Ana SayfaGüncelAlıntıRock müzik ve sokak hayvanları: Mama için Dinle ekibi MeHow ile söyleşi

Rock müzik ve sokak hayvanları: Mama için Dinle ekibi MeHow ile söyleşi

-

Ankara’da tüm Türkiye’ye yayılmış bir proje var; “Mama için Dinle“. MeHow! Ekibi şehir yaşamında yaşamakta zorlanan ama dünyayı paylaşmayı unutmamamız gereken hayvanlara dikkat çekmek için başladı bu projeye. Dördüncüsü geçtiğimiz günlerde yapılan Mama için Dinle etkinliğinin fikir sahipleri ve organizasyon temsilcileri ile konuştuk. Samimi sohbet, sevimli dostlar, tüyleri diken diken eden bir çalışma ve tabii ki Rock müzik vardı havada.

Mama için Dinle Nasıl Başladı? Uzun süredir yapılıyor, nasıl doğdu bu fikir? Amacınız Nedir?

Mama için Dinle etkinliği aslında Me-How? Projesi kapsamında yapılan çeşitli etkinliklerin bir koludur. Proje 2014 yılının mayıs ayında Microsoft Ankara ofisinde yapılan Startup Weekend yarışmasında ödül alarak başlamış, Birleşmiş Milletler web sitesi başta olmak üzere çeşitli yerli ve yabancı basın organlarında haber olarak yer almıştır. Projenin asıl amacı; şehirlerdeki muhtaç sokak hayvanları adına yapılan çalışmaları; bilişim teknolojilerinden yararlanarak düzenli, kontrollü ve yeterli hale getirmek. Belediye ve derneklerin hizmet alanları içindeki barınak ve hayvan bakım evleri ile rehabilitasyon merkezlerini; yine bilişim teknolojilerinden yararlanarak doğal yaşam parklarına dönüştürmek. Sürekli bir rehabilitasyon ve eğitime tabi tutulan sokak hayvanlarını ise bu eğitimler sonucunda engelli insanlar için hayvan destekli terapi uygulamalarında görevlendirmek. Ayrıca terapi uygulamalarına katılan engelli vatandaşlarımıza merkez içerisinde görevlendirmeler vererek gelir elde etmelerini ve sosyal güvenliklerini sağlamak.

Tabi tüm bunlar için mevcut imkanlara ek olarak sponsor desteklerine de ihtiyacımız var. Maalesef yaşamakta olduğumuz tarihin talihsizlikleri gereğince insanların öncelikleri kişiselleşmekte ve bu büyüklükteki bir projeye destek verememektedir. Biz de hayalimizdeki projeyi gerçekleştirene kadar proje yöneticisi olarak ben Tangün Aytuğ Caner ve proje koordinatörü İrena Selma Kırcalı’nın önderliğinde kalabalık ve gönüllü bir grup olarak patili dostlarımıza yardım için sürekli çalışıyoruz. Gerek MeHowShop’ta satışı gerçekleştirilen, büyük bölümü el yapımı olan pet malzemeler ve hediyelik eşyaların satışından elde edilen ve bakımı üstlenilen hayvanların tedavi, aşı ve beslenme giderleri için kullanılan gelirler, gerekse yaptığımız Mama için Dinle konser etkinliğinde elde edilen mamalar ile tüm Türkiye’deki sokak canlarının karınlarını doyurmaya çalışıyoruz. Yani “Me-How?” gönüllüleri yetenekleri doğrultusunda ellerinden geleni canla başla yapmaktadır.

Gelelim MeHow Mama İçin Dinle etkinliklerine…

Projemizi gerçekleştirme yolunda yapmamız gereken çok şey olduğunu düşünüyoruz. Sahiplendirmelerin yanı sıra besleme, tedavi, aşılama ve kısırlaştırma da şart. Beslenme kısmı gerek maddi gerek zaman açısından tek başımıza altından kalkamayacağımız bir etkinlik. Dolayısıyla ‘Bize mama verin hayvanlar aç,’ demek yerine insanların hem eğlenebileceği hem de sokak hayvanlarına mama sağlayabileceği bir etkinlik planladık. Konser etkinliğine girişleri bilet değil mama ile sağladık. Bu, insanların bize olan güvenini de arttırdı.

Her sene çoğunlukla Ankaralı müzisyenlerin katıldığı Mama İçin Dinle konserler düzenlemeye devam ediyoruz. Bağışlanan mamaları da beslemelere katılmak isteyen hayvan severler ile birlikte başta Ankara olmak üzere tüm Türkiye’ye ulaştırıyoruz.

Nasıl bir ekip MeHow? Nasıl düşünüyor?

İnsanoğlu; dünyadaki sayısız canlı içinde yüksek seviyede düşünebilen, muhakeme edebilen, farkındalığı olan, konuşabilen, zekâsını verimli kullanabilen tek tür. Üstün özelliklerimiz aynı zamanda övünç kaynağımız. Ancak ne yazık ki bir yandan kendi türümüzdekilerle varoluşumuzdan beri süregelen problemleri hâlâ aşamadığımız gerçeğiyle yüzleşirken diğer yandan dünyayı paylaştığımız ve birlikte yaşarken doğal yaşam alanlarını bozduğumuz canlılara karşı empatimizin de yeterince gelişmiş olduğundan söz edemiyoruz. Bu bağlamda başlangıçta iki kişi olan kemik kadromuz; bizlerle aynı düşünce ve duygulara sahip, hayvan sever, güvenilir ve her biri alanlarında profesyonel insanlardan özenle seçildi. Çok klasik ama öz bir tanımla Me-How?’lı olmak bir ayrıcalıktır. (Gülüşmeler) Me-How? Ekibi olarak; Türkiye’nin neredeyse tüm illerinde doğaya gönül vermiş üyelerimiz ile birlikte kocaman bir aileyiz.

Bu bir konser ama Hayvan Hakları ile ilgili başka çalışmalarınız var mı?

Daha önce de anlattığım gibi, Özellikle yaz aylarında, sıklıkla kermes’ler düzenleyerek MeHow Shop ürünlerini sergiliyoruz, bu ürünlerin çoğu el yapımı ürünler olduğu için hâlihazırda ilgi çekmekte, bir de amacımızı belli edip gelen misafirlere anlattığımızda, yaklaşımlar çok sıcak oluyor. Belirli zamanlarda ilk ve orta düzey okulları eğitimli hayvanlarımızla gezerek çocukları bilgilendirmeye yönelik çalışmalarımız ve engelli vatandaşlarla Avrupa’da başarısını ispatlamış olan “Animal Assistant Therapy” (Hayvan Eşliğinde Terapi) uygulamalarımızla çok alanda fayda elde etmeye çalışmaktayız.

Hedefimiz olan doğal yaşam parkı adını verdiğimiz (Terapi Merkezi) üst projeyi hayata geçirdiğimiz zaman merkezimize gelecek olan hayvanları bir yandan eğitip terapi hayvanı olarak meslek kazandırırken, bir yandan da onları şu anda hâlâ yapımı süren bir dijital oyuna entegre edeceğiz böylelikle hayvanlarla çeşitli sebeplerden dolayı temasta bulunamayan fakat yardım etmek isteyen insanlar bu oyunu oynayarak onların aşı, mama gibi ihtiyaçlarını çok düşük tutarlar ödeyerek karşılayabilecekler, mezunumuz olan hayvanları bir aileye (mümkünse bir engelli ailesine) sahiplendirirken, park içerisinde engelli insanlara vereceğimiz ufak tefek (köpek gezdirme, tarama, yıkama gibi) işlerle sosyal güvencelerini sağlayıp onları da emekli etmeyi amaçlamaktayız.

Tüm bunların yanında bizleri dinleyebilecek bir devlet erkânı bulduğumuzda, hayvan hakları ile ilgili 7 senedir üzerinde çalıştığımız kanun maddelerini sunmayı planlıyoruz. Fakat projemiz yanında bu aşama gerçekten bir hayal gibi geliyor. (Gülüşmeler)

Rock, genellikle gülümsemeyen, sert ve şiddet dolu gözükür. Oysa Mama için Dinle Organizasyonu’nun içinde çalan gruplar / sanatçılar genellikle rock performans sergiliyor. Nasıl bağdaştı bu iki konu? Rockerlar bu durumu nasıl karşılıyor?

Popüler müziğin daha önceki türlerini aksine, rock şarkı sözleri oldukça geniş bir konu yelpazesine sahiptir. Aşkın yanı sıra seks, düzene başkaldırı, sosyal sorunlar ve yaşam biçimlerini hiç çekinmeden ele alınır. Biz dönemimiz gereği bu kültürle büyüdük ve çocukluğumuzdan bu yana sorunlara bu şekilde başkaldırdık, sanılanın aksine rock müzik severler sert ve güçlü yapılarının arkasında koruyucu, zayıf olanı sahiplenen bir alt yapıyı saklar. Bir başka açıdan bakacak olursak Motorcular da dışarıdan serseri, kavga etmekten çekinmeyen bir ekip olarak görünmektedir, ama en sağlam destekçilerimizdendir.

Organizasyonda sahne alanlara nasıl ulaşıyorsunuz? Konuyu anlattığınızda tepkileri ne oluyor?

Daha önce; kemik kadromuzdan bahsetmiştim, sahne konusunda da profesyonel arkadaşlarımız var, örneğin Mama için Dinle konserinde kendisi de sahne alan; Karakedi’nin vokali Asena Özçetin hem sahnelerin hem de patili dostlarımızın vazgeçilmezidir.

Her yıl tekrarlanan etkinliğimizde sayısı giderek artan, bu sanatçı ruhunu taşıyan insanlar yardım edebilmek için sahne alıp, en iyi performanslarını sergilemektedir.

Belki herkes biliyor, belki de kimse merak etmiyor, araştırmıyor, Hayvan Hakları konusuna nasıl bakıyorsunuz? Sokak hayvanlarından, genel doğa sorununa konu hakkında neler söylersiniz?

Biz insanoğlu sanki tüketmek için yaşıyoruz, doğayı tüketiyoruz; akciğerlerimizi söküp, havayı tüketen araçlar için köprüler yapıyoruz, bitki örtüsünü ‘toki’ ile değiştiriyoruz, bize lütfedilen tüm güzellikleri çamurla sıvıyoruz, bir de yetmezmiş gibi tüm bunlarla övünüyoruz. Yaptıklarımız karşısında doğa bizlere çok sabırlı davranıyor aslında, 65 milyon yıl önceki gibi bir türü toptan yok edebileceğini kavrayamıyor insanlık! İnsanlık, bu evrenin kendisi için var olmadığını hatta evren için bir insanın hiçbir manası olmadığını bir anlasa keşke. Bir sistemin parçası olduğumuzu ve o sistemin kurallarıyla, saygı içerisinde yaşamak zorunda olduğumuzu fark ettiğimizde umarım çok geç olmaz.

Organizasyonla ilgili herhangi bir destek alıyor musunuz?

Bugüne kadar organizasyonlarımızda sahne almış her bir sanatçı ve her yıl etkinliğimizi gerçekleştirdiğimiz IF Performance Hall en büyük destekçimizdir. Normalde başka bir mekânın reklamını yapmayan, sayfalarımızda teşekkür için yayınladığımız diğer ankara mekânları da sorgusuz sualsiz Mama için Dinle organizasyonunun afişlerini kendi mekânlarına asmaktadır. Sizin aracılığınızla onlara, sanatçılarımıza ve özellikle IF Performance Hall’a bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Elbette patili dostlarımız ses düzeyi yüzünden organizasyonun yapıldığı mekânda olmuyor. Ama acaba onlar rock müziğe nasıl bakıyor? Duyduklarında özel tepkiler alıyor musunuz? Bu konuda hikâyeleriniz var mı?

Ben kendi evimde 7 kedi ve 2 köpek ile yaşıyorum ve evimde sürekli rock ve metal müzik çalmakta, yani bizimkiler alışkın ve müziği duyduklarında günün başladığını anlayıp çeşitli aktivitelerle beni her gün güldürüyorlar. (Gülüşmeler) Bazen ben de gitarımı alıp onlara bir şeyler çalıyorum, headbang yapmasalar da ilgilerini çektiği ve sakinleşip beni dinleyeme başladıklarına şahit oluyorum. Bu bana ilginç gelmiyor tabii ki, benim için her biri kendine has kişiliği olan bireyler. Onlar benim hayvanlarım değil, benimle neşelenen, benimle üzülen ev arkadaşlarım. (Hep birlikte gülümsüyoruz.)

Bu etkinlik bir Ankara etkinliği, bu da bir Ankara sitesi bu nedenle bir soru düz bir soru da tersten soracağım. Ankaralıların etkinliğe tepkisi nasıl? Olumlu yaklaşıyorlar mı?

Sesimizi duyurabildiğimiz herkesin yüzünde bir gülümseme belirdiği açık fakat ilgi beklediğimiz kadar yüksek olmuyor maalesef. 2014 senesinde 3000 kişilik bir anket uyguladık, ortalamanın üzerinde bir sayı bizi destekledikleri ve bu organizasyonlar gerçekleşirse katkıda bulunacaklarını yönünde cevaplar vermişti. Bu üç sene içerisinde daha geniş bir kitleye ulaşabildiğimizi zannediyorum fakat ihtiyaçlar sınırsız ve kaynaklar kıt oldukça her şey güçleşiyor. Ne kadar fazla insana sesimizi duyurabilirsek, ne kadar fazla kişiyi MeHow’lı yapabilirsek o kadar fazla hayvanı kurtarıp, karınlarını doyurabiliriz.

Peki, bu etkinliğin başka şehirlerde örnekleri var mı? Yapacak olanlara önerileriniz olur mu?

Ekinliği ilk düzenlediğimiz yıl 5 ilde (Ankara, İstanbul, Bursa, Eskişehir, Adana) eş zamanlı olarak organize ettik. Konserde aynı sayıda sanatçı, aynı saatte sahne aldı, konser aynı saatte başlayıp aynı saatte bitti ve rekor sayıda mamaya ulaşmıştık, toplanan mamaları da Türkiye’nin her yerinde ihtiyacı olan sokak hayvanlarına dağıtmıştık. Fakat her sene aynı desteği göremediğimiz için eş zamanlı konserlere ara verdik.

Planlarımızda 5. Yıl, 5 ilde yine eş zamanlı organizasyon yapmak yer alıyor, umarım sizin gibi hassas basın organları sayesinde, yakında tüm büyük illerde yapabilecek kalabalığa ulaşabiliriz.

Alıntı: Ankara Güzeldir

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Belgeselci Ben Fogle ile vahşi yaşam ve belgesel serisi üzerine söyleşi

Adını ilk kez Castaway isimli televizyon programında duyuran ve şu anda Vahşi Yaşama Dönüş (Return to the Wild) adlı programı sunan Ben Fogle, dünyanın dört...

Düzce Üniversitesi’nde soruşturma mobbing uygulayana değil, şikayet edene açıldı

Düzce Üniversitesi Akçakoca Bey Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde akademik ve idari personele mobbing uygulayan dekan vekili Ayfer Gedikli, üniversite yönetimine çok sayıda delille şikayet edilmesine rağmen...
Gök Taner
Gök Taner
Siyasi yazarlıkla 2000 yılında tanışırken, yazılı basının sadece siyasi bir çizgide ilerlediğini sanıyordu. Fakat birkaç yıl geçtikten sonra çalıştığı derginin kapanmasıyla işsiz kalınca, kendini iletişim alanın içinde buldu. Sonra bir metni yazmanın zorla değil, sadece keyifle olduğunu düşündüğünde, Grafik Tasarım ve Animasyon ile hayatını kazanırken, gelişi güzel yazmaya başladı. Sadece sıkıldığı için yazdığını söyleyenler var. Siyasi yazılar, gezi yazıları, bilim ve kurgusal bilim ile ilgileniyor.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol