Doğada spor yapmak, insanı iyi hissettiren en güzel aktivitelerden. Danışan ve hastalara beslenme düzenlemesi yanında mutlaka açık alanda aktiviteyi öneriyorum. Vücut, siz doğadayken sizden habersiz hormonlar salgılar ve bu bilinçaltınızda olumlu frekanslar yaymada önemli yer tutar, böylece her yapılan işte motivasyon artar.
İnsanlar şehirde yaşamaya başlayalı beri hastalıklar büyük bir hızla artış gösterdi. Aksine, doğa ile bütünleştiğimizde iyi hissederiz, ağrılarımız ve olumsuz düşüncelerimiz azalır. Çünkü, biz doğaya aitiz, şehre değil.
Bilim de bunu destekliyor: Akan su, yaprak hışırtısı gibi seslerin frekansları uykudaki frekanslarla aynı olduğundan rahatlatıcı etki yaratıyor. Yeryüzünün farklı hallerini, yabani hayvanları görmenin en güzel yolu doğada olmaktır. Tabii bir de düzenlenen yarış organizasyonları aracılığıyla çevreyi görmek, gezmek mümkün.
Son yıllarda doğa sporlarıyla ilgili iyi işler yapılıyor. Bunlardan biri olan Aladağlar Sky Trail, Türkiye’nin ultra maraton kategorisinde ilk Sky Trail koşusu. Niğde, Kayseri, Adana il sınırları içinde yer alan Aladağlar Milli Parkı’nda 3756 metre yükseklikteki Demirkazık Dağı’nın çevresi dolanarak koşulan 46 kilometre uzunluğunda bir yarış. Dayanıklılık esaslı bir yarış olmasına rağmen dağcılık ile ilgili birtakım becerileri de (Çarşakta yürümek gibi) gerektiren önemli yarışlar arasında şimdiden yerini almış gibi görünüyor.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da destekçi olarak yer aldığım yarışta koşucular start aldıktan sonra ben de bölgeyi iyi bilen Fatih ile iki yıldır 20 kilometrelik trekking yapıyorum. Yol boyunca yabani tavşan, dağ lavantası, dağ kekiği gibi bir sürü güzellik görüyoruz. Aladağlar harika… Deniz ve ormanın birleşimini çok severim, ama çorak dağlar da güzelmiş. Devasa kayalar arasında yürümek, dik yokuşları çıkmak, uzun süre sıcağın altına yürüdükten sonra akan buz gibi su ile karşılaşmak, anlatılmaz deneyimler bunlar.
Yarışın teknik özellikleri yanı sıra önemli bir diğer özelliği de organizasyonunun ciddi bir şekilde planlanması. Parkurunun harikuladeliğinin yanı sıra aynı zamanda çevreye duyarlılık da önemseniyor. Zaten koşanlar doğayla bütünleşmiş kişiler olduğundan kurallara dikkat ediliyor. Yarış kuralları arasında çevreyi kirletenlerin diskalifiye edilmesi de var. Sanırım, bunda ORDOS (Orta Doğu Arama Kurtarma, Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği) gibi bir oluşumun büyük etkisi var. Ayrıca, çevreye çöp atmamak amaçlı, katılımcıların bardaklarını yanlarında taşımaları gerekiyor.
Yarış parkurunda kullanılan işaretleme bantları yarış sonrası teker teker toplanıyor, şeritlerden uçuşan veya kaybolan olursa da doğada 3 ay gibi bir sürede kendiliğinden yok olabilen malzemeden yapıldığı için çevre kirletilmemiş oluyor.
Aladağlar sadece koşu, trekking, hiking için değil kaya tırmanışı ve diğer dağcılık faaliyetleri için de bulunmaz bir cennet. Bunun için Aladağlar Camping Bungalow ile iletişime geçebilirsiniz. Tırmanış yapmak isteyenler de buranın işletmecileri ve aynı zamanda kaya tırmanışı eğitmenleri olan Recep İnce ve Zeynep Tantekin İnce’den destek alabilirler. Geçen yıl burada kalmıştım ve çok memnun kaldım. Ayrıca, çok güzel ağırlanıyorsunuz bu işletmede. İşletme, misafirlerine sosyalleşmek için de iyi bir fırsat yaratıyor.
Haftasonlarını değerlendirmek, şehirden uzaklaşmak, bilindik tatil bölgeleri dışında bir yerlere gitmek isteyenler için Aladağlar saklı bir vaha adeta. Sabah uyandığınızda tüm heybetiyle sizi bekleyen Aladağlar, dağ serinliği, kekik kokuları… Sadece temiz havası için bile gidilir Aladağlar’a.
Yazı sonundaki galeride yer alan fotoğraflar buradan!