Tatbikat Sahnesi, Ankara’da uzun zamandır tiyatroseverleri kucaklayan bir mekân oldu. Mekan oldukça merkezi bir yerde: Çankaya merkezde, Tunalı Hilmi Caddesi’ne yürüme mesafesinde. Başarılı oyuncu ve yönetmen Erdal Beşikçioğlu’nun uğraşlarıyla, sevgili eşi ve meslektaşı Elvin Beşikçioğlu’nun desteğiyle, hayata geçen Tatbikat Sahnesi’nin tarihi aslında 1940’lı yıllara dayanıyor. 9 yıl sonra Devlet Tiyatroları’nın kurulmasıyla kapanan sahne, 2013 yılından bu yana, birbirinden farklı oyunları seyirciyle buluşturuyor.
Geçtiğimiz yıl Emre Karayel’in tek kişilik performansıyla seyirciyi farklı bir yola sokan “Oksimoron” oyununu büyük bir keyifle izlemiştim. İki farklı cinsiyet olan kadın ve erkek ilişkisine bir erkek beyninden bakan oyun, çelişkileri birbirine yaklaştırmaya çalışırken bir erkeğin fikirlerinden hareketle kadın duygularını da hissettirebiliyordu. Burada başarılı oyuncu Emre Karayel’i ve oyunun yönetmeni Erdal Beşikçioğlu’nu kutlamak gerek…
Erdal Beşikçioğlu’nun tek kişilik dev kadroyla adeta devleştiği “Bir Delinin Hatıra Defteri” ise Devlet Tiyatroları’ndan bu yana uzun zamandır sahnede. Tatbikat Sahnesi’ne geçtiğinde ise oyun daha farklı bir anlam kazanarak sahnede seyircisiyle buluşur olmuş. Oyuna bilet bulabilmek oldukça zor, çünkü biletler hemen tükeniyor. Geçen yıl şans bulmuş ve oyunu İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nde izleme şansı bulmuştum. Sahnenin ortasında mavi dev bir vinç makinası ve çevresinde koltuklar… Erdal Beşikçioğlu dev vincin içinde, Çar 1. Nikolay’ın baskılarla dolu devrinde çalışmış bir devlet memuru olan o ‘delirmiş’ adamı tüm hücreleriyle canlandırıyor. Sağdan sola atlıyor ve o adamın yaşanmışlıklarını ağırlığıyla, bunun içinde aşk, psikolojik yıldırma, boyun eğme politikaları da eklenince, akıl hastanesinde kendi kafasındaki hikayeleri dinliyoruz. Beşikçioğlu seyircisiyle göz kontağı kurarak oynadığı oyunda, uzun süren ve volümü yüksek alkışların hakkını veriyor.
Kendimize, birbirimize ve çevremize takıyoruz: ‘Takan Takana’
Geçtiğimiz günlerde ise, Tatbikat Sahnesi oyuncularından Kıvanç Kürkçü, Melih Efeçınar,Metehan Kuru, Dilan Düzgüner, Ezgi Sonkuş, İlkyaz Arslan ve Hayriye Merve Kaya’nın rol aldığı ve Erdal Beşikçioğlu yönetmenliğinde sahneye çıkan “Takan Takana” oyunu görücüye çıktı.Oyunu prömiyer gününde izledim ve provalarına da denk gelme fırsatı buldum. Tatbikat Sahnesi’nin 7 pırıl pırıl genç yeteneği, sahnede harikalar yaratıyor.
