Norah Jones’un yeni albümü “Day Breaks”, 7 Ekim’de piyasaya çıktı. 37 yaşındaki şarkıcı, yeni albümünde onu ilk tanıdığımız zamanlardaki müzik tarzına, bir nevi köklerine döndü, caza ve piyano ağırlıklı müziğe geri dönüş yaptı.
Norah Jones Come Away With Me şarkısıyla ilk çıktığında, müzik dünyasında neredeyse bir deprem etkisi yaratmıştı. Gücün, zenginliğin, şatafatın, şovun, dansın, süslü kıyafetlerin egemen olduğu bir müzik dünyasında kendi de sesi de naif bir genç kadın; sakin sakin şarkısını söylüyordu. 2000’lerin dünyasında bu çok da alışıldık bir şey değildi. Müzik dünyası yıllardır aradığı sadeliği, basitliğin güzelliğini, naif ve dinginliği adeta Norah Jones’un sesi, yüzü ve beden dilinde bulmuştu.
Esasında bir caz piyanisti ve solisti olan Jones, ondan sonraki son albümlerinde country, blues ve soul türünde şarkılar seslendirmiş, köklerinde bir nebze uzaklaşmıştı. Hatta punk rock grubu Green Day’in solisti ile ortak bir düet albüm bile çıkarmıştı Jones ve bu albümde counrty klasiklerini yorumlamıştı.
Jones, geçtiğimiz günlerde çıkan yeni albümünde ise piyanoya ve caza kırıyor yine direksiyonu. Albümde Jones’e eşlik edenler arasında efsanevi saksofon sanatçısı Wanye Shorter, orgda Dr. Lonnie Smith ve davulda Brian Blade var. Jones, 9 orijinal şarkısının yanında Horace Silver, Duke Ellington ve Neil Young yorumlarıyla da 12 şarkılık bir albüme imza attı.
Öze dönüş piyanoya dönüş
Sanatçı albümle ilgili verdiği bir TV röportajında şunları söylemiş: “Bu albümle çemberi tamamladığımı hissediyorum. İlk yıllarımdaki özüme dönüyorum. İlk albümden sonra açıkcası piyanodan biraz uzaklaşmıştım. Evet piyano yine çalıyordum ama gitar üzerinde şarkı yazmaya daha çok ağırlık vermiştim. Bu albümde ise piyanoya geri döndüm.”
Yavaş tempoda ama tekdüze değil
Albümün genelinde piyano şarkıları olduğunu görüyoruz. Albümün neredeyse her şarkısı slow bir tempoda devam ediyor. Ama bu tempo dinleyiciyi sıkan bunaltan türden değil. Çünkü şarkılarda türlü piyano oyunları, türlü caz melodileri ve dokunuşları var. Yine Jones, sesini ustaca kullanıyor şarkılarda. Sonuçta insanı sıkmayan tekdüze olmayan bir albüm ortaya çıkmış. Albümde genelden farklı tek şarkı ise Flipside. Hızlı tempoda akan şarkıda yine de piyano en önde olan enstrüman.
İlk albümle yedi Grammy ödülü
Norah Jones’u, Türk kökenli Amerikalı yapımcı Arif Mardin keşfetmişti. Jones’un “Come Away with Me” adlı ilk albümü, 2002’de dünya çapında 40 milyonun üzerinde satış rakamına ulaşmış, Jones bu albümle tam yedi Grammy ödülü kazanmıştı.
Daha sonra ikinci albüm “Feels Like Home” geldi. Ve Jones artık, küçüklüğünde dinlediği ve etkilendiği Billie Holiday, Ella Fitzgerald gibi isimlerle birlikte dünyanın en iyi kadın caz kadın vokalistlerinden biri olarak anılmaya başlanıyordu.
Jones’un müzikal yeteneği aileden geliyor. Jones, ünlü Hint sitar sanatçısı Ravi Shankar’ın kızı olarak New York’ta dünyaya geldi. Fakat babası doğumunda ondan ve annesinden uzaktaydı ve Jones babasını hiçbir zaman bir baba gibi kabul etmedi.
Jones, 5 yaşındayken kilise korolarında şarkı söylemeye başlamış, daha sonra ise tutkusunu piyanoda keşfetmişti. 16. doğum gününde ilk kez mikrofonun başına geçip, Billie Holiday’in bir şarkısını seslendiriyordu. Jones, üne kavuşmadan önce 1999 yılında İlhan Erşahin’in Wax Poetic grubu ile sahneye çıkmıştı. Norah Jones, müzikal hayatında Ray Charles ve Dolly Parton gibi birçok usta müzisyenle düetler yaptı. Jones, ayrıca 2008 yılında “My Blueberry Nights” adlı filmde de başrolü oynamıştı.
İşte yeni albümden çıkan ilk şarkı “Carry On”
Ve biraz nostalji; Jones’in ona ün kazandıran ilk iki şarkısı, Come Away With Me ve Don’t Know Why.