2012 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde çekilen bu fotoğraf, acının tüm canlılar tarafından aynı derecede hissedildiğinin adeta yaşayan bir kanıtı.
Avcılar tarafından annesinin öldürülmesi sonrasında, Virunga Milli Parkı’nda koruyucu olarak çalışan Patrick Karabaranga’ya sarılan bu dağ gorili, acısını onunla paylaşıyor. Karabaranga’nın gösterdiği şefkat ise türler arası iletişimi bize hatırlatırken yalnızca insana özgü sanılan duyguların aslında öyle olmadığı bir kez daha vurguluyor.
Dağ gorilleri günümüzde nesli ciddi derecede tükenmekte olan canlılar arasında bulunuyor. Böyle olmasının iki sebebi var, ikisi de insanın yaptığı faaliyetler sonucu oluşuyor. Birincisi; maden, kerestecilik ve tarım faaliyetleri için kesilen yağmur ormanları. Her gün ortalama 325 kilometrekarelik yağmur ormanı bu faaliyetler yüzünden yok oluyor. Yalnızca dağ gorilleri değil, bu ormanlarda yaşayan pek çok hayvan tehlike altında.
Ormanların kesilmesiyle birlikte ortaya çıkan bir diğer sebep de avcılık. Ormansızlaştırma tam anlamıyla avcıların yararına çalışıyor ve nesli tükenmekte olan pek çok canlı avcılar tarafından katlediliyor.
Bu türleri koruma çalışmaları zaman zaman başarılı olsa da Virunga Milli Parkı’nda çekilmiş bu fotoğraf, kat edilmesi gereken daha çok yol olduğunu bizlere hatırlatıyor.
“Dünya etrafında seyahat ederken, fakir ülkelerin kendi çocukları kollarında açlıktan ölürken, buğdaylarını batılı ülkelere sattıklarını gördüm. Bunu bir suç olarak gören sadece ben miyim? Bana inanın, yediğimiz her lokma et, gözleri yaşlı, açlıktan ölmekte olan çocuğun suratına atılan bir tokattır. O çocuğun gözlerine bakıp da sessiz mi kalmalıyım? Dünya herkesin ihtiyacını karşılayabilecek kadar besin üretebilir, fakat herkesin açgözlülüğünü karşılayacak kadar değil.” – Philip Wollen
Kaynak: The Dodo
Hazırlayan: Burak Avşar