Ana SayfaYaşamLGBTİ+Toplumsal farkındalık ve LGBTİ+

Toplumsal farkındalık ve LGBTİ+

-

Bu çalışma, toplumsal farkındalık amacıyla ve insanlara eşit davranılması gerektiğini belirten bir çalışmadır. Çalışma için ortaya bir hipotez atılmıştır. Hipotez Türk toplumundaki önemli bir sorundan ayrımcılık ve önyargıdan bahsetmektedir. Hipotezin konusu “Türk toplumunda önyargılar olduğundan LGBTİ+ bireyleri kendilerini yalnız ve mutsuz hissetmektedir.” Bu hipotezin doğruluğunu kanıtlamak için Türkiye’de yaşamakta olan 80 adet LGBTİ+ bireylerine anket yöntemiyle sorular yöneltilmiştir.

Türkiye’deki 7 coğrafi bölgeden LGBTİ+ bireylerine ulaşılmıştır. Bu çalışmanın birinci bölümünde lgbti+ bireyleriyle ilgili temel tanımlar ele alınmıştır. İkinci bölümde 80 LGBTİ+ bireyine yapılan anketin soruları ayrıntılı olarak incelenip dikkat çeken cevaplar eklenmiştir. Yapılan bu çalışmada, ortaya atılan hipotezi kanıtlamak amaçlanmıştır. Ortaya atılan hipotez kanıtlanmış olup, LGBTİ+ bireylerinin bu toplumda yaşadıkları zorluklar dile getirilmiştir.

Toplumsal farkındalık ve LGBTİ+

LGBTİ+ ile ilgili genel tanımlar

Cinsiyet (Sex): Biyolojik cinsiyeti ifade eder. Canlı türlerinin neredeyse tamamının, özellikle üreme organları ve sistemleri üzerinden kadın ve erkek olarak iki temel biçimde farklılaşması “cinsiyet” olarak tanımlanır. Cinsiyet, aynı zamanda canlıların gametlerinin birleşimi sonrasında erkek ve dişi olarak ayrımlanmalarıyla oluşan ve üreme işlevi içerisinde yer alan yapısal, işlevsel ve davranışsal özelliklerin bütünüdür.

Cinsel Yönelim (Sexual Orientation): Bireyin; tercihine bağlı olmayarak, karşı cinse, hemcinslerine ya da her ikisine karşı duygusal ve cinsel anlamda ilgi ve yakınlık kurmasıdır.

Toplumsal Cinsiyet (Gender): Toplumsal cinsiyet kadının ve erkeğin rollerini, sorumluluklarını, güç ilişkilerini ve toplumsal konumlarını belirleyen bir kavramdır. Yaşanılan zaman, coğrafya ve kültüre göre değişen, farklı cinsiyetlere sahip, insanlardan beklenen sosyal rol, davranış ve fiziksel görünüşün bütününü ifade eder. Toplumsal cinsiyet kişinin içinde yaşadığı toplumda aileden başlayarak modellerin gözlenmesi yoluyla elde edinilir. Kadın ve erkekler bu kavram içindeki normları sosyalleşme süreci içinde öğrenirler.

Toplumsal Cinsiyet Kimliği (Gender Identity): Yogyakarta İlkeleri’ne göre toplumsal cinsiyet kimliği kişinin vücuduyla ilgili bireysel hislerini içerecek şekilde (tıbbi, cerrahi ya da diğer araçlarla bedensel olarak görünüşünü ya da fonksiyonlarını özgür bir şekilde değiştirmeyi de kapsayabilen), doğumdan itibaren kazandığı biyolojik cinsiyetle uyumlu ya da uyumlu olmayabilen, cinsiyeti hakkında derinden hissettiği içsel ve bireysel duygulara ve giyim, konuşma ve davranış biçimlerini de içerecek şekilde cinsiyetin diğer biçimlerde dışavurumuna atıfta bulunur.

LGBTİ: Lezbiyen, gey, biseksüel, transgender (transseksüel,travesti), interseksüel olarak bilinen, zaman zaman “Cinsel Azınlıklar” olarak tabir edilen grup ve kimliklerin tümünü kapsayan bir terimdir.

Transgender: Cinsiyet değiştirme operasyonu geçirmiş ya da geçirmemiş, ancak biyolojik cinsiyetine ya da görünümüne uyum sağlayamayıp bir şekilde müdahale eden bireyler için kullanılan bir kavramdır. Bu bireyler kendilerini biyolojik olarak ait olduğu bedende hissetmezler. Türkiye’de bu terim fazla kullanılmamakla beraber transseksüeller, travestiler ve interseküel (interseksüel: ara cinsiyetliler, çift cinsiyetli/hermafrodit: cinsel organları belirsiz olarak doğan kişiler) bireyler için kullanılan bir kavramdır.

Transseksüel: Kişinin davranışlarından çok iç dünyasında kendisini karşı cinsten biri gibi görmesi, hissetmesidir. Transseksüel kişinin ruhsal eğilimleri için belirleyici olan bir kelimedir, bu yüzden transseksüeller dış görünümlerinden belirlenemeyebilir. Çünkü kendilerini, karşı cinsten hissettiklerini dış görünüşlerine her zaman yansıtmayabilirler. Transseksüel hem erkek hem de kadın için geçerlidir. Kişi erkek olduğu halde kadın olmayı, kadın olduğu halde erkek olmayı isteyebilir.

