Yoga eğitmeni Kat Fowler New York’ta yoga öğretmeyi, kendinden şüphe etmenin gerçeklerini ve Nutella’ya olan tutkusunu anlattı.
Vakıf fonuyla yetiştirilen bir çocuğun ruhani versiyonu gibiydim. Ebeveynlerim iki yaşına kadar yaşadığım bir ashramda (Hinduizm öğretilerinin yapıldığı yer) tanışmış. Doğu felsefesi ve maneviyatı ile iç içe büyüdüm – ama on dört yaşındaysanız ve ebeveynleriniz bir şey yapmanızı söylüyorsa tam tersini yapıyorsunuz.
On dokuz yaşındayken ruhani kökenlerime giden yolu tekrar buldum. Bu sefer bu yaşam tarzını seçtim. Başından beri tüm lükse ve avantajlara sahip olduğunun farkına varan vakıf çocuğu gibi, erken yaşta bilgeliğe maruz kalmanın ne büyük şans olduğunu gördüm. Yirmi dört yaşımdayken on beş tane eğitmen kursu yaptım. Tutulmuştum.
Ayrıca bakınız.
İlk aşkımdan ayrıldıktan sonra haylaz bir ergenden uyanmış bir gence dönüştüm. Kalbim kırılmıştı. Aylarca dışarıya çıkmadım. Annem bir yoga kursu denemem için ısrar etmeyi sürdürüyordu. Sonunda denedim. Tam da o zaman bu yeni yola başladım.
Colorado’ya giden uçak yolculuğu sırasında –Yoga Journal ile fotoğraf çekimi için gidiyordum- korkunç bir türbülans vardı. Uçaktaki insanlara ya çığlık attıran ya dua ettiren ya da insanları ağlatan cinsten. Fazslasıyla varoluşsal düşüncelere sahiptim: Burada ne yapıyorum? Bütün bunlar ne için?
Fotoğraf çekiminin Crestone, Colorado [Budist ashramlarıyla bilinen manevi bir sıcak bölge] yakınlarında olduğunu öğrendiğimde orayı ziyaret etmeyi istediğimi biliyordum. Kasabaya geldiğimde bir ziggurat [Ortadoğu ve Pers kökenli manevi bir yapı] buldum. Üstüne tırmandım ve yolculuğumun stresini attım.
Ayrıca bakınız.
Uzun bir süre kendi gücüme inanamadım. Bana verilen nimetlere ve hediyelere layık olma hissiyle uzun süre boğuştum. İnanılmaz fırsatlarla karşılaştığımda bile kendimi “Evet! Ben bunu hak ediyorum.” diye düşünmek yerine “bundan ne kar edebilirim?” diye sorarken buluyordum. Birçok kadının bununla mücadele ettiğini düşünüyorum. Zigguratın tepesindeyken kendimi sınırlandıran düşüncelerimi atmaya çalıştım. Kendi yolumu tıkamama neden olacak her şeyden kurtulmak istedim.
Hem Doğu hem Batı yogası üzerine en iyi hocalarla çalıştığım için şanslıyım. Öğretmenim Dharma Mittra, yoganın sekiz dalının klasik pratiklerine tamamen yoğunlaştı. Kendisinin eski metin öğretme bağlılığından çok fazla şey öğrendim. Batı tarafında, Tiffany Cruikshank ile çalışmak neredeyse fiziksel terapiyi öğrenmek gibiydi. İki taraftan da harika şeyler kazandım.
New Yorkluları seviyorum. New York’ta yaşıyor ve eğitim veriyorum. Bizler hızlı yürüyen, hızlı konuşan ve yavaş insanlara kızan hırslı insanlarız. Bu zor değişen yoğunluğun içinde kolektif bir enerji var. Elli veya altmış kişiye öğretirken amacım enerjilerini topraklamak ve fazlasını atmak. Stresli enerjinin sakin ve kibar enerjiye dönüşmesini izlemeye bayılıyorum.
Küvette kaşıkla Nutella yemeye bayılıyorum. Ayrıca Netflix izlerken geç saatlere kadar oturmamla da biliniyorum.
Ayrıca bakınız.
Kaynak
Fotoğrafın kaynağı
**Nutellanın içeriğindeki palm yağı hakkında sayısız utanç verici gerçekten birkaçı için bu yazıyı okuyabilirsiniz. Okuduğunuz bu yazı belirtilen kaynaktan çeviridir, bütünüyle görüşlerimizi yansıtmamaktadır.