Ana SayfaKültür & SanatÖyküTürker Hoca'nın mama kutuları | Öykü

Türker Hoca’nın mama kutuları | Öykü

-

Silecekler düzenli aralıklarla çalışmaya başlayınca daha fazla dayanamadı. Montunu giydi, cep telefonunu ve kulaklığını sırt çantasına tepti. Uyuyanlara, pencereden alık, boş bakanlara aldırmadan şoföre seslendi,

“Kaptan! Burada inebilir miyim?”

Zaten bilmem kaç dakikadır aynı yerde çakılı halde bekliyorlardı. Bulvar birbirine ulanmış kırmızı far ışıklarıyla şişmiş bir aorta benziyordu. Kapı tıslayarak açıldı. Türker paldır küldür indi otobüsten. Her zamanki saatinden yarım saat geç de olsa ayak bastı şehre. 

Yağmur hızını artırıyordu. Türker adımlarını alışık olduğu ritme kavuşturmakta zorlanmadı. Eve gitmeden önce eczaneye uğramalıyım diye düşünüyordu. 

Eczaneye mırıldanarak girdi,

Babam oturduğu yerde uyuklamaya başladı gene… O mama iyi gelmişti ona…

İçerideki hava ılıktı, çilekli şurup kokuyordu. Türker’in burnu ağrımaya başlamıştı. Tezgahın arkasındaki kalfa kasayı toparlamaya dalmıştı,

“….’dan 6 adet lütfen”

Kalfa başını ancak kaldırdı. Floresan ışık altında sesi de teni de soluktu.

“Hastanın kimlik numarası neydi abi?”

“ 12345678…”

Kalfanın gözleri bilgisayarın monitöründe kısa bir süre gezindikten sonra

“Kayıt bulunamadı diyor abi?” dedi kalfa.

Türker kredi kartını uzattı. Daha önce de böyle olmuştu. Raporun süresi bitmiş olsa gerek diye düşündü. Canı sıkıldı ama nasıl olsa yarın medikoda yazdırırım diye mırıldandı. Sabahtan bölüm kurulu vardı. Bölüm başkanı gene bir sürü imalı laf edecekti muhakkak… Türker’den laboratuvarını bodrum kattaki depoya taşımasını istiyordu. Sebebini anlatmıştı ama şimdi hatırlamıyordu Türker. Duymamış gibi yapmayı tercih ediyordu. Toplantı erken biterse deneylerine başlamadan önce bu işi halledebilirdi. Ağzı devamlı kıpırdıyor, belli belirsiz sesler çıkıyordu ince kuru dudaklarının arasından. Kalfa,

 “Bir şey mi dedin abi? “ diye sordu.

“Yok yok.. Sana değil…”

“700 TL tuttu burası. Çekelim mi abi?” 

Türker kalfanın ölgün ve soru soran bakışlarına çabucak yanıt verdi:

“Tabii tabii… Lâzım bunlar.”

Eczanenin sensörlü kapısına çarpmak üzereyken açıldı. Yağmur dinmeye yüz tutmuştu. Montunun şapkasını kafasına geçirdi gene de. Mama kutularının olduğu torbayı sırt çantasına teperken cep telefonunu çıkardı. Hızlı arama sayfasında bakıcı yazan satırı tıkladı. Bir yandan dudaklarını kemiriyor,  bir yandan da dolmuşa yetişmek için adımlarını tekrar sıklaştırıyordu.  

“Buyur Türker Hocam?”

Kadının bıkkın sesine alışıktı. Yaşlı insanlara bakmak zor işti, yıldırıcıydı. Ancak böyle durumlarda kısa ve net cümlelerle konuşmak istediği cevabı almak için en iyi yöntemdi, zamanla öğrenmişti.

“Figen Hanım, babamın ilaçlarını almak için eczaneye uğradım da… Kayıt bulunmadı dedi gene. Keşke hatı..”

Bakıcı Figen sözün tamamlanmasını bekleyemedi:

“Hatırlatmadım çünkü baban vefat edeli bir ayı geçiyor Türker Hocam…”

Düşmemek için en yakınındaki sokak lambası direğine tutundu. Yanından geçip gidenlerin çoğu direğe son umuduymuş gibi dayanan zayıf, uzunca boylu adamı umursamadı. Sadece çok yakınından geçen bir iki çift telefonun hoparlöründen yayılan sesi duydular ve birbirlerine daha da sokulup  hallerine şükrettiler acımasızca…

“Bu böyle olmaz Türker Hocam… Asapların bozulmuş senin. Kaçıncı kezdir arıyorsun bak. Daha kaç kere söyleteceksin babanın öldüğünü bana?” 

Türker elini direkten çekti. İnsanların hâlâ kendisine baktığının farkındaydı. Birkaçıyla göz göze bile geldi. Sonradan o akşamı düşününce iki duygunun izini görüyordu kendinde. Utanç ve o utançtan aldığı haz. Bir an önce eve dönmeliydi. Çantasını sıkıladı, montunun fermuarını boğazına kadar çekti. Hava soğuktu, nefes aldıkça burnunun sızısı artıyordu. Bir ucunda dolmuş durakları bulunan … Sokağı’na saptı. 

***

…. Sokağında her şey beklendiği gibiydi. Çürük diş gibi kararmış apartmanlar, öğürtü gibi dalgalanan kaldırımlar ve kaldırımların üzerinde yeni yeni salınmaya başlamış travestiler, orospular… Sokağın kuytularında parlak gözleriyle onları gözetleyen pezevenkleri yalnızca müstakbel müşteriler görebilirdi. Otoparkın tam karşısındaki matbaadan yayılan sodyum sarısı ışık yabancıydı sadece. Tezini sunum posterlerini bastırdığı matbaaydı burası. Necdet Ustayla konuşmadan anlaşırlardı. Sayfada kaç santim boşluk kalacak, puntolar ne olacak, cildin sırtı düzgün mü değil mi enstitü müdüründen iyi bilirdi Necdet Usta. Türker dükkânın içini önünü ezbere bilirdi ama bu ışık altındaki görüntüsünü bilmezdi. Matbaanın gece açık olduğuna ilk defa bu akşam rastlamıştı. Kapının önündeki sepetleri toplayan kadını da daha önce hiç görmemişti. Otoparkın değnekçisi Tayfun kısık dikenli sesiyle Çiğdem’i esir almaya çalışıyordu. 

“Kim alır lan bu eşantiyon eskilerini? Eski köye yeni adet getirdin ha… Babanın haberi var mı bunlardan? Alooo! Sana diyorum Çiğdem!”

Çiğdem dönüp, “Sana ne be!” demek üzereyken Tayfun,

“Vaaayyy! Türker Hocam! Çantasını takmış dönüyor okulundan…” diye bağırdı.

Türker, mamalar yüzünden ağırlaştığı için omzundan habire kayan sırt çantasını düzelterek kimseye çarpmadan, bakmadan yürüyordu. 

Ne Türker aldırmıştı bu cümleye ne Çiğdem ne de sokaktakiler. Çiğdem son sepeti de içeri taşımıştı. Kepenkleri indirmek üzereydi. 

“Çiğdem sen bilmezsin, ben bu Türker Hoca’nın burnunu ara sıra kırıyorum.”

Çiğdem bir şey diyecekmiş gibi ağzını açtıysa da yaptığı işe devam etti. Türker’in adımlarının ritmine uygun olarak birbirine çarpan mama kutularının sesini ikisi de bir anlığına olsa da duydular.

“Bak, duyuyor musun sesi Çiğdem? İlk duyduğumda demiştim ki herif yüklenmiş birayı rakıyı gidiyor.. E boş geçmek olmaz bu sokaktan. Dik dik de bakıyor suratıma. Tam önümden geçerken suratına bir indirdim… Kalıbından da utanmadı yığıldı yere.” 