Travesti (Transvestite): Dış görünüşüyle ve davranışlarıyla karşı cinse ait olma isteğini ifade eder. Travesti dendiğinde sık bir şekilde “kadın kılığındaki erkekler” akla gelse de travesti kelimesi aslında hem erkek hem de kadın için geçerlidir. Travestiler karşı cinsin eşyalarını kullanmaktan, karşı cinsin giydiği kıyafetleri giymekten, ait olmak istediği cinsin davranışını sergilemekten zevk alan kimselerdir.

Eşcinsellik – Eşcinsel: Eşcinsellik aynı cinsiyetten iki kişi arasındaki cinsel ya da duygusal çekim ve cinsel davranışları ifade eden bir kavramdır. Eşcinsel kendi cinsinden olanlara duygusal, erotik ve cinsel yönelim içinde bulunan kadın veya erkektir. Eşcinsellik genellikle Homoseksüel (Homosexual) kelimesinin Türkçe karşılığı olarak kullanılmaktadır. Antik Yunanca’da Homo (aynı) ve Latince’deki Sex (seks) kelimelerinin birleşimidir. Homoseksüel kelimesine alternatif olarak kullanılan bir kelime de homophile kelimesidir. Homophile kelimesi antik Yunanca kökenlidir. Antik Yunanca’daki Homo (aynı) ve phile (sevgi) kelimelerinin birleşimidir. Bu kavramlar 1970’lerin başında Gey Kurtuluş Hareketiyle (Gay Liberation Movement) birlikte kaybolmaya başlamıştır. 10.

Gey (Gay): Bu terim Gey Kurtuluş Hareketi’yle (Gay Liberation Movement) birlikte ortaya çıkmıştır. Bu süreçte, “homoseksüellik”ten politik bir kopuş olarak tanımlanmıştır. Gey Kurtuluş Hareketi hak temelli bir mücadele eksenini benimsemiştir. “Homoseksüel” kelimesi tıp tarafından tanımlanan bir terimdir. Buna karşılık “gey” kelimesi, aynı cinsten insanların birbirlerine karşı duygusal, erotik, cinsel yönelimiyle yarattıkları hayat tarzını tanımlamak için eşcinsel bireyler tarafından ortaya konmuştur. Başlangıçta hem kadın hem de erkek eşcinselleri kapsayan “gey” kelimesi, günümüzde sadece erkek eşcinseller tarafından kendilerini ifade etmek için kullanılmaktadır.

Lezbiyen (Lesbian): Duygusal, cinsel, erotik yönelimleri kendi cinsinden bireylere yönelik olan kadınları tanımlamak için kullanılmaktadır. Kelime lezbiyen şair Sappho’nun yaşadığı Lesbos (günümüzdeki adıyla Midilli) Adası’nın isminden türemiştir.

Biseksüel (Bisexual): Hem kendi cinsine hem de karşı cinse duygusal, erotik ve cinsel yönelim içinde olan kadın veya erkekleri tanımlamak için kullanılmaktadır.

Heteroseksüel (Heterosexual): Duygusal, cinsel ve erotik olarak karşı cinsten kişilere yönelmiş olan kadın ya da erkekleri tanımlamak için kullanılmaktadır.

Heteronormativite (Heteronormativity): Heteroseksüelliğin normal ve tek cinsel yönelim olarak görülmesi, toplumsal değerlerin, kuralların ve yaşam biçimlerinin herkes heteroseksüelmiş gibi kabul edilmesidir. İnsanların kadın ve erkek olarak ikiye ayrılmasını; cinsel ilişkilerin/evliliklerin sadece ve sadece karşı cinsiyetlere sahip kişiler arasında olabileceğini ve her cinsiyetin kendine has rolleri olduğunu iddia eden inançlar, düşünceler, normlar bütünüdür.

Heteroseksizm (Heterosexism): Hayatta kalabilmek ve yaşayabilmek için kabul edilebilir tek alternatifin heteroseksüelite olduğunu varsayan sistemdir.

Homofobi (Homophobia): Lezbiyen, gey, biseksüel veya transgender kişilerden korkma, hoşlanmama veya nefret etme sonucunda ortaya çıkan ayrımcılıktır. Homofobi günümüzde cinsel yönelimi farklı olan kişilere karşı ayrımcılığı ifade etmek için kullanılan genel bir terim olmakla birlikte geyfobi, lezfobi, bifobi ve transfobi gibi farklı biçimlerde de kendisini gösterebilmekte ve ifade edilmektedir. Kavramın habercisi olan Dr. Wainwright Churchill, 1967’deki “Erkekler Arasında Homoseksüel Davranışlar” adlı çalışmasında “homoerotophobia” terimini kullanmıştır.

Homofobi kavramını ise ilk kez, Amerikalı bir klinik psikolog olan George Weinberg, 1972’de yayınladığı “Toplum ve Sağlıklı Homoseksüel” adlı çalışmasında kullanmıştır. Aynı zamanda bir Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Transgender (LGBT) dostu olan George Weinberg, kavramı Grekçe’deki “aynı” ve “korku” kavramlarından hareketle, heteroseksüellerden farklı bir cinsel yönelimi olanlara dair akıl dışı bir korku olarak tanımlamaktadır.

Geyfobi (Gayphobia): Gey kişilerden korkma, hoşlanmama veya nefret sonucunda ortaya çıkan ayrımcılıktır.

Lezfobi (Lezphobia): Lezbiyen kişilerden korkma, hoşlanmama veya nefret etme sonucunda ortaya çıkan ayrımcılıktır.

Bifobi (Biphobia): Biseksüel kişilerden korkma, hoşlanmama veya nefret etme sonucunda ortaya çıkan ayrımcılıktır.

Transfobi (Transfobia): Travesti ve transseksüel korkma, hoşlanmama veya nefret etme sonucunda ortaya çıkan ayrımcılıktır.

LGBTİ+ bireylere yapılan anket soruları ve cevaplarının incelenmesi

– İsim ve soyisminiz / yaşınız?

Yapılan bu çalışmada 80 adet LGBTİ+ bireyine ulaşılmıştır. Bu bireylere yaşlarının yanında “isim ve soyisim” soruları da yöneltilmiştir. Fakat isminin gözükmesini istemeyen birçok birey olması sebebiyle sonraki bireylere sadece yaşları sorulmuştur. Bir birey işyerinde cinsel yönelim ya da kimliğinin bilinmesinin işten kovulmasına yol açacağını, bu yüzden isim alınıyorsa eğer anketi yapamayacağını belirtmiştir.

Anket yapılan bireyler yaşlara göre gruplandığında:

• 14-17 yaş arası anket yapılan bireyler 39 kişi
• 18-23 yaş arası anket yapılan bireyler 29 kişi
• 24-40 yaş arası anket yapılan bireyler 11 kişiye ulaşılmıştır.

-Nerede yaşıyorsunuz?

Türkiye’deki her bölgeden LBGTİ+ bireylerine ulaşılmıştır. En çok Marmara bölgesindeki LGBTİ+ bireylerine ulaşılmıştır. Marmara Bölgesinden ulaşılan LGBTİ+ bireyi sayısı 29’dur. İç Anadolu Bölgesinden 13, Karadeniz Bölgesinden 5, Akdeniz Bölgesinden 14, Ege Bölgesinden 12, Güneydoğu Anadolu Bölgesinden 3, Doğu Anadolu Bölgesinden 2, Kıbrıs’tan da 1 kişiye anket uygulanmıştır.

-Cinsel yöneliminiz/kimliğiniz nedir? 

Yapılan çalışmaya göre 80 LGBT+ bireyinden ;

• 22 kişinin Lezbiyen,
• 18 kişinin Gay,
• 22 kişinin Biseksüel,
• 1 kişinin Panseksüel,
• 16 kişinin ise Transeksüel birey olduğu ortaya çıkmıştır. Transeksüel bireylerin 2’si trans kadın, 14’ü trans erkektir.

-Yöneliminizi/kimliğinizi kaç yaşında fark ettiniz? 

Bu soruya cevap veren kişilerin birçoğu “kendimi bildim bileli böyleyim“, “Çok küçük yaştan beri bir farklılık olduğunu anlıyordum ama bu farklılığın adını koyamıyordum. Zaman ilerledikçe ve araştırdıkça kimliğimi/yönelimimi anladım.” gibi cevaplar vermişlerdir. Çok küçük yaşlardan itibaren bir farklılık olduğunu söyleyen bireyler kimlik karmaşası içinde olduklarını belirtmişlerdir.

Bireyler bu soruya şu şekilde cevaplar vermişlerdir:

• Bunu çocukluğumdan beri hissediyordum. Ama böyle bir şey olduğunu bilmiyordum. Büyüdükten sonra anladım ki ben de eşcinselim. (17, Lezbiyen)
• Küçüklükten beri böyleyim fakat kendimi 19 yaşında kabullendim. Çünkü malum kabullenmesi zor oluyor böyle bir durumu. (25, Lezbiyen)
• Hatırlamıyorum. Dürüst olmak gerekirse kendimi bildiğimden beri böyleyim. Tahmini 5-6 yaşında fark ettim diyebilirim. (18, Gay)
• İlkokulda. Yani düşününce 11-12 gibi. Burak diye bir sınıf arkadaşım vardı. Ona eşcinsel olduğumu bilmeden aşık olduğumu ilan etmiştim. Sonra sonra fark ettim. (28, Gay)
• 14 yaşımda fark ettim. Erkek kuzenimden hoşlandığımı anladım. Ondan sonra anladım kendimi.(20, Gay)
• 10-11 yaşlarındaydım. Ben çocukken erkek gibiydim. Etek sevmezdim, pembe sevmezdim. Erkeklerle anlaşabilirdim sadece. Kızları hep korur, hep kollardım. Onları her daim el üstünde tutardım. Öyle garip bir şekilde, kızlara karşı bir şeyler hissettiğimi anladım. Tam olarak ne olduğunu bilmesem de, yani kalıplaşmış olarak bilmesem de bir kız ilgimi çekiyordu. Büyüdükçe de ismini koydum zaten. (17, Biseksüel)

-Aileniz yöneliminizi/kimliğinizi biliyor mu? 

Bu soruya LGBTİ+ bireyleri genel olarak “Ailem bilmiyor” cevabını vermiştir. Ailem bilmiyor yanıtını veren bireyler korktuklarını, ailelerinin homofobik olduklarını, şiddet uygulayacaklarını veya evden atılma ihtimali olduğunu belirtmişlerdir… Fakat azınlık da olsa cesaret gösterip ailesine ve çevresine açılan LGBTİ+ bireyleri vardır. Bu soru iki kısımda incelenmiştir.

“Ailem bilmiyor” cevabını veren bireyler “Neden açıklamadınız?” diye sorulduğunda,

• Ailem yönelimimi bilmiyor. Çünkü açıklarsam annemin kaldırabileceğini düşünmüyorum. Çok üzülür. Bir ara öğrendi gibi oldu ve onu kaybetmekten korktuğum için bu yoldan vazgeçtim dedim. Anlıyorlar aslında tarzımdan ama anlamıyormuş gibi davranıyorlar. Ailede sadece kardeşim biliyor. Kardeşimin bilmesi beni rahatlatıyor ama aile öğrenirse annemi çok doldururlar. Hayatımda annem her şeyim açıkçası.(25, Lezbiyen)
• Bilmiyor. Açıklamadım, direk ölüm benim için. TV’de Rüzgar Erkoçlar’ı gördüklerinde bile asacaksın meydanlarda böylelerini diyorlar. Şakasını bile kaldıramıyorlar. (22, Transseksüel)
• Hayır. Zamanı olmadığını düşünüyorum. Henüz konu hakkında bilgi sahibi değiller. Eğer fikir sahibi olsalardı açıklardım. En fazla üç ay süreceğini düşündüğüm bir baskı evresi olur daha sonra kabullenirler. Kız kardeşim de LGBTİ+ destekçisi yardımı olacağını düşünüyorum. (18, Gay) gibi cevaplar vermişlerdir.

Örneklerden de görüleceği üzere bazı bireyler ailelerinin hastalıklarından dolayı açılmadıklarını bazı bireyler ailelerinin homofobik olduklarını, söylemekten korktuklarını bazı bireyler de doğru zamanı beklediklerini belirtmişlerdir. Daha önce yapılan anketler ve bu anketin cevapları incelendiğinde ailelerine açılamamalarının bir sebebi de ailelerinin bu bireyleri bir hasta gibi görmesi, onları tedavi etmek için doktora götürmeyi teklif edeceklerini düşünmeleridir.

“Ailem biliyor” cevabını veren bireyler “Nasıl açıkladınız” diye sorulduğunda,

• Ailemden ablam ve kuzenim biliyor. Kuzenim de eşcinsel olduğu için zaten anlamıştı. Ablama ise bir gün aniden söyledim o da bana zaten önceden fark ettiğini söyledi. Annem bilmiyor. Çünkü onun üzülmesinden korktuğum için söylemedim. Fakat en kısa sürede söyleyeceğim. (14, Transeksüel)
• Ailem biliyor. Kendim konuşarak anlattım onlara ve bazı videolar izletip çeşitli yazılar okuttum onlara. Psikologdan da yardım aldım. (17, Gay)
• Evet ve destekliyorlar şu anda. Daha önce bilgi sahibi değillerdi garipsiyorlardı. Çocuk olduğum için geçici bir his olduğunu söylemişlerdi. Daha sonra 15 yaşlarındayken psikiyatri kliniğine gittik bir defa ve doktorlar görüştükten sonra olumlu yönde bakmaya başladılar. Arkadaşlarımla kıyaslayınca çok şanslı olduğumu düşünüyorum aslında. (24, Gay)
gibi cevaplar vermişlerdir.

Ulaşılan 80 bireyin arasından en dikkat çekici cevaplar bu şekildedir.

-Çevreden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Bu soruya verilen cevaplar değişkendir.

Arkadaşlarımdan bilenler var ve buna saygı duyuyorlar. Sıkıntı yaşamadım” (17, Biseksüel)

Arkadaşlarım tarafından genel olarak kötü tepkiler almıyorum. Bazen bazı kişiler İslam’a ve toplumun genel ahlakına uymadığı düşüncesiyle iğrenerek bakıyorlar. Sokakta rahat gezemiyoruz. Sürekli tip tip bakmalar, arkamızdan top, ibne, cinsiyetsiz gibi argo argo şeyler söyleniyor. ‘kenara çekip cinsiyetine bakalım’, ‘erkek olsa şuracıkta döverdim’, ‘cinsiyetsiz o***pu çocuğu’ gibi şeyler bile duydum.” (14, Transseksüel)

Çevreden farklı tepkiler alıyorum. Yadırgayıp yiyecek gibi bakanlar oluyor. Herkes soruyor ama arkadaş çevrem biliyor ve onlar bu halime alıştılar. O yüzden bu yönde çok mutluyum. Ama şu bir gerçek, ne yazık ki toplum çok tepkili. Okul ortamında gözler hep üstümde. Bir ortama girdiğim zaman bakılıyor ya da bazen beyefendi diyorlar, komik de oluyor. Ama etrafımda saygı duyuluyor fakat arkamdan çok konuşuluyor maalesef. Hatta bir keresinde iki tane ev arkadaşı almıştık. Bazı insanlar ‘o lezbiyen’ dediği için kızlar korkup evden ayrılmak istemişlerdi.” (25, Lezbiyen)

Çevremdeki insanlarla paylaşmıyorum. Gerçekten çok iyi tanıdığım insanlar biliyor sadece. Onlar da görüşünü bilerek paylaştığım için olumlu karşılıyorlar. Olumsuz karşılayacak olanlarla da paylaşmıyorum. Yine de bazen tanımadığım insanlar da öğreniyor ve büyük çoğunluğu sapık olduğumu düşünerek uzak duruyor. Tanımadığım insanlar tarafından daha çok rahatsız ediliyorum. Hatta sözlü olarak tacize uğruyorum. Ve 17 yaşlarındayken orta yaşlı iki erkek tarafından darp edildim. Darp edenler cinsel ilişki teklif etmişti ve kabul etmediğim için darp ettiler. Polise gittik ancak bu kişiler bulunamadı.” (24,Gay)

Verilen cevaplarda olumsuz tepkiler alan birey sayısı daha fazladır. Bazı bireyler ise güvendikleri kişilere anlattıklarını ve bu yüzden herhangi olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadıklarını belirmişlerdir.

Anket soruları yöneltilen 80 birey arasında lisede okumakta olan bireyler okullarında sorun yaşadıklarını, öğretmeninin “kızların giyindiği odada giyinme, kızlar rahatsız oluyor” dediğini belirten bireyler de olmuştur. Hatta okul müdürünün, onu tehdit ettiğini söyleyen bir birey kendi sözleriyle şunları ifade etmiştir.

Açıkçası okulda çok sıkıntı yaşıyorum. Dışlanma, hakaret ve alay… Bir de müdürlerden aldığım tehditler sıkıntı yaşatıyor. Ama genel olarak insanlar saygılı ve anlayışlı. Sorun etmedi arkadaş çevrem. Ama ailem ve arkadaşlarım dışında bilen yok. Bilen yok diyorum ama mutlaka öğrenenler oluyor. Hatta bu yüzden okul değiştirdim ben.” (17,Biseksüel)

24 yaşında erkek bir eşcinsel çevreden aldığı tepkiyi ve yaşadığı zorluğu şu şekilde dile getirmiştir:

Çevremdeki insanlarla paylaşmıyorum. Gerçekten çok iyi tanıdığım insanlar biliyor sadece. Onlar da görüşünü bilerek paylaştığım için olumlu karşılıyorlar. Olumsuz karşılayacak olanlarla da paylaşmıyorum. Yine de bazen tanımadığım insanlar da öğreniyor ve büyük çoğunluğu sapık olduğumu düşünerek uzak duruyor. Tanımadığım insanlar tarafından daha çok rahatsız ediliyorum. Hatta sözlü olarak tacize uğruyorum. Ve 17 yaşlarındayken orta yaşlı iki erkek tarafından darp edildim. Darp edenler cinsel ilişki teklif etmişti ve kabul etmediğim için darp ettiler. Polise gittik ancak bu kişiler bulunamadı.’’

-Türk toplumunda LGBTİ+ bireylerine karşı bir önyargı olduğunu düşünüyor musunuz?

80 LGBTİ+ bireyinden 80’i de bu soruya evet yanıtını vermiştir. 14’ünden 40’ına kadar bütün bireyler tereddüt etmeden “kesinlikle önyargılı” cevabını vermiştir.

Bazı bireyler bunun kaynağının gelenekçi ve dindar bir toplum yapısından kaynaklandığını ve bu yüzden çok zorluklar yaşadığını hatta günahkâr, sapık gözüyle bakıldığını dile getirmişlerdir. Birçoğu da Lut kavminin lanetinden bahsedip, bu şekilde tanımlandıklarında çok üzüldüklerini, oysaki lut kavmiyle alakası olmadığını ifade etmişlerdir. Bu yüzdendir ki; toplumun önyargısından dolayı çevrelerinde, çevrelerinde olmasa bile LGBTİ+ bireyi olduğunu duyan heteroseksüel bireylerden şiddet gördüklerini, sapıkmış gözüyle bakıldıklarını, devletin kademelerinde çalışan insanlardan bile çok farklı muamele gördüklerini belirtmişlerdir.

80 bireyin 80’inin de aynı cevabı vermesi ve yaşadığı zorlukları dile getirmesi çalışmanın konusu açısından çok önemlidir.

-Bu toplumda yaşamaktan mutlu musunuz? 

80 LGBTİ+ bireyinden; 5 kişi “Evet”, 1 kişi “Galiba”, 1 kişi “Çok Sayılmaz”, 1 kişi “Kimi Zaman Evet”, 1 kişi “Kısmen”, 71 kişi “Hayır” cevabını vermiştir. İstatistiklerden de anlaşılacağı üzere anketlerde tercih edilebilecek bir şık olmadığı halde çok somut bir “Hayır” cevabı gözlemlenmiştir. Bu istatistik sonucunda Türk toplumunda yaşamaktan mutlu olmayan LGBTİ+ bireylerinin çoğunlukta olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Toplumda neden mutlu olmadığını açıklayanlardan birkaçının verdikleri cevaplar şu şekildedir:

Asla ama asla bu toplumda yaşamak istemiyorum. Sevgilimin elini tutup gezemeyeceğim, sokak ortasında onu sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Sevgilim olsa da hep ortamda yalnız gezeceğim. Bu çok kötü bir his. İnsanın içini burukluk kaplıyor bazen. Zaman zaman ağlıyorsun neden diye. Ne olurdu herkes herkesi olduğu gibi kabul etseydi. Bu toplum tabularını yıksaydı. Dışarıdan hayatıma çok merakla bakılıyor ama o kadar saçma sorular soruluyor ki utanıyorsun yerin dibine giriyor. Oysa bizim tek istediğimiz sevgimizi özgür bir biçimde yaşamak. Bundan daha masum ne olabilir ki?” (25,Lezbiyen)

Mutlu muyum? Yaşadığım toplum bakımından hayır. Ama yaşadığım hayattan memnunum. Çünkü ben bir lezbiyen, gay, trans, biseksüel vs. değilim. İnsanım. Sevdiğim bir kadın var. Onun için şiirler yazdığım, şarkılar söylediğim bir kadın. Evet ben de bir kadınım. Aşkın cinsiyeti olduğunu düşünmeyenlerdenim. Ruh güzelliğine inananlardanım.” (16, Lezbiyen)

Değilim. İnsanlar bunu bilmeden önce suratından gülümseme eksik olmayan birisi olan ben şu anda sürekli panik ataklar geçirip ambulans ile hastanelerde uyanıyorum. Belki de çevremdeki insanlar anlayışlı ve modern olsaydı yüzüme bir nebze olsun neşe gelebilirdi.” (16, Biseksüel)

-Bü ülkede eşit yurttaşlık haklarına sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?

80 LGBTİ+ bireyinden sadece 7 birey bu soruya “Evet” cevabını vermiştir. 1 kişi “Bilmiyorum”, 1 kişi “Orta Seviyede”, 1 kişi “Kısmen” ve geriye kalan 70 kişi “Eşit değiliz.” cevabını vermiştir. Bu soruya verilen en dikkat çekici cevaplar şu şekildedir:

Herkes; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.’’ diye başlayan bir makale okumuştum. Ben gökkuşağının renklerini taşıyorum ve aşkın cinsiyeti olmaz. Bizleri ikinci kişi görmekten vazgeçsinler. Sevgilimin elini tutarken sokak ortasında bizi bir homofobik görüp döver ya da öldürür diye düşünmek istemiyorum. Bence ben ve bizler gibi insanlar için yeni yönergeler oluşturulmalı. Eşcinseller vardır.” (22,Lezbiyen)

Eşit yurttaşlık haklarına sahip olduğumuzu düşünmüyorum. En basiti, hatta basit değil bizim için zor olan bir şey. İş konusu. Bakın zaten genel olarak lgbti bireyi olan insanlar ailelerinden ayrı yaşamak zorunda kalıyorlar, bir yere bağlılıkları kalmıyor. İş bulmaları gerekiyor. İşverenler önyargılı olunca sorunlar oluyor. Çünkü biliyorsunuz ki temel ihtiyaçlarımızı bile şu lanet olası para olmadan karşılayamıyoruz. Tabii ki bu toplum bilinçlenmedikçe değişmeyecek. Ama yavaş yavaş ilerliyoruz. Bu konuda pozitif yöndeyiz.” (16,Lezbiyen)

Evlenemediğim bir ülkede nasıl eşit yurttaşlık haklarına sahip olabilirim?” (18,Gay)

Hayır, ki buna örnek verebilirim. Eski okulumda kavga ettim, eşcinsel olduğumu okula yayan kişi ile. Beni dinlemediler bile. Direkt okul değiştirmem hakkında karar çıktı. Kızın ceza alması gereken bir durumda hakkı yenilen ben oldum. Ve beni beden dersinde giyinme odasına almıyorlardı. Hoca, kızlar rahatsız oluyor, dedi. Yeni okulumda da biri benim lgbti bireyi olduğumu öğrenmişti. Yalanladım ama serviste falan vurmuştu. Kavga çıkmıştı. Onun dışında bundan şüphelenen müdür yardımcısı da tehdit etti. Eğer öyle bir şey varsa okuldan gideceksin gibi şeyler söyledi.” (17, biseksüel)

Öneriler

Bu kısımda Türkiye’de eksik olan ve yapılması ve eklenmesi gereken yenilikler yer almaktadır. Öncelikle LGBTİ+ bireylerinin bu toplumda ve aile ortamında yalnızlık ve mutsuzluk yaşamaması ve psikolojisinin bozulmasına sebep olmamak için yapılması gerekenler:

• Ebeveynlerin çocukları ile LGBTİ+ kimliği üzerine konuşması,
• Çocuk LGBTİ+ bireyi olduğunu açıkladığında veya ebeveyn bunu bir şekilde öğrendiğinde ebeveynin şefkat ve yakınlık göstermesi,
• Çocuk LGBTİ+ bireyi olduğunu açıkladığında ebeveynlerin çocuklarını sıkmaması, evlerine kapatmaması, çocuklar dışarı çıktıklarında sürekli aramaması,
• Ebeveyn bundan rahatsızlık duyuyor olsa bile çocuğunun LGBTİ+ kimliğini/yönelimini desteklemesi,
• Çocuk LGBTİ+ kimliğinden/yöneliminden dolayı olumsuz davranışlara maruz kaldığında ebeveynin çocuğunu koruması, savunması ve yanında olması;
• Çocuğun LGBTİ+ dernekleri ile bağlantısının sağlanarak aktivitelerle katılımının desteklenmesi,
• Rol model olabilecek bir LGBTİ+ erişkin ile çocuğun bağlantıya geçmesinin sağlanarak gelecek ile ilgili seçeneklerin değerlendirilmesi,
• Sosyal ve yakın çevrenin LGBTİ+ bireylerine destek verecek şekilde gelişmesi için çalışmalarda bulunulması,
• Çocuğun LGBTİ+ arkadaşları ve partnerinin eve kabul edilmesi, aile aktiviteleri ve davetlere katılımlarının sağlanması,
• Çocuğun cinsel kimliğini ifade ediş biçiminin desteklenmesi,
• Çocuğunun ileride mutlu bir LGBTİ+ erişkini olarak yaşayabileceği inancına sahip olunması.
• Ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte LGBTİ+ farkındalığı kazanmak için çalışmalarda bulunması, bunun için yardım alması.
• Ebeveynlerin; LGBTİ+ bireyi olmanın doğal bir şey olduğunu, bir kimlik bozukluğu ya da hastalık olmadığını çocuklarına öğretmesi. Bunun için ebeveynlere gerekli bilgilerin öğretilmesi ve bu sayede homofobikliğin, transfobikliğin, bifobikliğin azaltılması.
LGBTİ+ ve İnsan Hakları için Türkiye Cumhuriyeti’nin yapması gerekenler:
• Yeni Anayasa’nın kanun önünde eşitliği düzenleyen maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibareleri eklenmelidir.
• Polisler tarafında şiddete maruz kalan çok sayıda lgbti+ bireyi vardır. Şiddete uğrayan lgbti+ bireyleri polis karakoluna başvurduklarında veya dava açtıklarında önlerinin kesilmemesi, engellenmemesi ve şiddet uygulayan polislere caydırıcı cezalar verilmesi gerekmektedir.
• Türk toplumunda lgbti+ bireylerine karşı işlenen nefret suçlarına ve ayrımcılık ve nefret söylemlerine karşı hukuk önünde eşitlik sağlanmalı, lgbti+ bireylerine şiddet uygulayan, onlara hasta muamelesi yapan bireylere caydırıcı cezalar verilmesi gerekmektedir.
• Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve Kamu Denetçiliği Kurumu görev ve yükümlülük alanlarına giren her türlü insan hakkı, demokrasi ve hukuk ihlallerini cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli yaklaşımı gözeterek ele almalıdır.
• Nefret Suçları ile ilgili mevzuat çalışmasının bir an önce gerçekleştirilerek LGBTİ+ bireylerine yönelik nefret suçlarına karşı gerekli cezai önlemler alınmalı; “ağır tahrik” indirimlerinin nefret suçları sonrası uygulanamayacağına dair düzenleme yasada yapılmalıdır.
• Adil yargılanma sürecinin gerçekleşmesi için, kolluk kuvvetlerine ve yargı organlarının mensuplarına yönelik homofobi, transfobi, ayrımcılık temalı insan hakları eğitimleri düzenlenmelidir. Bu eğitimler için sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde hareket edilmelidir.
• Hükümet çalışma hayatında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını düzenlemeli. İş duyurularında, işe alınmada, iş ilişkisinin devamında ve işe son verme süreçlerinde LGBTİ+ çalışanlara yönelik ayrımcılığı yasaklayan düzenlemeler yapılmalı. İş Kanunu’nda “cinsiyet” eşitliğinin ardından “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” de kayda geçirilerek LGBTİ+ çalışanlar güvence altına alınmalıdır.

Sonuç

Çalışmanın amacı Türk toplumunda yaşayan lgbti+ bireylerinin var olma mücadelelerini duyurmak ve onların bu ülkede yaşadığı zorlukları aktarmaktır. Ayrıca bu toplumda mutlu ve yalnız hissedip hissetmemeleri de bu çalışmanın amacını kapsamaktadır. Çalışmada, 80 adet lgbti+ bireylerine anket yöntemiyle sorular yöneltilmiştir. Ankette 9 adet soru yer almaktadır. Türkiye’deki 7 coğrafi bölgeden lgbti+ bireylerine ulaşılmıştır. En çok Marmara bölgesindeki lgbti+ bireylerine ulaşılmıştır. Marmara Bölgesinden ulaşılan lgbti+ bireyi sayısı 29’dur. İç Anadolu Bölgesinden 13, Karadeniz Bölgesinden 5, Akdeniz Bölgesinden 14, Ege Bölgesinden 12, Güneydoğu Anadolu Bölgesinden 3, Doğu Anadolu Bölgesinden 3, Kıbrıs’tan da 1 kişiye ulaşılmıştır. Anket soruları kapsamında bu bireylerin Türk toplumunda yaşadıkları zorluklar, maruz kaldıkları şiddet ve eşit yurttaşlık haklarına sahip olup olmadıkları incelenmiştir.

Anket sonuçları incelendiğinde lgbti+ bireylerinin Türk toplumunda kendilerini yalnız ve mutsuz hissettikleri ortaya çıkmıştır. Dikkat edilmesi gereken önemli bir konu daha vardır. Lgbti+ bireyleri bu toplumda sadece mutsuz ve yalnız değillerdir. Aynı zamanda onlara karşı önyargı ve şiddet çok fazladır. Özellikle ailesi konusunda çok sıkıntı yaşayan lgbti+ bireyleri bu yüzden ayrımcılığa ve yalnızlığa maruz kalmaktadır. Lgbti+ bireyleri; ailesinde, toplu taşıma araçlarında, sokakta, okullarında, iş yerlerinde birçok sıkıntıyla karşı karşıya kaldığı da unutulmamaktadır.

Bireylerden alınan bilgilere göre; Türk toplumunda homofobik, transfobik, bifobik olan insan sayısı oldukça fazladır. Bu yüzden bu bireylerin uğradığı taciz, tecavüz, şiddet ve ayrımcılık günden güne artmaktadır. Anket yapılan bireylerde Türk toplumunda yaşadıkları baskılardan dolayı korktukları ve hatta çoğu zaman da intihara meyil ettikleri ortaya çıkmıştır. Türk toplumunda yaşamına son veren birçok lgbti+ bireyi vardır. Lgbti+ bireylerinin bu ülkede iş bulamadıkları ya da kazancını sağlayabilmek için özellikle trans bireylerin seks işçiliği yaptığı ortaya çıkmıştır.

Sonuç olarak; bu araştırma Türkiye’de yaşayan lgbti+ bireylerinin bu ülkenin polisinden bile şiddete ya da ayrımcılığa maruz kaldığını, bu ülkede iş bulamadıklarını, toplu taşıma araçlarında iğneleyici bakışlara maruz kaldığı bu yüzden de ruhsal sağlığının bozulduğunu, bu ülkede kendilerini yalnız ve mutsuz hissettiklerini ortaya koymuştur. Unutulmamalıdır ki, onlar da bizim ülkemizin birer vatandaşı, birer bireyidir. Bu ülkede sadece heteroseksüel bireyler yoktur. “azınlık grup” olarak sayılabilecek gruplar da vardır. Lgbti+ bireyleri hasta veya sapkın değillerdir.

Lgbti+ bireylerinin bu ülkede rahatça yaşamlarını sürdürebilmesi ve diğer bireylerle eşit konuma gelebilmesi için, uluslararası insan hakları hukukunun parçası haline gelen cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığın açıkça yasaklanması ve lgbti+ bireylerini de kapsayan eşitlikçi bir sosyal politika yaklaşımının uygulamaya konulması gerekmektedir. Lgbti+ bireyleri vardır ve var olacaklardır.

Kaynakça

• YILMAZ, Ali Kemal: 1998, Erkek ve Kadında Eşcinsellik, Özgür Yayınları, İstanbul
• PERİNÇEK, Doğu: 2000, Eşcinsellik ve Yabancılaşma, Kaynak Yayınları, İstanbul
• LGBT Hakları Plaftormu, 2009, LGBTT Bireylerin İnsan Hakları Raporu, Ayrıntı Basımevi, Ankara
• ATAMAN, Hakan: 2009, LGBTT Hakları İnsan Haklarıdır, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Ankara
• KAOS GL, Çocuğumun Bedenine Dokunma, Ayrıntı Basımevi, Ankara
• KAOS GL DERNEĞİ, Anti-Homofobi Kitabı/3 (Heteroseksizme Karşı Gökkuşağı, Anti-Homofobi 3), Ayrıntı Basımevi, Ankara
• 2012 Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Temelli İnsan Hakları İhlalleri İzleme Raporu, 2013, İstanbul
• GÖREGENLİ, Melek: LGBT Bireylerin Gündelik Yaşamda Karşılaştıkları Ayrımcılık, Ayrıntı Basımevi, Ankara
• http://www.spod.org.tr
• www.kaosgldernegi.org
• dagmedya.net
•  Dr. Volkan YILMAZ, Haz 25, 2015, Türkiye’de Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Trans (LGBT) Bireylerin Sosyal ve Ekonomik Sorunları Araştırmasının Özet Sonuçları, İstanbul Bilgi Üniversitesi & Dr. İpek Göçmen, Boğaziçi Üniversitesi
• KALAYCI, Erdinç: 2016, Sosyal hizmet öğrencilerinin sosyal adalet savunuculuğu yetkinlikleri ile LGBTI bireylere yönelik tutumlari arasındaki ilişkinin incelenmesi
• DİLTEMİZ MOL, Merve: 2016, LGBTİ hareketinin hak ve temsil mücadelesi ve siyasal iletişim faaliyetleri
• KOVACI, Pınar: 2016, Femen ve LGBTİ gruplarının televizyon haberlerinde temsili
• SAVCI, Gökçe: 2015, Türkiye’de yaşayan LGBT bireylerinde sosyal uyum ve bağımlılık ilişkisinin incelenmesi
• YEŞİLTEPE, Gözde: 2015, Lezbiyen gey biseksüel trans (LGBT) bireyler ve hasta hakları
• LİVBERBER, Tuba: 2014, Medyada nefret söylemi ve toplumsal cinsiyet bağlamında LGBTT bireylere yönelik nefret söylem(ler) inin çözümlenmesi

Hazırlayan: Tuğçe Küçük

SON YAZILAR

KAOS GL ve 17 Mayıs’tan anayasa açıklaması: Haklarımızı savunacağız

Depremle rafa kaldırılan Anayasa değişikliği, 2 Ekim 2023’te Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın yaptığı TBMM konuşmasıyla resmi olarak gene gündemimize girdi. Yapılmak istenenin hak ve özgürlükleri...

154 gazeteciden ortak açıklama: Daha fazla LGBTİ+’lara şiddet ve yasak haberi yazmak istemiyoruz

154 gazeteci ortak bir açıklama yayınlayarak, “Daha fazla LGBTİ+’lara şiddet ve yasak haberi yazmak istemiyoruz” dedi. Gazeteciler, LGBTİ+ Onur Ayı gelir gelmez yasaklar ve şiddetin...

17 Mayıs Derneği Esenlik Buluşmaları yoga ve nefes çalışmalarıyla devam ediyor

17 Mayıs Derneği'nin LGBTİ+ aktivistlerini güçlendirmeye yönelik düzenlediği Esenlik buluşmaları yoga ve nefes çalışmalarıyla devam ediyor. 14 Mart ve 16 Mart tarihlerinde gerçekleşecek online çalışmalara...

Esat – Eryaman Davası 22 Şubat’ta: #ZamanaBırakmıyoruz

2007 yılından beri devam etmekte olan, saldırıya uğrayan ve yaşadıkları yerlerden göçe zorlanan trans kadınların adalet arayışı olan Eryaman-Esat davasında, 22 Şubat Çarşamba günü Ankara 30. Ağır...
Konuk Yazar
Konuk Yazar
Siz de Gaia Dergi'de yazılarınızın çıkmasını istiyorsanız [email protected] üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol