Otellerden sonra hastanelerde de polis “asker kaçağı” mesaisine başladı. Ekolojist ve Vicdani Retçi Sergen Sucu’ya Ankara’da ameliyat olduğu hastane de askere git çağrısı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hâlâ Başbakan olduğu 2013 tarihinde bakaya kalmış 600 bin “asker kaçağının” olduğunu ve bu durumda olanların daha önce uygulamadan kaldırılan Genel Bilgi Taraması (GBT) ile yakalanacağına dair açıklama yapmasının ardından, Emniyet müdürlüğünün olumsuz görüş bildirmesine rağmen Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasında 2005 yılında iptal edilen “Yoklama Kaçağı ve Bakaya Bilgilerinin Elektronik Ortamda Paylaşımına Dair Usul ve Esaslar Hakkında” olan uygulama tekrardan yürürlüğe girmişti.
Yapılan düzenleme ile artık “asker kaçakları” da polis GBT’sine dahil edildi. Bunun sonucunda asker kaçakları ve vicdani retçiler gittikleri otellerde ya zorla gözaltına alınarak askerlik şubesine götürülüyor ya da askerlik şubesine teslim olmaları gerektiğini söyleyen evraklara zorla imza atmaları isteniyordu.
Ekolojist ve Vicdani Retçi Sergen Suçu’nun Ankara’da böbrek rahatsızlığından dolayı ameliyat geçirdiği hastaneye saat 05.45 civarı polisler gelerek “asker kaçağı” olduğu iddiası ile 15 gün içerisinde askerlik şubesine gitmesi gereken bir tebliğe imza atmasını istedi .
Sucu gelen polislere asker kaçağı olmadığını, vicdani retçi olduğunu söyleyerek uzatılan evrağın üzerine de vicdani retçi olduğunu yazarak imzadan imtina ettiğini yazdı. Daha sonra evrağın bir nüshasını bırakan polisler hastaneden ayrıldılar.
“Asker kaçağı değil, vicdani retçiyim”
Telefon yolu ile görüştüğümüz Vicdani Retçi Sergen Suçu’nun kendisini zorla askere almaya kalkışanlara bir de mesajı var ”18 Mayıs günü Diyarbakır’da ekolojist ve yaşam ruhumla vicdani reddimi açıkladım. 21 Haziran günü de böbreklerimdeki rahatsızlıktan ötürü Ankara Batıkentt’e özel bir hastanede ameliyat oldum. 22 haziran 05.45’te iki polis ve hastane güvenlik görevlisi odama gelerek asker kaçağı olduğumu ve ellerindeki tebliği imzalamam gerektiğini söyledi. Ben de kendilerine ‘Hayır, ben asker kaçağı değil, vicdani retçiyim ve bu tebliği imzalamayacagim‘ dedim. Tebliği ‘Vicdani retçi olduğum için imzalamayı imtina ediyorum’ dedim. Ve polis memurları odamı terk ettiler.
Tekrar açıklıyorum. Gün geçtikçe savaşın büyüdüğü doğanın ve halkların katledildiği bir ülkede yasıyoruz. Ölüm bir iktidar oyuncağı olmuş ormanlar her gün yakılıp, bombalanıyor. Çocuklar, gençler katledilirken Hurşit Kulter gibi siyasetçiler kaçırılıyor. İnsan hakları aktivistleri, gazeteciler, barış diyen herkes gözaltına alınıp, tutuklanıyor. Ülke tam bir kaosa sürüklenirken ben de tekrar ilan ediyorum Ben asker kaçağı değil, vicdanı retçiyim. Hiçbir yerde ve hiçbir zaman askere gitmeyeceğim. Hayatım boyunca da öldüren tarafta değil, yaşatan ve özgürlüğü, barışı inşa eden tarafta olacağım.”
Hazırlayan: Yannis V. Yaylalı