Tayfun hırıl hırıl gülmeye başladı. Çiğdem kollarını kavuştırmuş kımıltısız dinliyordu. 

Türker bir toz kümesiymiş ya da rüzgârda sürüklenen kuru bir yaprak gibi yürümeye devam ediyordu

“Bak hâlâ yolunu değiştirmiyor gerizekâlı mal…  Ne diyordum? Yığıldı yere, çantasının içinden mama kutuları çıktı, iyi mi? Ulan sokaktaki bütün orospular, pezevenkler bile biliyor babasının mortu çektiğini. Bu dallama ne yapıyor? Gidip gidip ölmüş babasına mama alıyor… Seyret bak Çiğdem, neler olacak?”

Tayfun bir bacağını arkaya yaslamış diğerini öne doğru uzatmıştı. Türker önünden geçtiği sırada duvara dayadığı bacağını öne doğru uzattı. Türker tuzağı fark etmediği için patates çuvalı gibi düştü. Tayfun katıla katıla gülüyordu artık. 

“Sen de olmasan… Kalk hadi! Bu sefer elimi acıtmayayım dedim. Kalk lan!”

Tayfun tam adamın karnına tekmeyi basacakken Çiğdem Türker’in kolunu tuttu. Tayfun’a sadece 

“Dur artık!” dedi. 

Tayfun annesinden azar yemiş gibi sus pus oldu. Nefesi düzeltikten sonra ağzının kenarında biriken tükürükleri kolunun tersiyle sildi. Yere düşen sırt çantasından bir kutu mamayı çıkartıp tekme atarak sokağın ilerisine yuvarladıktan sonra Çiğdem’e döndü

“Söyle ona, babası öldü!” dedi. 

Çiğdem, Türker’in kolunu boynuna atarak onu dükkâna götürdü. El yordamıyla sandalyeye oturturken,

“Burnunuz kanıyor, pansuman gerekiyor” dedi. 

Çiğdem’in soğuk, kırılgan elleri ve burnuna dolan pas kokusu Türker’i kendine getirmeye yetti.

 

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
\n

Silecekler d\u00fczenli aral\u0131klarla \u00e7al\u0131\u015fmaya ba\u015flay\u0131nca daha fazla dayanamad\u0131. Montunu giydi, cep telefonunu ve kulakl\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u0131rt \u00e7antas\u0131na tepti. Uyuyanlara, pencereden al\u0131k, bo\u015f bakanlara ald\u0131rmadan \u015fof\u00f6re seslendi,<\/p>\n\n\n\n

\u201cKaptan! Burada inebilir miyim?\u201d<\/p>\n\n\n\n

Zaten bilmem ka\u00e7 dakikad\u0131r ayn\u0131 yerde \u00e7ak\u0131l\u0131 halde bekliyorlard\u0131. Bulvar birbirine ulanm\u0131\u015f k\u0131rm\u0131z\u0131 far \u0131\u015f\u0131klar\u0131yla \u015fi\u015fmi\u015f bir aorta benziyordu. Kap\u0131 t\u0131slayarak a\u00e7\u0131ld\u0131. T\u00fcrker pald\u0131r k\u00fcld\u00fcr indi otob\u00fcsten. Her zamanki saatinden yar\u0131m saat ge\u00e7 de olsa ayak bast\u0131 \u015fehre. <\/p>\n\n\n\n

Ya\u011fmur h\u0131z\u0131n\u0131 art\u0131r\u0131yordu. T\u00fcrker ad\u0131mlar\u0131n\u0131 al\u0131\u015f\u0131k oldu\u011fu ritme kavu\u015fturmakta zorlanmad\u0131. Eve gitmeden \u00f6nce eczaneye u\u011framal\u0131y\u0131m diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyordu. <\/p>\n\n\n\n

