Ana SayfaEkolojiTarım & GıdaGeleceğin garantisi: Tohum bankaları

Geleceğin garantisi: Tohum bankaları

-

İnsan faaliyetleri sonucu oluşan kirlilik kadar, doğal kaynakların sürekli ve yanlış kullanımı nedeniyle küresel biyolojik çeşitliliğin 2020 yılına kadar yüzde 20’sinin kaybedilmesi beklenilmektedir. Kaybedilen bitki çeşitliliğinin tekrar sağlanmasını mümkün kılmak için dünyada ve ülkemizde tohum bankaları kurulmaktadır.

İngiltere’de bulunan Millenium Seed Bank (Milenyum Tohum Bankası) dünyanın en büyük tohum bankasıdır. Olası bir kitlesel yok oluş senaryosuna karşı, dünyadaki bitki çeşitliliğini tekrar oluşturmak amacıyla kurulmuştur.

80 ülkenin katılımıyla Milenyum Tohum Bankası dünyanın genetiği değiştirilmemiş bitkilerinin yüzde 13’ünün tohumunu elde etmiştir. 2020 yılına kadar bu yüzdeyi yüzde 25’e çıkartmayı hedeflemektedirler. Bu değer aşağı yukarı 75 bin bitki türüne denk gelmektedir.

Tohumların saklanılması konusunda araştırmaların da yapıldığı banka, dünya üniversitelerine 3 bine yakın örnek göndermiştir. Yapılan araştırmalar tohumun daha iyi nasıl korunabileceğini saptamayı hedeflemektedir ve dondurup çözme ve tohumu tekrar doğal ortamına ekme konusunda en iyi yolları bulmayı hedeflemektedirler.

Bitki biyoçeşitliliğinin ve Türkiye’ye özgü tür sayısının çok yüksek olduğu ülkemizde ise 2010 yılında kurulan Türkiye Tohum Gen Bankası, 30 bini aşkın tohumu koruma altına almıştır.

Türkiye Tohum Gen Bankası; ülke genelinde yerel çeşitler başta olmak üzere genetik materyalin toplanması, kayıt altına alınması ve muhafazası, uluslararası kuruluşlarda bulunan genetik materyalin sunumu, Türkiye’deki bitki genetik kaynakları materyalinin bitki ıslahında kullanılmak üzere saklanması ve çeşit geliştirme çalışmalarında kullanımı, genetik kaynakların kayıt altına alınması, doğal kaynaklarla ilgili veri tabanı oluşturulması, muhafazaya alınan materyalin ülke içindeki üniversiteler, araştırma enstitüleri ve ilgili diğer kuruluşlar ile işbirliği içerisinde tanımlanması, yerel çeşitlerin koruma altına alınması ve gerektiğinde üreticilerle paylaşılması çalışmalarını yürütmek, toplumu bitki genetik kaynaklarının muhafazası ve önemi konularında bilinçlendirme çalışmaları yapmak ve bunların sonucu olarak gıda güvenliğine katkıda bulunmak ve garanti altına almak için çalışmalarını sürdürmektedir.

Kaynak: TMO, KEW

SON YAZILAR

Çiftçilerin isyanını, toprağın çığlığını duydun mu?

Dünyanın dört bir yanında çiftçiler meydanlarda seslerini yükseltiyor. Peki neden? Çünkü toprağın gerçek sahipleri, artık daha fazla susamıyor. Çığlıkları dünyaya yayılıyor, kulak veren var mı? Çiftçinin...

Yeşil mimarinin geleceği: Tarımsal atıklardan mimarinin zirvesine; mısır koçanları karbon emici duvarlara dönüşüyor

Tarım atıklarının mucizevi dönüşümüne tanık olun: Mısır koçanlarından üretilen karbondioksit emen duvar kaplamalarıyla yeşil mimarinin geleceği şekilleniyor! Sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayan bu yenilikçi projeyi keşfedelim! İnşaat ve...

WWF’den Söke’de Onarıcı Tarım buluşması

WWF(Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Dünya Toprak Günü'nü paydaşlarıyla birlikte kutladı. Aydın Söke’de gerçekleştirilen ‘Onarıcı Tarım’ buluşmasında yöre çiftçileri ile biraraya gelindi. 2019'da başlayan uygulamaların sonuçlarının...

Girişimci kadınlar Giresun’da atalık tohumlarla organik üretimi e-ticarete taşıdı

Özellikle son bir yıla yakın süredir içinden geçilen bu zorlu pandemi sürecinde evde yemek pişirme oranı oldukça arttı. Aynı zamanda gıdanın bağışıklık üzerindeki etkisi ve...
Selma Çam
Selma Çam
Hayat hikayemi anlatmaktansa, hayatın kendi hikayesinden anladıklarımı anlatmayı yeğlerdim, oysa ki üç aşağı beş yukarı hepimizin hayattan anladığı ve anlamadığı aynı. Anlatmak ise kelimelerin yetersizliği içerisinde kendi anlamını kaybediyor. Hiç bir şey anlatmasam da anlayabilen için çok bile anlattım. Erkan Oğur'un da dediği gibi; "Bu işin sonu sessizlik."

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol