“Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur” demiş Einstein, yaklaşık 100 yıl önce.
Açıkçası aradan geçen bir yüzyılda bu konuda pek yol aldığımız söylenemez. Önyargılar hâlâ birbirimizi anlamadaki en büyük engel.
Feministler hakkındaki önyargılar da feminizmin anlaşılmasını engelliyor. Ne yazık ki, “feminist”lerin toplumdaki algısı “çirkin, erkek düşmanı ve lezbiyen”den öteye gidemiyor çoğu zaman.
Occidental College Sosyoloji bölümünden Doç. Dr. Lisa Wade feministler hakkındaki olumsuz düşüncelerin çıkış noktasını bulmak üzere küçük bir araştırma yapmış. Araştırma sonucu bizi 1900’lü yılların başına; İngiliz kadınların oy kullanma hakkı mücadelesine ve bu mücadeleye karşı yürütülen bir propogandaya götürüyor. O yıllarda kadınların oy vermesine karşı çıkan gruplar, eşitlik için savaşan bu kadınların huysuz, çirkin, sinirli ve saldırgan oldukları, kadınsı olmadıkları ya da aile ve erkek düşmanı oldukları gibi söylemler üretip; gazete reklamları, broşür ve afişler aracılığıyla bu söylemleri yayıyorlar.
Aşağıda da örneklerini göreceğiniz bu görseller, 1900’lerde üretilmiş olmalarına rağmen günümüzde de hâlâ devam eden negatif klişeleri özetliyor.
1. Feministler kötü annelerdir.
2. Feministler çirkindir.
3. Feministler zorbadır.
4. Feministler talepkardır, ama ne istediklerini bilmezler.
5. Feministler evlilik ve ilişkilerden nefret eder.
6. Feministler eşitlik değil, erkeklere hükmetmek isterler.
7. Feministler aile ya da ev işlerini üstlenmek istemezler.
8. Feministler öfkelidir.
9. Feministler erkeklerin rollerini üstlenmek isterler.
10. Feministler aile ve çocuklarıyla ilgilenmezler.
Son olarak; feminist olmanın cinsiyetten, cinsel ve etnik kimlikten bağımsız olduğunu not etmekte fayda var. 100 yıl sonra bu klişelerin çoktan bitmiş olması dileğiyle.
Kaynak: Huffington Post, Museum of Sexism