Yapılan yeni bir araştırma, Avustralya’nın yerel memeli hayvanlarının, daha önce düşünüldüğünden daha da büyük tehlike altında olduğunu ortaya koydu. En çok da, kıtanın keseli memelileri hızlı bir yok oluş yaşıyor.
Avrupalıların kıtaya gelişinden itibaren, kıtanın 273 kara memelisi türünün yüzde 11’i çoktan tükendi, yüzde 21’i ise tükenme tehlikesi altında. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan makalelerinde, Charles Darwin Üniversitesi’nden Profesör John Woinarski ve arkadaşları, 500 yılda Kuzey Amerika’da türü tükenen yerel memeli türünün sadece bir tane olduğunu, buna karşılık, Avustralya’da 1500 yılından beri, yerel memelilerin üçte birinin tükendiğini belirlediler.
Avustralya’daki hayvanların yaşadığı sorun, ada hayvanlarına özgü bir sorun olarak değerlendiriliyor. İzole yapıları sebebiyle, adalar kendilerine özgü ve sık değişmeyen ekolojik özellikler gösterirler. Ada canlıları da bu sık değişmeyen ortam şartlarına göre gelişirler. Adaya dışarıdan avcı hayvanlar getirildiği zaman, ada hayvanları bu duruma uyum sağlamak konusunda başarılı olamadıkları gibi, ada içerisinde hapsolmuş vaziyette olduklarından, yaşam alanlarını da değiştiremezler.
Woinarski ve arkadaşlarının makalesi, “Avustralya memelileri”nin yaşadığı tükenmeyi tam da bu sebebe bağlıyor. Kıtaya göç eden Avrupalılar yanlarında getirdikleri yaban kedileri ve Avrupa kızıl tilkisini ortama edindirdiler. Daha sonrasında, besin zincirinde kendilerine yer edinen bu iki tür, adanın yerel dengesinde şu an tür tükenmesi olarak gözlemlediğimiz dalgalanmayı yarattı.
Daha öncesinde yayınladığımız Çağan Şekercioğlu makalesi de benzer bir durumu ortaya koymaktaydı. Avustralya’da olduğu gibi, Çağan Şekercioğlu’nun makalesinde de, insan etkisi ile artan hayvan popülasyonlarının, diğer popülasyonlara verdiği zarar söz konusudur; fakat Avustralya örneğinde, daha da ileri bir taşıyıcılık söz konusudur. Burada bahsedilen, daha önce kıtada hiç bulunmayan türlerin, kıta ekosistemine katılmasıdır. Bu davranış biçimi ekosistemlere zararlı olabildiği için, pek çok ülkeden dışarıya hayvan ve bitki çıkartmak veya ülkenin içerisine yabancı türleri sokmak yasaktır.
Avustralya memelileri, kıtanın yerel kimliğinin unsurlarındandır ve her yıl turizm yoluyla milyarlarca doların ekonomiye katılmasına sebep olmaktadırlar. Bütün bunlara rağmen, türlerinin tükenmesi hiç bir kayda değer azalma göstermemektedir. 2009’da, kalan en son Pipistrellus murrayi de ölmüştür ve Melomys rubicola türünün de 2006 ve 2014 yılları arasında tükenmiş olduğuna inanılmaktadır.
Ekolojik kayıplar, rakamlarla ifade edilenden de daha büyüktür; çünkü kaybolan türlerden bazıları oldukça farklı ve özel türlerdir. Buna en iyi örnek olarak Tazmanya canavarını (Thylacinus cynocephalus) verebiliriz. Bu hayvan ait olduğu familyanın yaşayan tek türü olmasıyla oldukça değerliydi. Tazmanya canavarının yok olmasıyla, ait olduğu familya, dünya üzerinden tamamen silinmiş oldu.
Yabani kedi türleri ortama katıldığında, onların yarattığı etkilerle baş etmek, habitat kaybıyla baş etmekten bile daha zordur. Çalışmanın yazarları, bu durumu yaratan etkenlerin başına insanların ihmalkarlığını da koymayı unutmamamız gerektiğini söylüyor ve ekliyorlar; “ Ünlü Tazmanya canavarının yok oluşunu saymazsak, Avustralya yerleşimcileri, etraflarında gerçekleşen yok oluşa karşı kayıtsız kaldılar. Yok olan türlerin çoğu, küçük, gece dolaşan ve gündüzleri saklanan çekingen hayvanlardı ve insan yerleşim alanlarından uzakta yaşıyorlardı.”
Koalaların gerçekleşen düşüşü ve ornitorenklerin geleceğiyle ilgili belirsizlikler, insanların kayıtsızlarını belki değiştirebilir. Yine de, eskiden çok kalabalık ve her yere yayılmış olan türler şimdi tükenme tehditi altındalar ve kurtarılmaları için gereken çaba, küçük bir aydınlanmayla ateşlenecek seviyede değil.
Her şeye rağmen, araştırmacılar hepten umutsuz değiller. Kıtadan tamamen yok olmuş bazı türlerin, Avustralya’nın adalarında hala yaşayan bireyleri bulunmakta. Onlardan bir kısmını, kıtaya getirme yoluyla tekrar çoğaltmak mümkün olabilir. Bunu mümkün kılabilmek için koruma kapsamında, bazı adaların etrafı, avcı türlerin girişini engellemek için çitlerle çevrildi. Umarım kurtarılabilecek en fazla sayıda hayvan türü kurtarılır, yoksa bu gidişle, evrimde milyonlarca yıl katedip şimdiki hallerine gelmiş pek çok Avustralya hayvanı, sadece kitaplarda anı olarak kalır.
Kaynak: IFL Science