Çerçöp olarak, uzun bir aradan sonra sizinle israf karşıtı “Hikâye” etkinliğiyle buluşuyoruz. Etiketler yerine hikâyeleri koyuyoruz!
Giydiklerimizi, kullandıklarımızı, yediklerimizi ihtiyaçtan dolayı mı alıyoruz ve bunları -bazen ne kadar sıklıkla kullandığımızı bile fark etmeden- atıyor muyuz?
İhtiyacımız olan bir şeyi başkasından almaktan çekiniyor muyuz veya onun neden/nasıl kullanılmadığına dair şüphe duyduğumuzdan ikinci el eşya/kıyafet al(a)mıyor veya kullandıklarımızı başkalarıyla paylaş(a)mıyor muyuz?
O zaman gelin önyargıları birlikte kıralım ve eşyalarımızı hikâyeleriyle birlikte paylaşalım!
Sadece eşyalarınızın hikayesini değil, sizin de israf karşıtı fikirlerinizi duymayı ve çerçöpü sizle paylaşmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.
Etiketler yerine hikayeleri tercih ediyoruz ve Lao Tzu’nun dediği gibi bilgeliği elde etmenin her gün bir şeyler vererek gerçekleştiğine inanıyoruz!
Not: Eşyalarınızın (evde bir köşede duran alıp beğenmediğiniz kuru yiyecekler de buna dahil) üzerine fotoğrafta görüldüğü gibi kısa hikâyeler şiirler, sözler veya neden vermek istediğinize dair birkaç cümle yazabilirsiniz.)
Pazar günü Haymatlos’un bahçesinde başkalarına vermek istediğimiz eşyaları parasız ve karşılıksız olarak sergiliyoruz.
Bir şey getirmeseniz/almak istemeseniz bile gelin bir pazarı da beraber paylaşalım!
Ankara’ya kış geliyor, yine AVM vakti geliyor, değil mi? Eşyaya olan baağlılığını/bağımlılığını sorgulama vakti şimdi. Çok severek aldığın vazoyu hiç kullanmadın, bazı kıyafetlerin artık sana olmuyor, gelen hediyeyi beğenmedin aslında, ama ayrılmak da istemiyorsun onlardan. Ya da çok sevdiğin kitabı okusun istiyorsun başkaları da. Gel, pazar günü hikâyesini iliştir üstüne, paylaş, hafifle. Etiketler olmasın, fiyatlar olmasın, dilediğini bırak dilediğini al. Pazar günü görüşmek üzere!
Hazırlayan: Çerçöp Çorbacılar