Kolorado’nun beyaz bahçe çitleriyle çevrili banliyölerinden Philadelphia’nın sözlü taciz dolu sokaklarına taşınmak kolay bir geçiş olmadı. Afrika ve Meksika asıllı Amerikalı fotoğrafçı Hannah Price, kafasını eğip hızlıca sokağın karşısına geçmektense, fotoğraf makinesinin lensini kendisine sözlü tacizde bulunanlara çevirmeye karar verdi.
Bu cesur fotoğraf dizisi, erkekleri yargılamaya ya da ırk üzerine yorum yapmaya çalışmıyor. Projenin en belirgin teması belirsizlik bile olabilir. Fotoğraflar, laf atan saldırgana bir karşılık verme amacı taşımıyor ya da toplumsal bir hareketi körükleme amacında değil. Daha ziyade Price bir gözlem yapıyor, fotoğraf makinesinin lensinin arkasına geçip tepki veriyor.
Savunmasız yakalanıp, bu lafları sessizce görmezden gelmekten bıktığını söylüyor Price. Onun yerine bazen yüzleşmenin, cevap vermenin ve bu insanlarla bir ilişki kurmanın en iyisi olduğuna karar vermiş.
“Aniden böyle bir şey yapmaya karar verdim. Bu, benim için sakınmanın yanı sıra başka bir boyutta bu işin üstesinden gelmek için bir yoldu. Bazen cevap verip insanlarla yüzleşmek daha kolaydır. Ve insanlarla konuşarak onlar hakkındaki ilk izleniminizden daha çok şey öğrenirsiniz.”
“Fotoğrafta hem varım hem de yokum. Makinemi onlara çevirmem onlara bir anlamda savunmasız bir pozisyonda olmanın ne demek olduğunu hissettiriyor. Bu farklı bir dinamik,” diyor Price NPR’ye verdiği bir röportajında.
Hepimizin insan olduğunu anladığını, kadınların da güzel olduğu için manyetik bir çekimin çoğu zaman önlenemez olduğunu söylüyor Price. Toplumsal ifade biçiminin etkilerini anlamak için bir fotoğraf makinesi kullanıyor. Tek bir fotoğrafta eril bakışın küçültücü etkisini tersine çeviriyor. Bu görüntüler yoluyla kendi özgüvenini yükselterek ataerkil küçümsemeyi düşünmek için bir ana çeviriyor. Aynı zamanda ona yaklaşan her erkekle birlikte insanlığın derin ortak vicdanını da ortaya çıkarıyor.