XJAZZ Festivali röportajlarına devam ediyoruz. Sis ve Gece, Issız Adam filmlerinin müziklerinin yapımında yer alan gitarist Cenk Erdoğan ve dünya çapında isim yapmış davulcu Mehmet İkiz, “Lahza” isimli projeleri ve caz müziği ile ilgili sorularımızı yanıtladılar.
XJAZZ Berlin Festivali’ni daha önce duymuş muydunuz? Bu senenin Ankara ve İstanbul XJAZZ’ları hakkında ne düşünüyorsunuz? Festivallerin programını nasıl buldunuz?
Cenk Erdoğan: XJAZZ’ı daha önce duymuştum. Bu seneki programı oldukça keyifli buluyorum. Biz de “Lahza” olarak yer aldığımız için çok mutluyum açıkçası. Umarım Berlin’de de çalma imkânımız olabilir önümüzdeki senelerde. Ayrıca 17 Nisan’da Zorlu’da İstanbul X Berlin Ensamble’de de yer alacağım o konseri de iple çekiyorum.
Mehmet İkiz: Evet, duymuştum. Program çok güzel, bazı konserlerde Alman & Türk müzisyenin karışık olması çok güzel, bu konserleri izlemek isterdim.
Türkiye ve Almanya’nın – ve özellikle İstanbul ve Berlin’in – uzun zamandır farklı şekillerde ve seviyelerde bir bağlantısı süregelmekte, sizce müziğin bu bağlantıdaki yeri ve görevi nedir? Ve bu bağlamda XJAZZ’ı ve kendinizi nasıl bir yerde görüyorsunuz?
Cenk: Berlin tarihi gereği çok badireler atlatmış bir şehir İstanbul da öyle. Bu manada iki şehri birbirine yakıştırıyorum ben. Berlin’deki müzik ortamı çok geniş ve özgür. Biz Türkiye’de bu özgürlüğü tam olarak yakalayamasak da yine de güzel anları yakalıyoruz. XJAZZ’ın bu müzik excahnge’ine çok katkı sağlayacağını düşünüyorum. Sonuçta bahsettiğimiz şey “müzik”, herkesin anlayabildiği tek dil ve çok önemli.
Mehmet: Berlin’de çok büyük Türk popülasyonu var. Alman caz firması olarak böyle bir organizasyonu yapması çok pozitif bir şey.
Umarım Berlin’deki Türk gençleri için bu festival caz müziği için biraz ilgiyi yükseltir. Çünkü Almanya’da o kadar Türk olmasına rağmen çok az kişi konserlere gidiyor.
Umarım dönüş noktası olur.
Türkiye bir süredir zor ve belirsiz zamanlar geçiriyor. XJAZZ gibi bir festival böyle bir zaman içerisinde sizce nasıl bir yerde duruyor? Genel olarak kültür-sanat etkinliklerinin böyle günlerde nasıl bir önemi olduğunu düşünüyorsunuz?
Cenk: Türkiye maalesef sırtındaki kamburdan kurtulamadı, uzun bir sure daha böyle devam ederse nasıl dayanılır bilemiyorum. Konserlerimiz hemen iptal oluyor onun dışında sahneye çıkan insanlara inanılmaz bir linç kampanyası başlatılıyor. Bu haksızlık. Nasıl ki maçlar oynanıyorsa, bakkallar dükkân açıyorsa biz de sahneye çıkacağız. Bizim işimiz bu hayatımız bu. Bir balığı denizden çıkarınca ne olduğunuz hepimiz biliyoruz.
Terör masum insanları hedef alınca kimse sanmasın ki biz besteciler ve de müzisyenler dünyayı umursamayıp hayatımıza bakıyoruz. Her ölen insanda nefes aldığımız delikler tıkanıyor. Ayakta kalmak için çırpınıyoruz. Sadece unutmamak gereken şey o sahneye de çıkıp çalmak kolay değil. Yürek ister, dik duruş ister, ideoloji ister. Umarım bunları konuşmadığımız günleri görürüz. İşte tam da burada planlanan konserlere devam kararı almak çok önemli umarım XJAZZ bundan etkilenmeden hayatına devam eder.
Mehmet: Bir topluma her zaman kültür ve sanat lazımdır ve önemlidir. Zor günlerde hatta daha da önemli kültürel etkinliklere gitmek, ruhu için, zevk için ve eğitimli olduğu için.
XJAZZ festivali İstanbul’da hem Avrupa hem de Anadolu yakalarına yayılıyor ve Kadıköy sahnesiyle de buluşuyor. İki yakanın seyircisi arasında bir fark görüyor musunuz? Anadolu yakası müzik sahnesi hakkında görüşleriniz neler?
Cenk: Anadolu yakası izleyicisi değişiktir, pek karşıya geçmeyi sevmez ancak buna karşılık Kadıköy’deki konser mekânlarını doldurur. Henüz maalesef ki Avrupa yakasında olduğu kadar müzik hall yok ama gelecekte açıldıkça dolu dolu konserler yapılacağına inanıyorum. Ben de bir Üsküdarlı olarak kendi yakamda çalmaktan keyif alıyorum. Tabii bütün bunların dışında İstanbul’un her yani ayrı bir keyif benim için. “Lahza” konseri Zeytinburnu’nda olsa da fark etmezdi bizim için biz müziğimizi her yere sırtımızda taşırız yeter ki dinlemek istesinler.
İkili olarak beraber yaptığınız LAHZA isimli proje yeni bir proje. Beraber yaptığınız müzik ve çeşitli çalışmalarda müziğin farklı etkilerinin ilginç bir karışımını görüyoruz. Siz kendiniz yaptığınız bu çalışmaları nasıl görüyorsunuz? Ve bu proje fikri nasıl oluştu? Gelecekte bu projeye dair ne gibi şeyler yapmayı düşünüyorsunuz, bir albüm çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Cenk: “Lahza” Mehmet İkiz’in bana mesaj atıp Türkiye’ye geliyorum çalalım mi “duo” demesiyle başladı. Hiç tanışmadan prova almadan Mitanni’de kurulup doğaçlama çalmaya basladık. İkimiz de alanlarında tecrübe sahibi insanlarız, ben yıllardır hem solistlik hem de eşlikçilik yapıyorum keza ikizde öyle. Altıncı hissi çok yüksek bir davulcu. Aslında sadece davulcu demek az kalır davul çalan bir müzik insanı diyebiliriz. Ortak noktamız çok farklı müzikleri deneyimlemiş olmamız. Ben jazz, funk, flamenco, Türk müziği konusunda yıllardır çalışmalarımı bırakmadım. İkiz de davulun içinde yer aldığı her müziği çalmış bir müzisyen ve artı perküsyonist. Her şeyden öte insan olarak da anlaşınca müzik zaten kendiliğinden doğuyor. Bizde de öyle oldu hemen besteler yapmaya başladım “Lahza” için. Nisanda XJAZZ konseri öncesinde albüm kaydımızı da yapmış olacağız ve inşallah bir sonraki konserlere elimizde CD’miz ile geleceğiz. Her şey çok heyecanlı su sıralar…
Mehmet: Biz ikimiz gayet yeni tanıştık, yaklaşık iki sene önce. Birbirimizi takip ediyorduk ve duo için bir jam session için konuşuyorduk devamlı. Hem Cenk değişik gitarlar çaldığı için hem ben de değişik vurmalılar kullandığım için güzel sesler çıkabileceğine inanıyorduk. Birkaç kulüp konseri vererek bu fikirler sonra gerçek oldu ve artık albüm yapmaya hazır olduk.
XJAZZ festivali farklı genre’lardan insanları bir araya getirdiği ilginç kombinasyonlarıyla öne çıkıyor. Sizin Cenk Erdoğan/Mehmet İkiz ile beraber vereceğiniz konserde seyircileri neler bekliyor?
Cenk: İzleyicimiz “Lahza”yı izlerken bizimle beraber bir “An”a tanıklık edecekler. Kimi zaman sakin kimi zaman çok çılgın. Ayrıca sahnede enstrümanlarına âşık iki kişiyi izleyecekler ve tabii ki yeni besteler dinleyecekler. Bizim her konserimiz bir öncekinden farklı doğaçlama çalmanın en büyük özelliği bu. Gelsinler ve “lahza”mızı seyretsinler.
Mehmet: Bizim seyirciler İsveç, Türk melodileri, orijinal kompozisyonları, bol emprovize ve geniş bir ses dünyasını bekleyebilirler ve tabii ki bol keyif alan iki tane müzisyen.
Hazırlayanlar: Dilara Çatak ve Peter Meister