Eczaneye m\u0131r\u0131ldanarak girdi,<\/p>\n\n\n\n

Babam oturdu\u011fu yerde uyuklamaya ba\u015flad\u0131 gene\u2026 O mama iyi gelmi\u015fti ona\u2026<\/em><\/p>\n\n\n\n

\u0130\u00e7erideki hava \u0131l\u0131kt\u0131, \u00e7ilekli \u015furup kokuyordu. T\u00fcrker\u2019in burnu a\u011fr\u0131maya ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131. Tezgah\u0131n arkas\u0131ndaki kalfa kasay\u0131 toparlamaya dalm\u0131\u015ft\u0131,<\/p>\n\n\n\n

\u201c\u2026.\u2019dan 6 adet l\u00fctfen\u201d<\/p>\n\n\n\n

Kalfa ba\u015f\u0131n\u0131 ancak kald\u0131rd\u0131. Floresan \u0131\u015f\u0131k alt\u0131nda sesi de teni de soluktu.<\/p>\n\n\n\n

\u201cHastan\u0131n kimlik numaras\u0131 neydi abi?\u201d<\/p>\n\n\n\n

\u201c 12345678\u2026\u201d<\/p>\n\n\n\n

Kalfan\u0131n g\u00f6zleri bilgisayar\u0131n monit\u00f6r\u00fcnde k\u0131sa bir s\u00fcre gezindikten sonra<\/p>\n\n\n\n

\u201cKay\u0131t bulunamad\u0131 diyor abi?\u201d dedi kalfa.<\/p>\n\n\n\n

T\u00fcrker kredi kart\u0131n\u0131 uzatt\u0131. Daha \u00f6nce de b\u00f6yle olmu\u015ftu. Raporun s\u00fcresi bitmi\u015f olsa gerek diye d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc. Can\u0131 s\u0131k\u0131ld\u0131 ama nas\u0131l olsa yar\u0131n medikoda yazd\u0131r\u0131r\u0131m diye m\u0131r\u0131ldand\u0131. Sabahtan b\u00f6l\u00fcm kurulu vard\u0131. B\u00f6l\u00fcm ba\u015fkan\u0131 gene bir s\u00fcr\u00fc imal\u0131 laf edecekti muhakkak\u2026 T\u00fcrker\u2019den laboratuvar\u0131n\u0131 bodrum kattaki depoya ta\u015f\u0131mas\u0131n\u0131 istiyordu. Sebebini anlatm\u0131\u015ft\u0131 ama \u015fimdi hat\u0131rlam\u0131yordu T\u00fcrker. Duymam\u0131\u015f gibi yapmay\u0131 tercih e<\/em>diyordu. Toplant\u0131 erken biterse deneylerine ba\u015flamadan \u00f6nce bu i\u015fi halledebilirdi. A\u011fz\u0131 devaml\u0131 k\u0131p\u0131rd\u0131yor, belli belirsiz sesler \u00e7\u0131k\u0131yordu ince kuru dudaklar\u0131n\u0131n aras\u0131ndan. Kalfa,<\/p>\n\n\n\n

 \u201cBir \u015fey mi dedin abi? \u201c diye sordu.<\/p>\n\n\n\n

\u201cYok yok.. Sana de\u011fil\u2026\u201d<\/p>\n\n\n\n

\u201c700 TL tuttu buras\u0131. \u00c7ekelim mi abi?\u201d <\/p>\n\n\n\n

T\u00fcrker kalfan\u0131n \u00f6lg\u00fcn ve soru soran bak\u0131\u015flar\u0131na \u00e7abucak yan\u0131t verdi:<\/p>\n\n\n\n

\u201cTabii tabii\u2026 L\u00e2z\u0131m bunlar.\u201d<\/p>\n\n\n\n

Eczanenin sens\u00f6rl\u00fc kap\u0131s\u0131na \u00e7arpmak \u00fczereyken a\u00e7\u0131ld\u0131.\u00a0Ya\u011fmur dinmeye y\u00fcz tutmu\u015ftu. Montunun \u015fapkas\u0131n\u0131 kafas\u0131na ge\u00e7irdi gene de. Mama kutular\u0131n\u0131n oldu\u011fu torbay\u0131 s\u0131rt \u00e7antas\u0131na teperken cep telefonunu \u00e7\u0131kard\u0131. H\u0131zl\u0131 arama sayfas\u0131nda bak\u0131c\u0131 <\/em>yazan sat\u0131r\u0131 t\u0131klad\u0131. Bir yandan dudaklar\u0131n\u0131 kemiriyor,\u00a0 bir yandan da dolmu\u015fa yeti\u015fmek i\u00e7in ad\u0131mlar\u0131n\u0131 tekrar s\u0131kla\u015ft\u0131r\u0131yordu.\u00a0\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\u201cBuyur T\u00fcrker Hocam?\u201d<\/p>\n\n\n\n

Kad\u0131n\u0131n b\u0131kk\u0131n sesine al\u0131\u015f\u0131kt\u0131. Ya\u015fl\u0131 insanlara bakmak zor i\u015fti, y\u0131ld\u0131r\u0131c\u0131yd\u0131. Ancak b\u00f6yle durumlarda k\u0131sa ve net c\u00fcmlelerle konu\u015fmak istedi\u011fi cevab\u0131 almak i\u00e7in en iyi y\u00f6ntemdi, zamanla \u00f6\u011frenmi\u015fti.<\/p>\n\n\n\n

\u201cFigen Han\u0131m, babam\u0131n ila\u00e7lar\u0131n\u0131 almak i\u00e7in eczaneye u\u011frad\u0131m da\u2026 Kay\u0131t bulunmad\u0131 dedi gene. Ke\u015fke hat\u0131..\u201d<\/p>\n\n\n\n

Bak\u0131c\u0131 Figen s\u00f6z\u00fcn tamamlanmas\u0131n\u0131 bekleyemedi:<\/p>\n\n\n\n

\u201cHat\u0131rlatmad\u0131m \u00e7\u00fcnk\u00fc baban vefat edeli bir ay\u0131 ge\u00e7iyor T\u00fcrker Hocam\u2026\u201d<\/p>\n\n\n\n

D\u00fc\u015fmemek i\u00e7in en yak\u0131n\u0131ndaki sokak lambas\u0131 dire\u011fine tutundu. Yan\u0131ndan ge\u00e7ip gidenlerin \u00e7o\u011fu dire\u011fe son umuduymu\u015f gibi dayanan zay\u0131f, uzunca boylu adam\u0131 umursamad\u0131. Sadece \u00e7ok yak\u0131n\u0131ndan ge\u00e7en bir iki \u00e7ift telefonun hoparl\u00f6r\u00fcnden yay\u0131lan sesi duydular ve birbirlerine daha da sokulup\u00a0 hallerine \u015f\u00fckrettiler ac\u0131mas\u0131zca...<\/p>\n\n\n\n

\u201cBu b\u00f6yle olmaz T\u00fcrker Hocam\u2026 Asaplar\u0131n bozulmu\u015f senin. Ka\u00e7\u0131nc\u0131 kezdir ar\u0131yorsun bak. Daha ka\u00e7 kere s\u00f6yleteceksin baban\u0131n \u00f6ld\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc bana?\" <\/p>\n\n\n\n

T\u00fcrker elini direkten \u00e7ekti.\u00a0\u0130nsanlar\u0131n h\u00e2l\u00e2 kendisine bakt\u0131\u011f\u0131n\u0131n fark\u0131ndayd\u0131. Birka\u00e7\u0131yla g\u00f6z g\u00f6ze bile geldi. Sonradan o ak\u015fam\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcnce iki duygunun izini g\u00f6r\u00fcyordu kendinde. Utan\u00e7 ve o utan\u00e7tan ald\u0131\u011f\u0131 haz. Bir an \u00f6nce eve d\u00f6nmeliydi. \u00c7antas\u0131n\u0131 s\u0131k\u0131lad\u0131, montunun fermuar\u0131n\u0131 bo\u011faz\u0131na kadar \u00e7ekti. Hava so\u011fuktu, nefes ald\u0131k\u00e7a burnunun s\u0131z\u0131s\u0131 art\u0131yordu. Bir ucunda dolmu\u015f duraklar\u0131 bulunan ... Soka\u011f\u0131\u2019na sapt\u0131.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

***<\/p>\n\n\n\n

.... Soka\u011f\u0131nda her \u015fey beklendi\u011fi gibiydi. \u00c7\u00fcr\u00fck di\u015f gibi kararm\u0131\u015f apartmanlar, \u00f6\u011f\u00fcrt\u00fc gibi dalgalanan kald\u0131r\u0131mlar ve kald\u0131r\u0131mlar\u0131n \u00fczerinde yeni yeni sal\u0131nmaya ba\u015flam\u0131\u015f travestiler, orospular... Soka\u011f\u0131n kuytular\u0131nda parlak g\u00f6zleriyle onlar\u0131 g\u00f6zetleyen pezevenkleri yaln\u0131zca m\u00fcstakbel m\u00fc\u015fteriler g\u00f6rebilirdi. Otopark\u0131n tam kar\u015f\u0131s\u0131ndaki matbaadan yay\u0131lan sodyum sar\u0131s\u0131 \u0131\u015f\u0131k yabanc\u0131yd\u0131 sadece. Tezini sunum posterlerini bast\u0131rd\u0131\u011f\u0131 matbaayd\u0131 buras\u0131. Necdet Ustayla konu\u015fmadan anla\u015f\u0131rlard\u0131. Sayfada ka\u00e7 santim bo\u015fluk kalacak, puntolar ne olacak, cildin s\u0131rt\u0131 d\u00fczg\u00fcn m\u00fc de\u011fil mi enstit\u00fc m\u00fcd\u00fcr\u00fcnden iyi bilirdi Necdet Usta. T\u00fcrker d\u00fckk\u00e2n\u0131n i\u00e7ini \u00f6n\u00fcn\u00fc ezbere bilirdi ama bu \u0131\u015f\u0131k alt\u0131ndaki g\u00f6r\u00fcnt\u00fcs\u00fcn\u00fc bilmezdi. Matbaan\u0131n gece a\u00e7\u0131k oldu\u011funa ilk defa bu ak\u015fam rastlam\u0131\u015ft\u0131. Kap\u0131n\u0131n \u00f6n\u00fcndeki sepetleri toplayan kad\u0131n\u0131 da daha \u00f6nce hi\u00e7 g\u00f6rmemi\u015fti. Otopark\u0131n de\u011fnek\u00e7isi Tayfun k\u0131s\u0131k dikenli sesiyle \u00c7i\u011fdem\u2019i esir almaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yordu.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\u201cKim al\u0131r lan bu e\u015fantiyon eskilerini? Eski k\u00f6ye yeni adet getirdin ha... Baban\u0131n haberi var m\u0131 bunlardan? Alooo! Sana diyorum \u00c7i\u011fdem!\u201d<\/p>\n\n\n\n

\u00c7i\u011fdem d\u00f6n\u00fcp, \u201cSana ne be!\u201d demek \u00fczereyken Tayfun,<\/p>\n\n\n\n

\u201cVaaayyy! T\u00fcrker Hocam! \u00c7antas\u0131n\u0131 takm\u0131\u015f d\u00f6n\u00fcyor okulundan...\u201d diye ba\u011f\u0131rd\u0131.<\/p>\n\n\n\n

T\u00fcrker, mamalar y\u00fcz\u00fcnden a\u011f\u0131rla\u015ft\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in omzundan habire kayan s\u0131rt \u00e7antas\u0131n\u0131 d\u00fczelterek kimseye \u00e7arpmadan, bakmadan y\u00fcr\u00fcyordu. <\/p>\n\n\n\n

Ne T\u00fcrker ald\u0131rm\u0131\u015ft\u0131 bu c\u00fcmleye ne \u00c7i\u011fdem ne de sokaktakiler. \u00c7i\u011fdem son sepeti de i\u00e7eri ta\u015f\u0131m\u0131\u015ft\u0131. Kepenkleri indirmek \u00fczereydi. <\/p>\n\n\n\n

\u201c\u00c7i\u011fdem sen bilmezsin, ben bu T\u00fcrker Hoca\u2019n\u0131n burnunu ara s\u0131ra k\u0131r\u0131yorum.\u201d<\/p>\n\n\n\n

\u00c7i\u011fdem bir \u015fey diyecekmi\u015f gibi a\u011fz\u0131n\u0131 a\u00e7t\u0131ysa da yapt\u0131\u011f\u0131 i\u015fe devam etti. T\u00fcrker\u2019in ad\u0131mlar\u0131n\u0131n ritmine uygun olarak birbirine \u00e7arpan mama kutular\u0131n\u0131n sesini ikisi de bir anl\u0131\u011f\u0131na olsa da duydular.<\/p>\n\n\n\n

\u201cBak, duyuyor musun sesi \u00c7i\u011fdem? \u0130lk duydu\u011fumda demi\u015ftim ki herif y\u00fcklenmi\u015f biray\u0131 rak\u0131y\u0131 gidiyor.. E bo\u015f ge\u00e7mek olmaz bu sokaktan. Dik dik de bak\u0131yor surat\u0131ma. Tam \u00f6n\u00fcmden ge\u00e7erken surat\u0131na bir indirdim... Kal\u0131b\u0131ndan da utanmad\u0131 y\u0131\u011f\u0131ld\u0131 yere.\" <\/p>\n\n\n\n

Tayfun h\u0131r\u0131l h\u0131r\u0131l g\u00fclmeye ba\u015flad\u0131. \u00c7i\u011fdem kollar\u0131n\u0131 kavu\u015ft\u0131rmu\u015f k\u0131m\u0131lt\u0131s\u0131z dinliyordu. <\/p>\n\n\n\n

T\u00fcrker bir toz k\u00fcmesiymi\u015f ya da r\u00fczg\u00e2rda s\u00fcr\u00fcklenen kuru bir yaprak gibi y\u00fcr\u00fcmeye devam ediyordu<\/p>\n\n\n\n

\u201cBak h\u00e2l\u00e2 yolunu de\u011fi\u015ftirmiyor gerizek\u00e2l\u0131 mal...  Ne diyordum? Y\u0131\u011f\u0131ld\u0131 yere, \u00e7antas\u0131n\u0131n i\u00e7inden mama kutular\u0131 \u00e7\u0131kt\u0131, iyi mi? Ulan sokaktaki b\u00fct\u00fcn orospular, pezevenkler bile biliyor babas\u0131n\u0131n mortu \u00e7ekti\u011fini. Bu dallama ne yap\u0131yor? Gidip gidip \u00f6lm\u00fc\u015f babas\u0131na mama al\u0131yor... Seyret bak \u00c7i\u011fdem, neler olacak?\u201d<\/p>\n\n\n\n

Tayfun bir baca\u011f\u0131n\u0131 arkaya yaslam\u0131\u015f di\u011ferini \u00f6ne do\u011fru uzatm\u0131\u015ft\u0131. T\u00fcrker \u00f6n\u00fcnden ge\u00e7ti\u011fi s\u0131rada duvara dayad\u0131\u011f\u0131 baca\u011f\u0131n\u0131 \u00f6ne do\u011fru uzatt\u0131. T\u00fcrker tuza\u011f\u0131 fark etmedi\u011fi i\u00e7in patates \u00e7uval\u0131 gibi d\u00fc\u015ft\u00fc. Tayfun kat\u0131la kat\u0131la g\u00fcl\u00fcyordu art\u0131k. <\/p>\n\n\n\n

\u201cSen de olmasan... Kalk hadi! Bu sefer elimi ac\u0131tmayay\u0131m dedim. Kalk lan!\u201d<\/p>\n\n\n\n

Tayfun tam adam\u0131n karn\u0131na tekmeyi basacakken \u00c7i\u011fdem T\u00fcrker\u2019in kolunu tuttu. Tayfun\u2019a sadece <\/p>\n\n\n\n

\u201cDur art\u0131k!\u201d dedi. <\/p>\n\n\n\n

Tayfun annesinden azar yemi\u015f gibi sus pus oldu. Nefesi d\u00fczeltikten sonra a\u011fz\u0131n\u0131n kenar\u0131nda biriken t\u00fck\u00fcr\u00fckleri kolunun tersiyle sildi. Yere d\u00fc\u015fen s\u0131rt \u00e7antas\u0131ndan bir kutu mamay\u0131 \u00e7\u0131kart\u0131p tekme atarak soka\u011f\u0131n ilerisine yuvarlad\u0131ktan sonra \u00c7i\u011fdem\u2019e d\u00f6nd\u00fc<\/p>\n\n\n\n

\u201cS\u00f6yle ona, babas\u0131 \u00f6ld\u00fc!\u201d dedi. <\/p>\n\n\n\n

\u00c7i\u011fdem, T\u00fcrker\u2019in kolunu boynuna atarak onu d\u00fckk\u00e2na g\u00f6t\u00fcrd\u00fc. El yordam\u0131yla sandalyeye oturturken,<\/p>\n\n\n\n

\u201cBurnunuz kan\u0131yor, pansuman gerekiyor\u201d dedi. <\/p>\n\n\n\n

\u00c7i\u011fdem\u2019in so\u011fuk, k\u0131r\u0131lgan elleri ve burnuna dolan pas kokusu T\u00fcrker\u2019i kendine getirmeye yetti.<\/p>\n\n\n\n

 <\/strong><\/p>\n","post_title":"T\u00fcrker Hoca\u0027n\u0131n mama kutular\u0131 | \u00d6yk\u00fc","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"turker-hocanin-mama-kutulari-oyku","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2022-01-03 11:18:41","post_modified_gmt":"2022-01-03 08:18:41","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=118230","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":118230}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "46"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "12"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Rüzgargülleri ve Duvarlar | Öykü

Artık cenaze törenlerine gitmiyorum. En son bizim güvenlik görevlisinin annesininkine gittim. Her zamanki gibi avlunun en ücra yerine gidip geleni gideni izlemeye başladım. Bir kadın,...

Çiy damlası | Öykü

Güneş Hoca yine saçma sapan atıp tutmaya başlıyor. Dayanamayıp söz alıyorum. Bu sefer Zeus gibi şimşeklerini bana çeviriyor. Tam yerimden fırlayıp sınıftan çıkacağım. "Çiy damlası...

Ölenle Ölünmüyor | Öykü

Vallahi günler nasıl geçiyor hiç anlamıyorum Semra ablacığım. Düşündüm de ne kadar oldu rahmetliler gideli? Yedi bilemedin sekiz ay olmuştur. Senin torun bile yürüyecek neredeyse....

ÇOK RİCA EDİYORUM

  Bakın, ben dramaların hatta romantik komedilerin ayrılık, kavga, küslük sahnelerine dayanamam. İleriye sararım o sahneler bitsin diye.  Kavuşma, barışma sahnelerini ise defalarca izlerim. Hepsini değil...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol