Ticari olarak tüketicilerin kullanımına sunulan kimyasalları, Amerika’da ve dünyanın birçok ülkesinde ciddi yasal düzenlemelere tabi tutulmuyor. Bu da tüketicilerin evlerine aldıkları ürünler konusunda daha akıllı davranmalarını gerektiriyor.
Geçen yıl gösterime giren The Human Experiment filmi insanların maruz kaldığı zehirli ürünlerle yapılan korkunç deneyi gözler önüne serdi. Film; “Eğer bizim zamanımızın en büyük doğa felaketi petrol sızıntısı veya nükleer atıklar değilse, uzun vadede, etkisi kalıcı, kimyasal maddelerden kaynaklı zehirlenmelere maruz kalmak olabilir mi?” fikrini sorguluyor.
Maalesef, satın aldığımız ve kullandığımız ürünlerin pek çoğu kanserojen madde içeriyor. Şirketler bu konuda minimum seviyelerde yasal zorunlulukların yerine getirmeye devam ediyor. ABD, kimyasal madde kullanımında Çin’de olduğundan daha az kısıtlayıcı yasal düzenlemelere sahip.
Etrafımızda git gide kanser gibi hastalıklarla daha çok karşılaşmamızdan, kısırlık ve davranış bozuklukları oranlarının hızla artmasından endişe duyan kimse var mı?
En azından bizler evlerimizden başlayabiliriz. Bazı basit adımlarla evlerimizi zehirli kimyasal maddelerden kurtarabiliriz.
Kendi temizlik malzemenizi kendiniz yapın
Evinizi temiz gösteren ama onu gerçekten daha zehirli yapan kimyasal maddelerle dolu temizlik malzemeleri almayın. Sadece sirke, soda ve limon suyu kullanarak temizlik yapabilirsiniz. Alternatif olarak gerçekten içinde zehirli kimyasal madde barındırmayan temizlik ürünlerini ürettiğini bildiğiniz yerlerden alışveriş yapın.
Organik giysiler satın alın ve giysilerinizi uzun süre kullanmaya özen gösterin
Yeni alınan kıyafetlerin ne koktuğuna dair bir fikriniz var mı? Üretim sürecinden sonra geriye kalan zehirli atıklar, üzerinizde olmasını isteyeceğiniz türden bir şey değil. Mümkün olduğunca organik kumaşlar almaya çalışın, yoğun kimyasal maddeler kullanılarak yapılan “taşlanmış” kotlardan uzak durun. Bununla birlikte giysilerin kullanıldıkça zararlı kimyasallardan arındığını da unutmayın.
Sıfır atık üretmeye ya da en azından atıklarınızın plastik içermemesine dikkat edin
Yaşadığınız yere bağlı olarak sıfır atık üretmek çok uç ya da imkânsız gelebilir. O zaman en azından kullandığınız plastik miktarını azaltabilirsiniz. Tek kullanımlık plastik malzemeler maalesef sonu okyanuslarda ya da akarsularda biten atıkların oluşumuna sebep oluyor ve bunlar doğada kendiliğinden ayrışmadığından, üretimlerinde kullanılan zararlı kimyasalları yaymaya devam ediyorlar. Plastik çöp üretmemek için hazırlıklı olmakta fayda var, yanınızda her zaman yeniden kullanabileceğiniz su şişesi, tabak, çatal-kaşık, kahve fincanı, alış-veriş poşeti gibi eşyalar taşıyabilirsiniz.
EWG (Çevre Çalışma Grubu) Skin Deep veri tabanını kullanın
Herhangi bir türde cilt bakımı ürünü aldığınızda Çevre Koruma Grubu (Environmental Working Group) Skin Deep veri tabanını kullanın. 60 binden fazla ürünün listelendiği bu veri tabanı, size kullandığınız ürünlerin gerçek içeriklerini ve bunların sağlığınıza etkilerini gösterir. Gerçek bir başucu kaynağı!
Ayakkabılarınızı çıkarmaya devam edin
Özellikle Batı kültüründe görülen evde de dışarıda kullanılan ayakkabıları giyme alışkanlığı aslında göründüğü kadar havalı değil. Ayakkabılar içeri girmeden önce ne kadar paspasa silinirse silinsin, pestisitler ve herbisitler gibi bir takım zehirli atıkların izini taşıyacaktır. Evde de giyilen ayakkabılar aynı zamanda evlerdeki tozun yüzde 98’inde sorumlu, bizler ayakkabı çıkartma kültürüne sahip olduğumuz için çok şanslıyız, aynen devam edelim.
Camlarınızı açın
Camlarınızı açmadığınız, evinizi havalandırmadığınız zaman evin içine yayılan tüm kimyasal maddelere kendinizi daha fazla mazur bırakıyorsunuz, özellikle eğer eviniz yeniyse bu maddelerden arınmak için evi havalandırmak çok önemli. Yapım aşamasında neler kullanıldığını öğrendiğinizde halılar, kapılar, duvarlardaki tablolar, yeni mobilyalar üzerindeki alev geciktirici kaplamalar evinizde olmasını isteyeceğiniz türden şeyler olmadıklarını göreceksiniz. Bu sebepten evinize temiz hava girmesi için pencerelerinizi açın.
Halılarınızdan kurtulun
Halılarla kaplı yerleri hepimiz severiz, ama sentetik olanlarının çok zararlı olduğunu belirtmekte fayda var. Petrol ürünlerinden ve polipropilen, naylon, akrilik gibi sentetiklerden üretilen halılar, genellikle leke kovucularla, anti statik spreylerle, suni boyalarla, antimikrobiyal işlemlerle işlenir.
Yapışmaz (teflon) tencere kullanımına son verin
Yapışmaz ya da su geçirmez bir yüzey oluşturmak için kullanılan kimyasallara “poli- ve perfloroalkil” maddeler denir. Vücudumuzda biriken bu maddeler kısırlık, tiroit, organ hasarları ve gelişim sorunları olmak üzere pek çok sağlık problemi ile ilişkilendiriliyor. Aslında bunlar dikkate alındığında omletin tavaya yapışmaması için ödediğimiz fiyat oldukça fazla. Teflon gibi kaplaması olan tavalar yerine, doğru kullanıldığında harikalar yaratan, dökme demir tavalar kullanın.
“Temiz On beş Alışveriş Listesi”
Temiz On beş alışveriş listesi, Çevre Çalışma Grubu tarafından oluşturulmuş, konvansiyonel yöntemlerle yetiştirilseler dahi pestisitle en az kontamine olmuş gıda ürünleri listesidir. Bu alışveriş listesini mümkün olduğu kadar çok kullanarak, organik ürünleri satın almak için çaba harcamadan kişisel ve evsel zehirli pestisit maruziyetini azaltabilirsiniz. Listede avokado, mango, kivi, greyfurt, tatlı mısır, lahana, bezelye (dondurulmuş), soğan, kuşkonmaz, papaya, kivi, patlıcan, karnabahar, patates, kavun gibi meyve ve sebzeler bulunuyor.
Kaynak: Tree Hugger 1 / 2