Fransız yazar Laurent Baffie’nin kaleme aldığı ve bir çok ülkede ilgi görmüş olan ”Toc Toc” adlı oyundan Türkçe’ye çevirilen “Takan Takana” da, Obsesif Kompülsif Bozukluk hastalığı olan 6 hastanın, terapiye geldikleri doktorun bekleme odasında karşılaşmalarını, birbirlerini tanımalarını ve hastalıklarına çare bulma süreçlerini konu alıyor. Uçağı rötar yapan doktorun bir türlü gelemeyişi ise üstüne cabası oluyor…
“Takan Takana”nın oldukça dengeli, adrenalini yüksek ve sürprizleriyle şaşırtan başarılı bir senaryosu var. Rejisi de oldukça sağlam olan oyunda; günümüze yaptığı göndermeleri, insanlarımızın da git gide ruhlarına işleyen o olmaması gereken ’halleri’ ve iletişim kurmanın bu kadar zor olabileceği insanların bir araya gelmesiyle iletişimin ‘ne kadar güzel’ bir şey olduğu, ustalıkla işleniyor. Doktorun asistanının iste ara ara gelişi ve hastalara ‘uzaktan anladığım kadarıyla’ shot içki vermeye çalışması da oyuna güzel tuz biberler oluyor. Oyun dekorunun bir hastane bekleme odasına benzemeyişi, aksine modern bir bekleme odası dizaynında oluşu hoşuma gitti. Oyun geçişleri, müzikler ve ışık da yerli yerindeydi. Oyunu izlerken de, oyundan çıktıktan sonra da aklıma bu soru dolandı durdu: “Aslında, hatta kimi zaman bizlerde de bu ‘psikopatlıklar’ yok mu?” Çünkü bazen eğri duran bir şeyi düzeltmek için çaba vermek, evde bir şeyini unuttuğunu düşünürken aklını kaçırmak, parkelerdeki çizgilere basmadan yürümeye çalışmak kimi zaman aklımızı kurcalamaz mı? Oyun bu soruyla, aslında kendi penceremizde de bakmamız gerektiğine işaret ediyor. Böylece oyunda kendinden bir şeyler bulmanın heyecanını yaşıyorsun. Takıntılarla başa çıkmak, zor bir bela aslında… Ama onları dengelediğini düşündüğün anda verdiği huzur, seni göklere çıkarıyor kuş tüyü misali…
Sürekli ‘hoverboard’ unun üstünden inmeyen ve yerdeki çizgilere basamayan hastayı canlandıran Melih Efeçınar’ın performansı büyük bir övgü hak ediyor. Sahnede başına bir kaza gelmeden 1 saat boyunca ‘hoverboard’ ile durmak kolay değil. Efeçınar da, adrenalini sürekli yüksek voltajda duran bu karakteri oldukça eğlenceli bir performansla izleyenlere aktarıyor. Evde sürekli bir şeyleri unuttuğunu düşündüğü için ‘psikopatvari’ bir hale gelmiş olan aşırı ‘müslüman’ hastayı ise İlkyaz Arslan, başarıyla sergiliyor. Anahtarını unuttuğunu, prize takılı bir şey unuttuğunu, suyu açık unuttuğunu düşünmeden bir zaman geçirmeye çalıştığı anda panik atak geçirdiği sahnede oldukça güldürüyor ve güzel bir performans sergiliyor. Bir anda küfür etmene başlayan hastayı canlandıran Kıvanç Kürkçü de izleyeni kahkahaya sokan bir performansla sahnede. Piyano da çalan Kürkçü, eminim oyun sonunda kan ter içinde kalıyordur ve bunu hakkını da veriyordur. Oyunun temizliği artık bir hastalık haline getirmiş hastamıza hayat veren Nil Ezgi Sonkuş da ayrı bir tebriği hak ederken, ayrıca Metehan Kuru, Dilan Düzgüner ve Hayriye Merve Kaya da başarılı performanslarıyla alkışı hak ediyorlar.
Oyunu “Bugünün Türkiyesi’ne” benzettiği söyleyen yönetmen başarılı oyuncu Erdal Beşikçioğlu: “TakanTakana’da tuhaf bir hikaye izliyoruz. Bir ‘vodvil’ yapmak istiyordum aslında.Bu oyun da, Tatbikat Sahnesi’nin kendi içinde bir vodvili. OKB’ye sahip 6 tane fraksiyonun, aslında birbirlerini anlama ve algılama hikayesini izliyoruz. Hepimizin birbirimizi anlama, değerlendirme ve anlayış gösterme zamanındayız. Bu oyun da onun üzerine bir ‘izlek’ diyebiliriz. Oyunun içerisinde büyük bir sürpriz de var. 2,5-3 ay kadar sürdü hazırlık aşaması. Oyuncuların kendi alt kişiliklerini çıkartıp, güvenme süresi de var tabi ki.“ diyerek anlatıyor.
Tatbikat Sahnesi hakkında de değerlendirmeler yapan Beşikçioğlu: “Her gün yepyeni oyunlarla perdemizi açıyoruz. Kendi repertuvarında 10 tane oyunu var Tatbikat Sahnesi’nin ve her bir oyun düzenli bir şekilde seyircisiyle buluşuyor burada. Devlet Tiyatrosu disiplininde çalıştığını söyleyebiliriz ve kendi içerinde kadrolu oyuncuları var. Tatbikat Akademi de yeni açıldı ve yeni oyunculara ve oyuncu adaylarına imkân verdikçe biz de mutlu oluyoruz.” dedi.
“Takan Takana”, Ankara Tatbikat Sahnesi’nin ardından İstanbul’a ve diğer kentlerde turnelere de yakın zamanda başlayacak…