Yorgo’nun Yoğurdu

-

Her okşayışında kafasını eline uzatan kediyi sevmeye devam ederek, “bir kediyle aynı evde yaşıyorsanız onun oyun oynama isteğine tırnaklarını dahil etmesini istemezsiniz. Bazen onun hiçbir işe yaramadığını düşünürsünüz bazen de atalarımızın onları evcilleştirdiklerini söylerken aslında onların bizi köleleştirdiğini gizlediğini,” dedi babaannem Eleni. Şimdi sormamın tam sırasıydı. Ne de olsa kedi de yoğurt fabrikası gibi babaanneme Yorgo’dan miras kalmıştı.

Miras, bir söylenti olarak akrabalar arasında dolaşmaya başladığında da miras işlemleri bittikten sonra da ben dahil kimse konuyla ilgili hiçbir şey öğrenemedik. Yorgo kimdi? Babaannem onu nereden tanıyordu? Yorgo babaanneme neden böyle bir miras bırakmıştı? Bu ve benzer sorular akrabalar arasındaki hemen her konuşmada geçiyor ama kimse bu sorulara bir yanıt bulamıyordu. Şimdi kimsenin aklının almadığı bu durum karşısında medet umulan kişi bendim. Ben, onun biricik ve en sevdiği torunu, Gordion’un düğümünü çözecek, bir Truva atı misali tatilimi babaannemde geçirecek ve her şeyi öğrenecektim. Kaleyi içten fethetmek için buradaydım. Özellikle tembihlenmiştim.

“Kuzum Müberra, Yorgo meselesinin aslını astarını öğrenmeden döneyim deme!”

Onda kaldığım ikinci günün akşamıydı. Yakın dostlarıyla verandadaydık. Ona her şeyi sordum. Ne de olsa ya ancak böyle samimi bir ortamda sorularıma cevap verir ya da beni nazikçe görmezden gelmeyi seçerdi. Neyse ki anlatmaya başladı:

“Yorgo’yla ben, hani Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur şarkısı vardır. Oradaki mendilin bırakılışı yerine kalp şeklinde bir balonun ipleriyle birbirimize bağlandık. O günü çok iyi anımsıyorum. Sokaktan geçen çocukların elinden kaçan bir balon, onun şemsiyesine oradan da ayakkabımın topuğuna dolaşınca dengem kaybolmuş, ayakkabımın topuğu kırılmıştı. Kendimi Külkedisi masalında prensiyle tanışan bir prenses gibi hissediyordum.” dedi babaannem Eleni. Yorgo’yla ilk buluşmalarında bir dondurmacıya oturmuşlar. Yorgo, ona, durmaksızın kurmayı düşlediği yoğurt fabrikasından bahsetmiş. Babaannem de kendisinde muhteşem tariflerin olduğu bir kitabın varlığından. Kitabın adı: Osmanlı Sarayı’nın Şifa Sırları’ymış ve kitabın adını duyunca Yorgo hemen yerinden fırlamış. O kitabı mutlaka görmeliymiş. 

Kitabın Fas’taki yazlıklarında olduğunu söyleyen babaannem, bir fısıltı gibi kitabı da Konstantinapol’de nam-ı değer İstanbul’da bir kütüphaneden arakladığını anlattı. Yorgo’dan bahsettiğinden mi yoksa kitabı çaldığını itirafından mı bilemiyorum ama bir parşömeni andıran yüzüne al yürümüştü. Onu daha önce hiç bu kadar pembe yanaklarla görmemiştim. Babaannemin bir kitap çalması mı yoksa onu dedem dışında bir adamla düşünme fikri mi beni rahatsız etmişti bilemiyorum ama bir karmaşaya, içsel bir fırtınaya sürüklenmek üzereyken düşüncelerimin ipini tutmaya karar verdim. Babaannemim yüzünün pembeliğinden anlamlar çıkarmayı bırakacak, zihnimden geçen vızıltıları susturacak ve söylenenleri kulaklarımı açıp, dinleyecektim.

“Hemen yarın yola çıkıyoruz.” demiş Yorgo.

Babaannem Eleni’yse tatilde halasının evinde misafirmiş. Yola çıkması mümkün değilmiş. 1894 yazının ilk günleri, Yorgolu günler böyle başlamış ve ta ki kitap, 1895 yılında çalınana dek de sürmüş. 

“İyi ki de böyle olmuş değil mi kuzucuğum? Yoksa dedenle nasıl tanışacaktık?”

Bana gülümseyip göz kırptığını görebiliyor ama ona hiçbir şey söyleyemiyordum. Neyse ki bir arkadaşı:

“Canım Yorgo, demek sen de bizi bırakıp gittin.” diye araya girdi. 

“Bir adada gün batımına karşı şarabını yudumlarken son nefesini vermiş.” dedi adını anımsayamadığım bir İstanbul beyefendisi. Tam bu esnada caddeden tam gaz geçen bir Honda, sağ arkasına patinaj yaptırırken çöp bidonuna çarptı. Çöp bidonundan fırlayan bir kedi, önce arabanın ön camına sonra da yola atlayarak, kaçtı.

Tüm bunları gördüğümüz köşede, Honda’ya, kimseye bir şey olmamasına, kedinin atlayışına ve Yorgo’ya yeniden kadeh kaldırdılar.

“Kitabı çalan Yorgo’muş. Tüm bu miras işleri sırasında öğrendim.” dedi babaannem Eleni. “O kitaptaki tariflerle lokanta açacaktım. O da biliyordu. Yorgo böyle yaparak hayallerimi çalmanın kefaretini ödemek istemiş olmalı.” Tüm bunlardan bahsederken sanki yeniden o dondurmacıya gitmiş ve Yorgo’nun karşısına oturmuştu ya da bana öyle geliyordu. Buğulu bakışlarına, hülyalı bir iç çekiş yerleştirip, “bizimki ilk görüşte aşktı.” diye anlatmaya devam etti. Prag’ta, sonbaharda, sisli ve ıslak Arnavut kaldırımlarından geçen fayton sesleri ona hâlâ Yorgo’yu anımsatıyormuş. O bunları söylerken ben onu, o dondurmacıdan kaldırmak ve şimdi duvarda asılı fotoğrafta beraber oturdukları koltuklarda dedemin yanına yeniden yerleştirmek istiyordum.

İnce, uzun bakışlarıyla bizi süzdükten sonra sözü alan ismini bilmediğim İstanbul Beyefendisi:

“Zavallı Yorgo’yu son gördüğümde pasajdaydı, boşalmış çay bardaklarıydı gözleri.” diye başladı anlatmaya. “Gramafoncu Mehmet’i kaybetmiştik. Zaman ustalarından Zagrep’li Mihailkozovski’de yanımızdaydı. “Gramafonlar öksüz kaldı. Bakalım sıra bizim saatlere ne zaman gelecek?” diye iç çekiyordu. Hadi Yorgo, demiştim. Sefer tasına uzanmıştı. Bilirsiniz, huyuydu; yoğurdunu, peynirini meyhaneye götürürdü. Masaya da bir şakşuka söyler, başka meze istemezdi. Mehmet yaşıyor olsaydı hep beraber içiyor olacaktık ama o artık aramızda değildi. Boş bıraktığı sandalyeye bir karanfil koyduk, rakılarımızı doldurduk ve sonra, bütün gece, tek söz söylemeden oturduk. Sanki bütün gece bir karanfili dinliyorduk.

Bir ara lavabodan dönerken, burnunun sümüğünü koluna silen çocuklar gibi gözyaşlarını ceketine sildiğini gördüm Yorgo’nun. Masaya kadehini vurup bir yudum çekti sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Elim ayağım çözüldü. Durduğum yere çökmüşüm. Orada öylece kaldım. Nasıl kalktım? O gece nasıl bitti, anımsamıyorum. Yorgo’yu hep öyle çocuklar gibi ağlarken hatırlıyorum.” dedi.

Verandadaki herkes Yorgo’nun çok duygusal ve naif bir insan olduğu konusunda birleşti.  

“Yorgo, kitap hırsızı, arsız böğürtlen, aslında Eleni’nin kalbini ve yoğurtlarının sırrını çalmış.” dedi babaannemin çok eski bir dostu sonra da hep beraber bu sefer Yorgo’nun Yoğurtlarına’na kadeh kaldırırlar. Bense donmuştum, kadehime bile uzanamıyordum. Bu sırada, tam karşımdaki mindere uzanmış kediye gözüm takıldı. Kedi önce esnedi. Ardından tırnaklarını çıkardı. Yeniden kıvrıldı ve uykuya daldı. O an, bu duyduklarımdan kimseye bahsetmemeye karar verdim. Soranlara bir yalan uyduracak ve babaannemin ağzını bıçak açmayan tavrından bahsedecektim. Yorgo’nun yoğurdunun lezzetinden bahsedecektim ama kimseye onlarla ilgili tek söz etmeyecektim. Babaannemim kitabı, Yorgo’nun babaannemin kalbini ve büyülü tarifleri çalması gibi ben de ikisinin hikayesini çalacak, tüm bunların sonsuza dek bir sır olarak kalmasını sağlayacaktım. Bu kararla çözüldüm. Kadehime uzandım ve çın çın seslerine aldırmadan, kimseye kadeh kaldırmadan, kimseyle kadeh tokuşturmadan, verdiğim sessizlik kararıma büyük bir yudum yuvarladım.

\r\n

Her ok\u015fay\u0131\u015f\u0131nda kafas\u0131n\u0131 eline uzatan kediyi sevmeye devam ederek, \u201cbir kediyle ayn\u0131 evde ya\u015f\u0131yorsan\u0131z onun oyun oynama iste\u011fine t\u0131rnaklar\u0131n\u0131 dahil etmesini istemezsiniz. Bazen onun hi\u00e7bir i\u015fe yaramad\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrs\u00fcn\u00fcz bazen de atalar\u0131m\u0131z\u0131n onlar\u0131 evcille\u015ftirdiklerini s\u00f6ylerken asl\u0131nda onlar\u0131n bizi k\u00f6lele\u015ftirdi\u011fini gizledi\u011fini,\u201d dedi babaannem Eleni. \u015eimdi sormam\u0131n tam s\u0131ras\u0131yd\u0131. Ne de olsa kedi de yo\u011furt fabrikas\u0131 gibi babaanneme Yorgo\u2019dan miras kalm\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

Miras, bir s\u00f6ylenti olarak akrabalar aras\u0131nda dola\u015fmaya ba\u015flad\u0131\u011f\u0131nda da miras i\u015flemleri bittikten sonra da ben dahil kimse konuyla ilgili hi\u00e7bir \u015fey \u00f6\u011frenemedik. Yorgo kimdi? Babaannem onu nereden tan\u0131yordu? Yorgo babaanneme neden b\u00f6yle bir miras b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131? Bu ve benzer sorular akrabalar aras\u0131ndaki hemen her konu\u015fmada ge\u00e7iyor ama kimse bu sorulara bir yan\u0131t bulam\u0131yordu. \u015eimdi kimsenin akl\u0131n\u0131n almad\u0131\u011f\u0131 bu durum kar\u015f\u0131s\u0131nda medet umulan ki\u015fi bendim. Ben, onun biricik ve en sevdi\u011fi torunu, Gordion\u2019un d\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcn\u00fc \u00e7\u00f6zecek, bir Truva at\u0131 misali tatilimi babaannemde ge\u00e7irecek ve her \u015feyi \u00f6\u011frenecektim. Kaleyi i\u00e7ten fethetmek i\u00e7in buradayd\u0131m. \u00d6zellikle tembihlenmi\u015ftim.<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

\u201cKuzum M\u00fcberra, Yorgo meselesinin asl\u0131n\u0131 astar\u0131n\u0131 \u00f6\u011frenmeden d\u00f6neyim deme!\u201d<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

Onda kald\u0131\u011f\u0131m ikinci g\u00fcn\u00fcn ak\u015fam\u0131yd\u0131. Yak\u0131n dostlar\u0131yla verandadayd\u0131k. Ona her \u015feyi sordum. Ne de olsa ya ancak b\u00f6yle samimi bir ortamda sorular\u0131ma cevap verir ya da beni nazik\u00e7e g\u00f6rmezden gelmeyi se\u00e7erdi. Neyse ki anlatmaya ba\u015flad\u0131:<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

\u201cYorgo\u2019yla ben, hani \u00dcsk\u00fcdar\u2019a gider iken ald\u0131 da bir ya\u011fmur \u015fark\u0131s\u0131 vard\u0131r. Oradaki mendilin b\u0131rak\u0131l\u0131\u015f\u0131 yerine kalp \u015feklinde bir balonun ipleriyle birbirimize ba\u011fland\u0131k. O g\u00fcn\u00fc \u00e7ok iyi an\u0131ms\u0131yorum. Sokaktan ge\u00e7en \u00e7ocuklar\u0131n elinden ka\u00e7an bir balon, onun \u015femsiyesine oradan da ayakkab\u0131m\u0131n topu\u011funa dola\u015f\u0131nca dengem kaybolmu\u015f, ayakkab\u0131m\u0131n topu\u011fu k\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131. Kendimi K\u00fclkedisi masal\u0131nda prensiyle tan\u0131\u015fan bir prenses gibi hissediyordum.\u201d dedi babaannem Eleni. Yorgo\u2019yla ilk bulu\u015fmalar\u0131nda bir dondurmac\u0131ya oturmu\u015flar. Yorgo, ona, durmaks\u0131z\u0131n kurmay\u0131 d\u00fc\u015fledi\u011fi yo\u011furt fabrikas\u0131ndan bahsetmi\u015f. Babaannem de kendisinde muhte\u015fem tariflerin oldu\u011fu bir kitab\u0131n varl\u0131\u011f\u0131ndan. Kitab\u0131n ad\u0131: Osmanl\u0131 Saray\u0131\u2019n\u0131n \u015eifa S\u0131rlar\u0131\u0027ym\u0131\u015f ve kitab\u0131n ad\u0131n\u0131 duyunca Yorgo hemen yerinden f\u0131rlam\u0131\u015f. O kitab\u0131 mutlaka g\u00f6rmeliymi\u015f.\u00a0<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

Kitab\u0131n Fas\u2019taki yazl\u0131klar\u0131nda oldu\u011funu s\u00f6yleyen babaannem, bir f\u0131s\u0131lt\u0131 gibi kitab\u0131 da Konstantinapol\u2019de nam-\u0131 de\u011fer \u0130stanbul\u2019da bir k\u00fct\u00fcphaneden araklad\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlatt\u0131. Yorgo\u2019dan bahsetti\u011finden mi yoksa kitab\u0131 \u00e7ald\u0131\u011f\u0131n\u0131 itiraf\u0131ndan m\u0131 bilemiyorum ama bir par\u015f\u00f6meni and\u0131ran y\u00fcz\u00fcne al y\u00fcr\u00fcm\u00fc\u015ft\u00fc. Onu daha \u00f6nce hi\u00e7 bu kadar pembe yanaklarla g\u00f6rmemi\u015ftim. Babaannemin bir kitap \u00e7almas\u0131 m\u0131 yoksa onu dedem d\u0131\u015f\u0131nda bir adamla d\u00fc\u015f\u00fcnme fikri mi beni rahats\u0131z etmi\u015fti bilemiyorum ama bir karma\u015faya, i\u00e7sel bir f\u0131rt\u0131naya s\u00fcr\u00fcklenmek \u00fczereyken d\u00fc\u015f\u00fcncelerimin ipini tutmaya karar verdim. Babaannemim y\u00fcz\u00fcn\u00fcn pembeli\u011finden anlamlar \u00e7\u0131karmay\u0131 b\u0131rakacak, zihnimden ge\u00e7en v\u0131z\u0131lt\u0131lar\u0131 susturacak ve s\u00f6ylenenleri kulaklar\u0131m\u0131 a\u00e7\u0131p, dinleyecektim.<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

\u201cHemen yar\u0131n yola \u00e7\u0131k\u0131yoruz.\u201d demi\u015f Yorgo.<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

Babaannem Eleni\u2019yse tatilde halas\u0131n\u0131n evinde misafirmi\u015f. Yola \u00e7\u0131kmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn de\u011filmi\u015f. 1894 yaz\u0131n\u0131n ilk g\u00fcnleri, Yorgolu g\u00fcnler b\u00f6yle ba\u015flam\u0131\u015f ve ta ki kitap, 1895 y\u0131l\u0131nda \u00e7al\u0131nana dek de s\u00fcrm\u00fc\u015f.\u00a0<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

\u201c\u0130yi ki de b\u00f6yle olmu\u015f de\u011fil mi kuzucu\u011fum? Yoksa dedenle nas\u0131l tan\u0131\u015facakt\u0131k?\u201d<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

Bana g\u00fcl\u00fcmseyip g\u00f6z k\u0131rpt\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6rebiliyor ama ona hi\u00e7bir \u015fey s\u00f6yleyemiyordum. Neyse ki bir arkada\u015f\u0131:<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

\u201cCan\u0131m Yorgo, demek sen de bizi b\u0131rak\u0131p gittin.\u201d diye araya girdi.\u00a0<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

\u201cBir adada g\u00fcn bat\u0131m\u0131na kar\u015f\u0131 \u015farab\u0131n\u0131 yudumlarken son nefesini vermi\u015f.\u201d dedi ad\u0131n\u0131 an\u0131msayamad\u0131\u011f\u0131m bir \u0130stanbul beyefendisi. Tam bu esnada caddeden tam gaz ge\u00e7en bir Honda, sa\u011f arkas\u0131na patinaj yapt\u0131r\u0131rken \u00e7\u00f6p bidonuna \u00e7arpt\u0131. \u00c7\u00f6p bidonundan f\u0131rlayan bir kedi, \u00f6nce araban\u0131n \u00f6n cam\u0131na sonra da yola atlayarak, ka\u00e7t\u0131.<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

T\u00fcm bunlar\u0131 g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcz k\u00f6\u015fede, Honda\u2019ya, kimseye bir \u015fey olmamas\u0131na, kedinin atlay\u0131\u015f\u0131na ve Yorgo\u2019ya yeniden kadeh kald\u0131rd\u0131lar.<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

\u201cKitab\u0131 \u00e7alan Yorgo\u2019mu\u015f. T\u00fcm bu miras i\u015fleri s\u0131ras\u0131nda \u00f6\u011frendim.\u201d dedi babaannem Eleni. \"O kitaptaki tariflerle lokanta a\u00e7acakt\u0131m. O da biliyordu. Yorgo b\u00f6yle yaparak hayallerimi \u00e7alman\u0131n kefaretini \u00f6demek istemi\u015f olmal\u0131.\" T\u00fcm bunlardan bahsederken sanki yeniden o dondurmac\u0131ya gitmi\u015f ve Yorgo\u2019nun kar\u015f\u0131s\u0131na oturmu\u015ftu ya da bana \u00f6yle geliyordu. Bu\u011fulu bak\u0131\u015flar\u0131na, h\u00fclyal\u0131 bir i\u00e7 \u00e7eki\u015f yerle\u015ftirip, \u201cbizimki ilk g\u00f6r\u00fc\u015fte a\u015fkt\u0131.\u201d diye anlatmaya devam etti. Prag\u2019ta, sonbaharda, sisli ve \u0131slak Arnavut kald\u0131r\u0131mlar\u0131ndan ge\u00e7en fayton sesleri ona h\u00e2l\u00e2 Yorgo\u2019yu an\u0131msat\u0131yormu\u015f. O bunlar\u0131 s\u00f6ylerken ben onu, o dondurmac\u0131dan kald\u0131rmak ve \u015fimdi duvarda as\u0131l\u0131 foto\u011frafta beraber oturduklar\u0131 koltuklarda dedemin yan\u0131na yeniden yerle\u015ftirmek istiyordum.<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n\r\n\r\n

\u0130nce, uzun bak\u0131\u015flar\u0131yla bizi s\u00fczd\u00fckten sonra s\u00f6z\u00fc alan ismini bilmedi\u011fim \u0130stanbul Beyefendisi:<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

\u201cZavall\u0131 Yorgo\u2019yu son g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcmde pasajdayd\u0131, bo\u015falm\u0131\u015f \u00e7ay bardaklar\u0131yd\u0131 g\u00f6zleri.\u201d diye ba\u015flad\u0131 anlatmaya. \"Gramafoncu Mehmet\u2019i kaybetmi\u015ftik. Zaman ustalar\u0131ndan Zagrep\u2019li Mihailkozovski\u2019de yan\u0131m\u0131zdayd\u0131. \u201cGramafonlar \u00f6ks\u00fcz kald\u0131. Bakal\u0131m s\u0131ra bizim saatlere ne zaman gelecek?\u201d diye i\u00e7 \u00e7ekiyordu. Hadi Yorgo, demi\u015ftim. Sefer tas\u0131na uzanm\u0131\u015ft\u0131. Bilirsiniz, huyuydu; yo\u011furdunu, peynirini meyhaneye g\u00f6t\u00fcr\u00fcrd\u00fc. Masaya da bir \u015fak\u015fuka s\u00f6yler, ba\u015fka meze istemezdi. Mehmet ya\u015f\u0131yor olsayd\u0131 hep beraber i\u00e7iyor olacakt\u0131k ama o art\u0131k aram\u0131zda de\u011fildi. Bo\u015f b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131 sandalyeye bir karanfil koyduk, rak\u0131lar\u0131m\u0131z\u0131 doldurduk ve sonra, b\u00fct\u00fcn gece, tek s\u00f6z s\u00f6ylemeden oturduk. Sanki b\u00fct\u00fcn gece bir karanfili dinliyorduk.<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

Bir ara lavabodan d\u00f6nerken, burnunun s\u00fcm\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc koluna silen \u00e7ocuklar gibi g\u00f6zya\u015flar\u0131n\u0131 ceketine sildi\u011fini g\u00f6rd\u00fcm Yorgo\u2019nun. Masaya kadehini vurup bir yudum \u00e7ekti sonra h\u0131\u00e7k\u0131ra h\u0131\u00e7k\u0131ra a\u011flamaya ba\u015flad\u0131. Elim aya\u011f\u0131m \u00e7\u00f6z\u00fcld\u00fc. Durdu\u011fum yere \u00e7\u00f6km\u00fc\u015f\u00fcm. Orada \u00f6ylece kald\u0131m. Nas\u0131l kalkt\u0131m? O gece nas\u0131l bitti, an\u0131msam\u0131yorum. Yorgo\u2019yu hep \u00f6yle \u00e7ocuklar gibi a\u011flarken hat\u0131rl\u0131yorum.\u201d dedi.<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

Verandadaki herkes Yorgo\u2019nun \u00e7ok duygusal ve naif bir insan oldu\u011fu konusunda birle\u015fti.\u00a0\u00a0<\/p>\r\n\r\n\r\n\r\n

