Önce müzikle başlayalım. Doğru duyguları elde edince yolculuğa çıkabiliriz?
Her zaman istediğimiz iki çift siyah çorap ile kapısında yattığımız ve bir bakıma da uygarlığı inşa eden Paper Street. Co. Malikanesinde değiliz bu akşam.
Bu akşam Jack‘in kalın bağırsağındayız. Jack, kısa zaman önce (?) mide ve bağırsak sisteminde sıkıntı yaşadı ve Pixies ile birlikte günde sekiz tane ilaç kullanmak zorunda kaldı. Bütüncül tedavi sevici Jack ile arasın açılan batı tıbbı kavuştu, aralarındaki buzlar eridi. Jack‘in ateşi 41-42 selsiyus arasında gezdi bir süre. Kendisi bu durumu “ne güzel sıcak sıcak takılıyorum” diyerek ifade etmiş olsa da, enjeksiyonların biri gidip biri geliyordu. Kan hücreleri varlıklarının hepsiyle konuşamayan Jack, sürekli alınan kanından dolayı da rahatsızdı. Söz konusu temizlik olunca uygarlaşmamak kabalık sayılıyordu değil mi?
Ara verelim. Paper Street ile gerimizi silmeyi bırakalım ve ikinci çakradan yukarılara doğru gidelim. Aramızda soylu yoga yapan dostlar vardır, avam görünmeyelim, sen şöyle gel hele havas desinler bize. Ne de olsa ego serbest kalmıştı bir süreliğine. 15 gün sonra poşetler ücretli hale gelecek. Bugün laf arasında yatay bir oktav başlatmak için keşiyer’e sorduğumda yandaki müşteri küçük poşetler de mi 0.25TL olacak ?? diyerek sohbete dahil oldu. Bazılarımızın büyüğü küçüğü iyi bildiği apaçık ortada ve ülkede kullanılan poşet ortalaması da küçük olduğu için böyle bir fiyat farkının olması gerektiğini düşünmüş olabilir yandaki müşteri. Fakat bazı alışveriş seven arkadaşlar büyük poşet seviyor olabilir?
Gelelim dikkatin dünya milletlerine kaymasına ve Yaşar-El’e dönüşüne. İş, bir zaman önce başladı yine aynı anın içinde son buldu. Tom Hardy ile Venom gibi bir şey oldu, merak etmeyin kimse ölmedi. Müziği dinlemeniz yeterli. İkimiz bir olduk, ekipten birisi de saymış günlük skoru. Dönüşüm, kuzey kutbundaki katil balinalar ile penguenlerin arasındaki ilişkiyi gözlemek üzere çıktığım yolculukta başladı. Dikkat, kabın dışına yani dünya milletlerine çıkmıştı. Hemen sınırdaki komşularda dolaşan dikkat, egonun daveti üzerine daha da ilerleyip buralara kadar geldi.
Şimdi buraları nasıl yerler diye sorabilirsiniz. Sonrasında hani, hani O’ndan başka bir şey yoktu da diyebilirsiniz? Peki, o zaman açalım küsküyü. Adam, yani benzeyen, soğuk bir yerde. Küresel ısınma kendini göstermiş, açık etmiş. Cici penguenlerim suyun içinde yüzerken, karanlıklardan derinlerden gelen ego köpek balığı, kaptığı gibi mideye indiriyor penguenimi ve oradan da tekrar geldiği karanlık derin sulara geri dönüyor. Bir sonraki hikayede buradan dönüşü anlatırım olur mu? Dünya milletlerinden nasıl oldukta Yaşar-El’e geri dönü bu ego, onu konuşuruz. İkisini aynı yerde verirsek, kafalar fazla Yonca Evcimik dinlemiş gibi olabilir? Rotting Christ’ı tercih ederdim ama an’da Yonca geldi.
Toprağın üzerinde yetişen meyve ağaçlarına ve onların içindeki tatlarını koruyan kabuklarına. Meyveyi yemek için kabuğunu soymak gerekli? Meyve, kabuk ve tatlı sembolizmini kadim bilgelik ile bitirelim bu akşam.
Siah Yitzak, Bölüm 2, Likutim, 1 “Yaratılış, seçim, dünyanın ıslahı ve bozulması; hepsi “Yaşar-El”e (Yaradan’a doğru olanlara) bağlıdır.”