Size aşktan söz eden bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Aşkın ve sevginin ne olduğundan ve ne olmadığından bahseden bir kitap. Kitabın yazarı, “korkunç bir kalp kırıklığı duygusuyla baş başa”* kaldıktan sonra uzun yıllar aşk ve sevgi üstüne kafa yormuş Bell Hooks. Kitabın adı ise Hep Aşka Dair. Konu ilginizi çektiyse buyrun beraber devam edelim.
Dönüştürücü Bir Güç Olarak Sevgi
Sevgi ve aşk hakkında konuşmak, peki ama nasıl? Kimler aşk hakkında konuşur? Hangisi daha kolaydır? Aşk mı sevgi mi? Peki, aşk ve sevgi dediğimiz aslında nedir? Bu ve buna benzer pek çok sorunun yanıtını bu kitapta bulmanız mümkün. Ayrıca yukarıdaki soruların çok daha çetrefillilerini ve bu sorularla birlikte parlak bir akıl yürütmeyi de yine kitabın satırları arasında bulacaksınız.
Kitabın yazarı başka bir kıtadan ve hatta ülkeden olsa da aslında değişmeyen şeylerin çokluğu karşısında düşüncelere dalmanız da mümkün. Oysa hepimiz aynı çağın, aynı ekonomik sistemin, benzer sosyal ve kültürel ortamlarının aynalarıyız. Doğal olarak sorunlarımız, sorularımız, arayışlarımız da benziyor. Hep Aşka Dair’in herkesi kapsayacak bakışının temelinde bu benzerlik olmalı.
İçinizde bir yerlerde sevginin dönüştürücü gücüne dair bir şeyler hissediyorsanız. Mevcut ilişkilerimizde sevgiyi arıyor ya da sevginin yokluğunu hissediyorsanız ve hatta öz saygının, öz sevginin öneminin farkındaysanız. “Sevgiye, sevgi hareketine duyulan özlem; bütün eylemlerimizin altında yatan budur.”* diyorsanız Hep Aşka Dair, tüm bunlara ve çok daha fazlasına dair size gerçekçi şeyler söyleyecektir.
Hep Aşka Dair’in Cümlelerini Bunca Değerli Kılan
Kitabın cümlelerini bunca değerli kılan nedir sorusuna cevaben yazarıdır demek bile mümkün. Kidega; Bell Hooks’u kısaca, “25 Eylül 1952 yılında Amerika’da doğmuştur. Amerikalı yazar aynı zamanda kadın hakları savunucusudur. Bell Hooks, yazarken düzey ayrılıkları, ırkçılık, cinsiyet ve güçler dengesi üzerine yoğunlaşmıştır. Otuzun üzerinde kitabı ve makaleleri yayınlanmıştır. Toplumsal etkinliklerde yer alan Bell Hooks, sınıf ayrılıkları, cinsiyet, ırkçılık, sanat, eğitim, medya tekelliği, tarih ve kadın hakları üzerine halen yazmaktadır.”** diye tanıtılıyor.
Onun adına kurulmuş bir enstitü, bu enstitüye dair “Bell Hooks Enstitüsü, ünlü entelektüel, feminist teorisyen, kültürel eleştirmen, sanatçı ve yazar Bell Hooks’un hayatını ve çalışmalarını kutlar, onurlandırır ve belgeler. Kentucky Berea’daki Appalachian tepelerine yakın bir konumda bulunan Bell Hooks Enstitüsü’nün ziyaretçileri, Bell Hooks’un çalışmalarında bahsi geçen eserler, resimler ve elyazmalarını keşfetme ve görsel olarak bağlantı kurma fırsatına sahiptir.” Elbette pek azımızın böyle bir fırsatı olacaktır ama bu, enstitünün “sömürü ve baskı sistemlerinin eleştirel düşünme, öğretme, olaylar ve konuşma yoluyla kesişme yollarını anlayarak, tahakkümün sona ermesinin nedenini teşvik etmeye”*** çalıştığını bilmemiz önünde engel değil.
Hep Aşka Dair’in içinde bulunan fikirler değerini ve gücünü, Bell Hooks’un adına enstitü kurulan bir ömürlük düşünme, konumlanma, arayış ve sorgulayıştan alıyor.
Üstelik kitabın arka kapağının ilk cümlesinde;
“İktidarın her türünün karşısında duran, ırkçılık karşıtı hareket ve feminist hareketin önde gelen aktivist-teorisyenlerinden olan bell hooks’un en büyük özelliği karmaşık teorik sorunları son derece basit ve anlaşılır bir dille okurlarına sunabilme yeteneğidir.” demesine kitabı bitirdiğinizde içtenlikle hak vereğinize eminim. “Sevgi ve aşk mı? Nesi karmaşık bunun? Adam sen de!” diyen okurların, meseleye dair kişisel gelişim kitaplarından ve popüler kültürden edindikleri bilgilerin çok ötesinde bir içerikle karşılaşacağı sanırım aşikardır. Diğer yandan şunu da belirtmek isterim. Bu paragraftaki bell hooks adının küçük harfle yazılması, alıntıda aynı şekilde aktarma zorunluluğundandır. Kitabın arka kapağında yazarın adının küçük harfle yazılma nedeni ise Bell Hooks’un dil kurallarından birini yıkması ve ömrü boyunca büyük harf kullanmamasına bir saygı olsa gerek.
Alıntılarla Kısa Bir Seyir
Kitap ve yazar hakkında bunca söz etmişken, kitabın konuşmasına da izin vermek gerekir diye düşünüyorum. Bu nedenle sizi alıntılarla baş başa bırakacağım.
“Sevgi kurtarır. Etrafımızı saran bütün bu sevgisizliğe rağmen, sevgiye duyduğumuz özlemi, bu özlemin yoğunluğunu ve şiddetini hiçbir şey perdeleyemez. Sevginin kurtarıcılığını kavramak, kalbin bilgisinin esnek yönüdür.”*
“Yakınlık sevginin bileşenlerinden yalnızca biridir. İçtenlikle sevmek için çeşitli bileşenleri bir araya getirmeyi öğrenmemiz gerekir: dürüstlük ve açık iletişimin yanı sıra ilgi, yakınlık, tanıma, saygı, adanma ve güven.”*
“Büyümek, özünde hayatta her ne olursa olsun sorumluluk almayı öğrenme sürecidir. Büyümeyi seçmek, şifa veren bir sevgiye kucak açmaktır.”*
“Severek çalıştığımızda ruhumuzu canlandırabiliriz; bu canlandırma bir öz sevgi edimidir, gelişimimizi besler. Ne yaptığımız değil, o şeyi nasıl yaptığımızla ilgilenir.”*
“Mahremiyet, bağlarımızı güçlendirirken gizlilik ilişkimizi zayıflatır, zedeler.”*
“Sevgisiz var olamayız ve sağalma, teselli bulma ve sevgiye yeniden ahenk göstermek için mutlak ve bütünsel bağışlayıcılıktan başka bir yol yoktur. Özgürlük ve barış istiyor; sevme, sevilme deneyimini tatmayı arzuluyorsak rahatlamalı ve affetmeliyiz.”*
“Popüler kişisel gelişim literatürü, büyük ölçüde cinsiyetçiliği normalleştirir.”*
“Gerçek aşk ancak ve ancak kalbimizi açtığımızda ortaya çıkar.”*
“Fakat kendinden emin olmalısın canımın içi; iyileştirilmeye hazır olmalısın.”*
Sağlıcakla kalmanız dileklerimle…
* Bell Hooks, Hep Aşka Dair, Notabene Yayınları, Çeviren: Umur İda, 1. Baskı, İstanbul, 2018, s, 9, 89, 201, 29, 194, 80, 65, 137, 149, 175, 196