\u201cYorgo, kitap h\u0131rs\u0131z\u0131, ars\u0131z b\u00f6\u011f\u00fcrtlen, asl\u0131nda Eleni\u0027nin kalbini ve yo\u011furtlar\u0131n\u0131n s\u0131rr\u0131n\u0131 \u00e7alm\u0131\u015f.\" dedi babaannemin \u00e7ok eski bir dostu sonra da hep beraber bu sefer Yorgo\u2019nun Yo\u011furtlar\u0131na\u2019na kadeh kald\u0131r\u0131rlar. Bense donmu\u015ftum, kadehime bile uzanam\u0131yordum. Bu s\u0131rada, tam kar\u015f\u0131mdaki mindere uzanm\u0131\u015f kediye g\u00f6z\u00fcm tak\u0131ld\u0131. Kedi \u00f6nce esnedi. Ard\u0131ndan t\u0131rnaklar\u0131n\u0131 \u00e7\u0131kard\u0131. Yeniden k\u0131vr\u0131ld\u0131 ve uykuya dald\u0131. O an, bu duyduklar\u0131mdan kimseye bahsetmemeye karar verdim. Soranlara bir yalan uyduracak ve babaannemin a\u011fz\u0131n\u0131 b\u0131\u00e7ak a\u00e7mayan tavr\u0131ndan bahsedecektim. Yorgo\u2019nun yo\u011furdunun lezzetinden bahsedecektim ama kimseye onlarla ilgili tek s\u00f6z etmeyecektim. Babaannemim kitab\u0131, Yorgo\u0027nun babaannemin kalbini ve b\u00fcy\u00fcl\u00fc tarifleri \u00e7almas\u0131 gibi ben de ikisinin hikayesini \u00e7alacak, t\u00fcm bunlar\u0131n sonsuza dek bir s\u0131r olarak kalmas\u0131n\u0131 sa\u011flayacakt\u0131m. Bu kararla \u00e7\u00f6z\u00fcld\u00fcm. Kadehime uzand\u0131m ve \u00e7\u0131n \u00e7\u0131n seslerine ald\u0131rmadan, kimseye kadeh kald\u0131rmadan, kimseyle kadeh toku\u015fturmadan, verdi\u011fim sessizlik karar\u0131ma b\u00fcy\u00fck bir yudum yuvarlad\u0131m.<\/p>\r\n","post_title":"Yorgo\u2019nun Yo\u011furdu","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"yorgonun-yogurdu","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2022-06-09 19:28:46","post_modified_gmt":"2022-06-09 16:28:46","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=118238","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":118238}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "46"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "12"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Rüzgargülleri ve Duvarlar | Öykü

Artık cenaze törenlerine gitmiyorum. En son bizim güvenlik görevlisinin annesininkine gittim. Her zamanki gibi avlunun en ücra yerine gidip geleni gideni izlemeye başladım. Bir kadın,...

Çiy damlası | Öykü

Güneş Hoca yine saçma sapan atıp tutmaya başlıyor. Dayanamayıp söz alıyorum. Bu sefer Zeus gibi şimşeklerini bana çeviriyor. Tam yerimden fırlayıp sınıftan çıkacağım. "Çiy damlası...

Ölenle Ölünmüyor | Öykü

Vallahi günler nasıl geçiyor hiç anlamıyorum Semra ablacığım. Düşündüm de ne kadar oldu rahmetliler gideli? Yedi bilemedin sekiz ay olmuştur. Senin torun bile yürüyecek neredeyse....

ÇOK RİCA EDİYORUM

  Bakın, ben dramaların hatta romantik komedilerin ayrılık, kavga, küslük sahnelerine dayanamam. İleriye sararım o sahneler bitsin diye.  Kavuşma, barışma sahnelerini ise defalarca izlerim. Hepsini değil...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol