Yaşam savunucuları, düzenledikleri ortak basın toplantısında Kısırkaya’da inşa edilen barınağı ve hukuksuzlukları teşhir etti. 14 Ocak Perşembe günü saat 13.00’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin başkanlık binası önünde protesto edileceği duyruldu.
Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, Dört Ayaklı Şehir, Hayvan Haklarını Koruma ve Geliştirme Derneği (HAGİD), İstanbul Kent Savunması, Kuzey Ormanları Savunması, Sarıyer Kent Dayanışması ve Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nin katıldığı basın toplantısında, Kısırkaya’da İBB tarafından inşa edilen hayvan barınağının idarî yargı kararına rağmen hâlâ faaliyet gösterdiği ve imzalanması planlanan protokolün, usulsüz hayvan toplamalarını ve hayvan hakları ihlâllerini arttıracağını açıklandı.
Basın toplantısında konuşan Dört Ayaklı Şehir’den Mine Yıldırım “Kamuoyunda hayvanlar için ‘beş yıldızlı otel’ konforuna sahip olduğu söylenerek reklamı yapılan tesis, fiilî olarak binlerce hayvanın hapsedilmesine sebep olacak. Kısırkaya toplama kampı, İBB’nin şimdiye dek İstanbul genelinde sürdürdüğü yok etme politikalarının merkezîleştirileceği, hayvan katlinin sistematik hâle geleceği bir yapı olacaktır” açıklamasında bulundu.
Yıldırım, “İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nde açmış olduğumuz davada, söz konusu inşaatın iptaline ilişkin karar verildi. Bu iptal kararına rağmen, Kısırkaya tecrit merkezi, yasadışı bir şekilde çalışmaya devam ediyor” dedi.
Kuzey Ormanları Savunması’ndan Behzat Diriker ise “Bizler Kısırkaya toplama kampına ve İBB’nin şehrin tamamında yürüttüğü katliamlara karşı mücadele ederken Kadir Topbaş, yüzölçümü Kısırkaya’nınkine yakın bir tecrit merkezinin de Anadolu yakasında inşasına başlayacaklarını açıklamıştır. Amaç, İstanbul’un bir sorunu olarak nitelendirilen sokak hayvanı varlığını kökten bitirmektir. Pendik’te inşaat için düşünülen arazi, yaklaşık 40 bin m²’si 2B olarak bilinen ve orman işgalcilerine peşkeş çekilişinin önü ‘orman vasfını kaybetmiş arazi‘ tanımı ile açılan toplam 722 bin m²’lik bir alana yayılmaktadır. Ayrıca tahsis edilen arazi, İstanbul’un içme suyunun en az üçte birini karşılayan Ömerli İçme Suyu Havzası’nın koruma kuşağında bulunmaktadır. Kısırkaya ve benzeri projeler İstanbul’un hem doğası hem de sokak hayvanları için sakıncalıdır” şeklinde konuştu.
Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nden Burak Özgüner ise, “İdarî yargı kararına uyulmamasının yanı sıra, geçtiğimiz günlerde İBB Meclisi’ne sunulan komisyon raporunda, Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü Kısırkaya Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Bahçeli Yaşam Alanı II. Etabı’nın ilçe belediyelerince kullanımına dair ‘Ortak Hizmet Protokolü’ imzalanması gündeme gelmiştir. İdari yargı kararı ile pek çok yönden mevzuata aykırı bulunan, kamu yararını görmezden gelen ve hakkında iptal kararı verilen bu tesis şimdi de ilçe belediyelerin kullanımına açılmak istenmekte” açıklamasında bulundu.
Özgüner belediyelere seslenerek, “Hayvanları korumak iddiası ile 12 senedir yürürlükte olan bir yasayı bile uygulamaktan acizken, hayvanlara doğru düzgün hizmet sunmak yerine onları ortadan kaldırmaya yönelik her türlü girişiminize son verin, İBB’nin protokolünü imzalamayın” şeklinde konuştu.
Basın açıklaması metninden bazı başlıklar şöyle:
Yaşama dair bütün güzellikleri yağmalayan, bütün canlıları bir tüketim nesnesi olarak gören ve bunları yaparken, hiçbir utanma belirtisi göstermeden, yaşamı en iyi şekilde koruduğunu iddia eden; doğaya, hayvana, insana düşman bir yönetim anlayışı ile bezenmiş bu devletten yaşamı korumaya çalışıyoruz.
İstanbul’un Sarıyer ilçesine bağlı Kısırkaya köyünde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, 72 hektarlık bir arazi üzerine “Kısırkaya Geçici Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Bahçeli Yaşam Alanı” adı altında, toplama kamplarından farksız bir hayvan tecrit merkezi inşa edildi. Bu tesiste, binlerce hayvan, binlerce senedir yaşadıkları sokaklardan toplanarak bir merkezde alıkonacak, doğalarına aykırı bir şekilde birlikte yaşamaya mecbur bırakılacaklar.
Kamuoyunda hayvanlar için 5 yıldızlı bir otel konforuna sahip olduğu söylenerek reklamı yapılan tesis, fiili olarak binlerce hayvanın hapsedilmesine sebep olacak. Bu sözde “iyi koşullar”ı diline dolamakta olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ve İBB’nin en üst düzey yöneticilerinin ve bu kurumların, hayvanların yaşam haklarının ihlâli konusunda sicili son derece kabarıktır. Kısırkaya toplama kampı İBB’nin şimdiye dek İstanbul genelinde küçük barınaklarda hayvanlar üzerinde sürdürdüğü yok etme politikalarının merkezîleştirileceği, hayvan katlinin sistematik hale geleceği bir yapı olacaktır.
Tesisin, başta Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği’ne ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın barınak kriterlerine dair yayınladığı genelgeler olmak üzere birçok mevzuat hükmü çiğnenerek inşa edildiği görülecektir. Orman ve Mera Kanunları ve bu kanunların uygulama yönetmelikleri üzerinde gidilen değişikliklerle doğal alanlar sermayenin tahribatına açılarak rant alanları haline getirilmiştir.
Kısırkaya toplama kampının arazisi de statüsü değiştirilen bir meradır. Arazinin bir kilometre ilerisinde ise İstanbul’un Kuzey Ormanları’nı yok etmekte olan üçüncü köprünün yol güzergâhı bulunmaktadır. Kısırkaya toplama kampını hayvanların sistemli bir tecrit ve imha tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı bir merkez olarak görüyoruz. Tesisin arazi tahsis amacında olası bir değişiklik yapılması halindeyse, tüm bölgenin imara açılacağı ve rant politikalarıyla tahrip edilerek İstanbul’un ekosistemine onarılmaz zararlar verileceği korkusunu taşımaktayız.
İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nde açmış olduğumuz davada söz konusu inşaatın iptaline ilişkin karar verildi. İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu iptal kararına rağmen, Kısırkaya tecrit merkezi, yasadışı bir şekilde çalışmaya devam ediyor.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı hakkında 7 Ocak 2016 tarihinde suç duyurusunda bulunduk. Her ne kadar bu ülkede yargının bağımsız olmadığını, mahkemelerin verdiği kararlara keyfi olarak uyulmadığını bilsek de, suç duyurusunun sonucunu bekliyoruz, yasal olarak kullanabileceğimiz her yöntemi kullanacağımızı buradan tekrar belirtiyoruz.
İdari yargı kararı ile pek çok yönden mevzuata aykırı bulunan, kamu yararını görmezden gelen ve kapatma kararı verilen bu tesis şimdi de ilçe belediyelerin kullanımına açılmak istenmekte.
İstanbul’da ilçe belediyeleri ile imzalanacak olan bu protokolle, İstanbul’un her yerinden, ilçe belediyeleri tarafından toplanacak olan hayvanlar Kısırkaya’ya getirilecek, burada tedavileri yapıldıktan sonra, yine ilçe belediyeleri tarafından, alındıkları yerlere bırakılacaklardır. Bu her ne kadar kulağa iyi bir uygulama olabilecekmiş gibi gelse de, Türkiye’de toplama esnasında, hayvan sağlığı ile yakından uzaktan ilişkisi olmayan işçilerin uyguladıkları anestezikler yüzünden sayısız hayvanın öldüğünü, hayvanların alındıkları sokaklara değil ormanlara atıldıklarını biliyoruz. Kısırkaya gibi ulaşımın imkânsıza yakın olduğu, şehrin çok uzağındaki bu bölgeye, saatlerce kapalı araçların içinde taşınacak olan bu hayvanların, yaşayacakları eziyetlerden ve yaşanacak ölümlerden kimi sorumlu tutacağız? Tarihinde sayısız katliama sebep olan devletin bu kurumlarına güvenmek ve şeffaflık çerçevesinde hayvanların haklarını koruyacaklarına inanmak, aptallıktan başka bir şey değildir.
Bizler Kısırkaya Toplama Kampı’na ve İBB’nin şehrin tamamında yürüttüğü katliamlara karşı mücadele ederken, Kadir Topbaş, yüzölçümü Kısırkaya’nınkine yakın bir itlaf ve tecrit merkezinin de Anadolu yakasında inşasına başlayacaklarını açıklamıştır. Amaç, İstanbul’un bir sorunu olarak nitelendirilen sokak hayvanı varlığını kökten bitirmektir. Bu tesis, yaklaşık 40 bin m²’si 2B olarak bilinen ve orman işgalcilerine peşkeş çekilişinin önü “orman vasfını kaybetmiş arazi” tanımıyla açılan, toplam 722 bin m²’lik bir alana yayılmaktadır.
İstanbul’un doğası ve yaşamı için bu denli önemli bir alanda devasa bir hayvan toplama merkezinin kurulması, İstanbul’un ekolojik dengesine karşı girişilen kötü niyetli bir kasıttan başka bir şey değildir. Kısacası, Pendik toplama kampı, Kısırkaya örneğinde olduğu gibi, İstanbul’un hem doğası hem de sokak hayvanları için sakıncalıdır.
İBB’nin Kısırkaya’da ve Anadolu yakasında usulsüz ve hukuksuz bir şekilde devam etmeye çalıştığı bu katliam projelerini teşhir etmeye, hayvanlarla birlikte doğayı da yok eden bu zihniyet terk edilene dek mücadelemizi sürdüreceğiz. Kısırkaya toplama kampı ve benzerlerine bir kez daha karşı çıkmak için 14 Ocak Perşembe günü saat 13:00’de Saraçhane’deki İBB Başkanlık binası önünde olacağımızı duyuruyoruz.