İspanya dendiğinde akla gelen ilk şey boğa olsa gerek. Boğa güreşleri, sokaklarda koşuşturan boğalar vesaire. İspanya’da boğa değerlidir. İspanyollar en azından böyle vurgular. Ama verdikleri değer, kendi keyifleri için bir grup hayvanı korkuya, paniğe ve ölüme mahkûm etmekten ibarettir. Boğaların kullanıldığı birçok etkinlik vardır, bu etkinliklerin neredeyse tamamı kanlı etkinliklerdir. Bu etkinliklerden en az kanlı biteni San Fermin Festivali olsa gerek. En azından boğa adına. Bu durum tabii akıllara boğaların çok güzel vakit geçirdiği gibi bir yanılsama getirebilir fakat işin iç yüzü maalesef böyle değil.
San Fermin Festivali her yıl 6 temmuzda başlar ve 14 temmuza kadar devam eder. İspanya’nın kuzey bölgesindeki Navarre eyaletine bağlı Pamplona şehrinde gerçekleştirilen festivalde bir grup boğa salınarak, belirlenmiş güzergâhta ilerlemeleri ve sonunda arenaya varmalarıyla sonuçlanan yaklaşık 3 dakikalık bir maraton gerçekleştirilir. Bu esnada önünden ve yanından koşan insanlarla birlikte arenaya doğru ilerlerler.
Korku ve yaratılan panikle beraber etrafa ve etrafta bulunan insanlara saldırması sağlanır. Katılımcılar tarafından boğalara vurulup, kuyrukları çekildiği de olur. Bu durum boğanın çevredekileri hedef almasına ve bölgedeki kişilerinde ölümle sonuçlanabilecek türden yaralanmalarına sebebiyet verebilir. İşin özü tıpkı boğa güreşlerindeki gibi kışkırtılan boğaların etrafa saldırmasından ibarettir. Arenaya varıldığında ise daha küçük yaşlardan oluşan ve boynuzlarına yumuşak maddeler geçirilen beş boğanın insanlara saldırması sağlanır.
San Fermin Festivali’nin geçmişi çok gerilere gidiyor. 1500 yıllarda başladığı düşünülüyor. Festivalde günlerce müzik, eğlence durmaz. Boğa koşusu etkinliklerden yalnızca birini ama en rahatsız edici olanını oluşturur. İspanya’da boğalarla yapılan etkinliklerden yalnızca biridir diyebiliriz.
Geçtiğimiz günlerde boğa güreşlerinde bir matador boğa darbesiyle yaşamını yitirdi. Matadoru öldüren boğanın annesi boğadan sonra öldürüldü. Sebebi ise intikam almak. “Bir matador boğa tarafından öldürülürse, o boğanın tüm ailesi öldürülür” bu bir gelenektir. İnsan boğayı zorla kışkırtmıyormuş gibi bir de intikam almak için yanıp tutuşuyor. Verilen değer de sevgi de buraya kadar.
"Kaptan Paul Watson ölen matadorla ilgili yazdı" okumak için tıklayınız.
Boğalar özgürleşene kadar…
İspanya’da ilgili festivaller adına hayvan özgürlüğü aktivistleri her yıl defalarca kez eylem düzenleyerek yaşanan katliam ve zorbalıkları protesto etmektedir. Defalarca boğa bakıcıları ve katılımcılar tarafından şiddete maruz kaldıkları da uluslararası medyaya yansıyan durumlar arasında. İnsanların vahşetlerini devam ettirme güdüsünün ne kadar baskın olduğunu yaşanan bu olaylardan anlayabilirsiniz.
İnsan sürekli hata yapan ve bunu kabullenmeyen çelişkili bir varlık. Kendi çocuğunu gözünden sakınırken başkalarının çocuklarını şişe geçirebiliyor. Bunu yaparken de hiç bir rahatsızlık duygusu hissetmiyor. Bizler ölen matadorların değil ölen boğaların yanındayız ve onlarla empati kuruyoruz. Boğalar kırlarda özgürce koşana kadar mücadele devam edecek.