak, doğal ses, ışık, geleneksel olmayan mekân ve fiziksel aksiyon kullanımının uygulama biçimlerini çeşitlendirmek gibi hedefleri gerçekleştirmek planlanmaktadır.
Ücretsiz gösterimlerin olacağı Sokak İşi Tiyatro Festivali’nin bu yılki gösterimlerine tüm halkımız davetlidir.
Başlık Fotoğrafı: Sokak İşi Tiyatro Festivali 2015