26 Kasımda yeni yaşı 78 olacak gerçek adı Annie Mae Bullock olan şarkıcı, söz yazarı, aktrist, dansçı, Rock’N Roll Kraliçesi namı değer Tina Turner’den bahsetmenin vaktidir bence… Ki herkesin Tina hakkında biraz fikir sahibi olması gerekiyor zannımca. Zorluklar içerisindeki yaşanmışlar arasından başarısı ve tutkusundan biraz ilham alalım…
Kendisinin de dediği gibi zor bir çocukluk ve gençlik geçirmiştir. Şiddet gören annesi Zelma’nın babası Floyd’du terk etmesiyle birlikte, Tina ve ablası Ruby Aillene iki ebeveynden bir anda ayrılmıştır. İki kız kardeş büyükannelerinin yanına gönderilmişlerdir. 16 yaşına geldiğinde ise büyükannenin ani ölümü sonrası annelerinin yanına St. Louis’e taşınırlar. Summer Lisesi’den mezuniyetinden sonra Barnes hastanesinde hemşire yardımcısı olarak çalışmaya başlar.
Hayatının kırılma noktası da diyebileceğimiz yer belki 1956 yılı St. Louis da bulunan gece kulübü Club Manhattan’dır. Burada Ike Tuner’in gitaristliğini yaptığı King of Rhytm grubundan uzatılan mikrofonla sahneye adım atmıştır. Tina, Ike Turner’in sesinden etkilenmesiyle birlikte sahnede geri vokal olarak yerini almıştır. 1960 yılında grubun solisti Art Lasstier’in kayıt stüdyosuna gelememesi sonucu İke’in kendisine ait olan parçayı söylemesine izin vermesiyle sahne ışığı altına geçme sırası Tina’ya geçmiştir diyebiliriz. Bu fırsatı değerlendiren Tina büyülü sert güçlü sesiyle Juengi Murray’ı etkilemiş yıldız olma kapısını kendisine açmıştır. Sizi şöyle sahneye alalım Anna Mae Bullock, yeni sahne adıyla Tina Turner… İsim babasının Ike olduğunu söylemeye gerek yok sanırım… 1960 yılı Ike & Tina Turner grubuyla profesyonel sahne hayatı… Şov başlar…
İkili birçok turneye çıktı ve geniş bir hayran kitlesine ulaştı. 1962 yılında Ike Tina ikilisi müzik kariyeri gibi hayatlarını da birleştirerek evlendiler. Şimdi kuracağım cümleye parmak izi çıkacak kadar parmak basmayı istiyorum. 1965 yılında Ike’nın uzak kalması ve Tina ile çalışabilmek için Ike Turner’a para vermiştir. Ike’nin Tina üzerindeki baskısı hakkında buradan bir fikir sahibi olabiliriz belki. 1966 yılında Phil Spector ile çalışmasıyla kaydettikleri River Deep – Mountain High parçasının yayınlanmasıyla The Rolling Stones Birleşik Krallık turunda kendilerine yer bulmuşlardır. Artık daha göz önünde ve tanınan bir ikilidirler. ‘‘Proud Mary’’ parçalarıyla 1972 yılında Grup Vokal R&B Performansı Grammy Ödülünü alırlar. Bunun yanında Tina bireysel olarak da adım atmaya başlar. 1974 yılında ilk solo albümünü ‘‘Tina Turns the Country On!’’ yayınlanır ve Grammy adaylığını kazanır. 1975 yılında ise Tina İngiltere yapımı olan ‘‘Tommy’’ müzikal filminde Acid Queen olarak rol almıştır. Aynı yıl aynı isimle ikinci solo albümü piyasaya sürülmüştür.
Burada yükselen bir kariyer çizilirken özel hayatta bir yıkımdan söz etmek için uygun bir zamandır belki. Tina’nn ilerleyen yıllarda biyografisinde kaleme aldığı, Ike Turner’ın Tina’yla ilişkilerinde küfür, aşağılama, uyguladığı psikolojik ve fiziksel şiddet yanında bir de tecavüz vardır. Tina’nın Ike Turner’den kurtulabilmesi ise 1976 yılında açtığı boşanma davasının sonuçlanmasıyla 1978 yılında olmuştur. Tina davadan bütün mal varlığını Ike Turner’a bırakarak sadece talep ettiği sanatçı olarak tanındığı Turner soyadı ile meteliksiz ayrılmıştır.
Tina’nın 1977-1983 yılları arası kariyerinde sönük geçmiştir. Fakat Kasım 1983 yılında Tina, Al Green’in Let’s Stay Together parçasıyla muhteşem bir çıkış yapar. Şaşırtıcı bir dönüş olarak nitelendirdikleri Tina’nın çıkışı giderek başarıya koşacaktır. Sahne performanslarıyla kariyerini şekillendiren daha doğrusu sanatını ete kemiğe bürüyen, kariyerinde hem ses olarak hem de görsel şölen olan dans performanslarıyla tüm dileyiciyi enerjisinin içine alacak Tina’nın büyüsüne herkes kapılacaktır. 1985 yılının başlarında ise ‘‘What’s Love With It’’ ile dört Grammy Ödülü birden kazanmıştır. 1986 yılında Rio’da verdiği konseri tam 186 bin kişi izleyerek, solo konserlerdeki en yüksek seyirci rekoru kırıldı. 46 yaşındaki Tina’nın enerji akımına herkes kapılırken, 80’ler 90’lar 2000’lerde de tutulamaz..
Sonrası mı? Birçok sanatçı ile düet yapmıştır. Break EveryRule turnesi ile 4 milyon bilet satış rekoru kırmıştır. 1990 yılında Avrupa’da 121 konserde kapalı gişe satışına ulaşmıştır. 1996 yılında Wildest Dreams Turnesinde 3,5 milyon bilet satışı gerçekleşmiştir. 2000 yılında Twenty Fourseven ile Amerika’daki yılın en büyük turnesini geçekleştirmiştir. Ve turne bitiminde 61 yaşındaki Tina Turner profesyonel sanat hayatında yarı emekliliğini açıklamıştır. Sahnede turnelerde ve canlı performanslarda yer almayacağını yani…
Yedi yıl aradan sonra 2007’de bir yardım konserinde canlı performans olarak karşımıza çıkar. Şubat 2008 ise 50. Grammy Ödülleri’nin verildiği akşam Beyonce ile yaptığı düetteki performansıyla yaşlanmayan bir deli olduğunu bize adeta ispatlamıştır. Bu şov sonrası 69 yaşındaki Tina Turner, Ekim 2008’de konser alanlarına geri döner ve altı ay ve iki kıtayı kapsayan bir turneye çıkar.
Tina mı? Yıpranmış sinirleri ve ruhuyla bir soyadıyla döndüğü yoldan, yeni bir yola çıkarken kariyerini tutku ve bitmez enerjisiyle yükselten muhteşem sestir kendileri. Herkesin tanığı bildiği gibi Rock’N Roll Kraliçesi’dir.
Şu anda ben What’s Love Got to Do With It parçasını dinliyorum. Ya siz?