Geçtiğimiz hafta bir sabah uyanıp televizyonu açtım ve şok oluşuma bir kalıp uydurup derhal kanalı değiştirdim. Gayrı ihtiyari bir davranıştı. Saatler geçip televizyonla tekrar karşılaştığımda akşama doğruydu ve gördüğüm şey üzerine bu kez kanalı değiştirmedim. Şaşkınlığım katlandı. Aylarca zararlarından bahsettiğimiz, yapılmasın diye amiyane tabirle kendimizi yırttığımız Akkuyu Nükleer Santrali’nin reklamıydı bilinç altımın görmekten kaçtığı reklam filmi. Sonuna kadar izledim. Şaşkınlığım geçen her 3 saniyede bir öfkeye doğru açtı yelkenlerini. Şu an şaşkın değilim, ama oldukça öfkeliyim. İnanamıyorum diyordum, ama artık inanıyorum. Bu çok gerçek. Bu çok yanlış, bu çok yalan; ama gerçeğin ta kendisi işte bu yalan ve rüsva.
Nükleerin, radyasyonun zararlarını artık herkes az çok biliyor. İnsanlar açık açık söylemeseler de; sağlıklı ama az paralı yaşamakla, sağlıksız ama zengin yaşamanın arasındaki farkı da biliyor. Durum böyleyken halkın zaaflarıyla, konuya ilgisizliğinde ve hatta bazı bazı bilgisizliğiyle alay edildiğini düşündüren bu reklam filmi ile ilgili birkaç kelam edeceğim.
Akkuyu Nükleer reklamındaki yalanlar
Reklam filmi toplam 12 ifadeden oluşuyor. Çoğu yalanlardan oluşan film, iktidar sahiplerinin her sıkıştığında veya yalancı bir iş yapacağında başvurduğu yönteme başvurmuş. Milli birlik ve beraberlik söylemi! Dikkat etmek gereken konu tam da burası. Erk sahipleri ne vakit bir milli birlik ve beraberlik cümlesi kurdularsa o gün milliyetçilik aşısıyla uyutulup arkamızdan iş çevrildiği gün olmuştur. Ayrıca açılımlar, çözüm ve barış laflarını da böyle süslerler. Kürt sorunu, Ermeni sorunu gibi pek çok olayı milli duygularla örtbas edip çözümsüzlüğe götüren de bu söylemdir. Bugün de doğa katlinde milli duyguları kullanıp genetik bozulma ve doğal felaketlerin üstü kapatılıyor. Süslü bir dil, başlık nükleer!
Birlikte hep daha iyiye gitmeyi hedefledik. Daha çok öğrenmek için, daha çok kazanmak için, daha güçlü olmak için, daha çok üretmek için, daha çok yükselmek için, daha fazlasını başarmak için, daha çok aydınlık için. Türkiye; tarihinin en büyük yatırımını gerçekleştiriyor, enerjide dışa bağımlı olmaktan kurtuluyor. Bu gurur Türkiye’nin, bu yatırım hepimizin. Güçlü Türkiye’nin yeni enerjisi Akkuyu Nükleer.
1- Birlikte hep daha iyiye gitmeyi hedefledik,
Yanlış! Birlikte derken kaç kişisiniz? Biz hiç sizinle birlikte olamadık. Türkiye’nin cennet dört bir yanı bahislerini bitirecek tüm atılımları siz kendiniz yaptınız. Biz hep karşınızdaydık. Biz hep doğanın ve doğalın korunmasından, insan hayatıyla oynanmamasından, hayvanlara eziyet edilmemesinden yana idik. Ama siz hepiniz oradaydınız! Siz doğayı ve doğalı yok ettiniz, siz cennetvari her yere bir zehir inşa ettiniz, siz hayvanlara da insanlara da HEP işkence ettiniz. İyiye giden sizin cepleriniz oldu, e tabii cep doldurmayı bizden öğrenecek değilsiniz!
2- Daha çok öğrenmek için,
Bildiğim kadarı şu ki; Akkuyu bir nükleer santral yani bir eğitim yuvası, etüd merkezi veya kütüphane değil. Bunun yanında, biz sizden hiç okumaya, bilime, öğrenmeye yönelik bir atılım görmedik. Çünkü her atılımınız bir vitrin süsü, her yatırımınız gösteriş, her davranışınız da oldukça sübliminal. Yani Akkuyu Nükleer Santrali’nden öğreneceğimiz tek bir şey var: Akkuyu bir felaket habercisidir! Can havlimizin son celsesidir!
3- Daha çok kazanmak için,
Yanlış! Reklam filmindeki milli birlik ve beraberlik kategorisinde bulunan Türkiye Halkları değil bizatihi yatırımı yapan ve destekleyenlerdir. Akkuyu bize bir şey kazandırmayacak. Kayıplarımız artacak, sadece geri dönüşsüz sorunlar kazanacağız.
4- Daha güçlü olmak için,
Nükleer enerji santralini elektrik enerjisi için yaptığınızı söylüyorsunuz. Elektriği Yenilenebilir doğal enerjilerden de sağlayabiliriz. Üstelik az maliyetli, çok kazançlı. Ancak pek tabii Güneş enerjili bir bomba veyahut f16 gibi bir şeyler yapmak güç olacaktır. Savaşmayı, nefret pompalamayı ve savaş gücü biriktirmeyi bizden öğrenecek değilsiniz! Akkuyu Nükleer bize güç katmayacak!
5- Daha çok üretmek için,
Nükleer santraller içinde barındırdığı radyoaktifler nedeniyle zararlıdır. Radyasyon insan, hayvan ve bitki sağlığında olumsuz ve kalıcı sorunlara yol açar. Nükleer enerji ile yaptığınız üretimi istemiyoruz!
6- Daha çok yükselmek için,
Dünyada yükselmek, paranın artışıysa şayet bu dünya bitmiş demek! Onur, şeref, haysiyet kavramlarından uzaklaşıp; zengin, nükleer silah sahibi, katil ve şerefsiz olmak siz milli birlik ve beraberlik içindekileri yükseltiyorsa, size iyi uçuşlar. Biz yükselmeyelim, yükselene de müdahale etmeyelim. Sonuçta yükselmeyi bizden öğrenecek değilsiniz!
7- Daha fazlasını başarmak için,
Çok afedersiniz; ne s.çtın ki ne sıvayayım derler. Nükleer enerji santrali yapmak ve hatta bunu başkasına yaptırmak, kullandırmak bir başarıysa size hayatta başarılar. Fakat nükleerle gidecek yolunuz, yaşayacak ömrünüz, görecek gününüz çok değil. Gerçi gün görmeyi ve hayatları gömmeyi bizden öğrenecek değilsiniz!
8- Daha çok aydınlık için,
Burada kastedilen eğer yıllardır hiç yaşamadığımız, ülke çapında vuku bulan elektrik kesintisi ise; komik olmuş derim. Önceden de bahsettiğim gibi yenilenebilir ve radyasyonsuz enerji yöntemleri ile sağlıklı ve sorunsuz bir kaynak üretim konusu. Nükleerin sağlayacağı aydınlık; patladığı taktirde ölmeden önce görebileceğimiz birkaç dakikalık ışıma ise haklısınız. Siz kandırmayı iyi bilirsiniz. Boş vaatleri bizden öğrenecek değilsiniz!
9- Türkiye tarihinin en büyük yatırımını gerçekleştiriyor,
Doğru! Evet işte bu doğru. Türkiye neden tarihinin en büyük yatırımını bir nükleer enerji santraline yapıyor; bu üzücü bir konu. Hâlâ elektrik telinin dahi ulaşmadığı köy, hastane olmayan ücra köşe, öğretmensiz okullar, okulsuz köyler, doğal gazın eksikliği, kitapsız çocuklar, çocuk gelinler, töre cinayetleri, ayıplanma sonucu intiharlar (binlerce daha yazabilirim) gibi sorunları nükleer mi çözecek? Bu denli çok olan paramızla neden ‘cennet memleketi’ koruma ve kollama görevini yerine getirecek halkları biraz daha bilgilendirmiyoruz? Neden eğitimi gün geçtikçe daha da basit hale sokup, enerji kollarına zam üzerine zam ile halkı bezdirmek yerine ‘hak’ olanları sahiplerine geri vermiyoruz? Örneğin su haktır! Su kutsaldır! Bizi kutsalımızla hasta ediyorsunuz. Bize hakkımızı şişeleyip parayla satıyorsunuz. Bu büyük yatırım gücünüzü ve enerjinizi gerçek yeşil sahalarda görmek isteriz.
10- Enerjide dışa bağımlı olmaktan kurtuluyor,
Bu da yalan! Çok üzgünüm yalanlardan oluşan bir reklamla karşı karşıyayız. Bu cümleye EMO’dan (Elektrik Mühendisleri Odası) bir alıntıyla açıklık getireceğim.
Akkuyu Nükleer A.Ş. tarafından kurulacak olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin kurulacağı saha şikayet edilen Rus şirketine tahsis edilmiş olup Santral’in kurulumu için gerekli olan ve ileri teknoloji gerektiren tüm unsurlar da Rusya’dan temin edilecektir. Bu anlatım ve düzenlemeler de göstermektedir ki üretilen elektrik enerjisi de dahil olmak üzere Nükleer Güç Santralinin sahibi olan Rus Şirketi’ne santral sahası da bedelsiz olarak tahsis edilmiştir. Bilindiği gibi ülkemiz enerji alanında dışa bağımlı bir ülkedir. Petrol ve doğalgaz başta olmak üzere enerji kaynaklarının önemli bir bölümü ithal edilmektedir. Enerji ithalatında en yüksek pay ise Rusya’ya aittir. Akkuyu’da yapılması planlanan Nükleer Güç Santrali dışa bağımlılığı azaltmayacağı gibi Rusya’ya olan bağımlılık daha da artış gösterecektir.
11-Bu gurur Türkiye’nin, bu yatırım hepimizin!
Ne olacak sanalım diye böyle diyorlar? Ne olacak yani; nükleer santral çalışmaya başlayınca göğsümüz kabaracak ve her geçen gün faturalarımız mı azalacak? Yatırımımız bize kanser olarak geri dönecek. Yani öyle para falan kazanmayacağız. Ekonomimiz de düzelmeyecek. Bedavaya da ışımayacak ortalık. Ve tüm canlıların geleceğini perişan edecek bir yatırımla gurur duymak, onu sahiplenip bağrımıza basmak iki yüzlülüğün dik alasıdır. Ben ve tanıdığım büyük çoğunlukta insan bu iki yüzlülüğü ört bas edemeyecek karaktere sahibiz. Ölümlere yol açma, cinayetler ve rant kapılarını siz iyi bilirsiniz. Bu işleri birlikte kotarmayı bizden öğrenecek değilsiniz!
12- Güçlü Türkiye’nin yeni enerjisi Akkuyu Nükleer,
Türkiye’nin başına sıfatlar koyup onu gerçek sahiplerine pis çıkarlarla satmak!
Akkuyu Nükleer Santrali bir felakettir. Gereksizdir. Miras değildir. Bize açacağı zararın yanında gelecek kuşaklara bırakacağımız bir utanç tablosudur. Nükleer enerjinin ikamesi vardır. Adı yenilenebilir enerjidir. Güneştir. Rüzgârdır. Zararsızdır. Ucuzdur. Daha kolaydır. Doğanın hepimize yetecek enerjisi vardır, mevcuttur. Düzgün kullanırsak kalıcıdır, çok daha makbuldür. Canlı hayatın sürdürülebilmesi temel mevzumuzdur. Canlılığı yok edecek her türlü yatırım, kaldırım ve bildirimler yanlıştır. Düşmanımız çok para, çok iş gücü, emek sömürüsü ve doğanın katlidir. Bunları icra edenlerdir. Tarih tekerrürden ibarettir. Akkuyu felaket olmasın!
Daha önce derlediğimiz Dünya’nın en büyük 5 nükleer felaketi haberi için tıklayınız.