Kozmik bir poligonda hareket eden bir hedef tahtasının üstünde yaşıyoruz. Gezegenimiz her gün binlerce tonluk uzay enkazı ile bombardımana uğruyor. Biraz ürkütücü gelebilir, fakat endişe edecek hiçbir şey yok. Atmosfere giren bu objelerden çoğu bir kum tanesi kadar hatta daha küçük ve yeryüzünden onlarca kilometre yüksekte atmosferde yanıp kül oluyor.
Fakat ara sıra çok daha büyük objeler Dünya’ya doğru düşer ve arkasında alevden izler bırakır. Bazıları herkes tarafından konuşulur bazıları ise nerdeyse fark edilmeden yolculuğunu sonlandırır. İşte bu meteorlardan önde gelen 5 tanesi.
1. Güney Atlantik meteoru
6 Şubat’ta yaklaşık 5 metre genişliğinde gezegenler arası bir taş, Dünya’nın yukarı atmosferine giriş yaptı. Saniyeler içinde onlarca kilometre ilerledi, etrafındaki sıkışmış sıcak hava atmosferin derinliklerine işleyene kadar meteoru buharlaştırmaya başladı. Belli bir noktada meteor Güney Atlantik okyanusunun üzerinde yaklaşık 20-30 kilometre ilerlediğinde, 12 bin tonluk TNT bombasına eşit bir patlamayla yok oldu. Bu patlama Hiroşima şehrine atılan atom bombasıyla neredeyse aynı güçte.
Şaşırtıcı bir şekilde, hiç kimse bu meteor patlamasını görmedi. Atmosferik bozunum kayıtları ve bilimsel ölçümlerle fark edildi. Dünya ağırlıklı olarak okyanus ve gayri mesken bölgelerden oluştuğu için bu ve bunun gibi meteorlar hiçbir şahit olmadan atmosferde yok oluyor.
2. Çelyabinsk meteoru
Bazı meteorlar ise dünya genelinde ilgi çeker. Bu ateş topu 15 Şubat 2013 yılında Rusya’nın Çelyabinsk şehrinin üstünden gün ışığında gökyüzünü yarıp geçti. Saniyede 20 kilometre hızla ilerlerken güneşten daha parlak hale geldi, araba kameralarıyla, CCTV kameralarıyla ve mobil cihazlarla kayda alındı.
Obje yaklaşık 20 metre genişliğindeydi ve 500 bin ton TNT gücü ile patladı. Binlerce pencereyi paramparça etti. 89 kilometre uzunluğunda bir enkaz izi bıraktı. bin 200 üzerinde yaralanmaya sebep oldu. Bu meteor, meteorların havada infilak etmesine rağmen yeryüzünde de büyük zarara sebep olabileceğinin bir kanıtı oldu.
3. 2008 TC3
Yaklaşık 4 metre çapında ve 80 ton ağırlığında olan bu meteor, 7 Ekim 2008 yılında Kuzey Sudan’ın üzerinden atmosfere girdi. Saniyede 13 kilometre hızla ilerleyen ateş topu, yeryüzünden onlarca kilometre yükseklikte bin tonluk TNT gücünde patlamayla yok oldu ve bin kilometre uzaklıktan gözlemlenebildi.
Kesin olmamakla beraber 2008 TC3 bilinen ilk gözlemlenebilir meteor patlaması unvanını aldı. Bu olay Dünya yakınından geçen nesnelerin takip edilmesi ve tespit edilmesi gerektiğini gösterdi. Daha önceden, Dünya’ya yaklaşan bazı meteorlar tespit edilebilmişti, fakat süreç yanılmaz değil. Örnek olarak, çok daha büyük bir meteor Çelyabinsk şehrinin üstünde süzülene kadar fark edilebilmiş değildi.
4. Tunguska olayı
Tunguska patlaması harap edici bir olaydı. 30 Haziran 1908 sabahı Doğu Sibirya’nın seyrek nüfuslu bir bölgesinin üzerinde yaşanan bir patlama 80 metrelik ağaçları ve 2 bin kilometre kareden geniş bir ormanı dümdüz etti. Analizler patlamanın yaklaşık 15 megaton TNT gücünde, Hiroşima atom bombasından bin kat daha güçlü olduğunu gösterdi.
Meteorların büyüklüğü ve hızları meteorun yapısı ile ilgili varsayımlara bağlıdır. Taşlı ve buzlu meteoritler farklı öz kütleye sahiptir ve düşüş sırasında farklı davranış gösterir. Bununla beraber, Tunguska olayından sorumlu meteorun 50 ila 200 metre çapında olduğu ve 5-10 kilometre yükseklikte patladığı düşünülüyor. Patlama Asya ve Avrupa genelinde sismik ve atmosferik bozunumlara sebep olmasına rağmen hiçbir yaralanma ya da can kaybı yaşanmadı.
5. Barringer Krateri
Arizona Çölü, ABD’de bulunan bu 1,2 kilometre genişliğinde ve 170 metre derinliğindeki krater, bir meteorun gökyüzündeki yolculuğundan sağ kurtulup yüzeye çarptığında neler olabileceğinin bir kanıtı. Modellemeler, kraterin oluşmasına yaklaşık 50 metre çapında bir meteorun sebep olduğunu ve yüzeye saniyede 13 kilometre hızla 10 megaton TNT gücünde çarptığını gösteriyor.
Tunguska olayına sebep olan meteorla neredeyse aynı büyüklüğe ve hıza sahip olmasına rağmen Barringer meteoridi, daha dik düşüşten ya da yapısındaki farklılıklardan dolayı atmosferde patlamadığı düşünülüyor. Neyse ki, çarpışma yaklaşık 50 bin yıl önce bölgenin ıssız olduğu zamanlarda gerçekleşti. Fakat bu olay yok edici gücün gökkubbe düşerken zincirlerinden kurtulmuş olabileceğinin güçlü bir hatırlatıcısı.
Kaynak: The Conversation